Black Summer: Zombiler mi daha tehlikeli yoksa insanlar mı? – Tanıtım
13 yorum pirate 12 Nisan 2019 09:18
Netflix’in yeni draması Black Summer‘ın tanıtımıyla sizlerleyiz bugün.
8 bölümden oluşan ilk sezonu 11 Nisan 2019 tarihinde izleyiciyle buluşan Black Summer, Syfy’da 5 sezon yayınlanan Z Nation ile aynı evrende geçen bir dizi olarak lanse ediliyor. Z Nation’ın yaratıcılarından Karl Schaefer ile yine söz konusu dizinin az buçuk mutfağında yer almış isimlerden John Hyams, dizinin ortak yaratıcıları konumundalar. Yazar masasında bu ikiliye Delondra Williams, Abram Cox ve Daniel Schaefer gibi isimler eşlik ediyor.
Aksiyon, gerilim ve korku ögelerini harmanlayan bilim kurgu türünde bir drama olan Black Summer‘ın bölüm süreleri ise 20-45 dakika arasında değişiyor. Elbette bu sürelerin yaklaşık 4 dakikası açılış ve kapanış kısımlarındaki hikayeden bağımsız geçen süreler.
Bir karakterden işittiğimiz üzere yaklaşık 6 hafta önce bir zombi kıyameti başlamış. Bu 6 haftalık süreçte neler olmuş bitmiş bilmiyoruz. Hikayeyi bir yerleşim merkezindeki insanların orduya bağlı askerler tarafından tahliye edildiği bir günde açıyoruz. Gerekli evrakları olanların, yaralı olmayanların ve huzursuzluk çıkarmayanların askeri araçlara yüklenerek birincil tahliye noktası olarak belirlenen şehir merkezindeki stadyuma götürüldüğü ve oradan hava yoluyla daha güvenli yerlere nakillerine başlanacağı oldukça hareketli bir gün. Hikayemizin merkezindeki karakterler de çeşitli sebeplerle bu tahliye fırsatını kaçırmış olan ve bir yolunu bulup stadyuma ulaşmak isteyen kimseler.
Zombiye dönüşümün çok hızlı bir şekilde gerçekleştiği, zombilerin koşabildiği, atlayıp zıplayabildiği ve çok hızlı bir şekilde hareket edebildiği, insanların ise zombilerden daha tehlikeli bir hale bürünebildiği bir ortam tasvirinden söz etmeden de geçmeyelim ayrıca karakter tanıtımlarına geçmeden önce. Diziyle ilgili bir diğer belirtilmesi gereken şey ise parçalı anlatım tarzına sahip oluşu. Bir hikaye parçasını izlemeye devam ederken belirsiz aralıklarla ekranda bir yazı beliriyor ve bölümü şekillendiren bir diğer parçaya geçiyoruz.
*Bir numaralı ana karakterimiz Hart of Dixie, Gary Unmarried, The Class ve Kitchen Confidential gibi dizilerden tanıdığımız Jaime King‘in canlandırdığı Rose karakteri. Rose, tahliye sırasında kocası Patrick (Ty Olsson) ile beraber kızından ayrı düşüyor ve ona ulaşmak için amansız bir yolculuğu çıkıyor. Bu yolculukta ona yolda karşılaştığı yabancı insanlar eşlik ediyor.
*Tahliye gününde birtakım askerler tarafından yakalanan ama bir şekilde kurtulmayı başaran, Rose’un yolculuğunda ona eşlik eden, kendine ait olmayan bir askeri üniforma giyen ve o üniformanın üzerinde yazılı Spears ismiyle tanıdığımız cesur bir siyahi erkeğe hayat veriyor Justin Chu Cary.
*Az buçuk konuşulanları anlayabilse de İngilizce konuşamayan Koreli bir genç kız olan Kyungson karakterinde Christine Lee‘yi izliyoruz.
*Kyungson’ın yolda karşılaştığı dilsiz bir genç erkek olan Ryan karakterini Mustafa Alabssi canlandırıyor.
*Hafiften tırsak bir adam olan Lance karakterinde Kelsey Flower karşımıza çıkıyor.
*Stadyuma ulaşmaya çalışırken yolda Kyungson’a denk gelen orta yaşlı bir Latin erkek olan William karakterinde Sal Velez Jr.‘ı izliyoruz.
*William ve Kyungson’ın yolda denk geldiği bir yaşlı kadın olan Barbara karakterini Gwynyth Walsh canlandırıyor.
İlk 45-50 dakikalık süreçte tanıştığımız yukarıdaki karakterlere ek olarak yolda başka karakterlerle de karşılaşıyoruz elbette. Ama onlardan da bahsedip lafı uzatmayayım daha fazla.
Yayınlandığı gün içerisinde seri bir şekilde arka arkaya izleyip bitirdim sezonu. Yeterince akıcı bir diziydi. Bölüm sürelerinin çok uzun olmamasının da bunda payı büyük elbette. Kadroda Jaime King dışında aman aman tanıdık bir sima bulunmasa da çabucak alışıyorsunuz tiplere. Ama karakterlere aman aman bağlanacak bir vaziyet de yok ortada.
Bir beklentiyle başına oturmadan, vakit geçirmek için izlenebilecek bir dizi olmuş Black Summer. Türe dair pek yeni bir şey de vaat ettiği söylenemez aslında ama izletiyor kendini işte. Zaten hepi topu 8 bölümcük. Türü sevenler ve çok fazla zombi görmedik diye şikayet etmeyecek olanlar bir şans verebilir diye düşünüyorum.
yorumlar
Zombiler ve Jaime King’den sonrası dizi beni kazanmıştı zaten, akşam mutlaka izliyorum.
Ellerine sağlık @pirate
@kemal32 Teşekkürler. Yazıda da dediğim gibi pek bir beklentiyle girme yalnız.
Diziyle ilgili bir şey söylemeyi unutmuşum bu arada. Üç (4,6 ve 8) bölümde doğru düzgün replik yok. Şaka gibi ama gerçek.
benim gibi bu tarzı beğenenler için bulunmaz nimet. özellikle son bölüm harikaydı.
Hollywood tarzı gibi çekilmiş bir dizi.Yani bolca aksiyon ve adrenalin üst seviyede. Zombi türünü seviyorsaniz oldukça tatmin edecektir.Bana sanki the walking dead serisine nazire olarak çekilmiş gibi geldi.Yani orada bulamadiginiz hareket gerilim burda bolca var demek istiyorlar gibi.
Konu başlığına cevap veriyorum; insanlar
İngiltere’de nisan ayında en çok bunu izlemişler.
S2 Teaser 1–2–3
S2 Poster
S02E01-02
İlk sezonu da ilk sezonu neden yeterli bulduğumu da pek anımsadığımı söyleyemem elbette ama bu 2 bölümde ‘Niye izliyorum lan bu berbat diziyi?’ dedirtti. Hiçbir esprisi yok cidden olup biten/bitmeyen şeylerin. Devam etmeyeceğim.
salgının aylar sonrasında geçmesine rağmen sanki ilk günü yaşıyormuş gibi kararlar veren insanlarla dolu bir dizi. salgından bağımsız olarak da epey mallıklar var. sevmek istiyorum ama inatlaşıyor. şimdilik ara verdim. canım daha az sıkkınken devam edecem.
1 ve 2. bölümler karakterleri tanıtmakla geçti. çok mal sahneler olsa da tamam olur o kadar dedim.
3 ve 4 o kadar mal bölümlerdi ki 4teki karakter ölse diye dua ederken buldum kendimi. en azından zombinin karnı doymuş olurdu. adam da bir işe yaramış olurdu. sinirlerim yıprandı yeminle. bu kadar mantık dışı kararı bir insanın tek bir günde hatta tek bir yarım saat içinde verebilmesi. akıllara ziyan.
neyse ki 5 bir tık daha iyiydi. hem gerdi hem de tatlı tatlı sinir bozdu. bölüm sonu umut vaadetti.
derken 6 7 8 ile bok gibi bir şekilde sonlandırdı bu rezil sezonu. saçmalıklarla dolu 3 bölüm daha. harcanan emeğe paraya yazık gerçekten.
herkes 2. sezonu övmese hayatta devam etmezdim. kimseye de tavsiye etmiyorm.
Biz de öyle kabul etmiştik zaten ama: İPTAL