
New Amsterdam (2018) — Tanıtım
118 yorum aytackara 04 Ocak 2019 09:11

TV’nin vazgeçilmez bir parçası olan medikal drama dizileri ekrandaki varlığını sürdürürken her sezon elbet aralarına yenileri katılıyor. Bu sezon başlayan dizilerden birisi NBC’nin yayınladığı New Amsterdam oldu. Şimdiye kadar dokuz bölümü yayınlanan projenin devam eden sezonu 22 bölüm sürecek.
Eric Manheimer’ın Twelve Patients isimli kitabından uyarlanan New Amsterdam’ı David Schulner hazırlıyor. Kadrosunda Ryan Eggold, Freema Agyeman, Janet Montgomery, Jocko Sims, Anupam Kher ve Tyler Labine gibi isimler yer alıyor.
Konusu:
Dizinin hikayesi New York şehrinde geçmekte. Ekrandaki diğer medikal dramalarının çoğunun aksine merkezinde bir devlet hastanesi var. 1736’da A.B.D.’de kurulan ve ülkenin en eski devlet hastanesi olan Bellevue Hospital’dan esinlenilmiş. Uyarlandığı kitabı yazan Eric Manheimer bu hastanenin eski medikal direktörü. Ayrıca emin olmamakla birlikte dizinin isminin İngilizlerin kontrolündeyken New York’a New Amsterdam denmesinden geldiğini düşüyorum.
Bahsi geçen hastane sürekli zarar eden, oturmuş bir sistemi olmayan, çeşitli açılardan ihmal edilmiş veya pek çok başka sıkıntıları da olan ve bunların da etkisiyle sık sık yönetici değiştiren bir yer. Çoğunluğu bir yıl bile kalmazken idealist birisi olarak tanımlayabileceğimiz Dr. Max Goodwin (Ryan Eggold), işi kabul ediyor. Hatta hastaneyi toparlamaya kararlı Max, istatistiklere dayanarak bütün kalp damar cerrahisi departmanını kovarak ilk günden iddialı bir giriş de yapıyor.
Ancak Max’in yine de devlet hastanesi olmanın getirdiği ekstra bürokrasik dinamikle boğuşması, hastalara hak ettikleri ilgiyi ve tedaviyi sağlamak için gerektiğinde finansman bulması, doktorları ve diğer çalışanları hizada tutması gerek. Ayrıca eşinin hamile olduğu bir dönemdeyiz ve riskli bir hamilelik geçiriyor. Üstelik ikilinin arası bozuk ve bunu düzeltmeye çalışıyor. Bitti mi? Tabii ki bitmedi. Çünkü kendisinin pek fazla dillendirmek istemediği bir sağlık sorunu da bulunuyor. Hatta tam da bu noktada Onkoloji bölümünün başkanı Dr. Helen Sharpe (Freema Agyeman) devreye giriyor.
Kadrodaki isimlerden
- Janet Montgomery, Acil Servis Departmanı’ndan sorumlu Dr. Lauren Bloom’u,
- Jocko Sims, Kalp ve Damar Cerrahisi’nin başına gelen Dr. Floyd Reynolds’ı,
- Tyler Labine, Psikoloji Departmanı’nı yöneten Dr. Iggy Frome’u,
- Anupam Kher, Nöroloji Departmanı’nı yöneten Dr. Vijay Kapoor’u canlandırıyor.
Her ana karakterin kendine ait bir geçmişi, hikayesi veya başı çektiği hastaları oluyor elbette. Ayrı ayrı olmakla birlikte farklı departmanların bir araya geldiği vakalar da görüyoruz. Ama en nihayetinde diğer tıp dizilerinde görmediğiniz çok özel şeylerin ekrana geldiğini düşünmezseniz daha iyi. Bu dizide intörnlerin veya asistanların değil doktorların ve günlük hayatın ağırlığı var. Yine de farklı noktalardan yakalamayı başardıkları ve kendilerini izlettikleri düşüncesindeyim. Max ve Helen karakterleri şu aşamada oyuncuların da katkısıyla benim için daha öne çıkan isimler oldular.
New Amsterdam genel olarak böyle bir dizi işte. Medikal dramaları seven ve hala bıkmamış olanlara tavsiyedir. İyi seyirler.
Not: Dizinin yaratıcısı David Schulner, 2009 yılından beri hep NBC bünyesinde dizi yapımcılığı yapmış bir isim. Ancak gerek yürütücü yapımcı gerekse danışman yapımcı pozisyonunda olduğu bu dizilerin hiçbirisi (Reverie, Emerald City, Dracula, The Playboy Club, The Event, Trauma, Kings) ikinci sezonu görmemiş. Her şey yolunda giderse galiba bahtsızlığını bu diziyle bozacak.
yorumlar
Bu adamın “How I can help?”lerinin beni benden aldığı bir bölüm daha.
Helen’ın müdür yardımcılığından ayrılması tatsız olsa da öbür doktordan ayrıldığı iyi oldu. Bu da bir şeydir. O zaman dans?
Gelecek bölümün fragmanına baktım, bu sefer eşcinsellikle ilgili bir konuya giriyorlar. Kan/plazma bağışı meselesi falan hala tartışmalı orada.
S01E10
Janet Montgomery instagramda kadro ile canlı yayın açınca diziye geri döneyim dedim. Diziyi seviyorum ama bir türlü güncele yetişemedim.
Ayrıca izlediğim her bölüm sonrası gözüm House’u arıyor, ona tekrardan başlama isteğimi zar zor engelliyorum.
* “Gay blood ban” konusunu merkeze koymamış olsalar Iggy’nin güzelim kocasıyla olan sevişmesini bu derece açık görür müydük diye düşünmedim değil. Ulusal kanal modu sanırsın içime işlemiş.
* Dr. Reynolds’ın ayrılığına takılamayacağım. Adam geri döndüğü dakika belli olmuştu bence o işin bu şekilde uzaktan yürümeyeceği.
* Geçen sezon salgınla ilgili bir bölümü COVID’e denk gelince hasıraltı yapmışlardı. Kapuş meğerse o bölümde gribe yakalanıyormuş. Bunlar kesmişler biçmişler COVID olmaya evirip bu şekilde kendilerince bir çıkış ayarlamışlar.
+Frances Turner
Aldığı ilaçlar konusunda Bloom’a ne kadar yüklendiler öyle, yazıklar olsun Cuddy bile House’a 6 sezon süre vermişti
Endişelerini anlıyorum,
Max’in bu hallerini görmek hem alışılmadık hem de üzücü.
Iggy’nin soruşturması işi çok sinir bozucuydu ama sonda bağlandığı yeri sevdim, Iggy’nin söyledikleri çok doğruydu. Hiç böyle düşünmemiştim.
Janet Montgomery galiba hamile olduğu için kaç bölümdür yoktu. Son sahne doğum sahnesi ile ilgili galiba, Max’e yardım edince işine geri döner.
* Yazılımcı hanımefendi doğru söyledi.
* Iggy’nin bu bölümdeki hasta hikayesi göreceli daha iyiydi. Yalnız Iggy sayesinde değil, genç adam sayesinde ^.^
*
Sezonu güçlü bir yerde bitirmişler, beğendim.
İlk sezonu da genel olarak beğendim, izlediğim nadir ulusallardan. Yine de her bölüm atladığım bir yan konu oluyor. Çünkü dizi, tamamen liberal kamu spotu görevi görüyor. Her bölüm böyle bir konu seçmeye çalışmaları yoruyor bazen.
Neyse ki kadro çok sağlam, her karaktere de aynı zamanı ayırmaya çalışıyorlar. Blacklist sonrası Ryan Eggold’u böyle bir rolde görmek değişik olacak diyordum ama bu rolde daha fazla ısındım adama.
911, Resident ve bundan birine dönesim vardı, buna döndüm. İyi şeyler duyuyorum, gittikçe güzelleşiyor (özellikle 2. sezonda) diyen de var. İnşallah pişman olmam.
Resident’i öteleyiver gitsin şimdilik. İkinciye fırsat olursa 911’den yürü. Orası hala bildiğin gibi, şaşırmazsın hiç değilse.
Gereğinden fazla fake attılar ama olacakları da tahmin ediyordum,
S02E03
Todd karakteri dizide uzun süreli kalsa hiç fena olmaz, böyle değişik bir karakter lazımdı. Ayrıca Max yönetim kurulundakilerin zenginler olmasından şikayet ederken sen de zenginsin demesi hoşuma gitti. Yani sonuçta açık konuşalım borç yok, yıllık altı sıfırlı maaş, hep doktor arkadaşlar. Max pek de halkın arasında sayılmaz
Iggy’nin tümör – ırkçılık muhabbetini atladım ama o kısımları pek ciddiye almaya gerek yok zaten, araya ne sıkıştıralım muhabbetini her bölüm öncesi yapıyorlardır.
Max’in bütçeden kesinti yapma/yapamama çabaları güzeldi. Doktorların küçük şehir hastanelerine ara ara gitme işi dizide devam edecek bir şey olacak mı merak ediyorum. İçimden bir ses yazarlardan biri bu bahaneyle her bölüm 1 oyuncunun maaşından yırtarız diye hesap yaptı diyor, sonuçta
Diziye ilk başladığımda Iggy, Reynolds ve Kapoor karakterleri ile zaman nasıl geçecek demiştim ama üçüne de alıştım. Fakat hala üçünün de hastane dışındaki hayatını fırsat buldukça atlıyorum. Kapoor’un oğlu ve kafeteryadaki kadın mesela 2 sezondur düzenli olarak atlamayı başardım, birazcık bile ilgimi çekmiyor. Kapoor’un aşk hayatını izlemeyi tercih ederim.
Genel olarak 2.sezonu da sevdim. Tek sıkıntı, hastane konusunda kamu spotundan daha fantastik bir yere geldiler. Bernie Sanders bile abartmayın sağlık sisteminde bu kadar devrim olur mu hiç diyebilir. Bu konu da Max’in durumu ile bağlantılı.
Reynolds diziden çıktı mı şimdi, iyice alışmıştım adama. Sırf Helen-Max işini yapmak için mi Max’i sonda ayırdılar yani. Öyleyse yapın bir şeyler artık. Kapoor-Karen sahnesi harikaydı, umarım 3.sezonda gireriz o konuya.
Bölüm öncesi pandemi konuşması sürpriz olmadı tabii, oyuncuların konuşmalarını başta yayınlamaları iyi olmuş. Zar zor sezon finalini yapabilmişler zaten.
Bu arada Daniel Dae Kim’in varlığı sevindirdi, kalıcı olsa keşke. Adamı Lost bittiğinden beri ilk kez izleyişim.
Güzel dönmüş, Covid işini başta aradan çıkarmaları iyi olmuş. Galiba milleti daha da darlamaya gerek yok demişler.
* Helen’daki Max sabrından istiyorum.
Iggy’nin kocasına nazar değdirmeseniz bari.
* Vijay’in yerine getirdikleri kadını fazla ortada tutmadan gönderdikleri iyi oldu. Zaten “Dr. Kapoor’un yaptığı her şeyi teker teker sileceğim,” diye açılış yapması daha baştan saçmalıktı.
3×11 üzerine:
* Birinin bunu yapması gerekiyordu, Helen’dan önce Lauren patladı
Kamu spotu mu çekiyorsunuz zaten bilemedim ki ben.
* Hava durumu beye takılamayacağım, hayat başka türlü geçmez çünkü. Rahibe en azından daha mantıklı yere vardı.
* Bölümü izlerken dank etti, Chicago Med‘in bu sezonuyla çakışmış oldular. Üstelik iki durumda da merkezdeki hastanenin psikoloğu, Iggy vs. Dr. Charles.
Beğendim bu bölümü. Kimyanın böyle yararları da olabiliyormuş.
* Türk dizisi izliyoruz da ondan oluyor bunlar hep.
Banyo sahnesini güzel çekmişler ve oynamışlar. Tebriks.
* Bu sezon 14 bölümmüş. Sonraki 1 Haziran’da.
* Fragmanı izledim.
* Önceki bölümlerde ne derece belliydi emin değilim, bu bölüm fark etmiş oldum. Chicago Med misali dış çekimleri yeşil perdenin önünde yapıyor gibiler.
Max’in büyükanne-büyükbaba konuşmasında arka plan yeşil perde. Dr. Sims’in köprüdeki sahnesini izlerken de huylanmıştım.
* Iggy’nin o hastayı rüyasında görmeyip gerçekten evde bulmasına sevindim. Çocuk evden çıkarken çat diye polisin gelivermesini de ^.^
Buna kalsa dediğini yapıp çocuğu tedavi etmeye çalışırdı belki de. Neyse ki koca seçimi doğru. Bir de anlattığı abisiyle ilgili hikayenin yalan olduğunu tahmin ettim.
* Dr. Sims’in ilişki meseleleri niye hep saçma bitiyor?
Lauren’la yürümedi, ilişkinin orta yerinde “Siyah biriyle evlenmeliyim,” dedi kadının suratına. Bir sonrakiyle bir süreliğine geldiği hastanede çalışmaya devam edince uzak mesafeden ayrıldılar, kadın “İsteseydin birlikte olabilirdik,” diyerek terk etti resmen. Şimdi de gitti açık ilişki yaşayan evli bir kadına aşık oldu, öyle de olduramayınca bitirdi.
* Bölüm başında depresyonda olan Max’in Luna’nın velayeti için Helen’la konuştuktan sonra kendini düzeltmesine şaşıramadım. Bu versiyon da böyle işte Aşı meselesinde çuvallamayaydı iyiydi yalnız.
3×06 bu dizinin hafifliği beni sürekli sinir ediyor. sevdiğim oyuncular falan filan diye gidiyorum ama sürekli bırakasım geliyor. konuları o kadar inandırıcılıktan uzaklaştırarak, büyük büyük lokmaları bilmiş bilmiş sunarak hafifletiyorlar ki üzüleyim mi kızayım mı arada kalıyorum. bu kadar kör göze parmak sosyal bilinç yaratmaya elbette ihtiyaç vardır amerika’da eminim ama o amerikan izleyici ben değilim. gittim gidiyorum da du bakalım.
Ben 11’e kamu spotu tepkisi vermişim yukarıda ^.^ Sezon 14 bölüm, du’ bakalım.
Aklıma gelince gittim yeni bölüm fragmanını izledim hatta. Yes, sezon finali.
@aytackara Ben de sezonu yarıladım madem bitirip öyle terk edeyim diye düşünüyordum zaten.
* İnanmıyorum, inanmiciğim.
Lauren ve Dr. Reynolds’ın kendi kısımlarına çok da takılmadım. Gelecek sezona malzeme olsun diye bir şeyler ayarlamışlar.
* Bölümü son kısmı için hazırlamışlar.
Bir kez daha karşılıklı bakışmalar içinde bitirdiklerinde küfür yiyeceklerini bildiklerinden uygun bir kapanışla gitmişler ^.^
XOXO.
+Michelle Forbes (The Killing, In Treatment, Big Sky)
Poster
Season 4 Promo
Season 4 ‘Sharpwin‘ Trailer
Son 5-10 saniye hariç recap olmuş gerçi bu.
Max, yine bütün ben hepinize yeterim (ya da en azından denerim) şirinliğiyle geri dönmüş. Diğer karakterler de bildiğimiz gibiydi aslında ama Bloom’un girdiği yoldan şimdilik o kadar da hoşlanmadım.
* O zaman dans.
* Sizin yerinize ben istifa edeceğim, az kaldı.
Gerçi çalıştıklarıyla kaldı da denebilir. Kapanışta Max’in ben senin yanına geleceğim diyeceği tuttu. Gelecek bölüm de o iş yatacak. Başka hastane dediğin de Londra’da olduğu için bir nevi kalp kırıklığı yükleyerek bir ara döneme girecek bunlar yine/yeniden. Biz o 3 hafta sonrasını boşuna görmedik diye düşünmekteyim.
Barışma kısmını size bırakıyorum.
* Aklımdayken;
Bir de Bloom’un kız arkadaşı haklıydı. Ne söylüyorsun, hele de iznini almadan? Ayıp.
@dkamoy Müsait bir vaktinde şuna bakar mısın? Update ihtiyacı hissettim. Bıraktığını düşünerek gönderiyorum tabii.
@dkamoy Hepsine evet. Bir de thanks.
4×02 üzerine:
Canımcım senin niye ortan yok? Olmadığını biliyorum da niye yok?
* Iggy, en güzel duygular(ım)ın katilisin resmen. Since 2018.
* Karakterinden emin değilim ama Michelle Forbes hoş gelmiş.
Ek: Youtube’da gelecek bölüm fragmanında Michelle Forbes’un Chicago Fire, True Blood vs. derken kötü karakterleri canlandırmasından girmişler, dikkatimi çekti. Karakterinin karakterleri tanıma adına gün boyu herkesin etrafında boş boş dolanması gereksiz kaçtı bu arada ^.^
* Gidene kadar hastaneyi batıracak, öyle gidecek ^.^
* Bu bölümün hasta hikayeleri – Lauren ve Iggy’nin ilgilendikleri – hoşuma gitti.
* 2 bölüm sonra sezon arası vereceklerini düşünmeye başladım ama emin değilim.
Max ya da Helen’dan birisi bozacak mı, gidecekler de zaman mı atlanacak yoksa başka şekil mi anlarız bakalım.
* Bu dizinin de “Hastane hacklendi! OMG!” bölümünü aradan savdık. Geçmiş olsun.
* Şimdi böyle daha iyi mi oldu? 8-9 kişi nerede 148 kişi nerede? Kafamda deli sorular.
Ayrıca o kadar insanın gitmesi hastane için daha mı iyi oldu, bu nasıl çözüm sayın/sevgili seyirciler?
Kızım bana Max Goodwin’i bağla.
4×09 üzerine:
Bunun sezon arası bölümünü The Good Doctor’dan daha fazla beğendim. Hatta bana böyle bölümlerle gelin.
* Gidip TVLine‘a bakıverdim tabii. Cevap:
* En sevdiğim pembe dizi hareketlerinden birini yaptılar resmen.
+ İzleyiciyi Max’in hastanede kalıp Helen’ı geride bırakacağı fikrine (bilerek) o kadar aşıladılar ki son saniye sürprizi denebilecek şekilde Max’in gitmeye karar vermesinden zevk aldım
+ Lauren’ın terk edileceği o bağışı yaptığı gün belliydi. Sana hayırlı kısmetler, ne diyeyim.
4 Ocak’ta döndüğünde görüşürüz.
Cevabı Youtube‘da da varmış tabii.
Özlemişim
Böyle devam etseniz bari.
Şimdilik hastane tarafı minik anarşistlikler peşinde koşup Veronica ile uğraşacak. Helen kendi kliniğini toparlamaya bakacak. Max de kesin bir yerde iş bulup başkalarının başına bela oluverir.
4×13 üzerine:
4×14 üzerine:
Ölmek üzere olsa su vermem listem olsaydı içine Dr. Reynolds’ı da koyardım. Geri zekalı herif.
22 Şubat‘a kadar ara vermiş. Bknz. #WinterOlympics
+Adam Rose
* Öncelikle 1 aylık aradan dönüp tek bölüm sonrası 1.5 aylık araya (19 Nisan) çıkan New Amsterdam’ı kibarca kınıyorum.
* Bölümün içinden Sean Delaney konuk çıktı. Diğer konukları görmek de güzel oldu tabii.
* Bölüm güzeldi aslında ama bir husus kafamda tam oturmuş değil.
Veronica bir dönem Max gibiymiş ve geçmişten bugüne şimdiki haline dönmüş. Hatta kapanışta yaptığı iki taraf konuşmasına bakarsak iki seçenekten diğeri artık kendisi oluyor.
Ama hem bölüm içinde Veronica’nın ameliyat konusunda yaptıkları kendisiyle çelişti gibi hem de Reynolds’ın yaptığına ne demeli? Veronica vs. Max’in bir olurunu bulana kadar klinik bir yoldan hastane ise diğer yoldan mı yani?
O
zaman
ne
haliniz
varsa
görsün 
İKİ AY sonra ekrana dönebildikleri için kendilerini kutluyor, NBC’ye teessüf ediyor ve bölüm için teşekkür ediyorum. Tam anlamıyla “To be Continued…” yaparak bitirmelerine ise şimdilik girmiyorum.
Yalnız Casey’inki trafik kazası gibiydi. Birbirlerine nasıl bağlayacaklar bakalım.
* Bunu görmemiş gibi yapacağım, nasılını da elbet bulurum.
* Kaldı 4 bölüm, onun hatrına.
Haftaya 9-10 Mayıs olmak üzere çift bölüm yayınlayacaklar. Sezon 22 bölüm planıyla 24 Mayıs’ta bitecek yine.
4×19 üzerine:
* Yine Iggy nefretim arttı, depresyonun dibinde sürünse umursamayacak hale geldim. Geri zekalı herif.
* Son kısmın bu şekilde olacağı tahmin edilesiydi. Hayır, bundan da hiç hoşnut değilim.
Bu sezon bir de 20 değil, 22 bölüm. Help.
4×20 üzerine:
Şunu beni geçen bölüm kanser etmeden yapsaydınız olmaz mıydı acaba? Ayarsız mısınız siz acaba? Bilemedim şimdi.