Once and Again – Tanıtım
19 yorum pirate 27 Eylül 2020 08:40
“Geçmişe Yolculuk” kuşağının bugünkü konuğu: Once and Again
Once and Again, 1999-2002 yılları arasında ABC kanalında yayınlanmış. 3 sezon süren dizinin ilk 2 sezonu 22’şer bölüm, 3. sezonu ise 19 bölüm uzunluğunda.
Dizinin ilk sezonu, ortalama 11 milyon kişi tarafından izlenmiş. 2. sezonda 8.5 milyon izleyici sayısı ortalaması tutturmuş. 3. sezonda ise 6.7 milyon izleyici sayısı ortalamasına kadar gerilemiş.
Sela Ward, 2000, 2001 ve 2002 yıllarında 3 yıl üst üste Golden Globe Ödülleri’nde, 2000 ve 2001 yıllarında 2 yıl üst üste Emmy Ödülleri’nde, yine 2000, 2001 ve 2002 yıllarında 3 yıl üst üste Online Film & Television Association Ödülleri’nde drama dalında “En İyi Kadın Oyuncu” kategorisinde aday gösterilmiş. 2000’de Emmy’yi, 2001’de ise Golden Globe’u kazanma başarısı göstermiş. 2000 ve 2001’de Online Film & Television Association Ödülleri’nden kazanan olarak ayrılmış.
Billy Campbell’ın ise 2000 yılında Golden Globe Ödülleri’nde, 2000 ve 2001’de Online Film & Television Association Ödülleri’nde drama dalında “En İyi Erkek Oyuncu” adaylığı bulunuyor. Online Film & Television Association Ödülleri’nde 3 sene üst üste ve 2000’de Golden Globe Ödülleri’nde “En İyi Drama Dizisi” kategorisinde adaylıkları bulunuyor ayrıca dizinin.
Thirtysomething dizisinin de yaratıcıları olan Marshall Herskovitz–Edward Zwick ikilisi, dizimizin yaratıcıları konumunda. İkili, My So-Called Life’ta da yapımcılık yapmışlar bu diziden önceki süreçte.
Dizi, yeniden aşkı bulmanın tatlı heyecanı içerisinde olan kırklı yaşlarının başındaki iki yetişkini ve onların aile fertlerini merkezine alan bir aile draması/romantik drama olma özelliği gösteriyor.
Dizide bir yandan Lily ve Rick’in yakınlaşma hikayelerini izlerken bir yandan da onların bir röportaj ortamında en derin hislerini/düşüncelerini aktarışlarını izliyoruz siyah beyaz bir ekranda. Bu küçük röportajların sahne aralarına ufak ufak yerleştirildiğini görüyoruz.
*Sisters, Graves ve FBI gibi dizilerden tanıdığımız Sela Ward, Lily Manning karakterine hayat veriyor dizide.
Lily, yaklaşık 8 aydır kocasıyla ayrı yaşayan ve boşanma arefesinde olan, 2 çocuklu bir kadın. Bu 8 aylık süreçte hiç kimseyle yakınlaşmamış olan Lily, Rick ile tanışınca korkarak/çekinerek de olsa yeni bir ilişki trenine binmeyi düşünür hale geliyor. Evliliği aldatılması sonucu sona eren Lily, güvende hissetme duygusunu en büyük ihtiyacı olarak nitelendiriyor. Rick’in hayatına girişiyle toy bir genç kız misali heyecanlı, utangaç ve çekingen hissetmeye başlıyor yeniden ve bu durum da hoşuna gidiyor.
*The 4400, The Killing ve Cardinal gibi dizilerden tanıdığımız Billy Campbell, Rick Sammler karakterini canlandırıyor.
Rick, yaklaşık 3 sene önce boşanmış olan, 2 çocuklu bir adam. Duyarlı, sevecen bir baba ve hafiften çekingen bir adam olduğunu söylemek mümkün. Yalnız kalma düşüncesinin en büyük korkusu olduğunu dillendiriyor.
*Salem, Nikita ve ER gibi dizilerden tanıdığımız Shane West, Rick’in 16 yaşındaki oğlu Eli Sammler karakteriyle karşımıza çıkıyor dizide.
Eli, yaşına göre yeterince olgun sayılabilecek bir genç. Babasıyla da iletişimi gayet iyi. Sporcu ve lisenin popüler çocuklarından biri. Şu sıralar öğrenme güçlüğü probleminden muzdarip.
*Bu dizinin öncesinde ve sonrasında kayda değer bir oyunculuk kariyeri bulunmayan Julia Whelan‘ı Lily’nin büyük kızı Grace Manning karakteriyle izliyoruz.
Grace, 14 yaşında bir kız çocuğu. Çocuksuluğunu hala atabilmiş değil. “Her şeye isyan, her şeyden memnuniyetsizlik” döneminde olan bir ergen diyebiliriz onun için. Şu sıralarda güzel olmadığına ve erkeklerin onu beğenmediğine kafayı takmış durumda en çok. Annesinin yeni bir ilişkiye yelken açma düşüncesinden de rahatsız olduğunu söylemek mümkün.
*Meredith Deane, Grace’in 9 yaşındaki küçük kız kardeşi Zoe Manning karakterini canlandırıyor. Westworld ve True Blood dizilerinden tanıdığımız Evan Rachel Wood ise Eli’ın 12 yaşındaki küçük kız kardeşi Jessie Sammler karakterine hayat veriyor.
*Lily’nin ayrıldığı eşi Jake Manning karakterinde Big Little Lies, Nashville ve Dirt gibi dizilerden anımsanabilecek Jeffrey Nordling‘i izliyoruz. Arrow, Timeless ve Kings gibi dizilerden hatırlanabilecek Susanna Thompson ise Rick’in eski eşi Karen karakteriyle karşımıza çıkıyor.
Jake’in biraz vurdumduymaz bir adam olduğunu söylemek mümkün. Karen ise son derece kafa ütüleyici bir tip.
*The Marvelous Mrs. Maisel, Two and a Half Men ve Speechless dizilerinden yakinen tanıdığımız Marin Hinkle, Lily’nin beraber kitap evi işlettiği bekar kız kardeşi Judy Brooks karakterini canlandırıyor. Todd Field ise müteahhitlik yapan Rick’in iş yerinden bir arkadaşı olan David Cassilli karakteriyle karşımıza çıkıyor.
Steven Weber, Ever Carradine, Audrey Marie Anderson, Julie Berman, Mark Feuerstein, James Lafferty, Patrick Dempsey, Adam Brody ve Mischa Barton, dizide tekrar eden rollerle boy göstermiş oyuncular arasında yer alıyor.
1-2 bölümlüğüne konuk olmuş oyuncular arasında ise Riley Smith, Josh Zuckerman, Tricia O’Kelley, Lizzy Caplan, Melora Hardin, Carlos Ponce, Ashley Tisdale ve Jason Dohring gibi tanıdık isimler yer alıyor.
Dizinin henüz ilk 2 bölümünü izlemiş bulunuyorum ve memnun kaldığımı söyleyebilirim. O doksanlı yıllara özgü melankolik atmosfer ve diyaloglar bu dizide de mevcut hafiften. Sela Ward, dizinin en çok önce çıkan oyuncusu konumunda. Grace için ise dizinin en itici karakteri diyebilirim. Rick’in oğlu Eli ile olan ilişkisini izlemeyi seviyorum ayrıca.
Bu da dizinin jenerik videosu:
yorumlar
*Grace’in söylediklerini pek umursadığımı söyleyemem ama siyah beyaz ekran röportajlarını Lilly ve Rick ile sınırlamayıp diğerlerini de işin içine katma niyetinde olmaları hoş olmuş.
*Seviyorum bunların liseli misali ortalıkta öyle dolanmalarını. Bir süre daha bozmasınlar bu eğlenceli ruh halini.
*Son sahne:
S01E05
Jessie ağırlıklı bir bölüm olmuş. Ara ara güzel sahneler çıksa da çoğunlukla vasatı aşamadı.
Evan Rachel Wood’un bu yaştaki hali kuzenime baya benziyor bu arada. Hatta Jessie’nin bazı tavırları da. O da 11 yaşında falan galiba şu an. Neyse, büyüdüğünde de Evan Rachel Wood’a benzeyebilecek kadar şanslı olur inşallah.
S01E08
‘Aynı kişiyiz ve nihayetinde her ilişki aynılaşır.‘ temalı bir bölüm yapmışlar. Sıkıcı geçti benim açımdan. 6. bölüm de en az bu bölüm kadar sıkıcıydı. Bir düşüş hakim yani dizide.
7’yi bulup da izleyemedim bu arada. İlk sezonun en yüksek IMDB puanlı bölümüymüş.
Sıkıcı geçen 4-5 bölümlük sürecin üstüne iyi geldi bu bölüm.
*Lily ve Rick, bizim ülkede olsa bilmem kaç bölüm önce evlenmişlerdi. Yaşları, çocuklu yapıları ve ikilinin karakteristik yapıları da düşünüldüğünde kendi ülkeleri için bile sınırı geçtiler bence. Şaşırtıyorlar beni.
S01E12
Öyle güzel özür diledin ki karşında taş olsa çatlardı be güzelim!
S01E13
Telefon sahnesi, okul sahnesi falan bizim kırklık ergenlerin bu bölümdeki ruh hallerini izlemesi epey keyifliydi cidden.
S01E14
Lily ve aile fertlerinin hiç gözükmediği, Rick’in ise konuk oyuncu kıvamında ekranda belirdiği bir bölüm yapmışlar. Karen-Eli-Jessie üzerinden Karen ve Eli’in aşk hayatları ekseninde aktı tüm bölüm. Karen karakteri zerre umursayabildiğim bir karakter değil. Haliyle onun gönül işleri de beni hiç ilgilendirmiyor. Eli’in kafa karışıklığı üzerinden akan hikaye ise daha izlenir durumdaydı. Jennifer’ı en baştan beri Eli’ın yanına yakıştıramayan, olgunluk seviyesinin de Eli’ın çok altında kaldığını düşünen biriyim. Haliyle Cassidy seçeneğinin cazip olan seçenek olduğunu düşünüyorum elbette.
S01E17
‘Tüm kitaplarımı internetten sipariş veriyorum.’
2000 senesinden bahsediyoruz. İnternetten alışveriş o kadar yaygınlaşmış mıydı o yıllarda ya?
S01E19
Ne ayarsız, ne çekilmez bir adam bu yahu?
S01E22 (Sezon Finali)
Altılıyı ilk defa aynı kare içerisinde görebildik nihayet. Epey geç oldu ama orası net.
S02E01
1 aylık aranın ardından başladım 2. sezona.
*Kırklık ergen aşıkları izlemeyi özlemişim.
*Casual’den Julie Berman’ın yanına Arrow’dan Audrey Marie Anderson gelmiş ve fena şekillenmemiş Grace’in çetesi. Bu yeni kız çok geçmeden Eli’ın kız arkadaşı olursa şaşırmam.
S02E03
*Ne yalan söyleyeyim; iyi bir şey çıkabileceğine inanmamıştım ilk başta ama hoş şarkı oldu valla.
*Shane West, o erken başlayan kırışıklıklarıyla lise için fazla yaşlı kaçmaya başladı artık.
S02E04
Arkadan gelen müziğe bakarsak Türk meyhanesiydi galiba orası.
S02E05
Şu dizide en çok ilgimi çekmeyen şey Rick’in işi ve bu bölümü tamamen onun üzerine kurgulamışlar. Haliyle şu ana kadarki en sıkıcı bölüm olmuş.
S02E06
Bu çocuğun (Jessie) sorunları da hiç bitmiyor. Sıkıldım artık valla.
S02E07
Armut, her zaman armuttur.
S02E08
Audrey Marie Anderson’ın karakteri Carla üzerinden ilerleyen hikaye keyifli geçti. Lily’nin hikayesi de fena değildi.
Karen-Jessie ve Judy gibi karakterlerin pek fazla özükmediği bölümler daha iyi akıyor genel olarak.
S02E10
*Son derece arızalı bir kadınsın Judy ve iki numarayı kesinlikle hak etmiyorsun. Sen kendini ondan üstün görüyorsun bir de o küçük beyninle ama o senden birkaç level üstte gerçekçi olmak gerekirse. Aslına bakarsan sen bir numarayı bile hak etmiyorsun.
*This girl is on fire … What’s wrong with you dude?
S02E15
Hele şükür! Bekleye bekleye ağaç olmuştuk.
Arka arkaya gelen ciddiyet dozu yüksek bölümlerin ardından bu tarz eğlenceli bir bölüm şart olmuştu. İyi geldi cidden bu bölümün ilk yarısı.
S02E17
Seni severim Lily ama …
1- Sana bulaşmadığı sürece ki bulaşmıyor; bırak adam kimimle flört etmek istiyorsa etsin.
2- O adamdan da ev için para isteme artık n’olur!
S02E21
Rick’in iş hikayesiyle boğulduktan sonra biraz nefes almak adına iyi geldi bu bölüm.
Bir Carla rüzgarı geldi geçti Manning-Sammler familyaları üzerinden. Ve başkalarının üzerine kasırga olmak üzere yol aldı aniden.
Pek kayda değer bir sezon geçirdik diyemem açıkçası. Audrey Marie Anderson da bu sezonun en önemli rengi pozisyonundaydı. Bu gözler onu arayacak elbette.
S03E01
İki ailenin as altılısı içinde oluşan kombinasyonlarda farklı farklı ikilileri bir arada izlesek de Lily-Eli ikilisini izlemek fırsat olmamıştı ilk 2 sezonda. Bu bölüm bu açığı kapatmak açısından iyi oldu. Daha fazla Lily-Eli sahnesi izlemek isterim bu sezonda.
S03E03
Çok matah bir bölüm değildi aslında yönetmenin ve başta Billy Campbell ve Marin Hinkle gibi oyuncuların büyük keyif aldıkları net bir şekilde hissediliyordu bu bölümde. Çocukların hiçbirinin tek bir sahnede bile ortalıkta gözükmediği ilk bölüm buydu bu arada.
*Nine geceliğine geçmişsin hemen be güzelim!
*Tiffany çağrılıyor da Karen niye çağrılmıyor o yemeğe?
S03E08
Mischa Barton’ı görünce istemdışı bir şekilde mutlu oldum. Özlemişim onu ekranda görmeyi.
S03E09
Tiyatro mevzusu bitmiştir inşallah artık. Hiç sarmıyor en başından beri çünkü.
niyetindelerse de vazgeçsinler bir an önce.
S03E14
Nihayet!
S03E15
*E bakarsın yani! Bazen sadece bakarsın tabii.
*Hiç sevmiyorum şu Jamie denen çocuğu.
S03E19 (FİNAL)
Sezon finali bölümünün üzerine 2 dakikalık veda konuşması kısımları eklemişler. Bu şekilde iptalin etkisini azaltmaya çalışmışlar gibi bir şey olmuş. Bölümün ucu da açık sayılmazdı gerçi.
Once and Again, kötü veya orta seviye bölümler içererek 3 sezonu tamamlayan bir dizi oldu. İzlediğime pişman değilim ama beni pek yükseltebilen bir dizi olduğunu söyleyemeyeceğim ne yazık ki. En büyük artısı Sela Ward’ı tanımak oldu diyebilirim.