Netflix. Bu yazının hepsini ona ayırıp anlatabilirim; oturur sabahtan akşama kadar ne kadar mükemmel olduğunu konuşabiliriz. Şimdilik bunu yapmayalım ve hislerimiz ortak olduğu için sadece ‘Netflix’ kelimesinden onun hakkındaki sevgimi, düşüncelerimi ve kalitesini siz anlayın. Zira bugün, onun son harikası olan Ozark’ı konuşmak ve anlatmak istiyorum.

Netflix’in 21 Temmuz’da bizlerle buluşturduğu Ozark, 10 bölümden oluşuyor. Bölümlerin her biri hemen hemen 60 dakika uzunluğunda. (Sadece final bölümü 80 dakika.) Dizinin mutfağında Bill Dubuque ve Mark Williams (Hayır, Harry Potter‘daki Mark Williams değil, sadece isim benzerliği) bulunuyor. Ayrıca dizinin başrol oyuncusu Jason Bateman baş yapımcı ve yönetmen olarak dizinin mutfağında da yer alıyor. Dizinin ikinci sezonu hakkında henüz bir haber yok. 

Aşağısı dizinin ilk bölümünden hafif ispiyon içerebilir; haberiniz olsun.

”Sakal. Mangır. Arpa. Yem. Mangiz. Tıkır. Pul. Dünyalık. Ekmek. Papel. Para. Zengin ile fakiri birbirinden ayırır. Peki, para nedir? Elinizde yoksa her şeydir, değil mi? Amerika’daki yetişkinlerin yarısının kredi kartı borcu, birikimlerinden fazla. %25’inin hiç birikimi yok. Nüfusun yalnızca %15’inde ancak bir yıl emekliliğe yetecek para var. Tüm bunlar neye işaret ediyor? Orta sınıfın yitip gittiğine mi? Amerikan rüyasının öldüğüne mi? Son dediğim gerçekleşseydi şu an beni dinliyor olmazdınız. Çoğu insanın paraya yaklaşımı bence temelden hatalı. Yalnızca mal ve hizmet karşılığı verilen, kabullenilmiş bir birim mi? 3,78 litre sütün ederi 3,70 dolar mı? Çim biçme bedeli 30 papel mi? Yoksa elle tutulamaz bir şey mi? Mutluluğun teminatı. Gönül rahatlığı.”

”Üçüncü bir şık sunayım: Bir ölçü birimi olarak para. Ömrümüz boyunca elimize geçen paranın kimin başkan olduğuyla, ekonomiyle, hayal kırıklıklarıyla, kötü şansla, patronlarla ilgisi yoktur. Amerikan iş ahlakıyla ilgilidir, bizi dünyanın en iyi ülkesi yapan ahlakla. Kitlelere sunulan iyi bir ebeveyn olma adımlarına karşı gelmekle ilgilidir. Maçı, tiyatroyu, konseri kaçırmayı seçersiniz çünkü çalışıp ailenizin geleceğine yatırım yapmaya karar vermişsinizdir. Bu eylemlerden doğan sonuçların sorumluluğunu almaya.”

”Sabır. Tutumluluk. Fedakârlık. Sözün özü, bu üçünün ortak noktası nedir? Bunlar birer seçim. Para, gönül rahatlığı vermez. Para, mutluluk getirmez. Para, esasında yaptığımız seçimlerin ölçüsüdür.”

Marty Byrde, Chicago’da bir mali danışmanlık şirketinin ortağıdır. Rakamlarla oynamayı sever; küçükken matematikçi olmak istemiştir ama parayı da sevdiğinden mali danışman olmuştur. Böylelikle iki sevdiği şey bir aradadır: Para ve rakamlar.

Güzel bir ailesi vardır, mutludur. Çok para kazanır ama şaşalı bir hayatı tercih etmez, çocuklarına yatırım yapar. Vergisini zamanında ödeyen, gerektiğinde gidip oyunu kullanan bilinçli bir vatandaştır. Marty çok zekidir; kazanamayacağı oyunu oynamaz. Garanti oynamayı sever. Buraya kadar her şey gayet güzel gidiyor değil mi ? Aslında öyle değil. Marty şimdiye kadar kazandığı bütün parayı ve serveti kara para aklamaya borçludur. Böylelikle zengin biri ve görevlerini yerine eksiksiz getiren bir vatandaş olmuştur. Bir gün işleri tepe taklak olur ve ölümle burun buruna gelir. Bir anlaşma yapar ve ailesiyle birlikte bütün düzenini bırakıp Ozark denilen bir ticari kasabaya yerleşirler. İşi zordur; şansı belki de %1 bile değildir ama hayatta kalmak için imkansızı gerçekleştirmek zorundadır.

KARAKTERLER VE OYUNCULAR

Marty Byrde (Jason Bateman)

Chicago’da finans danışmanlığı yapan Marty, aynı zamanda Meksika’nın ikinci büyük uyuşturucu şebekesinin para aklama faaliyetlerini yürütmektedir. İşler tepe taklak olduğu zaman ailesiyle birlikte Ozark’a taşınır. Yaptığı her şeyi ailesi ve kendisi için yapmıştır. Yeni geldiği bölgeye çabuk uyum sağlayıp bir an önce işlerini yoluna koymaya çalışır; fakat Ozark bölgesi halkının onun tipinde adamları sevmediğini bilmiyordur.

”Paradan anlarım. Nasıl işletileceğinden anlarım. Nasıl kazanılacağını bilirim. Param var ve size yatırım yapmak istiyorum.”

”Ben işletmelere değil, insanlara yatırım yaparım.”

Altın Küre ödüllü oyuncuyu Arrested Development dizisinden hatırlayabilirsiniz.

Wendy Byrde (Laura Linney)

Marty’nin eşi. Yıllardır evli olduğu eşiyle aralarında belli soğukluk olsa da çocukları için sesini çıkarmıyor. Ailesinin yaşaması için her şeyi yapar. Eski hayatını geride bırakmak onun için çok zordur ama sorumluluk sahibi birisi olduğundan ailesi için en doğru şeyi yapmaya çalışır.

Oscar adaylığı bulunan Emmy ödüllü oyuncuyu The Big C ve John Adams dizilerinden Truman Show, The Savages, Kinsey ve You Can Count on Me filmlerinden tanıyabilirsiniz.

Charlotte Byrde (Sofia Hublitz)

Marty’nin en büyük çocuğu ve tek kızı. Geldiği yeri hiç beğenmiyor ve bir an önce geri dönmek istiyor. Okul takımlarında yer almış çok iyi bir yüzücü.

Oyuncuyu Horace and Pete ve Louie dizilerindeki küçük rollerinden hatırlayabilirsiniz.

Jonah Byrde (Skylar Gaertner

Marty’nin oğlu. Özünde sessiz sakin bir görüntüsü olsa da ailesinden gizli işler çevirmekte çok iyi.

Oyuncuyu Daredevil dizisinden hatırlayabilirsiniz.

Ruth Langmore (Julia Garner)

Ozark bölgesinin belalı ailesi Langmore’ların en büyük çocuğunun kızı. Babası olmadığı için ailesinin liderliği ona kalıyor. Suç geçmişi bulunan ve işlemeye müsait birisi. Marty’nin kasabaya gelişi ilk olarak Langmore’lar tarafından dikkat çekiyor.

Oyuncuyu The Americans ve The Get Down dizilerinden hatırlayabilirsiniz.

Roy Petty (Jason Butler Harner)

Ozark’a Marty’nin peşinden gelen FBI ajanı. Kasabaya turist gibi gelip izini belli etmemeye çalışıyor. Amacı onu ve kara para akladığı kişileri yakalamak.

Oyuncuyu Ray Donovan, The Blacklist ve Alcatraz dizilerinden hatırlayabilirsiniz.

Camino Del Rio / Del (Esai Morales)

Meksika’nın ikinci büyük uyuşturucu şebekesinin işlerinden sorumlu baş kişisi. Para için her şeyi yapabilecek, çok tehlikeli birisi.

Oyuncuyu Chicago PD, How to Get Away with Murder ve The Brink dizilerinden hatırlayabilirsiniz.

Ayrıca Harris Yulin, Charlie Tahan, Marc Menchaca, Peter Mullan, Lisa Emery, Jordana Spiro, Christopher James Baker ve Carson Holmes dizide rol alan diğer oyuncular. 

SON SÖZ

Bu diziyi, konusunu okuduğumdan beri büyük bir merakla bekliyordum. Başından da büyük bir memnuniyetle ayrıldığımı söyleyebilirim. Gerçekten çok sevdim. Her bölümü 60 dakikaya yakın olmasına rağmen bir dakika bile sıkmadı, çok akıcıydı ve alt metini olan güzel diyaloglarla bu akıcılık çok güzel desteklenmiş. Ayrıca çekimleri, görüntüleri de yönetmenlik olarak harika bir iş çıkardığını gösteriyor. Aslında hiç benzemese de Breaking Bad ve Narcos tadı aldığımı itiraf etmeliyim. Bu da benim için çok güzel bir duygu oldu. Uzun zamandır böyle güzel bir suç draması izlemiyorduk. Sadece suç draması değil içinde her şey var ayrıca. Oyunculara gelirsek de özellikle başrol ikili herkesin beklediği gibi çok güzel döktürmüş diyebilirim. İkisine de hayran kaldım. Ayrıca Ruth karakteri de ikisinden güzel rol çalarak beğenimi kazandı. Sezon bittiğinde bir boşluğa düştüm adeta, hemen yeni sezonu istedim. Umarım Netflix bizi bekletmeden ikinci sezon onayını verir ve bir an önce devamını izleriz.

Kısacası Ozark benim Netflix efsaneleri koleksiyonuma kattığım bir dizi oldu. İzlediğim için çok memnunum, sezonun en iyi işlerinden olarak aday gösteririm.

İzleyecek olanlara iyi seyirler.

TANITIM FRAGMANI