Shadowplay, 2020 yılı sonbaharında izleyici karşısına çıkan bir dönem draması. Uluslararası bir yapım olan dizi, Fransa’nın Canal+ kanalında Shadowplay, Almanya’nın ZDF kanalında Schatten der Mörder, İskandinav ülkelerinde yayın yapan Viaplay’de ise The Defeated ismiyle yayınlandı. 16 bölümlük onay alan dizinin ilk 8 bölümü yayınlanırken geri kalan 8 bölümün ne zaman yayınlanacağı henüz bilinmiyor. Dizinin bölüm süreleri ise 45-55 dakika civarında.

Måns Mårlind, dizinin yaratıcısı, yönetmen ve yapımcılarından biri konumunda. Björn Stein, dizinin diğer yönetmeni. Dizinin geniş yapımcı kadrosunda Jonas Bauer, Rola Bauer, David Davoli, Aaron L. Gilbert, Jim Gillespie, Tim Halkin, Adrian Kelly ve Steven Thibault gibi isimler bulunuyor.

1946 yılında, Berlin’de açıyoruz hikayeyi. 2. Dünya Savaşı sona ereli bir sene bile olmamış daha. Şehir hala harabe halde, insanlar da yavaş yavaş bir toparlanma sürecine girmeye çalışıyorlar. Berlin’in yönetimi 4 galip ülkeye paylaştırılmış durumda. Doğuda Ruslar, güneyde Amerikalılar, batıda ise İngilizler ve Fransızlar hüküm sürmekte. Dizide bizi ilgilendiren taraflar ise daha çok Amerikan ve Rus bölgeleri olacak gibi görünüyor.

Hikayemizin merkezinde Max McLaughlin isimli Brooklyn’den gelen Amerikalı bir polis dedektifi bulunuyor. Şehirdeki Amerikan bölgesinde bir polis gücü oluşmasına yardımcı olmak üzere görevlendirilmiş Max. Karakterimizin Berlin’e gelmek istemesinin arkasında yatan asıl sebep ise kendisinden haber alamadığı kayıp asker ağabeyini bulmak.

Max McLaughlin karakterine Friday Night Lights ve Waco dizilerinden tanıdığımız Taylor Kitsch hayat veriyor.

Homeland dizisinden anımsanabilecek Alman aktris Nina Hoss, Berlin’in Amerikan bölgesinde kurulmaya çalışılan yeni polis teşkilatının sorumlusu Elsie Garten karakterini canlandırıyor. Teşkilatın ağırlıklı olarak kadınlardan oluştuğunu, bünyesinde 18 yaş altı ve 55 yaş üstü birkaç erkek de bulundurduğunu, bir banka binasını merkez aldıklarını ve üyelerinin polislik konusunda bir tecrübe ve eğitimlerinin bulunmadığını ekleyelim.

Dexter, Six Feet Under ve Safe dizilerinden tanıdığımız Michael C. Hall‘u Amerikan bölgesinin yönetiminden sorumlu kişi olan, haliyle Max’in de amiri pozisyonundaki Tom Franklin karakteriyle izliyoruz.

Sense8 dizisinden hatırlanabilecek Tuppence Middleton, Tom’un baştan çıkarıcı karısı Claire Franklin karakteriyle karşımıza çıkıyor.

Quarry, Damnation, Traveler ve The O.C. gibi dizilerden anımsanabilecek Logan Marshall-Green, Max’in ağabeyi Moritz McLaughlin karakterini canlandırıyor.

*Mala Emde, Amerikan askerleri tarafından tecavüz edilip hamile bırakılmış Karin Mann isimli genç bir Alman kadına hayat veriyor.

*Homeland dizisinden anımsanabilecek Sebastian Koch, Karin’in yardımına başvurduğu bir Alman intikam/direniş yapılanması lideri Dr. Werner ‘Engelmacher’ Gladow karakterini canlandırıyor.

*Dark dizisinden anımsanabilecek Anne Ratte-Polle‘u Engelmacher’in sağ kolu Marianne karakteriyle izliyoruz.

*Maximilian Ehrenreich, polis teşkilatının en genç üyesi Gad karakteriyle karşımıza çıkıyor. 16 yaşındaki Gad, savaş sırasında ailesi Berlin’den sürgün edilmiş olan çizim yeteneği sahibi Yahudi bir genç.

*Ivan G’Vera, Rus bölgesinden sorumlu rütbeli asker Alexander Izosimov karakterine hayat veriyor.

*Max’in çocukluğunu Braxton Bjerken, Moritz’in çocukluğunu Anson Boon canlandırıyor.

*Kadroda ayrıca Lena Dörrie ve Benjamin Sadler gibi isimler bulunuyor.

Dizinin ilk bölümünü izledim. İşin Rus taraf haricindeki diğer kısımlarının ilgimi çektiğini söyleyebilirim. Görsel açıdan başarılı denebilecek bir dizi olduğunu söylemek mümkün Shadowplay’in. Oyuncu kadrosu da oldukça cazip. Beklentiyi çok yükseltmemek kaydıyla bir şansı hak ediyor diyebilirim.

Diziyle ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılıyordu.