The Handmaid’s Tale — Tanıtım
247 yorum hsparks 08 Mayıs 2017 09:00

İnternet üzerinden yayın yapan dizi ve film izleme platformu Hulu, geçtiğimiz ayın sonunda bizleri fazlasıyla konuşulan ve konuşturan bir diziyle tanıştırdı: The Handmaid’s Tale. Kanadalı ünlü yazar Margaret Atwood‘un ülkemizde Damızlık Kızın Öyküsü ismiyle yayımlanan aynı adlı romanından küçük ekrana uyarlanan ve kısa bir sürede 2. sezon onayını kapan yapım, Türkiye’de ise Amerika’daki gösterim tarihinden 1 gün sonra altyazılı olarak BluTV‘ye ekleniyor.
Buraya kadar olan kısım ilginizi mi çekti? O zaman gelin, sizin için hazırladığımız tanıtım yazısının aşağısına da bir göz atın. Bakalım bizleri fazlasıyla karamsar bir gelecekle başbaşa bırakan ve hem eleştirmenlerden, hem de seyircilerden tam not almayı başaran The Handmaid’s Tale, şans verilecek diziler listenize girmeyi başarabilecek mi?

KONUSU
Yakın, distopik bir gelecekte Amerika Birleşik Devletleri’nde rejim değişmiş, ülke totaliter ve köktendinci bir ekip tarafından yönetilmeye başlamıştır. Yeni yönetim şekline göre kadınların çocukları ve çalışma hakları ellerinden alınmış, mal varlıklarına da el koyulmuştur.
Yakalanan muhalif kadınların bir kısmı ülkenin yüksek rütbeli kumandanlarına hizmetçi olarak verilmekte ve onların malı gibi görülmektedir. Hizmetçi adı altında evlere dağıtılan bu kadınlardan beklenen asıl şey, evinde yaşadıkları kumandanlardan hamile kalıp mümkün olduğu kadar çok çocuk doğurmalarıdır. Fakat son yıllarda neredeyse sıfıra düşen doğum oranları, hamile kalmanın iyice zorlaştığını ortaya koymaktadır.
İşte The Handmaid’s Tale, yukarıda bahsettiğimiz hizmetçi kadınlardan biri olan ve korkunç bir hayatın üstesinden gelmeye çalışan Offred’in hikayesini anlatmaktadır.

KARAKTERLER VE OYUNCULAR
- Offred: Yukarıda da ismini geçirdiğimiz Offred, yakın bir zamana kadar kocası, kızı ve arkadaşlarıyla özgür ve mutlu bir hayat sürmekteydi. Değişen rejimle birlikte ismi de dahil olmak üzere elindeki her şeyi kaybeden karakterimiz, artık izin almadan sokağa çıkma hakkına bile sahip değildir. Bu rolde, Elisabeth Moss‘u görüyoruz. Altın Küre (Golden Globe) sahibi oyuncumuzu Mad Men ve Top of the Lake gibi kaliteli dizilerden de tanıyor olabilirsiniz.
- Fred Waterford: Offred’in evinde kaldığı yüksek rütbeli kumandandır. Fred, ayın belirli günlerinde karısı da oradayken Offred’le cinsel ilişkiye girmektedir. Bu rolde, Shakespeare in Love‘daki performansıyla zamanında BAFTA adaylığı elde eden Joseph Fiennes‘ı görüyoruz. Oyuncumuzu, American Horror Story: Asylum‘dan da tanıyor olabilirsiniz.
- Serena Joy Waterford: Kumandan Waterford’un eşidir. Serena, soğuk ve sert bir kadındır. Bu rolde, Yvonne Strahovski‘yi görüyoruz. En iyi olarak Chuck’tan tanıyabileceğiniz oyuncumuz daha sonra Dexter ve 24: Live Another Day‘de karşımıza çıktı.

- Ofglen: Offred’in alışveriş partneridir. Hizmetçilerin tek başına sokağa çıkmalarına izin verilmediği için her yere partnerleriyle gitmek zorundalardır. Bu rolde, Alexis Bledel‘ı görüyoruz. Hiç kuşkusuz ki oyuncumuzu en iyi olarak Gilmore Girls’den tanıyoruz.
- Ofwarren: Offred’le aynı yerde eğitim alan Ofwarren, dikbaşlı olması ve sözünü sakınmamasından dolayı geldiği gün işkenceye maruz kalmış ve sağ gözünü kaybetmiştir. Bu rolde, Madeline Brewer‘ı görüyoruz. Oyuncumuzu, Orange Is the New Black ve Hemlock Grove gibi Netflix dizilerinden de tanıyor olabilirsiniz.
- Lydia: Kumandanların evlerine dağıtılmadan önce hizmetçilere eğitim veren kişidir. Kızlar tarafından Lydia Teyze olarak bilinen karakterimiz, fazlasıyla acımasızdır. Bu rolde, Ann Dowd‘ı görüyoruz. Oyuncumuzu, The Leftovers ve Masters of Sex’ten de tanıyor olabilirsiniz.

- Nick: Kumandan Waterford’un şoförüdür. Bu rolde, Max Minghella‘yı görüyoruz. Oyuncumuza The Mindy Project’ten de aşina olabilirsiniz.
- Moira: Offred’in üniversiteden beri en yakın arkadaşıdır. Moira ve Offred, hizmetçilik için eğitim aldıkları sırada aynı yere düşmüşlerdir. Bu rolde, Samira Wiley‘i görüyoruz. Oyuncumuzu, Orange Is the New Black’ten de tanıyor olabilirsiniz.
- Luke: Offred’in kocasıdır. Geçmişe döndüğümüz sahnelerde karşımıza çıkan Luke, artık Offred’in eski hayatında kalmış bir anıdır. Bu rolde, O-T Fagbenle‘i görüyoruz. Oyuncumuzu, Looking ve The Interceptor’dan da tanıyor olabilirsiniz.

SON SÖZ
İlk sezonu 10 bölüm olarak planlanan ve son olarak 4. bölümünü arkasında bırakan The Handmaid’s Tale, bana göre sezonun ilgi çekici ve sağlam dizilerin biri. Eğer daha ilk bölümünden sizi ele geçirecek kaliteli bir yapım arayışı içindeyseniz, kesinlikle bu diziye şans vermenizi öneririm. Yalnız dizileri haftalık olarak değil de peşpeşe izlemeyi seven ekiptenseniz, The Handmaid’s Tale’e sezonu bittikten sonra başlamanızı tavsiye ederim. Bizim için beklemek biraz zor oluyor 
FRAGMANLAR











yorumlar
+Christine Ko
1 şahıs, artık dizide yokmuş.
S5 First Look: 1–2
bu pozdan hala sıkılmamışlar helal.
Fragman
Yutuplusu
+New Amsterdam’s Genevieve Angelson
Poster
Poster
Season 5 | Trailer
Poster
vayy sanırım ilk defa ekstra birini kullandılar. bunun yvonne olmasına çok sevindim.
a) Aunt Lydia ölsün.
b) Gilead yıkılsın.
c) June Osbourne tımarhaneye kapatılsın.
Tşk.
Şakası bir yana 2. bölümü daha fazla sevdim. 2. bölümü yükseltenlerden birisi Serena, diğeri Esther’di.
June’un davranışları bayağıdır kendisini ya da amaçlarını desteklemeyi zorlaştırdığı için izlemeyi de zorlaştırıyor. Yaşasın kötülük desen, karşı taraf Gilead. Öyle de olmuyor. Yuvarlanıp gidiyoruz resmen. 6. sezonun son olacağı açıkladılar neyse ki.
– Emily’nin yokluğunu “Gilead’la savaşmaya gitti,” diye açıklamışlar. Peki.
– Esther, Janine’le birlikte kendisini de öldürdü gibi ama son kısmı göstermedikleri için sağ kalabilirler.
– Serena’nın cenazede Hannah’yı özellikle öptüğünü düşünüyorum. June’un göreceğini biliyordur ya da öğreneceğini tahmin ediyordur. Sen adamın yüzük parmağını kutuda kadına gönderirsen olacağı bu ^.^ Bari June’un oraya geri döneceği falan tutmasa.
Peki, Kanada’dakilerin de Fred’in cenazesini yayınlaması… No Man’s Land kavramıyla June’un Fred’i öldürmekten dolayı ceza almaktan kurtulması…
Not: Girişteki neredeyse 3.5 dakikalık previously fena olmadı. Çoğu şeyi hatırlıyormuşum gerçi.
5. sezon 1. bölüm üzerine
Tam finallik bölüm olmuş yani şöyle birisi bana dese bu bölüm finaldi bitiyor dizi kabul ederdim gerisi olmasa da olur. Bu bölümü sanırım final sayıp yolları ayıracağım.
Hiç fena bir bölüm değildi. Nick ve Serena sağ olsun.
Serena da yas süreci bittikten sonra gidip birisini bulabilir-di. Hatta ipucu verir gibi Commander Lawrence’tan bahsettiler. Adam konsey toplantısı öncesi “Benden bir beklentin mi var?” diye sorunca gülesim geldi. Tabii konsey toplantısıyla yol değiştirdiler.
Gilead’ın Kanada temsilcisi olarak yeni kariyerinde başarılar, ne diyeyim. Ha bir de bu manyakla kolay gelsin (!).
* Aunt Lydia’nın sonu gelecekse acaba Janine’in elinden olabilir mi? Bu gidişle aynısının lacivertine dönüşecek ama olsun.
* Nick ile June’un konuşması. Sevgili olmayan iki kişinin ayrılması gibiydi.
5×05 üzerine:
I hate you.
I hate all of you.
Geri zekalılar
Yarına kalsa da yanına kalmaz, acı döner gelir karması var. Konumuz ayrılık fark ettiysen artık, seni de terk eden birisi var.
Şakası bir yana, 1 (bir) tane akıllı yok. Aklı olan da kullanmıyor gibi.
Kadına “Kız hamile kalmış, daha ne olsun?” diyor. Sonra da bakıyorsun, Commander Petnam bölüm sonunda hak ettiğini bulmuş. Dost mu düşman mı belli değil. O da benim gibi Lydia’ya gıcık gibi.
– June ve eş derece geri zekalı kocası Luke’un Kanada’yı bırakıp Gilead yoluna düşmesi zaten başından ofsayt bir durumdu. Ben yakalayanlar Gilead tarafı sandıydım, değilmiş.
Luke’u afiyetle dövüp ikisini ayırdılar bir de. Dön dolaş iş Serena’ya geldi, ben aslen o kısma şaşırdım sayılır. Serena’nın da June’ı öldür(e)meyip sonra da korumaya silahı sıkıp June’u alıp gitmesi de var.
Derdi intikam desen, bu nasıl intikam alma. Tetiği çekemedi desen, korumayı yaraladı. Ne oldu şimdi, Gilead tarafının “Tek başına bu çocuğu büyütemezsin,” baskısının da etkisiyle, istemediği biriyle evlenmemek için fikir değişikliği mi yaşadı?
Aman ne haliniz varsa görün. Tercihen de ölün. Serena önce doğursun tabii.
Ömrünü gereksiz uzattığını halen düşünmekle birlikte arada beklediğimin üstünde iş çıkardıklarını da itiraf etsem olur. Bu bölüm June + Serena bölümü oldu tam anlamıyla. Büyük çoğunluğunda ikili sahne yazmışlar hatta.
Sadece June’a yine iki araya bir derede “Ben sen değilim, o yüzden yardım edeceğim,” dedirtmeye gerek yoktu. Biliyorum canım artık.
Son kısmı da “Her şey güzel gidiyor,” tadından dolayı bekler olduydum. Luke’un göz altından kurtulup geri dönmesi, Serena için sınır polisini aramaları, dolayısıyla bebekle Serena’nın ayrılması falan yoktu tabii.
Serena’yı iade edip Handmaid’e mi çevirecekler yoksa bir ara gördüğümüz maden misali bir yere mi gönderecekler? Fiziksel kısmını zaten hiç bilemedim.
* Bölümün son kısmı hariç tabii. Çünkü döndük yine buraya.
Not. Aunt Lydia kapatılsın
Ne çok şey oldu öyle.
– Sevgili bile olmayan Nick-June, ayrılık konuşması yaptı resmen. Oh, dear.
– Lawrence’ın kendisine bir eş bulmaya niyetli olduğunu biliyorduk. Serena’nın da yakın ihtimal olduğunu söylenmezdi, kabul. Ama gidip de Naomi Putnam’a soracağını düşünmemiştim. Tövbest.
– Serena bir ara o kadının gözünü oyabilir mi? Thanks.
Ha gayret, bitiyor anacım.
En guzel yillarini harcadin bu coplukte yvonne. Bizi yuzune hasret biraktin yvonne. Alacagin olsun yvonne.
Geçen sezon kadar içim şişmedi bu sezon, yalan olmasın. Ama The Walking Dead misali daha az umursayarak izlediğim de bir gerçek. 6. sezon son nasılsa, bir şekilde bununla vedalaşırız nasılsa.
Bölümün son kısımları daha elle tutulurdu. Herkes için gerekli ya da gereksiz yollara başvurup öyle gittiler.
Luke’u yine göz altına aldılar. Janine’e yeter gelip ağzına geleni sayınca onu da göz altına aldılar tabii. Aunt Lydia’nın bu sıradaki çaresizliği iyi bir sahneydi, kadının hakkını vereyim. Gilead’ın inandıkları Tanrı belalarını topluca veriversin. Amen.
Ama final sahnesine bayıldım. Çok güzel yerde ve çok güzel replikle bitirmişler
Şu Janine gün yüzü görmeden biterse iki elim yakalarında olacak
Elisabeth Moss, ilk çocuğuna hamileymiş.
2025‘e kadar beklemeyin
Sezonun yarısını (1, 2, 7, 8) Elizabeth Moss yönetecekmiş. Prodüksiyon bu yaz.
Ever Carradine ana kadroya geçmiş.
+Josh Charles (The Veil, The Good Wife)
Ve çekimler başlar
+Timothy Simons
Konuk.
Season 6 Teaser
‘The Testaments’ Nears Hulu Greenlight; Chase Infiniti Joins Ann Dowd As Co-Lead Of ‘Handmaid’s Tale’ Sequel
‘The Testaments’ :
Lucy Halliday = Daisy
Final Season Trailer
Poster
Başında bir FINALLY si eksik kalmış.
Poster
‘The Testaments’ :
+Rowan Blanchard
The Testaments:
Mattea Conforti (NOS4A2, Power)
abooo… 6. sezon mu? sorsalar, bitirdim ben o diziyi derim… tamamen beyin göçü…
Bunun devam dizisinin (‘The Testaments’) resmi onayı daha yeni gelmiş.
++Mabel Li, Amy Seimetz, Brad Alexander, Zarrin Darnell-Martin, Eva Foote, Isolde Ardies, Shechinah Mpumlwana, Birva Pandya, Kira Guloien.
Postercik
* Neredeyse 2.5 sene sonra, 3.5 dk. previously eşliğinde döndü. Aynı tas aynı hamam ayarındalar bence. June da, Serena da, Nick de, Luke da, Moira da, Lydia da, falan filan da.
* 601, geçen sezon finalinden kalanları toparladığı bir bölüm de olmasıyla sevdim. 602’yle birlikte bu sezonun gidişatına dair bir direksiyon kırması oldu. Hayrolmasın, ne diyeyim.
* 601’de June’un neredeyse linç edilecek Serena’yı kurtarmak için görevliye teslim etmeye kalkması, görevliden yana “şanslı” çıkmaları (yuh) ve devamında atla/kaç yapmaları.
* 602’yle birlikte Serena’nın eski haline dönüp yine yönetimin yüzü haline gelmesi. Teyzecim, sence sen bunların kafasını değiştirebilir misin? Ay!
* June’un piyangodan çıkar gibi annesini bulması, Moira’nın Luke’u kurtarması ama 4 aylık mahkeme süresi, Lydia’nın Ofwarren sayıklaması falan da dileyene bonus. Ha bir de Nick’in yeni durumu var. Daha ne kadar yedirebilecek merak ediyorum. June’un Luke/Nick tercihi yaptığını görmek isterim ama gerek kalmayabilir.
Uzantı dizi sequel iken biz nasıl bir finale gidiyoruz o da tartışmalı ama neyse. Erkenden felaket tellallığına gerek yok.
6×05 üzerine:
* Ablacım (ya da teyzecim), sen hiç akıllanmaz mısın? Öbürünün ne hayrını gördün sanki, ayrıca erkek milletiyle uğraşılır mı? Ya da buyur uğraş.
* Ben bu Joseph’i anlamadım gitti.
6×06 üzerine:
Bölümün adını Surprise koymuşlar
Bir şey soracağım;
Bitecek gibi mi, ona göre başlayacağım son sezona? Yoksa şu sıralar hiç içimden gelmiyor. Yani bağlayacaklar mı yoksa kalanı spinoff tan devam şeklinde mi? Spoiler içi yazabilirsiniz okurum ben
June ve Serena’yı toplayıp Gilead’ın dünyasını diğer diziye atacaklarını düşünüyorum ben. Uzantıda Aunt Lydia da var, bütün karakterler için tastamam bir son olacağını zannetmiyorum.
Mesela 7’de büyük bir plan yaptılar. Yarasa dert yaramasa dert. Daha 3 bölüm var üstelik. Çoğu için finalimsi olur herhalde.
Teşekkürler
Biraz daha beklesin o zaman.
6×09 üzerine:
Damn, girl.
Kaldı 1.
Geçen bölümdeki masmalum, büyük hamleden sonra detayları hallettikleri ve karakterlerin hikayelerini bağladıkları bir bölüm oldu. Uzantıya da ufaktan yol yaptılar. Dolayısıyla temposu yüksek değil ama kendince, makul denebilecek bir kapanış yaptı. “Konuk” oyuncudan da razıyım.
* Geçen bölüm sonundan sonra olanları June’un özetlemesindense sahne eşliğinde görsek fena olmazdı.
Komutanların ölümünden sonra önemli bir kısmını kurtarsalar da, ki çöken yerlere Gilead da dahil, bazı bölgeler halen eski yönetimin elinde. Uzantıda da bu şekilde, eski dünyadan yeni düzen eşliğinde yürüyecekler anlaşılan.
Aunt Lydia beklendiği gibi hayatta, ayrıca eski yönetimin alanında kaldı. June’un kızı Hannah da yanına verildiği ailede. June zaten Hannah’yı kurtarma isteğiyle kendince mücadeleye devam edecek. Yaşadıklarını ses kaydına alarak yazmaya başlayacak… Ben ölecek diye düşünüyordum, fazla iyi bir kapanış bile sayılabilir.
* Nick geçen bölüm diğer komutanlarla (Lawrence dahil) öldü. Luke’la da kendi yollarına gitme kararı aldılar bunca şeyin yaşanmışlığının verdiği yükle ve değişmişlikle. Luke, New York civarında bir tesise gidecek ve orada görev alacak vs.
Serena bebeğiyle kendine ayrı ve yeni bir hayat kuracak. June’un sona doğru gelen “Seni affediyorum,” sahnesi güzeldi. Janine dahil tanıdığımız Handmaid karakterler de tabiri caizse kurtuldu.
* Alexis Bledel’i görünce şaşırdım ve sevindim. Karakterin adını bile unutmuştum (Emily) <3
Her ne kadar dizinin ömrünün olması gerektiğinden hiç değilse 1-2 sezon daha uzatıldığını düşünsem de sonunu gördüğüm için mutluyum. Elizabeth Moss'la ekranın dibine girip gözlerini açarak bakmadığı bir rolle tahminen denk geliriz nasılsa. Yvonne Strahovski‘yle de denk gelmek isterim.
Şimdilik The Testaments'la görüşürüz artık.
Finale konuk olan oyuncu Konuk kategorisinden Emmy’ye başvurmuş, fakat Emmy’nin yeni kuralı gereği (hellö @dkamoy) adaylığını geri çekmiş. Çünkü kendisi vakti zamanında Yardımcı Rolden En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde adaylık kazanmıştı.
Yazıda da Claire Foy örneğinden bahsetmişler ve tuhaf kaçmakla birlikte konuk olmanın anlamını/gerekliliğini sorgulamışlar vs. Bir yere de varamamışlar hatta.
Öyle.