The Truth About the Harry Quebert Affair – Tanıtım
6 yorum pirate 03 Ocak 2019 09:01
Roman uyarlaması bir diziyi tanıtmaya çalışacağım bugün sizlere: The Truth About the Harry Quebert Affair
1985 doğumlu İsviçreli genç yazar Joël Dicker‘ın birçok ülkede en çok satanlar arasına giren 2012 basımı aynı isimli romanından uyarlanmış dizimiz. Her ne kadar roman içinde roman hikayesi izlediğimiz için gerçek bir hikayeden uyarlanmış hissi verse de kurgu bir roman.
Cinayet, suç, gizem, aşk ögeleri içeren bir drama The Truth About the Harry Quebert Affair. 10 bölümden oluşan bir mini dizi. Bölüm süreleri 43-50 dakika arasında değişiyor. ABD’de Epix, İngiltere’de Sky Witness, Avustralya’da Stan, Fransa’da da TF1 ekranlarında izleyici karşısına çıkmış 2018 yılı sonbaharında.
Dizinin yönetmenliğini Black Gold, Enemy at the Gates, Seven Years in Tibet ve Der Name der Rose gibi filmlerin yönetmenliğini yapmış olan ünlü Fransız yönetmen Jean-Jacques Annaud üstlenmiş. Senaryosunu Lynnie Greene ve Richard Levine ikilisi Joël Dicker ile birlikte kaleme almış. Yapımcı kadrosunda ise Annaud, Levine, Greene dışında Fabio Conversi, Tarak Ben Ammar ve Hank Chilton gibi isimler yer alıyor.
Hikayeyi 1975 yılında Kanada sınırı yakınlarında bulunan ABD’nin Maine eyaletine bağlı Sommerdale isimli bir kıyı kasabasında yağmurlu bir yaz gününde açıyoruz. Arka plandaki yasak aşk hikayemizin iki kahramanı, az ünlü yazar Harry Quebert ve 15 yaşında bir genç kız olan Nola Kellergan. Nola, kasabada doğmasa da orada büyümüş, lise çağında, hayat dolu bir genç kız. Harry ise daha önce tek bir kitap yazmış ve 2. kitabını kaleme almak umuduyla kasabaya gelip sahilde bir ev kiralamış olan 34 yaşında bir yazar. O yaz yağmurunun bir anda gelip toprağı ıslattığı günde tanışan ikilimiz aradaki uçurum yaş farkına rağmen birbirlerine gönlünü kaptırıyor. Elbette kız 15 yaşında olduğu için bu aşkın bir oluru yok. Ama gel de bunu gönüllere anlat işte!
Çift zamanlı akan hikayemizin bir kolu da 2008 yılında. 2008 yılında yine bir yaz gününde ve yine Sommerdale kasabasındayız. 1975 yazında kaybolan ve kendisine ne olduğu bulunamayan Nola Kellergan’ın cesedi Harry Quebert’in sahildeki evinin orada gömülü bulunuyor. Harry Quebert’e ait bir kitap taslağı ve yine ona ait olduğu düşünülen bir not ile beraber. Şimdilerde çok ünlü bir yazar olan Harry Quebert tutuklanıp cezaevine gönderiliyor ve bu olay ülke basınında geniş yer buluyor. Bu tutuklanma vakasından çok kısa bir süre önce Quebert’i ziyaret eden genç bir yazar olan Marcus Goldman da akıl hocası olan Quebert’in böyle bir cinayet işlemiş olabileceğine ihtimal vermiyor ve kasabaya dönüp Nola Kellergan hikayesini derinlemesine araştırmaya başlıyor. Kazdıkça daha da derine iniyor, sorular yeni soruları doğuruyor.
Nola Kellergan rolünde 23 yaşındaki Norveçli aktris ve model Kristine Froseth‘i izliyoruz. Nola, liseye gidiyor ve kasabadaki işlek kafede garsonluk yapıyor. Babası kasabanın papazı. Hayat dolu, güleç, akıllı bir genç kız Nola.
Harry Quebert karakterine Grey’s Anatomy dizisinden tanıdığımız, hali hazırda 53 yaşına girmeye hazırlanan Patrick Dempsey hayat veriyor.
Harry Quebert, yukarıda da bahsettiğimiz üzere 1975 yılında 2. kitabına yazmak üzere Sommerdale’e gelmiş 34 yaşında bir adam. O tarihte pek ünlü bir yazar sayılmaz kendisi ama kasabalılar tarafından tanınıp biliniyor elbette. Sonraki yıllarda başka romanlar yazıp çok ünlü bir yazar haline gelmiş Harry. 33 yıllık süreçte o kasabada geçirmemiş elbette ömrünü. 2. kitabıyla çok büyük bir üne kavuşunca New York’ta vitrin yapmış. Sonrasında üniversitede profesörlük kariyeri yapan Harry birkaç yıl önce emekli olup kasabaya, aynı sahil evine geri taşınmış.
Harry Quebert ve Marcus Goldman, bundan 10 sene önce yani 1998 yılında tanışmışlar. Üniversitede Harry’nin öğrencisiymiş Marcus. Harry, Marcus’taki potansiyeli görmüş ve onun akıl hocası olmuş. Zamanla 2 yakın arkadaşa dönüşmüşler. Marcus, Harry’yi ara ara Sommerdale’de ziyaret edermiş. Bu son ziyaretinde ise biraz kafasını toparlayıp 2. kitabına konsantre olmak istemiş Marcus. İlk kitabı ile büyük ün yapmış olan genç ve yetenekli bir yazar Marcus.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere Harry Quebert tutuklanınca kasabada bir dedektif misali sorgulamalara başlıyor ve Nola Kellergan’ı kimin öldürdüğünü bulmaya kendini adıyor Marcus.
Oldukça zeki, kararlı ve azimli bir adam olan Marcus Goldman karakterinde Ben Schnetzer‘i izliyoruz.
Marcus’un yürüttüğü soruşturmada dirsek temasında olduğu, soruşturmaya resmi olarak bakan kişi olan Dedektif Perry Gahalowood rolünde Happy Endings, New Girl ve Happy Together dizilerinden tanıdığımız Damon Wayans Jr. karşımıza çıkıyor.
Diğer karakter ve oyunculara da kısa kısa değinecek olursak;
*1975 yazında Nola’nın çalıştığı kafede çalışan genç ve güzel bir kadın olan Jenny Quinn rolünde Shadowhunters dizisinden anımsanabilecek Tessa Mossey‘yi izleme fırsatı yakalıyoruz. Jenny’nin Harry’den hoşlandığını da belirtmeden geçmeyelim.
Jenny karakterinin 2008 yılındaki haline ise Victoria Clark hayat veriyor.
*Jenny’nin annesi ve söz konusu kafenin sahibi olan Tamara Quinn karakterinde Designated Survivor, American Gothic ve Scoundrels gibi dizilerden aşina olduğumuz Virginia Madsen karşımıza çıkıyor.
*Jenny’nin babası, Tamara’nın kocası Bobbo Quinn rolünde The Deuce dizisinden hatırlanabilecek Don Harvey‘yi izliyoruz.
*1975 yazında Jenny’ye kör kütük aşık, genç ve heyecanlı bir polis memuru olan Travis Dawn karakterinde Being Human ve X Company dizilerinden hatırlanabilecek Connor Price karşımıza çıkıyor.
*2008 yazında Jenny’nin kocası olarak karşımıza çıkan Travis karakterinin yaşlı haline ise Craig Eldridge hayat veriyor.
*Nola’nın papazlık yapan babasını Matt Frewer canlandırıyor.
*Kasabanın zenginlerinden Elijah Stern karakterinde 21 Thunder, House of Cards ve The Borgias gibi dizilerden anımsanabilecek Colm Feore‘yi izliyoruz.
*Elijah Stern’in şoförü Luther Caleb karakterine Joshua Close hayat veriyor.
*Kurt Fuller‘ı 1975 yazında kasabanın şerifi olan Gareth Pratt karakterinde izleme fırsatı yakalıyoruz.
*The Exes ve Seinfeld dizilerinden tanıdığımız Wayne Knight, Harry Quebert’in avukatı Benjamin Roth karakteriyle karşımıza çıkıyor.
*StartUp, Hand of God ve Sons of Anarchy dizilerinden tanıdığımız Ron Perlman‘ı da Marcus’un yayıncısı olarak izleme fırsatı yakalıyoruz.
Baştan sona akıcı ve sürükleyici bir şekilde ilerledi The Truth About the Harry Quebert Affair’ın hikayesi. Gizem dolu hikayesi başarılı bir şekilde dallanıp budaklandı ve son bölüme kadar merak unsurunu tetikte tutmayı başardı. Yönetmeni de senaristleri de başarılıydı. Geniş oyuncu kadrosu hiç fena değildi. Kristine Froseth ve Ben Schnetzer ise bu geniş kadroda öne çıkan isimler olmayı başardılar. Mini dizi olması sebebiyle ucu kapalı bitti dizinin. Merak edilen bir şey kalmadı.
Türünün başarılı bir örneği, yılın da başarılı işlerinden biri olmuş The Truth About the Harry Quebert Affair. Şu ana kadar gözden kaçırmış olanların denemesi tavsiyedir.
İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler dilerim.
Bunlar da birkaç fragman:
https://www.youtube.com/watch?v=gXt5VnUWGac
yorumlar
Ben buna bir süredir niyetliyim ama hala giremedim. Başlarda diğer dizilerin varlığı sorundu, sonrasında aklımdan çıktı falan derken bugüne geldik. Umarım olur.
Benim de elimde 10 küsur dizi var bekleyen şu an. Ama sıralamada bunu öne almak istedim nedense. İyi ki de öyle yapmışım.
S01E01
Fena başlamadı. Basit ama ilgi çekici bir hikayesi var. Ama bu hikayeye 10 bölüm aşırı fazla gelir gibi bir his de oluştu içimde. Hayırlısı olsun bakalım.
Bu arada ben bunu 3-5 bölümlük İngiliz dizisi dizisi diye kodlamışım nedense kafamda. 10 bölümlük Amerikan dizisi olduğunu görünce küçük çaplı bir şok yaşadım.
Bir de yaşıtları bu yaşlarda daha genç görünmek için üstün bir çaba harcarken Patrick Dempsey’nin böyle bir rolle karşımıza çıkmasını takdir etmeden geçemedim. Ama 1975 yılı sahnelerinde de kendisi oynamasaymış da genç bir aktör bulsalarmış onun yerine keşke demeden de geçemedim açıkçası.
S01E08
S01E09
Oradan oraya, oradan oraya. Bitti, dava kapandı gözüyle bakamıyorsun hiçbir zaman. Ki hala da bakamıyorsun.
S01E10 (FİNAL)
Sezonun başında veya ortalarında tamı tamına bu sona dair bir tahminde bulunan tek bir kişi bile olmamıştır herhalde.
Oldukça başarılı bir mini dizi olmuş. O ilk bölümde korktuğum şey de başıma gelmedi. 10 bölümü gayet iyi doldurmuşlar. Yasak bir aşk hikayesi, dallı budaklı bir cinayet hikayesi, tutkulu bir genç yazarın gerçeği arayış hikayesi … Hikaye oldukça ilgi çekici çekici bir şekilde sunulmuş. Kast seçimleri de başarılı.
Nola, lolita, Nolita …
Kristine Froseth’i kocaman öpüyor ve yeni projelerini merakla bekliyorum. Ben Schnetzer’den de başrolde olduğu yeni diziler bekliyorum elbette tez vakitte.
Senenin eli yüzü düzgün işlerinden biri olmuş. İzleyin, izletin efendim bu diziyi.
@aytackara ve diğerleri… bekletmeyin… çok iyi… önceliği hak ediyor…
BluTV‘ye geliyormuş.
* İzlediğim iyi oldu ama. Bölümleri boş geçmemek için akıllarına gelen her şeyi yazmışlar sanırsın. Her bölümden başka bir şey çıktı. Son bölümün neredeyse sonuna kadar durmadılar.
Çoğu da işe yarardı, bölümleri sürekledi hiç değilse. Böyle bir katil sonucu beklemiyordum ayrıca. Aklıma gelmezdi.
+ O iki polis mi katil çıktı yani? Peki madem, siz bilirsiniz.
+ Üstüne Nola’nın akıl hastası olduğunu öğrendik.
+ Dahası meğerse Harry’yi ünlü eden kitabı Luther yazmış.
* Marcus’u oynayan Ben Schnetzer’i başta biraz garipsemiştim, sonradan alıştım. Damon Wayans Jr.’ı komedi olmayan bir projede ilk kez izliyorum. Dramaya daha fazla şans verebiir, role gitti.
Patrick Demspey’i, daha doğrusu Harry Quebert’i olan bitenlerin içinde daha fazla görsek biraz daha iyi olurdu. Yer yer poster çocuğu pozisyonunda kaldı bazen de güzel kullandılar. Kristine Froseth de gerekeni yaptı, sağ olsun.
* Aklımdayken ekleyeyim, yaşlanma makyajları çok kötüydü Patrick Dempsey hiç değilse sırıtmıyordu da Virginia Madsen’a yapılan mesela gözlere zarar. Colm Feore’ninki de ortası.