Amazing Stories (2020) – Tanıtım
4 yorum pirate 06 Nisan 2020 08:04
Apple TV+’ın yeni draması Amazing Stories‘in tanıtımıyla karşınızdayız bugün.
Amazing Stories, daha önce şurada tanıtımını yaptığım, 29 Eylül 1985-10 Nisan 1987 tarihleri arasında NBC’de 2 sezon yayınlanmış olan aynı isimli dizinin günümüze uyarlanmış yeni bir versiyonu konumunda.
Once Upon a Time ve Dead of Summer dizilerinin yaratıcıları olan ve Lost dizisinde de yazarlık yapmış olan Adam Horowitz–Edward Kitsis ikilisi yeni dizimizin yaratıcıları konumundalar. Bu ikiliye yazar masasında Chinaka Hodge da eşlik etmiş. Yapımcı kadrosunda ise söz konusu ikili dışında Don Kurt, Chris Long, David H. Goodman, Edward Burns, Justin Falvey, Darryl Frank ve Aaron Lubin gibi isimler yer alıyor. Orijinal dizinin yapımcılarından biri olan Steven Spielberg de projede etkin bir rol üstlenmese de yapımcı kadrosunda bulunan isimlerden biri konumunda.
Apple TV+’ın 10 bölümlük sezon onayı verdiği Amazing Stories, 6 Mart 2020 tarihinde başladı ve haftalık olarak yayınlanmaya devam etti. Sezonun ilk yarısını 3 Nisan 2020 tarihinde tamamladı dizi. Henüz prodüksiyonuna başlanmayan kalan 5 bölümün ise ne zaman yayınlanacağı henüz bilinmiyor.
Yeni dizimiz de tıpkı orijinali gibi antoloji formatında bir dizi. Her bölümde birbirinden farklı oyuncular ve karakterler eşliğinde birbirinden farklı hikayelerle karşımıza çıkıyor. 3. bölümde fantastik drama unsurları ağır basarken diğer bölümlerde ‘bilim kurgu’ hakim tema konumunda. Elbette bölümlerde yan temalar da mevcut. İlk bölümde romantizm, 3. bölümde ise aile draması unsurları etkin bir şekilde kullanılmakta. Bölümlerde gizem ögeleri de kendine yer buluyor elbette.
Toplam 45 bölümden oluşan orijinal dizi, 45 dakika uzunluğundaki 2 istisnai bölümü hariç 21-24 dakika uzunluğundaki bölümlerden oluşmaktaydı. Yeni dizimizin bölüm süreleri ise 48-54 dakika arasında değişiyor.
Şimdi de bölüm konularına ve oyuncu kadrolarına değinelim isterseniz.
The Cellar isimli ilk bölümün başrollerini Teen Wolf dizisi ve The Maze Runner film serisinden tanıdığımız Dylan O’Brien ile You ve The Haunting of Hill House dizilerinden aşina olduğumuz Victoria Pedretti paylaşıyor.
Kardeşi Jack‘e (Micah Stock) Iowa’daki eski bir çiftlik evinin restorasyonu konusunda yardımcı olan Sam (O’Brien), şiddetli bir fırtına sonrasında kendisini 1919 yılında buluyor, orada aşkı keşfediyor ve olaylar gelişiyor.
Rizzoli & Isles, Shameless ve Dawson’s Creek gibi dizilerden tanıdığımız Sasha Alexander da bölümde küçük bir rolle karşımıza çıkıyor bu arada. Kendisini Evelyn‘in (Pedretti) annesi Paula rolünde izliyoruz.
The Heat isimli 2. bölümde hayallerinin peşinden koşan 2 yakın arkadaşın sıra dışı hikayesini izliyoruz. Başrolleri Hailey Kilgore ve Emyri Crutchfield paylaşıyor.
Tuka (Kilgore) ve Sterling (Crutchfield), çok önemli bir yarışa hazırlanan iki genç ve yetenekli atlet. Ulusal koşu takımına girmek gibi bir hayalleri var. Bazen küçük bir tebessüm, yer yer de büyük bir hüzün. Bu bölüm daha çok duygulara hitap ediyor diyebiliriz.
Dynoman and the Volt!! isimli 3. bölümün merkezinde bir dede ve torunu yer alıyor. Bir ailenin 3 kuşaktan fertlerinin birbirleriyle olan ilişkileri üzerine bir aile draması ve eğlenceli bir fantastik drama iç içe bir şekilde sunuluyor bölümde. Bölümün başrollerini 2019 yılı sonbaharında vefat eden Robert Forster ile Tyler Crumley paylaşıyor. Bu ikiliye Kyle Bornheimer eşlik ediyor. Alison Bell ve Felix Solis ise kadroda yer alan diğer isimler.
Bir sakatlık geçiren ve bakımına yardımcı olması için iyileşene kadar gönülsüzce oğlu Michael‘ın (Bornheimer) yanına yerleşen Joe (Forster), hayatının merkezine ailesini değil de işini koymuş olan huysuz bir ihtiyar. Joe, oğlunun ailesinin evine misafir olmak zorunda kaldıktan sonra kendisine 60 yıl öncesinde, çocukluk yıllarında sipariş verdiği bir çizgi roman sayısı ve içerisinde de gizemli bir yüzük geliyor postayla. Joe ve çizgi roman tutkunu torunu Dylan (Crumley), yüzüğün gizemini fark edince de hikayemiz başlıyor.
Signs of Life isimli dördüncü bölümde bir komadan uyanış sonrası hikayesi izliyoruz. American Honey filminden hatırlanabilecek Sasha Lane ile Michelle Wilson bölümün başrollerini paylaşıyorlar. Yardımcı rolde bu ikiliye Lost ve Colony dizilerinden tanıdığımız Josh Holloway eşlik ediyor.
18-19 yaşlarında bir genç kız olan Alia‘nın (Lane) annesi Sara (Wilson), 6 yıl sonra eski hayatına dair pek bir şey hatırlamaz vaziyette komadan uyanır ve biraz garip davranmaktadır. Wayne (Hollowey) isimli gizemli bir adam da ortalıkta dolanmaktadır.
The Rift isimli 5. bölümün başrollerini ise Austin Stowell (Catch-22, Public Morals, The Secret Life of the American Teenager), Duncan Joiner (Camping, Lethal Weapon, Waco) ve Kerry Bishé (The Romanoffs, Scrubs, Halt and Catch Fire) paylaşıyor. Edward Burns ve Juliana Canfield ise kadroda yer alan diğer 2 isim konumunda.
Yakın zaman içerisinde eşi vefat etmiş dul bir kadın olan Mary Ann (Bishé) ile üvey oğlu Elijah (Joiner), şahsi arabalarıyla Elijah’ın halasının yaşadığı yer olan Indiana’ya doğru yol almaktadırlar. Ohio sınırları içerisinde yolculuklarına devam ettikleri bir anda bir uçak düşer önlerine. Uçak enkazından kurtardıkları Theodore Cole (Stowell) isimli pilot, 2. Dünya Savaşı Dönemi’nden, 1941 yılından gelen bir asker çıkar ve olaylar gelişir.
İşte böyle bir dizi Amazing Stories. 5 bölümün de kendini bir şekilde izlettiğini söyleyebilirim. 4. bölümü hikayesi gereği çok da gerekli görmediğimi, 2. bölümü de yine hikayesi gereği Amazing Stories’e pek uygun bulmadığımı söyleyebilirim. Diğer 3 bölüm ise yeterliydi benim açımdan. En çok sevdiğim bölümün ise rahmetli Robert Forster’ın son oyunculuk tecrübesini yaşadığı 3. bölüm olduğunu söyleyebilirim bu arada.
Sezonun 2. yarısının ne zaman geleceği şu an için epey belirsiz durumda. Malumunuz koronavirüs tehlikesi nedeniyle hayat şu an için durmuş vaziyette. Hayatın yeniden normale dönmesinin ardından kalan 5 bölüm için oyuncu anlaşmaları yapılacak, çekimlere başlanacak falan derken epey uzun bir süreç var yani önümüzde.
Benim diziyle ilgili söyleyeceklerim bu kadar. İzleyecek olanlara iyi seyirler dilerim.
Bu da dizinin fragmanı:
yorumlar
1.bölüm o kadar güzeldi ki tek başına mini dizisi olurmuş. En çok bu bölümü beğendim. Hem oyuncular/oyunculuklar hem hikaye ne kadar klasik bir hikaye de olsa enfesti. Bir de yağmurlu bir gece yarısı izleyince bende bıraktığı etki daha fazla olmuştu. Sıralamam 1>4>5>3>2 şeklinde.
Tanıtım için teşekkürler @pirate
@ZeldaMavi Teşekkürler.
Ben de sıralamamı yapayım bari: 3>1>5>2>4
Şuradaki bölüm yorumlarımı da buraya taşıyayım:
S01E01
Dün 52 dakika diye biraz söylenmiştim ama yarım saat daha olsa izlerdim herhalde. Olsa daha iyi olurdu hatta. Biraz aceleye geldi gibi çünkü.
Dylan O’Brien (Teen Wolf) ve Victoria Pedretti’nin (You) başrolleri paylaştığı ‘The Cellar’ isimli, zaman yolculuğu temalı, basit romantik unsurların öne çıkarıldığı bir bölümle açmışlar sezonu. Farklı projelerden tanıdık hamleleri olsa da fena değildi genel olarak baktığımızda.
S01E02
Pek Amazing Stories’e uygun bir hikaye değildi bana göre bu bölümün hikayesi. The Twilight Zone’a paslansa daha iyi olurmuş sanki.
Pek başarılı bulmadım bu arada bölümü. Ucuz geldi bana biraz. Neyse, izletti yine de bir şekilde kendini. Son dakikalarda fena bağlamadılar hikayeyi en azından.
S01E03
Öncelikle Robert Forster`a Allah rahmet eylesin tekrardan.
İlk dakikalarda bir dede ve torun görünce dedim orijinal dizideki bölümlerden birinin yeniden çevrimi olacak herhalde ama öyle olmadı. Aile draması ile fantastik dramayı harmanladıkları basit ama tatlış bir bolum olmuş diyebilirim. 10 dakika daha uzatsalar olurmuş hikayeyi bir de.
İlk 2 bolüme oranla daha fazla sevdim bu bölümü ben bu arada. Daha bir Amazing Stories bölümüydü diyebilirim ayrıca.
S01E04
Beyond’un yandan yemişi hissi verdi biraz. Kötü demeyeyim ama iyi de değildi. Çok da gerekli bir bölüm değildi bence. Josh Holloway abimizin bölümdeki rolü de epey küçüktü bu arada.
S01E05 (Sezon Ortası Finali)
Sevdiğim tarzda bir bölümdü diyebilirim. Elbette daha iyi olabilirdi ama yeterliydi bu kadarı da. Scrubs ve The Romanoffs’tan sevdiğim Kerry Bishé’nin varlığı da güzel bir bonus oldu her ne kadar yardımcı rolde yer alsa da.
Bu geçit hikayesinden ulusal bir kanala formüllü bir drama çıkar bu arada. Size sesleniyorum FOX veya ABC!
Sezonun 2. yarısı ne vakit gelir artık bilemedim şu an. Korona tehlikesi def edilecek, oyuncu kadroları şekillenecek, çekimler yapılacak falan filan. Epey uzun bir süreç var önümüzde yani. Neyse, geldiği vakit görüşürüz o vakit.
Bu dizi bayağı iyiymiş, niye devam etmemiş ki?
Her bölüm kendi içinde mini dizi olarak yayınlanabilecek kalitede bölümlerdi.
Favori bölümüm 1 olsa da şu kötü olmuş diyebileceğim yoktu.
Bir Apple+ klasiği olarak figüran olarak tanıdık oyuncu kullanmalarını da yine sevdim.
Sıralama yaparsam; 1>5>2>3=4