Locke and Key – Tanıtım
46 yorum pirate 09 Şubat 2020 08:38
7 Şubat’ta Netflix’te yeni bir dizi başladı: Locke & Key
GİRİZGAH
Ünlü yazar Stephen King‘in oğlu Joe Hill tarafından kaleme alınan ve Gabriel Rodríguez tarafından çizilen aynı isimli çizgi roman serisinden uyarlanmış dizimiz. Söz konusu çizgi roman serisinin ilk baskısı 2008 yılında gelmiş. Dizi olarak uyarlanması için çalışmalar ilk olarak 2010 yılında FOX‘tan gelmiş. FOX pas geçince Hulu el atmış diziye. Hulu da pas geçince Netflix kapmış diziyi ve 10 yıllık proje aşamasının ardından nihayet dizi olarak önümüze sunulmuş.
Locke & Key, gizem, gerilim, korku ve aile draması ögelerini de bünyesinde barındıran fantastik bir drama dizisi. Yaşça biraz küçük bir kitleye hitap ediyor gibi geldi şu an için bana ama yetişkin izleyiciler de izleyebilirler pekala.
Yürütücülüğünü Meredith Averill ve Carlton Cuse‘un üstlendiği dizinin yapımcı kadrosunda Andy Muschietti, Barbara Muschietti, Ted Adams, David Alpert, Joe Hill, Rick Jacobs, David Ozer, Chris Ryall, Tim Southam, Lindsey Springer ve Michael D. Fuller gibi birçok isim daha yer alıyor.
Dizinin ilk sezonu 10 bölümden oluşuyor. 2. sezon için çalışmaların başladığı yönünde duyumlar var ama resmi bir onay haberi yok henüz. Dizinin bölüm süreleri ise 40-57 dakika arasında değişiyor.
KONU
Dizinin isminde geçen Locke, hikayemizin merkezindeki ailenin soyadı. Key ise yeni taşındıkları aile yadigarı malikanenin ismi.
Locke ailesinin başından trajik bir olay geçmiş yakın geçmişte. Bu olayda ailenin babası Rendell (Bill Heck) cinayete kurban gitmiş. Ailenin annesi Nina, söz konusu olaydan 3 ay sonra 3 çocuğunu da yanına alarak Rendell’ın ailesinin Massachusetts eyaletine bağlı sahil kenarı bir yerleşim yerinde bulunan malikanesinin yolunu tutuyor yeni bir hayata adım atmak üzere ve hikayemiz başlıyor. Ailenin küçük oğlu Bode, farklı farklı özel güçlere sahip anahtarlar bulmaya başlıyor gizem dolu yeni evlerinde ve hikaye fantastik bir boyut kazanıyor.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Locke ailesinin 3 çocuğu olan Kinsey, Bode ve Tyler, hikayemizin ana kahramanları konumundalar. Ortanca çocuk olan Kinsey için söz konusu trajik olaydan en çok etkilenen ve bu durumu içine kapanıklık olarak dışarıya yansıtan kişi diyebiliriz. En büyük çocuk olan Tyler da olayın etkilerini hala üzerinden atamamış durumda ama hislerini dışarıya yansıtmamak için büyük çaba harcıyor. Bode ise ailenin olaydan en az etkilenmiş gibi görünen üyesi konumunda. Epey meraklı ve korkusuz bir çocuk olan Bode, malikaneye taşındıkları ilk andan itibaren malikanenin ve anahtarların fantastik dünyasında heyecanlı ve ürkütücü bir yolculuğa çıkıyor. Tyler ise yeni okuluna hemen uyum sağlayıp yeni arkadaşlar ediniyor.
Bode karakterine Jackson Robert Scott, Kinsey karakterine Emilia Jones, Tyler karakterine ise Falling Skies ve American Crime dizilerinden hatırlanabilecek Connor Jessup hayat veriyor.
Kinsey, Bode ve Tyler’ın anneleri Nina rolünde Scandal ve Jericho dizilerinden hatırlanabilecek Darby Stanchfield karşımıza çıkıyor.
Locke ailesi malikaneye taşındığında kuyuda hapis halde bulunan gizemli ve havalı kötü karakterimiz Dodge rolünde The Gifted dizisinden anımsanabilecek Laysla De Oliveira‘yı izliyoruz.
*Bir dondurmacıda çalışan, Kinsey ve Tyler ile aynı okula giden ve Kinsey’nin yeni okulunda edindiği ilk arkadaş olan Scot karakterine Step Up: High Water dizisinden tanıdığımız Petrice Jones hayat veriyor. Scot için yeni Dawson Leery diyebiliriz.
*Lisede görev yapan bir öğretmen ve aynı zamanda Rendell’ın lise yıllarından yakın bir arkadaşı olan Ellie karakterini The Fosters, Limetown ve Rescue Me gibi dizilerden tanıdığımız Sherri Saum canlandırıyor.
*Killjoys, Warehouse 13 ve Smallville gibi dizilerden tanıdığımız Aaron Ashmore, Rendell’in küçük kardeşi olan ve malikaneyi Nina ve çocuklarına teslim edip başka bir eyalete taşınma hazırlıkları yapan Duncan karakteriyle karşımıza çıkıyor dizide.
*Impulse dizisinden anımsanabilecek Genevieve Kang, Tyler’ın görür görmez hoşlanmaya başladığı güzel bir kız olan Jackie karakterini canlandırıyor.
*Hallea Jones, Jackie’nin yakın arkadaşı olan, Tyler ile tanıştıkları bir partide yakınlaşan ve okulun popüler kızlarından biri olan Eden karakterine hayat veriyor.
Kadroda ayrıca Eric Graise, Griffin Gluck, Kevin Alves, Thomas Mitchell Barnet, Kolton Stewart, Coby Bird, Asha Bromfield ve Felix Mallard gibi isimler yer alıyor.
Dizinin henüz ilk 2 bölümünü izlemiş bulunuyorum ve fena bulmadım diyebilirim. Öyle övülecek bir durum yok ama çok fazla ciddiye almadan izletiyor kendini. Görsel açıdan da fena sayılmaz. Bu ayarda giderse yeter bana.
yorumlar
İlk 2 bölümünü izledim. Basit bir gizem dizisi havası var şimdilik ama sıkmadı da. Ev güzel. Karakterler idare eder gibi duruyor.
İki arada bir derede yavaş yavaş izlenebilir.
Çizgi romanın wikipedia sayfasında 17 adet anahtar olduğu gözüküyor bu arada. Bölümler ilerleyip anahtarlar çoğaldıkça bir kafa karışıklığı olabilir sanki sayının fazla oluşundan ötürü neyin ne işe yaradığına dair.
Çok mükemmel olmasa da izlenebilir gibi giderken son bir kaç bölüm senaryonun berbatlığını anlatamam. İzlediğinizde şahit olacaksınız. Çıldırmamak elde değil.
1×01 üzerine:
Cıx hiç sarmadı beni. Konu basit geldi gözüme. Karakterlerinde beni çok bağlayacak bir tarafı olacağını düşünmüyorum. Devamını getirmeyeceğim.
Haftasonu kar yağınca tüm sezonu bitirmiş bulundum. The Lost Room’un kemiklerini sızım sızım sızlatmış bir dizi olmuş kendisi. Çok güzel olabilecekken hiçbir şey olamamış.
Bir de bazı bölümlerde oynayan bazı bölümlerde sanki hiç öyle bir karakter yokmuş gibi olan amcanın hikayesi ne? Niye vardı? Hikayeye hiç bi etkisi olmayan karakter neden diziye konur ki?
s01e01-08
Biraz geç başladım diziye, dolayısı ile hafta sonu bitiremedim, “The Lost Room” dizisinin “Lost in Space” şubesi şeklinde olmuş, “The Haunting of Hill House” da bir güzel karıştıtıp gerilim kısmını çıkartırsak alın size Locke and Key!
Herkese hitap etmeyecek ama bu türü beğenenlerin çok seveceği güzel bir aile dizisi olmuş. Şahsen ben çok beğendim.
izledim ama beklediğim aksiyon hiç olmadı. Gençlik – Çocuk dizisi karışımı bir fantastik diziydi. Tek beğendiğim şey senaryonun farklılığı, kimin aklına gelir kafana anahtar sokmak
S01E03
Bu bölümü ilk 2 bölüme oranla daha fazla sevdim sanki ben. Sanki … Görsel açıdan da daha çok öne çıkan bir bölüm olmuş. Sonda çalan parçanın soundu güzelmiş bu arada.
*Onun için mi geri döndün cidden Kinsey? Bir de orada ve tek başına …
*Dodge: Kızım soğukkanlı bir kötüsün tamam da bu kadar soğukkanlılık da fazla değil mi ya? El kadar bebe …
Karmaşık ilişki dramaları bir ara baydı. Bir de sezon finalinde biraz fazla ileri gittiler.
Detaylara fazla takılmadan, Atiye’yi filan izlerkenki mantıkla bakabilirsiniz. Heyecanlı, eğlenceli, yeri gelince gerilim dolu, seyri keyifli bir dizi.
S01E05
2 kişi az oldu bence. TV’ye çık ve canlı yayın yap en iyisi sen! Cidden mal bu kız ya!
*
*Nina’nın bölüm başlarındaki çakırkeyf hallerini sevdim.
S01E09
Sherri Saum’un parladığı, başarılı bir ‘Boşlukları dolduralım.’ bölümü olmuş. Sezonun en iyi bölümüydü bana göre.
Gayet güzel bir bölüm olmuş bu da. Son 5-6 dakikada da uygun bir kapanış yapmışlar sezona.
Sezona fena olmayan 3 bölümle başladı dizi. Devamında izlediğimiz 5 bölümlük süreçte vasatı aşamadı ve sıktığı bolca an da oldu. Lakin tüm bu düşüş sürecine rağmen sezonu 2 başarılı bölümle kapatması takdir edilesi bir şeydi.
Karakter değerlendirmesi yapma isteğim yok diziyle ilgili ama anne ve dayının, özellikle de dayının diziye kayda değer bir katkısının olmadığını da söylemeden geçemeyeceğim elbette.
Netflix’in yaşça biraz daha küçük izleyicilere hitap eden 3 dizisini (Stranger Things, The Umbrella Academy, Locke and Key) kendi aralarında genel olarak değerlendirecek olursam hepsi de vasat diziler bana göre. Üçünü de izliyorum bir şekilde ama bayılmıyorum hiçbirine. Bu üçünü sadece yaratılan oyun alanı açısından değerlendirdiğimde ise bu dizinin oyun alanının bana diğer ikisinden daha cazip geldiğini söyleyebilirim gönül rahatlığıyla. Umarım tez vakitte kavuşuruz yeni sezona.
Onay almış olabilir.
1×10 (Sezon finali) üzerine:
Haftalık bir tempoyla izliyordum, yeni bitti. Basit ama izlemesi kolay bir dizi. Fazla kafaya takmayıp detaylara boğulmayınca daha zevkli oldu.
Yalnız sezon finalinde ana konuyu çözümlerken bu kadar gözümüze sokmasalardı daha iyi olacak. Son kısmın ekrana aktarımı hoşuma gitti gibi. Şimdiik bu ayar yeter. Gelecek sezona da bir şeyler bulurlar nasılsa, bir şey çıkmazsa görüşürüz.
* Aaron Ashmore ve Hallea Jones ana kadro oyuncusu olmuş.
* Brendan Hines (The Tick) kadroya katılmış. Liyou Abere (Mrs. America, The Boys) konuk olacak.
3. sezon onayı aldığı iddia ediliyor.
2. sezonun yayın tarihi hala belli değil ama 3. sezon çekimleri başlamış Toronto’da.
Locke & Key 2. Sezon | Tanıtım Fragmanı
3’ü çekmeyi de bitirmişler. Connor’ın paylaşımlarında gördüm.
POSTER
Tanıtım
+Kevin Durand
The Splattering | Official Trailer
İlk 2 bölümü izledim. Geçen sezon da bu ayardaydı sanki, bir şey fark ettiğini düşünmüyorum,
Kinsey’in erkek arkadaşı gibi davranan çocuğu da fena kullanmıyorlar şimdilik perde arkası olarak.
Ben de neredeyse unuttum çoğu şeyi, ilk bölümde özet mi var?
Netflix sistemi ilk bölümü başlatmaya kalktığında ilk olarak Previously başlatıyor, o bittikten sonra 201’e geçiş yaptırıyor ya, onu kastettim. Web’de böyle en azından, telefon ya da TV’den emin değilim.
Olmadı Netflix hesabı (İngilizce) recap videosu eklemiş.
He, tamamdır sağol
İlk sezonda hissettiklerime benzer şeyler hissettirdi sezon. İlk sezona göre imdb notları daha yüksek ama benim için öyle çok büyük bir fark olmadı. Kötü değildi, izletti ama yine yükselmedim diziye. Sezonlar keşke 10 bölüm olmasaydı.
Bazı olanlara iyi ki oldu dedim, bazıları umurumda bile olmadı. Olayın bağlanış şekline çok bayılmadım, fazla basit oldu. Malum sahneleri çıkarsak burada final yapsa itiraz etmezdim.
Neyse, 3. sezonda görüşmek üzere.
İkinci Sezonun ardından
Öncelikle uzun süre geçtiği için diziyi unutmuşum, Youtube de kısa previously var, izlemekte yarar var, ilk sezondaki aynı ayarda ilerledi, yeni anahtarlar ve güçlerini de keşvettik, hele son bölümdeki melek anahtarı favorim. Örümcekli bölümde epey güzeldi, final bölümü gerçekten çok basitti, gerçi diziyi çok ciddiye almadan izlediğim için çok da umursamadım, devamı gelir inşallah.
3. sezonu çekmeyi bitirdiler.
S02E05
Bu bölümle birlikte ilgimi kaybettim tamamen. LDO’nun yokluğu ciddi seviyede hissedilmekte. Malum ikili eksi yazmış bence diziye. Bıraktım gitti.
Sherri Saum ana kadroya geçmiş.
İlk sezonla benzer bir ayarda ilerledi. Onun albenisi daha fazlaydı, karakterlere ve işleyişi alışık olduğum için bunu izlemesi ise daha kolay oldu. Yine de bu sezonun hikayesini 7-8 bölümde toparlasalar daha tatlı olacaktı.
Geçen sezonun aksine Duncan’ı daha iyi kullandılar. Kardeşler ve anne her zamanki gibiydi ama Kinsey daha fazla işe yaradı tabii. Gabe, Eden ya da diğer yan karakterler aman aman ilgimi çekmediler. Hikayenin gidişatı anahtarlar vs. iyi ilerledi de kötülerin çekiciliği azdı sanki.
Gelecek sezon için yaptıkları yola döndüklerinde ayrı bakarız, şimdilik dert değil nasılsa.
+ Gabe’i, dolayısıyla Dodge’ı yendikten sonra 20+ dakika falan kalmıştı. “Eden’ı da halledin de gelecek sezona kalmasın bari,” dediydim. Neyse ki o da oldu.
3. sezonla görüşürüz.
Season 3 Teaser Trailer
3. Sezon Tanıtım Fragmanı
First Look
Locke & Key 3 | Final Sezonu Fragmanı
Poster
Nerede kaldığımızı izlerken hatırladım, desem daha doğru. Fazla zorlamadılar gerçi. Girdiler bir yerden, yürüyorlar yine. Zaten final sezonu, kalan bölümleri de elbet tamamlarım. Tyler’a ve bana kolay gelsin.
Bir de söylemesi ayıp, ben amcanın gay olduğunu unutmuşum. “Sen bir erkekle mi sevgiliydin?” tepkisi vermiş bulundum.
@aytackara
Geçen hafta bitirdim ama unuttum bir şeyler yazmayı. Yine ana karakterlerin yaptığı saçmalıkları ve planları izlediğimiz, başkalarının başına bela olup onlara zarar veren ama kendilerine bir halt olmadığı, hareketli, sıkıcı olmayan ama vasat bir final sezonu izledik. Yazarından oyuncusuna kadar bitse de gitsek havası vardı dizide.
Potansiyelini kullanamayan ve doğru düzgün bir iz bırakamadan çekip giden bir dizi oldu. Dizinin en güzel yanı olan evi görmeyi özleyeceğim.
Ortalama bir sezondu, 2. sezonun lacivertini sundular. Daha iyi olmasa dahi daha farklı bir iş çıkarabileceklerini düşünerek izledim sayılır. Gerçi bu durum dizinin kendisi için de geçerli olabilir.
Final bölümü göreceli bu sezonun daha iyisiydi.
Tatiana’nın ne işi var diyordum ki sevgilisiymiş adamın