The Crown – Tanıtım
485 yorum kemal32 30 Kasım 2016 09:00
Daha önce burada, burada, burada ve burada bahsedilen, şu an 90 yaşında olup halen İngiltere Kraliçesi olan II. Elizabeth’in hayatından parçalar seyredeceğimiz Netflix yapımı The Crown’ın 4 Kasım itibarıyla tüm bölümleri yayınlanmış durumda. Netflix ortamında buradan izleyebilirsiniz.
The Crown İngiltere-ABD ortak yapımı, drama türünde, Peter Morgan tarafınca yazılmış ve Left Bank Pictures tarafınca Netlix için yaratılmış bir dizi. Konu itibarıyla İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth‘in evliliği ve tahta geçmesi sonrası 10 yıllık dönem esas alınarak ilk sezon oluşturulmuş, her sezonun yine hayatındaki 10 yılı anlatması bekleniyor. İlk sezonda özellikle saray ve Churchill arasındaki atışmalara yoğunlaşmıştır.
II. Elizabeth Kimdir Tanıyalım
Elizabeth Alexandra Mary, 21 Nisan 1926’da Londra’da, babasının 17. Bruton-Street adresinde bulunan evinde doğdu. Ailesi kendisine Lilibeth olarak seslenirdi. Kardeşi Margaret ile birlikte eğitimini evde tamamladı. Küçüklüğünden beri atlara ve köpeklere özel ilgisi vardı. 2. Dünya Savaşı sırasında tarihlerinde görmedikleri hava akınları dolayısı ile iki prensesi Kanada’ya götürmek istediler ama anneleri kabul etmeyince 1939 yılının Noel’ine kadar İskoçya’daki Balmoral Kalesi’nde kaldılar. Ardından yapımı biten Winsdor Kalesi’ne geçtiler. 14 yaşında iken savaştan korkan çocuklar için BBC Radyo’da program yaptı. Savaş sonlarına doğru Anavatan Ordusu Yardımcı Hizmetleri’nde motorlu araç kullanımı ve bakımı konusunda eğitim gördü.
18 yaşında babasının yurtdışında olmasından faydalanarak yasa değiştirdi ve 1944’te İtalya’yı ziyaret etti. Şubat 1945’te Kadın Yardımcı Bölgesel Hizmeti’ne katıldı. Sürücü ve mekanikçi olarak eğitildi ve beş ay sonra fahri genç komutan olarak terfi etti. 1947 yılında ise Elizabeth İngiltere sömürgelerine ilk gezilerini yaptı.
9 Kasım 1947’de, uzaktan kuzeni olan eski Yunanistan ve Danimarka prensi, Kraliyet Deniz Kuvvetleri teğmenlerinden Philip Mountbatten ile nişanlandığı ilan edildi. Prenses Elizabeth ile Prens Philip, 20 kasım 1947’de Westminster Abbey’de evlendiler; Kral VI. George düğünden önce Prens Philip’i Edinburgh Dükü, Merioneth Kontu ve Greenwich Baronu yaptı. Dizi de evlilik ile açılıyor.
Kocasıyla birlikte çıktığı bir yolculukta, Kenya’nın Sagana kentinde bulundukları sırada, 6 Şubat 1952’de babasının öldüğü ve yerine kendisinin geçtiği haberini alır. 1953 yılında resmi olarak taç giyer ve gerçekleştirilen tören tarihte ilk kez televizyonda yayınlanır. Aynı zamanda babasının yerine İngiliz Milletler Topluluğu’nun başkanı seçilir. Kendisinin 63 yıllık iktidarı döneminde İngiliz Milletler Topluluğu’na dahil olan 25 ülkenin devlet başkanı olur.
Hayatının bundan sonrasını isterseniz dizinin anlatımına bırakalım.
Diziyi anlamak için birkaç tarihi bilgi:
- İngiliz Kraliyet ailesinin 1500 yıllık tarihinde şimdiye kadar 66 hükümdar vardır, bunlardan 6 tanesi kraliçedir. Kraliçelerin yönetimleri İngilizlere hep uğurlu gelmiştir.
- İngiltere’nin altın çağı dendiğinde hemen akıllara I. Elizabeth gelir. Bakire Kraliçe olarak da adlandırılan Kızıl Hükümdar zamanın en güçlü deniz filosuna sahip İspanyolları yenerek gelişimin önünü açmıştır; denizaşırı kolonileşme bu sayede mümkün olmuştur.
- Kraliçe Anne, İspanyollar ve Fransızlar ile olan savaşlarda üstünlük elde etmiş ve Avrupa kıtasındaki başarılarını İskoçya ile birleşerek perçinlemiştir.
- Öncelikle aşk hep önemli olmuştur bu ülkede. Öyle ki VIII. Henry, Anne Boleyn ile evlenebilmek için Papa’yı tanımamış, kiliseyi kendisine bağlayarak yeni bir mezhep yaratmıştır. Aşk için koca bir ülkeye yeni bir inancı zorunlu kılınmıştır.
- Güneşin batmadığı ülke dendiğinde ise Victoria akla gelmektedir. Yenilikçi yapısı sayesinde gelişen teknolojik gelişmeler ülkeyi dünyanın lideri haline getirmiş ve dünya topraklarının 3’te 1’ine sahip olmasını sağlamıştır.
- Ülkede yönetim biçimi anayasal monarşi olarak kabul edilmiştir. 17. yüzyıl ile başlayan ve hükümdarların yetkilerini sınırlayan anayasal reformlar dolayısı ile krallığın şimdiki varlığı sadece semboliktir. Kraliçe yönetimin görünen yüzü olmakla beraber yürütmenin başı hükümdarın adına ülkeyi yöneten kabine ve başbakandır.
- İngiliz Kraliyet ailesi dünyada en uzun hüküm sürmüş ailedir ve bu geleneği devam ettirmek için kurallar ile bağlanmıştır. Mesela sadece kraliyet ailesinin evlilik düzenlenmesi ile ilgili kanunları mevcuttur.
Dizinin Konusu ve İlk İki Bölüm Özeti
Elizabeth, -tahtın varisi amcası VIII. Edward olduğundan- yönetime geleceğini hiç düşünmez ve rahat bir çocukluk geçirir. Amcası, ABD’li Wallis Warferd Simpson ile evlenebilmek için tahttan çekilmiş ve birden hayatı altüst olmuştur. Babası VI.George tahta oturunca babasından sonraki varis durumuna gelmiştir ve özel eğitim almaya başlamıştır.
Uzaktan kuzeni Philip ile evlenir ve eşinin görevi dolayısıyla iki çocukları ile birlikte Malta’da yaşamaya başlarlar. Babasının hastalanması dolayısı ile devlet işlerine yardım etmek için saraya dönerler. Babası, hastalığının kanser olduğunu öğrenmesi ile birlikte Lilibeth’in devlet işlerine daha çok karışması ve öğrenmesi için onu destekler.
1949 yılında babası VI. George, yeni kurulan İngiliz Milletler Topluluğu‘nun ilk başkanı olur ve oraya giren ülkelerin anayasaları monarşi olarak kabul edilir. Normalde babasının çıkması gerektiği bu uzun yolculuğa kralın hastalığı nedeni ile kendisi ve eşi katılır. Kenya’nın Sagana kentinde bulundukları sırada, 6 Şubat 1952’de babasının öldüğü ve yerine kendisinin geçtiği haberini alır. Yönetime geçmesi ve Winston Churchill ile toplantılara başlaması gecikmeyecektir.
Oyuncu Kadrosunu Tanıyalım
Elizabeth II
Kraliçeyi oynayan Claire Foy, 16 Nisan 1984’te Stockport, İngiltere’de doğmuş ve 164 cm boyunda. Liverpool John Moores Üniversitesi’nde drama eğitimi almış. Yine oyuncu olan Stephen Campbell Moore ile 2014 yılında evlenmiş. 2015 yılında kızları olmuş. Wolf Hall dizisinde Anne Boleyn karakterini canlandırmış. Crossbones ve Upstairs Downstairs dizilerinden tanıdık gelebilir.
Philip, Edinburgh Dükü
Kraliçe’nin eşini oynayan Matt Smith, 28 Ekim 1982’de Northamptonshire, İngiltere’de doğmuş ve 182 cm boyunda. Herkesin tanıdığı rolü ile 11 numaralı Doktor.
Dizide kraliçenin gölgesinden sıkılmış, kendini bulmaya çalışan, denizci ama aslında uçmayı seven biri olarak karşımıza çıkıyor.
Winston Churchill
İngiltere başbakanı ve yürütmenin başı, savaş kahramanı karakteri ile Amerikalı oyuncu John Lithgow epey etkileyici sahnelere sahip. İngiliz gelenekleri ve genç kraliçe arasında bolca sorunla uğraşıyor. Sanatçı 19 Ekim 1945’te Rochester, New York’ta doğmuş ve 193 cm boyundadır. Deneyimli sanatçı ile bir şekilde mutlaka karşı karşıya gelmişsinizdir. Mesela Dexter desem “Hoop, ispiyon etme” dersiniz.
Kral George VI
Elizabeth’in babası rolü ile Jared Harris karşımıza geliyor. 24 Ağustos 1961, Londra doğumlu ve 182 cm boyunda. 1980 yılında Amerika’da bulunan North Carolina Duke Üniversitesi’nde drama dersleri almış. The Expanse, Mad Men, Fringe ve The Riches, biz dizicilerin tanıyor olabileceğimiz yapımları olsa da gişe hasılatı yapmış bolca filmde de yüzünü görmüşsünüzdür.
Dizide kral karakterinden çok sevecen bir baba rolünde, kızı için en iyisini isteyen ve aileyi ön plana çıkaran bir insan.
Prenses Margaret
Kraliçenin kardeşi rolü ile Vanessa Kirby… 18 Nisan 1988 yılında Wimbledon, Londra’da doğmuş. 170 cm boyunda ve Exeter Üniversitesi’nde Tiyatro bölümünü bitirmiş. Jupiter Ascending gibi bilindik birçok yapımda oyunculuğu mevcut.
Dizide kraliçenin uçarı kız kardeşini canlandırıyor. Yasaların tasvip etmediği gayri meşru bir ilişki ile bolca gündeme geliyor ve tahtı zor durumda bırakıyor. Seçtiğim fotoya bakmayın; şahsen dizide güzellliği ile beni büyüleyen bir oyuncu oldu.
Kraliçe Anne Elizabeth
Lilibeth’in annesi rolü ile Victoria Hamilton‘ı izliyoruz. 5 Nisan 1971’de Wimbledon, Londra’da doğmuş ve 163 cm boyunda. Londra Müzik ve Drama Sanatları Akademisi’ni bitirmiş bir yazar. 2008’den beri Mark Bazeley ile evli.
Dizide eşi kral iken sahip olduğu kraliçelik ünvanını ve şöhreti özleyen, kızına sadece basit olmayı öğreten, kendisi de basit birini canlandırıyor.
Windsor Dükü
Dizide sevdiği kadın için krallıktan feragat etmiş Elizabeth’in amcası rolü ile Alex Jennings karşımıza çıkıyor. Kral ünvanı ve getirdiği sorumluluklardan kaçarak kardeşine tüm zorlukları bırakması ile ailenin öfkesini karşısına almış durumda.
Oyuncu 10 Mayıs 1957, Essex İngiltere doğumlu ve 188 cm uzunluğunda. İşin en ilginç yanı neredeyse aynı zaman diliminde yayınlanmış Victoria dizisinde Belçika kralı ve kraliçenin dayısını oynamış olması.
Ayrıca:
Peter Townsend rolü ile Ben Miles, kraliçenin kardeşi Margaret’in yasak aşkı ve kralın emir subayı olarak karşımıza çıkmakta.
Anthony Eden rolündeki Jeremy Northam ise kabinede başkan yardımcısı ve kraliçenin Churchill sonrası başbakanı rolü ile karşımıza çıkıyor. Özellikle kardeşinin Townsend ile olan evlenme süresinde yaşanan skandal ile ilgili önemli sahneleri mevcut.
Karakterler ve gerçekleri ile olan uyumu:
Tırıvırı Bilgiler
- Dizi, Netflix’in ilk sezon için bugüne kadarki en pahalı yapımı. The Get Down toplam harcamada halen üstte olsa da 2. sezonu düşündüğümüzde en pahalı yapımın bu olduğu kesinleşecek.
- Henüz hükmü devam etse de artık 90 yaşında olan kraliçenin taç giyme töreninden beri 60 yıl geçtiği için her bir sezonun 10 yıl olarak işlenmesi ve toplamda 6 sezon çekilmesi, Peter Morgan tarafınca planlanmış.
- Kralın bir konuşması Oscar ödüllü film olan “The King’s Speech” yapımından alıntıdır.
- İngiltere’de başbakan ikametgahı olan ünlü 10 Downing Street’teki kapı, John Lithgow’ın uzun boyu nedeniyle daha uzun olarak gösterilmiş.
- John Lithgow, Amerikalı olduğundan Winston Churchill rolü için İngiliz aksanı eğitimi almıştır.
- Alex Jennings ilginçtir ki yine Peter Morgan’ın elinden çıkan 2006 yapımı The Queen‘deki rolüyle, yine bir kraliyet üyesini canlandırmıştı.
- Claire Foy, gerçek hayatta Vanessa Kirby’den 4 yaş büyüktür. Tesadüf o ya, karakter olarak da Elizabeth, Margaret’tan 4 yaş büyüktür.
- Çekimler sırasında Claire Foy’un kızı henüz 6 aylıktı ve devamlı olarak süt verip bebeğini beslemesi gerekiyordu.
- “Rogue One: A Star Wars Story” ve “The Theory of Everything” oyuncusu Felicity Jones, aslında Claire Foy yerine düşünülüyordu.
- Matt Smith, Doctor Who’nun ‘The Wedding of River Song’ bölümünde Winston Churchill’ın akıl hocası rolündeydi.
Kendi notlarım:
Son birkaç yıldır tesadüf eseri hep İngiliz kraliyet ailesi hakkında film ve diziler izledim. Yapı itibarı ile bir tarihi yapım izlemişsem hemen yazılı kaynaklardan olayları doğrulama hissiyatı duyar ve araştırmaya başlarım. Hatta tarihi bir yapım izleyeceksem ilk bölüm sonrası tarihi gidişatı öğrenirim ve dizi/filme devam ederim. Neticede son zamanlarda İngiliz tarihi ile bolca haşır neşir oldum.
En son izlediğim yapım ITV kanalından çıkma Victoria idi. Elbette ister istemez The Crown’ı izlerken karşılaştırmak durumunda kaldım. Victoria dönem olarak neredeyse 2. Elizabeth döneminden 100 yıl önce geçtiği için olsa gerek, özellikle saray dış sahnelerindeki özen çok daha göze batıyordu. Bunda iç dekorasyona daha önem verilmiş. Her iki dönem dizisi için çok emek verildiği ve para harcandığı belli olduğundan önerim Victoria dizisini de muhakkak izlemeniz.
The Tudors (2007), The White Queen (2013), Kraliçe Elizabeth (1998), Elizabeth: Altın Çağ (2007), Camelot (2011), Vikings (2013) ilk aklıma gelenler. Kraliyet ailesi ile direkt ilgili olmasa da Downton Abbey (2010), Poldark (2015), Outlander (2014) ve The Pillars of the Earth (2010) de izlenmesi gerekli dönem dizilerinden. Eğer sizin de beğendiğiniz yapımlar var ise mutlaka yorum bölümünde belirtin; bu türü sevenler için güzel bir kaynak oluşturulabilir.
Dizi, tarihi olgusuna uygun hareket etmekte. Oyunculuklar zaten oyuncu seçimlerinden belli olduğu üzere üst düzeyde. Kostüm ve sahnelerin tarihe uydurulması başarılı, para harcandığını ve özenildiğini belli ediyor. Bazı sahnelerde resmen yorum katıldığı belli oluyor; yani aslında basit bir sahne olarak geçiştirilebilecek bir yerin sırf mesaj verme kaygısı ile uzadığına şahit oluyorsunuz. Aslında İngilizler kendi tarihlerini anlatmak konusunda daha başarılı. Oyuncu seçimleri de çoğunlukla adadan seçilmiş olmasına rağmen Amerikan-vari havası sezilebiliyor. Hatta iş kendi başkanları Eisenhower’e geldiğinde olması gerekenden fazla değer verildiği hissiyatı doğuyor. İstediğimiz kadar eleştirelim, 10 bölümün su gibi akıp gittiğini inkar edemeyiz. “Ben iyi bir yapımım” diye bağırdığını da inkar edemem. Türe ilgisi olan herkes izlemeli.
Tanıtım videoları:
Bir eş ve bir anne. Ulusu için. #TheCrown 4 Kasım'da. pic.twitter.com/1avp9JT9GT
— Netflix Türkiye (@netflixturkiye) September 29, 2016
yorumlar
HBC de Netflix’in ahlaki sorumluluğu olduğunu söylemiş.
Ben de ilk basta
der diye dusunmustum ama farkli cikti. Digerleri de ne kadar kolay oyle cat cat evlat ayrimi yapiverdi aa, gaddarlar
Ya bi de ben
Hepisi yalanmış
The Crown Season Four; VFX Show and Tell | Framestore
görece makul şeylerde bile hayvan gibi şeyapmışlar. artık bambaşka boyutlardayız sanırım. çok yakında oyuncular deepfake ile kendi gençliklerini oynamaya başlarlarsa şaşırmayacağım.
Şu kurgu yazısı olayını Netflix’in iplememesi iyi oldu, kudursunlar biraz. Şikayet ettikleri şeye bak.
S04E02
Bunlar şimdiden sinirlerimi bozmaya başladı, yine burunlarının son derece havada olduğu bir bölüm izledik, bir an için Thatcher bile göze sempatik geldi, o derece yani. Diana’nın bunların arasına katıldığı sahneleri izlemeye hiç hazır değilim.
Tamamen Diana’ya odaklanılan bir bölüm dizinin başladığı günden beri hayal edilen bir şeydi. O günlere de geldik, çok vurucu sahneler vardı. Bölüm başında annelerinin gazete okuduğu salonda yerde farenin gezdiğini görünce şok oldum, bilerek yapmamışlardır herhalde ama gözden kaçması garip olmuş.
Emma Corrin’in o kadar masum bakışları var ki insan sürekli kaç kurtar kendini bu aileden demeden edemiyor.
Diana’nın bu cadı ile olan yemekteki halleri
Sapık Andrew gelince aklıma geldi bunlar anlatılanlar kurgudur yazsın diye yakınacaklarına Epstein-Andrew ilişkisine tekrardan odaklansınlar. Dizi Andrew’un cinsellik hakkındaki konuşmalarına iyi ki yer veriyor, helal olsun.
”Favori çocuğum” konuşana bakınca insan duyduklarına şaşırmıyor bile. Thatcher sonunu görmek keyifli olacak. Yine de sinirli sinirli konuşmasını tercih ederim en azından 1.5 hızında izliyoruz gibi oluyor.
Dizinin en sevdiğim bölümlerinden biri oldu. Her çocuğa birer bölüm ayırmak yerine tek bölümde parça parça yer verdiler, iyi oldu. Edward’ın sahneleri iyiydi. Anne kısmını hiç düşünmemiştim,
Sapık Andrew’un sahneleri de şaşırtmadı, yapılan konuşmalara Kraliçe’nin verdiği tepkiler
Tam ne güzel bölüm diyorum Charles beni yine irite etmeyi başardı. Xanadu senin neyine
oh dear!
@dkamoy şu çocuğun videosunu izlediğimden beri oh dear! kısmı dilimin ucuna gelip duruyor Olivia Colman maşallah her bölüm tepkileriyle malzeme verip duruyor zaten.
S04E05
4.sezon benim için 5’te 5 gidiyor. Dışarıdan bir karakterle bu kadar güzel bir bölüm yapmalarını takdir etmek lazım. Dizinin belki de en gerçekçi bölümüydü. Olivia Colman ve Tom Brooke’un yatak başındaki sahneleri harikaydı. Colman’ın komedi yeteneğinden de esintiler vardı
2 sezondur tüm bölüm Philip’e odaklandıkları sadece 1 bölüm izledik ama galiba gelecek sezon oyunculardan en çok özleyeceğim kişi Tobias Menzias olacak. Adam role o kadar güzel oturdu ki en küçük sahnelerde bile dikkat çekmeyi başarıyor. Galiba kariyerindeki en sevdiğim performansı bu.
Gillian Anderson ve dizinin yaratıcısı Peter Morgan ayrılmış.
4. sezonu bitirdim. Çok güzel bir sezondu. Yine beğendim. İşledikleri konularda gayet yerinde ve güzeldi.
Yani bu sezon fazla izleyemedik ve bence bu kötüydü Margaret in dediği gibi bu evlilik baştan bir hataydı. Anne i de aynı zamanda seviyorum, bu ailedeki en aklı başında insanlar ikisi bana kalırsa.
Thatcher konusuna gelecek olursa ise yani oyuncuyu çok severim ama karakterden nefret ettim adeta. Hele ki Thatcher ın dünyaya etkisini düşünecek olursak nefretim daha da artıyor. Az kalsın İngiltere yi batıracakmış gerçekten. Aynısını Reagan ın Abd deki politikaları içinde söyleyebilirim. Biz de çok iyi bir şeymiş gibi bunların neoliberal politikalarını alıp ülkemize uygulamaya başlamışız (Özal döneminden başlayarak) Bu yüzden Thatcher ve Reagan a pek fazla hakkımı helal etmeyeceğim. Neyse.
Bir de bölüm başlarında neden yeme ile ilgili uyarı verdiğini anlamıyordum, son bölümde anlamam peki
Gelecek sezonda görüşürüz. Oyuncular değişecek mi acaba?
Yenilerin çoğunu duyurdular hatta.
Evet
Yaşlandım artık ya, altına yorum bile yazmışım haberin
The Queen’s Christmas Broadcast 2020
cgi değilse çakı gibi kadın maşallah. torunlarını da gömecek belli ki
İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth ve eşi Kovid-19 aşısı oldu
2016’dan beriki izlenme miktarı 100 milyon üyeyi geçmiş.
Dördüncü sezonun izlenme sayısını açıklamamış. Şimdiye kadarki en iyisi demiş. Vakti zamanında ilk dört haftada 21 milyon, toplamda 72 milyon dediydi.
The Crown X-RATED
Buna spin-off lazım, sequel tercih edilir.
#OprahMeghanHarry
William biz ırkçı değiliz demiş.
Temmuz’da 5. sezon çekimleri başlıyor.
Andrew Scott, Tony Blair rolüyle #TheCrown dizisine dahil olabilir.
Mükemmel seçim olur.
Prince Philip, Duke of Edinburgh, Dies at 99
R.I.P.: Prince Philip, Duke of Edinburgh (99)
@ozgun14 Bu da bir işaret sanki.
@shane Kraliçe sarayın bahçesini ilk defa halka pikniğe açmış. Bizim için sarayda bir piknik yaparsın artık di mi ya?
uzun bir süredir ölü gibiydi zaten, yine de şaşırttı.
aytackara: bence de vakit geldi de geçiyor bile.
@dkamoy sana özel yaparım tabii
@shane
4×01
https://mobile.twitter.com/Medyascopetv/status/1384078244127789058
The Guardian’da yer alan habere göre, Prens Philip’in ölümü nedeniyle Kraliçe Elizabeth’in 95’inci doğum günü için geleneksel kutlamalar gerçekleştirilmeyecek. Buckingham Sarayı’nın da her yıl olduğu gibi Kraliçe’nin doğum günü için bir fotoğraf paylaşmayacağı belirtil
@ozgun14: Ya sen bunu izlesene
Icine mi dogdu nedir.
Dun gece basladim. 2 bolum izledim. 3×01 3×02 zorlanirim saniyordum ama hic zorlanmadim. Ozlemisim de biraz. Sakin basladi. Oyujculari seviyodum zaten. Rollerinde de sevdim. Haftasonu 2 sezon biter muhtemelen.
Ben hiç izlemedin diye düşünmüştüm.
Yok izlemez miyim ya canim claire cigimi izlemek buyuk bir keyifti. Ama kac yil gecti aradan ayri ayri hic bilmiyorum. Oh dear cigimi da cok severim o yuzden guzel gidecek bu iki sezon da. Hele diana gelince daha da keyifli olur.
@ozgun14
@dkamoy: oh dear
Yalniz simdi baktim da…
Ilk 2 sezon Mart 2018
Orta 2 sezon Nisan 2021
Son 2 sezon icin ins arayi bu kadar uzatmam.
3×05 lord mountbatten bölümü biraz sıkıcıydı. en son sahne gülümsetti ama.
3×06 charles için üzüldüm şaşırtıcı şekilde. iki kardeş de ne kadar güzel seçilmiş. rollerini ne güzel oynamışlar. charles odaklı bir bölümü seveceğimi düşünmezdim.
3×09 vay be camilla olayları epey bir karışıkmış. hele anne olayı daha da fena. kraliyet ailesinin yaşantısını hiç merak etmedim yalan yok ama bu kadarını beklemiyordum.
4×01 öncesinde charles hala camilla ile görüşüyor vs muhabbeti dönünce charles ın yanına gittiği kızı camilla sandım. o evden diana çıkınca üstüne de kız kardeşim diyince yok artık seviyesine geldim şaşkınlıktan. meğer camilla değilmiş, ne diye o kadar benzeyen kız seçersiniz arkadaş.
4×2 charles a üzülmek buraya kadarmış. bence hak ettiğinden fazlasını aldı benden. ben asıl thatcher’a üzüldüm bu bölüm. kadın hiç alışkın olmadığı ortamlara girdi ve istemese de elinden geldiğince adapte olmaya çalıştı. neyse ki elizabeth beklediğimden daha anlayışlıydı.
1 2 3 muhteşemdi. diana’nın ekibe dahil oluşunu ne güzel işlediler. 4 5 te sıkılır gibi oldum. sanırım diana nın hikayesine ara vermek istemedim. 6 yine muhteşemdi. bir ara gerçekte olanları unutup charles ve diana için umut olabilir mi diye sevinir gibi bile oldum. kıskançlığın sonu nerelere vardı ne üzücü. 7 ise margaret sayesinde muhteşemdi. bu kadının hüznü bana o kadar kolay geçiyor ki, yüksek ihtimal gerçek margaret in bu kadar sorgulayan bir kadın olmayabileceğini bilmek bu hüznü az da olsa baltalıyor.
bakalım son 3 bölüm kimler hangi olaylar üzerine. en az 2si diana olsun lütfen.
4×09 sen de az değilsin ha diana seviyorum seni ondan çok bir şey demicem ama charles a hak vermedim diyemem.
4×10 azıcık haline üzülür gibi olsam pişman ediyorsun charles. azıcık yol yordam bilsen sana hak verebilirdim ama mutlu olmayı hak etmiyorsun. ama hayat işte, hassas kalpler için dünya cehennem diye boşuna dememişler.
muhteşem bir sezon oldu. üzüldüm bu kadar çabuk bitmesine. keşke bu kadar beklemişken final yapmasını bekleseymişim. rahat 3 sene bekleyeceğim yine son ikiliyi izlemek için.
Camilla, Diana’ya neler neler yaptın, şimdi gittin bir de Oscar kazandın