İtalyan kanalı RAI, 4 Mart 2019 tarihinde The Name of the Rose mini dizisini yayınlamaya başladı.

Gizem ve gerilim unsurları içeren tarihi drama 8 bölümden oluşuyor. Dizinin bölümleri ise 55 dakikayı aşmıyor. Dizi, Umberto Eco‘nun 1980 yılında yayımladığı aynı isimli romandan uyarlanıyor. Ünlü romana ülkemizdeGülün Adı ismi ile ulaşabilirsiniz. Dizinin ana yürütücüsü ve yönetmeni Giacomo Battiato. Andrea Porporati, John Turturro ve Nigel Williams ise uyarlama kısmında yer alan isimler.

Konusu:

Kutsal Roma İmparatoru Bavyeralı Ludvig, politika ve dinin ayrı olduğunu ilan ederek XXII. John Ioannes ile güç mücadelesine başlamıştır. Papa, bunun sonucunda Ludvig’i aforoz etmiş ve tanrıdan gelen yetki ile hükümdarlar üzerinde de hak sahibi olduğunu iddia etmiştir. Böylece ikisinin orduları İtalya’da savaşa başlar. Dizi, böyle bir siyasi gerilim sürerken başlıyor. 1327 yılında başlayan hikayemiz İtalya’da Aedificium adı verilen bir Benediktin manastırında geçen bir cinayet soruşturmasını merkezine alıyor. Bu manastır, tüm Hristiyan dünyasında üne kavuşmuş olan muazzam büyüklükteki gizemli kütüphaneyi de içeriyor. Cinayet soruşturmaları konusunda başarıları ile tanınan Baskervilleli William ile onun öğrencisi Adso’yu takip ediyoruz. İkili, siyasi karışıklıklardan uzak durarak manastırdaki gizemli ölümleri çözmeye çalışıyor. Bu cinayet soruşturması eşliğinde Ortaçağ Hristiyan dünyasını derinliğine irdeleyen bir tarihsel dizi izliyoruz.

Guglielmo da Baskerville/Baskervilleli Rahip William (John Turturro): Eski bir Engizisyon Mahkemesi üyesi olan William, diğer üyelerin aksine suçluların masumluğunu kanıtlamaya özel önem veren bir isim. Mahkemedeki davalar nedeniyle cinayet soruşturmaları konusunda tecrübeli olan filozof William, çabuk kavrama yeteneğini ustaca kullanan bir isim. En küçük detaya bile önem vererek hakikati arayan bir din adamı. Yeni öğrencisi Adso’yu da bu şekilde eğitmek istiyor. Fakat Aziz Francis mezhebini destekleyen bir Fransisken olması Papa’yı destekleyen isimlerin hedefinde olmasına sebep oluyor. Tüm bu sorunlar arasında Aedificium manastırındaki gizemin sandığından çok daha büyük olduğunu fark ediyor. Ünlü aktörü The Night Of ve The Plot Against America dizilerinde bulabilirsiniz.

Adso da Melk (Damian Hardung): Hayatının son yıllarında olan Adso, anlatıcı olarak gençliğinde yaşadığı olayları anlatmaya başlıyor. İmparatorun tarafında yer alan babasına isyan eden 17 yaşındaki Adso, Baskervilleli Rahip William’ın öğrencisi olarak ünlü Benediktin manastırındaki cinayet soruşturmasına katılıyor. Kendisini How to Sell Drugs Online (Fast) dizisinde izleyebilirsiniz.

Bernard Gui (Rupert Everett): Bernard Gui, Dominikan Engizisyon Mahkemesinin önemli bir üyesi. Yaşanan mücadele sırasında Papa’nın yanında yer alıyor. Fransiskenlerin yakalandıktan sonra tövbe etmedikleri takdirde acımasız bir şekilde öldürülmeleri gerektiğini savunuyor. Cinayet soruşturmasında William’a büyük zorluklar çıkarıyor. Aktörü The Musketeers ve Parade’s End dizilerinde bulabilirsiniz.

Anna (Greta Scarano): Manastırın çevresinde yaşayan fakir biri. Manastırda yaşanan gizemler ile bağlantısının olduğundan şüphe ediliyor.

Abbot Abbassano da Fossanova/Başrahip (Michael Emerson): Kendisi Benediktin manastırının başrahibi. William’ın manastırda gerçekleşen cinayeti çözmesini istiyor fakat aralarında otorite sorunu ortaya çıkıyor. Çünkü başrahip, manastırın tüm Avrupa’da ünlü olan kütüphanesindeki gizli kitaplara bir Fransisken’in ulaşmasını istemiyor. Ünlü oyuncuyu Lost ve Person of Interest dizilerinden hatırlıyoruz.

Başrahip ve Bernardo Gui

Baron of Neuenberg (Sebastian Koch): Adso’nun babası. Papa’ya karşı olan savaşta İmparator’un tarafında yer alıyor. Oğlu Adso’yu kendisi gibi savaşçı olarak yetiştirmek istiyor. Alman aktörü Homeland dizisinde izleyebilirsiniz.

Jorge da Burgos (James Cosmo): Kör olan Burgoslu Jorge manastırın en yaşlı isimlerinden biri. Aynı zamanda manastırın en huysuz ismi. Tecrübeli oyuncuyu Game of Thrones ve His Dark Materials dizilerinde bulabilirsiniz.

Malachi (Richard Sammel): Tüm Hristiyan dünyasında ünlü olan muazzam büyüklükteki kütüphanenin sorumlusu Hildesheimlı Malachi. Bir başrahip öldüğünde onun yerini baş kütüphaneci aldığı için kendisi çok önemli bir makamda oturuyor. Kendisini The Strain dizisinde bulabilirsiniz.

Severinus (Piotr Adamczyk): Manastırın bitki bilimcisi. Dünyanın her tarafından manastırı ziyaret eden keşişlerin getirdiği zehirleri saklamakla görevli.  Kendisini For All Mankind dizisinde izleyebilirsiniz.

Papa XXII. John Ioannes (Tchéky Karyo): İmparator Ludvig ile savaş halinde olan Papa, Hz. İsa tasvirinin belindeki kemerde para çantasının her daim yer alması gerektiğini savunuyor. Bu görüş Fransiskenlere göre kilisenin ne kadar yozlaştığının bir göstergesi. Bu yüzden bir Fransisken olan William, Papa’nın gözünde bir düşman. Aktörü The Missing dizisinde bulabilirsiniz.

Dizinin geri kalan kadrosuna buradan ulaşabilirsiniz.

Tırıvırı Bilgiler (Trivia):

Dizi, romanın ilk uyarlanışı değil. Ünlü roman, 1987 yılında Sir Sean Connery’nin başrolde olduğu bir filme de uyarlandı. Filmi beğenmeyen Umberto Eco’nun diğer romanlarını bu sebeple sinema uyarlamalarından uzak tuttuğu izlenimi oluşmuştu. 2011 yılında verdiği röportaj sırasında ise filmin iyi bir iş çıkardığını itiraf etti.

Tıpkı romanda olduğu gibi Ortaçağ Avrupa’sında konuşulan dile dizide de özel önem gösterilmiş ve bazı üniversitelerdeki isimlerden yardım alınmış. Diziyi uyarlayan isimler arasında yer alan Andrea Porporati aynı zamanda dini metinlerin çevrilmesinden de sorumluymuş.

Romanın İtalya’daki öneminden dolayı kanal diziye önemli bir bütçe ayırmış. Gomorra dizisinden sonra yurtdışına en çok satılan İtalyan dizisi unvanını almış.

Ünlü yazar Umberto Eco dizi prodüksiyona girmeden önce 19 Şubat 2016 tarihinde hayatını kaybetti.

Benim gibi romanı okuyanlar diziye göz atacaktır, okumayanların da en azından ilk bölüme göz atmasını tavsiye ederim. Proje açıkladığında beklenti büyüktü, İtalyan kanalı önemli bir bütçe ayırıp önemli isimlerle anlaştı. Fakat eleştirilerin genel olarak pek olumlu olduğu söylenemez. Büyük bir iş olsun isteği karmaşık bir prodüksiyon ortaya çıkarmış. Dizinin dilinin neden İngilizce olduğunu anlayabiliyorum, kanal yüksek bütçe ayırdığı için uluslararası satış işini de önemsemiş. Fakat kadro İtalyan, Alman, İngiliz ve daha birçok ülkeden isimden oluşuyor. Hatta kritik rollerde Amerikalı isimleri görüyoruz. Bunları görünce izleyici olarak HBO ya da kalite olarak bir alt seviyede başka bir kanal olsaydı daha iyi olurmuş diyorsunuz. En azından John Turturro ve çok sevdiğim Michael Emerson’ı izlediğime sevindim, rollerine yakışmışlar. İzleyecek olanlara iyi seyirler dilerim.

Not: Dizi daha önce bu yazının altında konuşuluyordu.