The Serial Killer’s Wife – Tanıtım
3 yorum pirate 04 Eylül 2024 08:19
The Serial Killer’s Wife, Paramount+’ın 15 Aralık 2023 tarihinde yayınladığı, gizem ve gerilim yüklü bir drama dizisi.
Dizi, 4 bölümden oluşmakta. Bölüm süreleri 45-48 dakika aralığında değişmekte.
Alice Hunter‘ın 2021 yılında yayımlanan aynı isimli kitabından uyarlamış dizi. Yazarın roman serisinin ilk kitabıymış bu. 2022 yılında The Serial Killer’s Daughter ve 2023 yılında The Serial Killer’s Sister isimli 2 kitap daha yayınlanmış.
Dizinin 1. ve 3. bölümünü Suzanne Cowie, 2. ve 4. bölümünü ise Ben Morris kaleme almış. Yönetmenliğini Laura Way üstlenmiş. Yapımcıları arasında Giuliano Papadia, Ivan D’Ambrosio ve Francesco Paglioli gibi isimler bulunmakta.
Beth ve Tom, 6 senedir birlikte olan, evli, mutlu, çocuklu bir çift. Tom, bir doktor. Beth ise çalışmıyor.
Beth, Tom için sürpriz bir doğum günü partisi hazırlamış ve yakın çevresini evlerindeki bu partiye davet etmiş. Parti devam ederken evi polisler basıyor ve Tom’u cesedi sahilde bulunan genç asistanı Katie/Katy Asquith‘i (Livvie May) öldürmek şüphesiyle gözaltına alıyorlar.
Tom gözaltındayken kocasının onu aldatıyor oluşu da dahil bazı sırlarını, yalanlarını öğrenmeye başlayacak Beth. Ama destekleyici eş rolünü bir anda kesip atmak gibi bir niyeti olmadığı da görülecek. Bu durum da bizi sadece Tom’u değil Beth’in karakterini, geçmişini ve de çiftin evlilik dinamiklerini de içeren genel bir sorgulama haline doğru itecek.
Beth karakterinde The Split, Britannia, Medici, The Salisbury Poisonings ve Personal Affairs gibi dizilerden anımsanabilecek Annabel Scholey‘yi; Tom karakterinde Poldark, Rain Dogs, The ABC Murders, Blandings ve Chloe gibi dizilerden hatırlanabilecek Jack Farthing‘i izliyoruz. Çiftin küçük kızları Poppy rolünde ise Alara-Star Khan karşımıza çıkmakta.
Davaya bakan polis dedektifi Aline Edgeworth karakterine Waterloo Road, White Lines, Turn Up Charlie, Harlots, The Detail, Brief Encounters ve Cutting It gibi dizilerden hatırlanabilecek Angela Griffin hayat veriyor. Ona bu davada eşlik eden polis dedektifi Mike Pearson rolünde ise Ripper Street dizisinden anımsanabilecek Benjamin O’Mahony karşımıza çıkmakta.
Beth’in son 1 yıldır ortalıkta olmayan, olayların ertesinde çıkıp gelen ve sağlıklı bir ebeveyn-evlat ilişkisine sahip olmadığı annesi Clover rolünde Survivors, Penance, William and Mary, Payback, Bonekickers ve At Home with the Braithwaites gibi dizilerden tanıdığımız Julie Graham‘ı izliyoruz.
Fortitude, Ordeal by Innocence, Traitors ve The Singapore Grip gibi dizilerden hatırlanabilecek Luke Treadaway, Beth-Tom çiftinin aile dostları Adam karakterini canlandırıyor.
Hari Dhillon, Tom’un avukatı ve arkadaşı Maxwell rolüyle karşımıza çıkmakta.
The Windsors, The Larkins ve Everyone Else Burns gibi dizilerden anımsanabilecek Morgana Robinson, Maxwell’in eşi ve Beth’in okuldaki sınıf anneleri grubundan bir arkadaşı olan Jules karakterine hayat vermekte.
Kadroda ayrıca Elizabeth Roberts, Freya Duffy-Allain, Shobna Gulati, Tim Daish ve Eben Figueiredo gibi isimler mevcut.
Dizinin ilk bölümünü izledim ve idare eder buldum. Hepi topu 4 bölüm zaten. Sezonu tamamlarım diye düşünüyorum.
Diziyle ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılmış.
yorumlar
* Nihayetinde ortalama bir ilişki+polisiye drama olduğunu düşünüyorum. IMDb’nin 6/10’u makul mesela bu açıdan.
Rahat izledim. Senaryonun gidişatı kendini biraz fazla belli eder cinstendi. Çok fazla şey izlemekten kaşarlaşmak şeklinde de değildi bence. İki erkek başrolü de severim, onların varlığı işime geldi.
Luke Treadaway’in Adam karakteri için biraz fazla ünlü birisi olması da yardım etti tabii.
3. bölüm sonunda Tom cidden ölseydi ve Beth, 4’te Adam’ın katil olduğunu anlasaydı da olurdu bu arada. 4’ün başında evlilik hazırlıkları yaptıklarını görünce birazcık göz devirdim sadece. Biraz fazla ideal bir ilerleyiş olması da ibreyi Adam’a çevirdi. Beth’in bu evden çıkalım dediğindeki surat ifadesi üstüne bindi, yetmedi Jules’un “Adam çocuğun kendisinden olduğunu bilmiyor,” demesi geldi. He canım, bilmiyor.
Adam’dan biraz fazla kolay kurtulduğunu da gelmişken ekleyeyim. Ayrıca sen de, kendi karını ihanet+çocuk sebebiyle garezinden öldürdün diyelim… Demeyelim de neyse, üstüne Tom’un Beth’i aldattığı kadınları niye bulup öldürüyorsun? Kötü tercihler yapmışlarmış-mış.
Hay bin kunduz.
* Son kısmıyla 2. sezona yol yaptılar, burada böyle kalsaydı biraz sinir olurdum. Gerçi bir bakmışsın iptal olmuş ama hiç yoktan iyidir.
* E ben hak veremedim bu kadına? Tom’un kadınlara kötü-berbat davranması başka, seri katil cinayetlerinden zilyon yıl hapsi boylayacak olması başka. Bu bence karıştırılmaması gereken bir sap-saman durumuydu. Bu yüzden de ilahi adalet modunda değilim.
Kendini güvence altına almak için adamı orada bırakarak kökünden halletti güya… Öncesinde Adam’ı öldürerek katil olması ve delilleri yok etmesi de cabası. Bir de kadının sonlardaki burnu havada haklılık durumu da tersi etki yarattı bende. Ayaklarının o masada ne işi var mesela?! Ayrıca boğazında kalsın.
* Polisin diğer kadınla kulüpte konuşmasının üstünü göstermediler. Kapanıştaki Tom’la Jules görüşmesi de var tabii. Sonda kayıp ilanında bulundu da onun devamı ne kadar gelir bilemedim. Ölüsünü bulurlar, vah vah olur. Biz de tahminen bunun sonrası bir vakitle döneriz.
Bakalım daha ne gelecek? Geleceğini farz edersek tabii.
Sonradan Ek: Ben öyle düşündüm ama sonradan vazgeçtiler bu arada.
Ben dizinin isminin de ilk akla getirdiği üzere Tom’un da katil olduğunu düşünmüyorum bu arada. Katil, Adam çıkacak büyük ihtimalle. Yalnız o durumda dizinin adını duruma uydurma adına Beth’i Tom’dan boşatıp bir noktada Adam ile evlendirmeye kalkar mı senaristler bilemedim tabii.
S01E03
Bu adam baya sinsi cidden.
Bir önceki bölümdeki iddiamı güçlendiren bir bölümdü.
Şu ana kadarki bölümler arasında en kötüsüydü.
S01E04 (FİNAL)
Bariz olan üzerinden ilerlediğimiz bir final oldu. Kapanışta da adalet yerini buldu denebilir. Sanırım.
2. sezona gerek olduğunu düşünmüyorum. Haliyle finaldeki o ek sahneye de.
Tahmini fazla kolaydı cidden her şeyin. Vasat ile vasat altı arasında gidip gelen bir dizi oldu. Sezon 6 bölüm falan olsa o berbat ötesi 3. bölümün ardından bırakırdım belki de izlemeyi. İyi ki 4 bölümmüş bu açıdan. Oyuncu performansları açısından kimseyi yeterli bulamadım bu arada. Erkek ikili daha bir kötüydü tabii. Morgana Robinson’ı da daha fazla kullanabilirlerdi bence dizide. Hiçbir etki yaratamadı bu haliyle.
Dizi için puanım: 6.3