Wonderland – Tanıtım
13 yorum pirate 14 Haziran 2023 08:03
Wonderland, Avustralya yapımı bir komedi drama dizisi. Network Ten’de 2013-2015 yılları arasında yayınlanmış. 3 sezon sürmüş. 13+15+16 olmak üzere toplam 44 bölümden oluşmakta. Bölüm süreleri ise 45 dakika civarında değişmekte.
Romantik komedi türündeki dizinin yaratıcısı Sarah L. Walker (The Secrets She Keeps) ve Jo Porter. Porter’a yapımcı koltuğunda Rick Maier, Andrew Walker ve Jet Wilkinson gibi isimler eşlik etmişler.
3. sezonunun ardından iptal edilen dizi, ilk sezonunda 602.000, ikinci sezonunda 470.000, üçüncü sezonunda ise 430.000 izleyici sayısı ortalaması tutturmuş. İlk bölümünde elde ettiği 948.000 izleyici sayısını ilerleyen süreçte hiçbir bölümde geçememiş.
Diziyi genç bir kadının gelinlikle düğünden kaçtığı, damada benzeyen bir adamın onu kovaladığı ama yakalayamadığı, kadının gelin arabasıyla oradan uzaklaştığı bir sahneyle açıyoruz. Sonrasında da bu anın 12 saat öncesine uzanıyoruz. Bizi o noktaya getiren ve de sonrasında gelişen olaylar serisini en başından izlemeye başlıyoruz.
İlk bölümün tadının kaçmaması adına ‘Kim kimdir?’ kısmını pas geçeceğim tanıtımda. Ama ipucu vermek adına; düğünde 2 adet gelinlik giymiş genç kadın, 2 adet nedime kıyafeti giymiş genç kadın, 3 adet de takım elbiseli genç adam bulunduğunu belirteyim. Sydney şehrinde bir apartmanın farklı dairelerini paylaşmakta bu 7 kişi. Günün sonunda bu 7 kişilik arkadaş grubuna 2 kişi daha eklenecek ve 1 kişiyle de yollar ayrılacak.
1 adet o gün evlenen çiftimiz mevcut. 1 adet daha öncesinden evli olan bir çift var. 1 adet sevgili çiftimiz var. Düğünde çiftini bulacak olan bir tekil şahsımız var. Bir de kardeşinin düğününe gecikmeli de olsa yetişen biri mevcut. Hikayedeki erkeklerden biri epey çapkın ve aynı zamanda evlilik karşıtı biri. Ortamdaki 4 kadından biri ile çift, diğer üçünden ikisiyle de daha öncesinde çıkmış. Sonradan gelecek kişiyle de arasında bir çekim olacak. Hikayemizin merkez kahramanı ve de mikseri kendisi.
Kadroda Anna Bamford, Michael Dorman (Joe Pickett, For All Mankind, The Secrets She Keeps, Patriot), Emma Lung (The Straits), Tracy Mann, Glenn McMillan, Ben Mingay (Frayed, Amazing Grace, The Twelve), Tim Ross (Dive Club, Harrow), Brooke Satchwell (The Twelve, Mr Inbetween, Black Snow, Canal Road), Jessica Tovey (Bad Mothers, Wolf Creek), Mike Booth, Peter Phelps (Baywatch, Old School, Stingers), Les Hill (Patricia Moore), Simone Kessell (Reckoning, The Crossing, Terra Nova, Yellowjackets), Martin Sacks (Wentworth), Mia Pistorius (Straight Forward), Ewen Leslie (The Cry, Operation Buffalo, Safe Harbour, The Gloaming), Elise Jansen ve Christie Whelan Browne (The Wrong Girl) gibi isimler bulunmakta irili ufaklı rollerle.
Bir veya daha fazla bölümle konuk olan tanıdık simalar arasında ise Claire Lovering, Odessa Young, Roy Billing, Darren Gilshenan, Gia Carides, Emma Leonard, Milly Alcock, Louisa Mignone, Pia Miller, Celeste Barber, Melissa Bonne ve Alexandra Park gibi isimler mevcut.
Dizinin sunum açısından fena bulmadığım ilk bölümünü izledim ve eğlendiğimi söyleyebilirim. Kadrodaki bazı isimler potansiyel barındırırken bazıları hiçbir şey vaat etmedi. Beklentiyi düşük tutmak kaydıyla bir şans verilebilir diziye.
yorumlar
S01E02
Boynuzu takmış belli de o kriz geçirme anı ne saçma sapan ne gereksiz bir şeydi öyle.
Sarışına okeyim de esmer hatun üçlüsünün hiçbirine ısınamadım daha. Hepsi ayrı defolu. Erkeklerde de bina üçlüsüne okeyim ama yabancı olana ısınamadım.
S01E05
Rob: Cidden eziksin be birader!
S01E06
*Dani: Senin de ağzında bakla ıslanmıyormus hiç. Yargılamiyorum tabii. Kötü oldu da diyemeyiz.
*Grace: Mahremiyet/Özel Alan mı arıyorsun sen? Onu 2 göz odalı küçük dairede yanına ev arkadaşı olarak geldiğin adamı öteleyerek sağlayamazsin. Halk plajında hiç bulamazsın zaten.
1- Manitanla yalnız takılmak istiyorsan onun dairesine gideceksin.
2- Paraya kıyıp lüks bir plaja gideceksin.
Telefon konusunda haklıydın tabii.
S01E07
*Carlos o gece hiçbir şey olmadığına beni inandıramaz.
*İşin çok zor be Tom. Hatun fazla tatlı.
S01E10
*Marketteki minik bir sahneyle de olsa Pia Miller’i görmek güzeldi. Bite Club sonrasında yani tam 5 senedir yeniden oyunculuk denememiş olması üzücü.
*Dani’den anne gibi bir anne olmayacağını öğrenmiş olduk. Çok farklı karakteristik özelliklere sahip bir çift bunlar. Bu kadar uyumsuzluk başa bela bence.
*Amanda: Bitmiş gitmiş işte. Niye yani?
*Rob: O haberi duyunca akla gelmesi gereken o ilk malum sorunun senin aklının ucundan bile geçmemiş olmasına inanamıyorum. Fazla naifsin be kardeş!
S01E11
*Ozlemişim Alexandra Park’i ve de gülüşünü. Konuklugunun sadece 1 bölümle sınırlı kalması üzdü.
*Rob: ‘Kutlamaya değer bir yıl mı geçirdik ki?’
Aklından geçen bu ama dile getiremeyecek kadar eziksin işte.
S02E01
*Nihayet doğru olanı yapan bir adet Rob mevcut ama kimseden destek görmüyor. Şaka gibi!
*Annesi bizim koca ağızlı şaşıdan daha hoşmuş kesinlikle. Babaya çekmiş belli ki.
S02E02
*Megan Gale: Oyuncudan ziyade model olduğu hissediliyordu. Son Umut ve Üç Bin Yıllık Bekleyiş olmak üzere yarı Türk işi 2 filmde de rol almış minnak oyunculuk kariyerinde.
Kafa dengi bir karakterdi bu arada. Miranda’yi beklerken hoş olma potansiyeli olan bir şeyi daha başlamadan savuşturdu Tom.
*Her yemeğe tam kadro toplanan siz … Kadıncagizin kırk yılın başı bir yemek organize edeceği tutmuş ama herkesin bir işi var maşallah. Kadın pek alınmadı tabii ama ayıp oldu bence.
*Ortamların henüz Rob’a hazır olmadığını görmüş olduk. Buna rağmen fazla şanslıydı tabii.
*Ewen Leslie’yi sevmiyorum. Hangi dizide karşıma çıkarsa çıksın durum değişmiyor.
S02E03
Tek yaptığın şey ortada hiçbir sorun yokken sorun icat etmek Grace. Çekilir dert değilsin ve Carlos’u hak etmiyorsun. Dani de sınırlarda geziyor Steve’i hak edip etmeme konusunda işkolikligi, adamın ihtiyaçlarını görmezden gelişleri ve düşüncesizce yaptığı harcamalarla. İlerde bir Steve-Collette girişimi olsa hayır demem sanırım.
S02E05
Jade’in dönüşüne sevindim. Helen Thompson’i konuk oyuncu olarak görmek güzeldi ayrıca.
S02E06
*Ne geçiyor eline böyle davranınca Miranda?
*Yine bok ettin Rob!
S02E07
*Grace: Tipsiz, yatakta kötü ve en önemlisi g.tün teki. Cidden mi? Hala mı? Sende cidden mide de yok; sağlıklı bir karar mekanizması da.
*Miranda: Hak ettin ama sen. Kızmaya, bozulmaya kesinlikle hakkın yok.
*Rob: Aynı döngüde dönüp durmaktan hiç yorulmayacak mısın cidden sen?
Sezon finali gibi bir bölümdü.
*Brezilya diyoruz. Carlos diyoruz. Ateşle barut değil gerçi bu ikili ama …
*Ne olur tekrar görmeyelim şu beş para etmez adamı artık.
*Miranda: Servis tabağında ikram ettik resmen adamı. Tebrikler.
S02E13
Simone Kessell de katıldı bu bölümle birlikte kadroya.
S02E15 (Sezon Finali)
*Tom: O kadar inanarak ‘Bitti.’ diyorsun ki …
*Hiç ısınamadım şu Max’e. Keşke bir sonraki sezonda yola devam edilmeseymiş karakterle.
*Steve&Dani: Steve’in büyük emeğiyle çok iyi dayandınız cidden şu ana kadar bu uzak mesafe olayına ama ikinizden biri diğerinin yanına taşınmayı ötelediği sürece bir noktada bir aldatma vakası yaşanır illaki.
*Maggie ne saklıyor tam olarak?
Parçaları birleştirmek ise yeni sezona kaldı.
S03E02
*Sasha: Kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor resmen adamla. Geçen bölümdeki gece yarısı araması uydurma bir açıklamayla bitmişti. Bunun üstüne tüm bölüm boyunca adamın aramalarını görmezden geldi. Kapanışta ise …
*Warwick: Nasıl rahat bir adamsın sen ya? Sen kapıdan çıktığın anda birbirlerinin üzerine atlamaktan geri durmayacakları 100 metre öteden görülüyordu.
*Steve: Elbette masumane bir arkadaşlık içerisindesin ama empati yaptığında sen de farkındasın ki Dani de durumdan rahatsız olmakta sonuna kadar haklı.
S03E03
Görmezden gelmeyeydin o mesajları. Hamile belki. Yoksa niye iletişime geçmeye çalışsın o kadar süre sonra seninle durduk yere.
S03E04
*’Bad girl’ tiplemeleri severim büyük oranda aslında. Simone Kessell de izlemeyi sevdiğim bir oyuncudur ama bu Sasha’yı hiç sevemedim ben yahu! Ava’yı özlüyorum.
*Miranda: Bu ayıda ne buluyorsun cidden ama sen ya? Yoruldum.
*Maggie: O olmasa başka biri olurdu zaten. Kumaşında var senin … Ayrıca oraya taşındığından beri aklında da tabii.
*Hoşmuş baya o Brezilyalı hatun. Yani demem o ki istediğin kadar kırmızıları çek fayda etmez; onun salaş hali kadar bile ışıldayamazsın Grace. Yani demem o ki kıymetini bil o Carlos’un.
*DNA testi sonucunun
sevindim.
*Üfff, açıklansın artık!
*Bölüm sonu: Ağlama değmez hayat bu göz yaşlarına …
Çok fırsat geçti be eline! Hiçbir zaman değerlendirmedin. Kankayı oynamayı tercih ettin, hep bir mesafe koydun.
Kendin ettin, kendin buldun. Gül gibi sararıp soldun … Ey-vah, ey-vah, ey …
*Sasha terörize etti resmen kendini.
*Grace’in bölüm boyunca giydiği bluzu pek bir beğendim.
*Carlos: You, lucky bastard!
S03E16 (FİNAL)
Olaylı bir düğün günüyle açtığımız diziyi yine olaylı bir düğün günüyle kapattık. Finalden ziyade sezon finali tadında bir bölümdü sanki. 3 ayrılık, 2 birleşme, 1 de belirsizlik yazmışlar çiftler için. Altısı için de makbuldü denebilir.
Avustralya’yı sevmek yetiyor bazı Avustralya dizilerini sevmek için. Bu da o tarz dizilerden biriydi işte. Tıpkı 800 Words gibi, belki Puberty Blues gibi bir gün tek sezonluğuna bile olsa dönebilse mutlu olacağım dizilerden biri. Tabii 800 Words seviyesinde bir isyanım, açlığım yok bu konuda.
Neredeyse tamamının hasarlı/kusurlu karakterler olmasına rağmen insan soruyor yine de ‘Bu apartmanda bunlarla birlikte yaşamak ister miydim?’ diye. İsterdim ama Harry olurdum anca tabii ben bu hikayede. Yeterince görülmeyen adam. Elbette kendime en yakın hissettiğim karakter Harry oldu. İkinci sıraya da Steve’i koyarım herhalde. Pampak bir adamdı cidden. Genelde erkekler daha hatalı olan taraf olurlar ama bu dizide kadınlar çok daha hatalı olan taraf oldular her daim. O yüzden kadrolu kadın karakterlerden hatasıyla da severim diyebileceğim bir kadın karakter olmadı. Yine de o Max camışıyla birlikte olmaya başlayana kadar Miranda öyleydi bir süre tabii. Kadrolu olmayanlar arasında ise Ava, Jade, Fabiana falan gayet cool hatunlardı tabii. Dizide en haz etmediğim karakterler kimlerdi? 1 numaram kesinlikle Ewen Leslie’nin karakteri Nick oldu kesinlikle. 2 numaraya da Max’i koyarım erkekler arasında. Kadınlarda durum biraz daha karışık bu konuda. İlk sezonu Colette’e, ikinci sezonu Grace’e, üçüncü sezonu ise Maggie’ye rezerve edebilirim. Maggie, son sezon olmasından dolayı daha sıcak olduğu için, ilk 2 sezonda da aslında kendini sevdirebilecek pek bir şey yapmadığı için totalde 1. sırada yer alır.
Anna Bamford’un bu dizinin ardından kaybolup gitmiş olması üzücü. Bu dizi haricinde onu izleyebileceğimiz bir başka dizi daha olmaması büyük kayıp bence.