Kaynak: Batın Berk Gürbüz TV / YouTube

TNT, Türkiye’de kısa süreli yayın hayatına rağmen akıllarda yer eden ulusal bir televizyon kanalıydı. TNT hakkındaki ilk haberler, 2007 yazında duyuruldu. 5 Ağustos tarihinde Milliyet’te yer alan ”Türk medyası da global oldu” başlıklı bir yazıda şu ifadeler yer alıyordu: ‘‘Doğan Yayın Holding ve Turner Broadcasting System, CNN Türk’ten sonra ünlü eğlence kanalı TNT ve çocuk kanalı Cartoon Network’ün de Türkiye’deki yayını için işbirliğine imza attı.’’ Binası Beşiktaş’ta bulunan kanal, 21 Şubat 2008’de test yayınına başlamış ve 3 Mart 2008’de resmî olarak yayın hayatına adım atmıştı. Kanal, ilk yıllarında ağırlıklı olarak yabancı dizilerle dikkat çekmişti.

Kanal açıldığı zaman CNN Türk, karasal yayın frekanslarını TNT‘ye bırakmıştır ve CNN Türk bir süre kapanmıştır. Daha sonra TV5 kanalının karasal yayın lisansı satın alınıp kanalın yayını yeniden çatı antenlerine verilmiştir. TNT ise kablolu televizyonda Jetix ile dönüşümlü yayın yapmıştır. 20.00’a kadar Jetix, 20.00’den sonra TNT yayınlarına devam etmiştir.

Ayhan Kahya’nın sesinden: ”House, 23 Ekim Perşembe, Ti En Ti’de…”

TNT, başlangıçta İngilizce okunuşuna göre “Ti En Ti” olarak okunurken sonradan Türkiye’de “Te Ne Te” olarak okunmaya başlanmıştır.

Yabancı dizileri izlemeyi seven izleyiciler tarafından tercih edilen TNT’nin film ve dizi yayınlarındaki tercihleri, izleyiciler arasında zaman zaman tartışma konusu oluyordu. Kanalın başlangıçta dizi ve filmleri hem Türkçe dublaj hem de alt yazı seçeneğiyle yayınlamasına rağmen yayın sırasında filmlerin sadece orijinal adlarını kullanması, dublajın orijinaline kıyasla daha az sesli ve bazı ortam seslerinin duyulmaması, bazı uydu alıcılarında alt yazı seçeneğinin bulunmaması, bazen dublaj ve alt yazı olmadan orijinal ses ile yayın yapılması; izleyicilerin en çok şikâyet ettiği noktaların başında geliyordu. TNT’nin açıldığı ilk yıllarda dikkat çeken bir diğer yönü ise sigara sahnelerine sansür uygulamamasıydı.

TNT, 7 Nisan 2008’den itibaren akşam saatlerinde Lost” dizisini birinci sezondan itibaren, iki bölüm arka arkaya ve Türkçe dublajla yayımlamaya başlamıştı. Pazar akşamları ise dizinin orijinal dilde ve alt yazılı hâli yayımlanıyordu. Böylece izleyicilerin haftalık iki farklı izleme seçeneği bulunuyordu. Ancak TNT’nin “peş peşe iki bölüm” yayın politikasında tartışma yaratan bir uygulama dikkat çekiyor. Kanal, ikinci bölüm başlamadan önce ekrana gelen Lost yazısı ve açılış sekansını sistematik biçimde kesiyordu ve bu durum izleyiciler tarafından olumsuz tepkiler almıştı. TNT, zaman zaman ispiyon (spoiler) içeren dizi tanıtımlarıyla da eleştiriliyordu. Örneğin ”Lost” dizisinin bir tanıtımında yer alan “adanın yeni kurbanı…” ifadesi, izleyicilerden tepki toplamıştı.

Kanalın yayınladığı diziler takdir görürken yayın politikası eleştiriliyordu. TNT’nin ABD’de yayından kaldırılmış dizileri (”Cashmere Mafia”, ”New Amsterdam”) yayınlamaya başlaması ya da bazı dizileri (”Will and Grace”, ”Seinfeld” dizisine yer açmak için kaldırılan ”Frasier”) aniden kaldırması da eleştirilen diğer durumlardı. İnternette veya DVD formatında ‘o dönemde’ bulunması zor olan ”The Guardian” dizisini yeniden ekrana taşıması, dizinin takipçileri tarafından memnuniyetle karşılanmış ancak dizinin saatinin prime time’dan gece yarısına alınması hayal kırıklığı yaratmıştı.

Kısacası eleştirilerin ortak noktası, kanalın açıldığı günden bu yana bir yayıncılık politikası oturtamamış olmasıydı. Başlangıçta kanalın bağlı bulunduğu medya grubunun gazetesi Hürriyet haricinde kanalın yayın akışına ulaşmak çoğu zaman mümkün olmuyordu. İnternet sitelerinde (www.tnttv.com.tr) yayın akışını vermeye başlasalar da dizi ve film bilgileri bazen hatalı olabiliyor ya da gün içinde bir sonraki günün akışını gösterebiliyordu. TNT’de aynı gün ve aynı saatte bir haftaLost”, ertesi hafta Kemal Sunal filmi, bir sonraki hafta ise Türkçe dublajlı Supernatural” görmek mümkün olabiliyordu. Tekrar bölümlerin yayın günleri de sık sık değiştiği için düzenli takip neredeyse imkânsız hâle geliyordu.

Kanal Pink Floyd’dan Johnny Cash’e, Queen’in Live at Wembley ’86 performansından Pulse konserine, Coldplay, Oasis, Red Hot Chili Peppers ve Paul McCartney’e uzanan geniş bir yelpazede efsanevi konser yayınlarıyla da dönemin müzikseverlerine benzersiz bir arşiv sunmuştu.

Vipsaş HD Restorasyon Merkezi’nde yenilenen Türk filmleri ilk kez 2009 yılında TNT’de ekrana gelmişti. Kanalda yaşanan değişimin ilk işaretleri ise 2009–2010 sezonunda maç yayınlarının başlaması ve Kemal Sunal, Orhan Gencebay gibi isimlerin başrolünde olduğu klasik Türk filmlerinin yayına alınmasıyla belirginleşmişti.

24 Ocak 2011 – 17 Haziran 2012 tarihleri arasında TNT, ulusal kanal olarak da yayın yaparak yerli dizi ve programlara imza attı. Kanal bu süreçte Türk dizisi olarak ”Kolej Günlüğü”, ”Yılan Hikayesi”nin yeniden çevrimi olan ”Dedektif Memoli”, BKM imzalı bir huzurevi hikayesi olan ”Huzurum Kalmadı”, Gökhan Özen’in müzikal-gençlik dizisi ”Yıldız Masalı”, komedi dizisi ”Şahin ve Çetesi”, Ekin Türkmen ve Ertan Saban’lı ”Bir Kadın Tanıdım”ı yayınlamıştı. Bunlar haricinde ”Kurtlar Vadisi Pusu”nun altıncı sezonunu ve ”Arka Sıradakiler”in altıncı sezonunu da transfer ederek yayınlamış; Mehmet Ali Erbil, Hülya Avşar, Petek Dinçöz gibi isimlere program yaptırarak başlangıçtaki çizgisinden epey uzaklaşmıştır. Kanalın logosu iki kez değişikliğe uğramıştır. İlk logosu sağ üst köşede yer alan kırmızı çerçeveli yuvarlak logodur. Yayın politikasında değişikliğe gittikleri dönemde ise logo, mavi çerçeveli görünümünü alarak sol üst köşeye kaymıştır.

Düşük reytingler ve finansal kayıplar, kanalın kısa sürede kapanacağına dair söylentileri beraberinde getirdikten sonra TNT, 18 Ağustos 2012’de Türkiye’den çekilme kararı almış ve yerine TV2 (bugünkü teve2) geçmiştir.

TNT, yabancı dizileri Türkiye’ye taşımakta iddialıydı ve CNBC-e’nin güçlü bir rakibiydi. Kanalın yayınladığı diziler arasında şunlar vardı:

TNT, Cartoon Network ile ortak yayınladığı çizgi film kuşağıyla da dikkat çekti. Öne çıkan yapımlar şunlardı:

Kısa ömrüne rağmen TNT, Türkiye’de Amerikan dizileri ve çizgi filmleriyle eğlenceli bir pencere açtı. Yerlileşme denemeleriyle ulusal yayıncılık alanına da katkı sağlamak istedi, ancak düşük reytingler ve finansal kayıplar kanalın yolunun kısa olmasına neden oldu. TNT’nin kapanışı, Türk televizyon izleyicisi için bir dönemin sonunu simgelerken ardında renkli bir dizi ve çizgi film arşivi bıraktı.

Kaynak: Batın Berk Gürbüz TV / YouTube