Doom Patrol — Tanıtım
63 yorum necdetcem7 20 Mart 2019 08:50
DC Universe servisinin ilk dizisi olan Titans geçtiğimiz yıl yayınlandı. Aynı servisin ikinci dizisi olan Doom Patrol 15 Şubat tarihinde görücüye çıktı. Aynı isimli çizgi romana dayanan Doom Patrol, Greg Berlanti, Geoff Johns, Jeremy Carver ve Sarah Schechter yapımcılığında bizlerle buluştu. DC Universe ve Warner Bros’tan 13 bölümlük ilk sezon onayını alan dizinin senaryosunu Jeremy Carver yazdı.
Şu ana kadar 5 bölüm yayınlanan dizinin bölüm süreleri 48-60 dakika arası değişiyor. Henüz ikinci sezonu hakkında bir haber yok.
Aynı zamanda bu dizide yer alan karakterler Titans dizisinin 5. bölümünde gözükmüştü. Onu izlemeyen bunu izleyemez diye bir gereklilik şimdilik yok; yani size kalmış bir şey.
Doom Patrol, çılgın bilim adamı Dr. Niles Caulder liderliğinde bir araya getirilmiş kişilerden oluşur. Her bir üyesi korkunç kazalara maruz kalmıştır; ama bu kazalar onların insanüstü kabiliyetlerinin olmasını sağlamıştır. Fakat aynı zamanda bu durum onlara yaralar vermiş ve kimisinin de dış görünüşünü bozmuştur. Dr. Niles Caulder, travma geçiren ve ezilen bu insanları bir araya getirerek, var olan en garip vakaları araştırmak ve Dünya’yı buldukları şeylerden korumak için onlara bir amaç verir. Kendilerini süper kahraman olarak görmüyorlardır ve güçlerinin farkında da değillerdir. Aynı zamanda ekip olma konusunda da amatördürler. Birbirlerine alışmaları ve süper kahramana dönüşmeleri zaman alacaktır.
Dr. Niles Caulder / Şef (Timothy Dalton)
Doom Patrol grubunun lideridir. Bilim ve tıp üzerine uzmanlığı vardır. Hayata dönmesi mucizevi olan kişileri bilim ve tıp bilgisini kullanarak hayata yeniden bağlayabilmiştir. Bir takım kazalara maruz kalan ve insanlar tarafından dışlanan kişiler üzerinde hem deneyler yapmaktadır hem de onlara özgürce yaşayabileceği bir alan vermektedir. Doktor, sadece kendi çapında yaşayan bir insan değildir; yaptığı işlerden dolayı ona düşman olan süper güçlere sahip kişiler vardır. Bu ekibi kurma amaçlarından birisi de o kişilerin dünyayı yok etme amaçlarını engellemektir.
Oyuncuyu Penny Dreadful ve Chuck dizileri ile bir sürü filmden tanıyabilirsiniz.
Cliff Steele / Robotman (Brendan Fraser)
Popüler bir otomobil yarışçısı olan Cliff şaşalı bir hayat sürmektedir. Fakat zenginliğin getirmiş olduğu şeylerden zaman geçtikçe sıkılır ve kendini başka arayışlar içerisinde bulur. Bu sırada karısı ve kızıyla da arası kötüleşir ve eşinden boşanıp yalnız bir hayat geçirmeye başlar. Hatalarının farkına varıp eşi ve kızıyla arasını düzeltmek için onları tatile çıkarmak isterken bir araba kazası geçirir. Eşi ve kızını bu kazada kaybeder. Kendisi ise beyni bir robota yerleştirilmiş şekilde 2019 yılında gözlerini açar. İnsani hiçbir şey hissedememektedir; ancak yaşadığı her şeyi hatırlamaktadır. Yeni bedeninde yaşamaya alışmaya başlar.
Oyuncuyu Condor, Trust, The Affair ve Texas Rising dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Rita Farr / Elasti-Girl (April Bowlby)
Eski bir aktristir. Sinema dünyasının en önemli yıldızıyken bir gün sette kaza geçirir. Bu kaza sonucu görünüşünde bozulmalar başlar ve kariyeri son bulur. Artık insan içine çıkmaktan korkar hale gelmiştir ve kimseyle geçmişi hakkında konuşmak istemez. Gücünü zorunda kalmadıkça kullanmamaya çalışır.
Oyuncuyu Two and a Half Man dizisinden hatırlayabilirsiniz.
Larry Trainor / Negative Man (Matt Bomer)
Orduda başarılı bir pilot olan Larry, hayatta kalması mucize olan bir kaza geçirir. Bu kazadan bütün vücudu yanmış bir şekilde çıkar ve negatif enerji olarak adlandırılan bir şeyle birleşmiştir. Kariyerini ve ailesini bu durumdan dolayı kaybeden Larry içindeki bu şeyin amacını çözememiştir. Belli başlı durumlarda ortaya çıkan bu güç çok tehlikeli olabilmektedir.
Altın Küre ödüllü oyuncuyu The Last Tycoon, American Horror Story, White Collar ve Chuck dizilerinden tanıyabilirsiniz.
Crazy Jane (Diane Guerrero)
Çoklu Kişilik Bozukluğu hastasıdır. Birbirinden farklı 64 kişiliği vardır ve bu kişiliklerin her birinin farklı süper gücü vardır. Hastalığı yüzünden dengesiz ve kontrolü güç bir karakterdir.
Oyuncuyu Superior Donuts, Jane the Virgin ve Orange is the New Black dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Victor Stone / Cyborg (Joivan Wade)
Geçirdiği bir kaza sonucu babası tarafından Cyborg’a dönüştürülmüştür. Ekibe sonradan katılır. Babasının baskılarından bıkmıştır. Niles’ı çok sever. Ekibin olaylara karşı gaza gelmesini sağlar.
Oyuncu konuk olarak Doctor Who dizisinde yer almıştır.
Eric Morden / Mr. Nobody (Alan Tudyk)
Bir deneye gönüllü olarak katılan Eric, deney sırasında yaşanan bir kazadan dolayı istemediği bir şeye dönüşmüştür ve bu olaydan Niles’ı sorumlu tutmaktadır.
Emmy adaylığı bulunan oyuncuyu The Tick, Dirk Gently’s Holistic Detective Agency, Suburgatory ve Firefly dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Bu platformun ilk işi olan Titans’ı bayıla bayıla izleyince bu diziyi de sabırsızlıkla beklemeye başladım. İlk bölümleri benim açımdan doyurucuydu ancak sonrasında biraz konusunu dağıtmaya başladı. Şimdilik sıkılmadan takip ediyorum. Öncelikle Titans dizisini izleyerek beklentilerini yükseltmiş olanlara bu diziye girerken aşağıya çekmelerini tavsiye ederim. Bu dizi Titans kadar DC evreninin karanlığını verebilen bir dizi değil. Daha hafif, kafa takılmadan izlenecek ve içinde bir miktar eğlence unsurları barındıran bir dizi. Kafamızda klasikleşmiş olan süper kahraman dizilerinden olmadığını söyleyebilirim. Oyuncularını sevdiğimden ve devamında nereye varacağını merak ettiğimden sezonun sonunu göreceğim. Siz de oyuncu kadrosunu seviyorsanız beklentinizi yüksek tutmadan deneyebilirsiniz.
yorumlar
Bu dizinin ambalajı harika, ama içinden başka bir şey çıkıyor. İlk 2 bölümü izleyip vazgeçtim devamına bakmaktan. Hiç beklediğim tadda çıkmadı. (titans’ta tanıdığım ve sevdiğim karakterlerin bağlayıcı+sürükleyici olacağını, dizinin ağırlıklı olarak kara mizahlı ilerlemesini bekliyordum, havamı aldım)
Not: Diziyle ilgili daha önce şurada yorum yapıyorduk.
Baya kötü. İlk bölümü izlediğime pişman oldum.
Titans ayarında bir şey bekleyip bulamamanın eksikliği benim de üstümde, 5. bölümü izlerken de sıkıldım mesela ama bir şekilde götürüyoruz. Herhalde sezonu tamamlarım.
sıkmıştı beni ama 6. bölüm hoşuma gitti ve yeniden diziye olan ilgimi arttırdı diyebilirim. Umarım devamında da böyle devam eder.
Bölüm süresi yine fazlaydı (57 dakika) ama pek sıkılmadım. Bunun bölüm sürelerini biraz kısaltsalar daha iyi olacak.
1×07 üzerine:
Son kısım gülmelik mi küfür etmelik mi ayırt edemedim. Bu dizi niye böyle ya?
Müzikal performans kısmı bu bölümün en iyi kısımlarından birisiydi.
1 x 09 üzerine:
Bunun sezonu kaçta bitecek ya? Hani elinde sıcak bir şeyle yürürsün de onu bir an önce masaya fırlatıp gidip elini soğuk suya tutmak istersin ya, o misali izliyorum diziyi. Bitince bırakıp kaçma planlarım var.
15.
Eyvah!
Son 2 dakikasına katılıyorum. Onların da çekerken bizimle aynı duyguları yaşadığını düşünmek güzel.
Cyborg un çıkması kötü oldu, ekipte iyi oluyordu o.
Bunu da 2. sezon onayı alırsa iptal etmeyi düşünüyorum.
Ben dördüncü duvarı yıkmaları konusunda kararsızım. Hakaret mi etmiş oldular iyi bir şey mi yaptılar belli değil.
* Bir an Larry’den de mi vazgeçiyorlar diye düşündüm de o kadarını yapmadılar tabii. Matt Bomer’ın The Sinner’ın üçüncü sezonunun kadrosunda olması geliyor aklıma. Gerçi sahnelerinin en az yarısı dublörlük. Seslendirmeye vakit ayırsa yeter resmen.
Kaldı iki bölüm. Ha gayret.
Galiba eğlendim bu bölümde. Ama gülmeyeyim derken sinirlerim de laçka oldu.
* Niles’ın sonda söylediğini beğendim Bir şekilde üstünden geçip şiddetini azaltırlar ama gerçeğin böyle kalmasını tercih ediyorum.
1 x 15 (Sezon Finali/Final) üzerine:
Çok şükür bitti. Kendime niye bu derece işkence yaptım bilmiyorum ama sonunu gördüm. Kapalı sayılabilecek bir şekilde bitip bitmemesi çok umrumda değildi, bence kapalı sayılabilecek gibi bitirmişler, devamı gelecekse de izlemeyeceğim zaten.
Oyuncu kadrosu iyiydi ama senaryo kötüydü.