Ufak Tefek Cinayetler || Dört Kadın, Bir Cinayet, Binbir Sır — Tanıtım
86 yorum aserat 14 Kasım 2017 08:48
Her ne kadar Türk televizyonları melodramların etkisinde olsa da son dönemde ekrana gelmeye başlayan alternatif işler ekrana farklı bir soluk katıyor. İşte geçtiğimiz haftalarda Star TV’de başlayan Ufak Tefek Cinayetler de bu yapımlardan biri.
KİMLİK BİLGİLERİ
Tür: Dram, Polisiye
Sezon/Bölüm Sayısı: İlk 3 bölümü yayınlandı.
Yayın Durumu: 24 Ekim 2017 – günümüz
Süre: 120 dakika
Yapımcı: Ay Yapım
Yönetmen: Ali Bilgin & Deniz Yorulmazer
Kanalı: Star TV
Önemli Bağlantılar: Resmi Site – Vikipedi – Facebook – Twitter – Instagram – Youtube
KONU
Lüks bir parti için bir araya gelen insanlar kimliği bilinmeyen bir kadın pencereden aşağı düşüp ölmesiyle hayatlarının şokunu yaşar. Bu gizemli ölümün ardından muhtemel görgü şahitlerini sorgulamaya başlayan Komiser Kemal ve Derya, fazla zaman geçmeden işin altında sanıldığından çok daha büyük bir savaşın yattığını keşfedecektir.
Tanıklar anlatır, biz de Oya, Merve, Arzu ve Pelin’in hayatlarına konuk oluruz. Uzun zamandır çok yakın arkadaş olan kızlar, lisede ‘efsane dörtlü’ olarak ün yapmışlardır. Ancak 1996’da yaşanan o olaydan sonra özellikle Oya’nın hayatı tamamen değişmiştir. Yıllar sonra Oya her şeyin başladığı Sarmaşık’a geri döndüğünde içinde sadece intikam arzusu vardır.
KARAKTERLER
- Oya Teksoy (Gökçe Bahadır): 36 yaşında, kadınlar içinde hayata atılan tek kişi. Yaşadığı büyük olaydan sonra hayatı değişiyor. Yıllar sonra Sarmaşık Sitesi’ne geri döndüğünde tek isteği ona bunu yaşatanların mutsuzluğunu görmektir. Aradan geçen 20 yılın ardından eski arkadaşlarıyla karşı karşıya gelmesi, büyük savaşın fitilini ateşler.
- Merve Aksak (Aslıhan Gürbüz): 36 yaşında, kontrol manyağı. Kendisi için Sarmaşık’ın lideri diyebiliriz. O kadar uzun süredir orada ki sözü her yere ve herkese geçiyor. Bir kızı var. Herkesin yardımına koşuyor, ancak bunu iyi niyetinden değil lazım olduğunda elinde bir koz olması için yapıyor. Oya’nın geri dönmesi her şeyi tehlikeye sokuyor.
- Arzu Kaymaz (Tülin Özen): 36 yaşında, grubun safı. Genellikle iyi niyetinin kurbanı oluyor. 1996’daki olaya izleyici kalması hala vicdan azabı çekmesine neden oluyor. Bir kızı, bir de oğlu var. Ancak 20 yıldır itinayla sürdürdüğü kusursuz aile portresi yıkılmak üzere.
- Pelin Kanel (Bade İşçil): 36 yaşında, Merve’nin ekürisi. Çaktırmasa da gözü Merve’nin konumunda. Saplantılı ve takıntılı bir kişiliği var. Eşi Taylan’ın lisede Oya’nın sevgilisi olması ona hiç kolaylık sağlamıyor. Bu geri dönüş, sürekli diken üstünde kalmasına neden oluyor.
- Serhan Aksak (Mert Fırat): Merve’nin kocası. Portföy yöneticiliği yapıyor, cemiyetin tüm parası onun kontrolünde. Ancak şirketinin son zamanlarda yaşadığı sıkıntılar, panik atağını tetikliyor. Sert mizaçlı bir kişiliği var, Merve’yle taban tabana zıt biri. Sevecen tarafını sadece kızı Mila’ya gösteriyor.
- Edip (Selim Bayraktar): Kızların lisedeki edebiyat hocası. 1996’daki olaydan sonra içine kapanan biri. Şimdilerde editörlük yapıyor. O dönem öğrencisi olan Oya ile sağlam bir arkadaşlık ilişkisi kurmuş. Sanki olacakları önceden sezmişçesine Oya’yı durdurmaya çalışsa da başarılı olamıyor.
- Mehmet Kaymaz (Yıldıray Şahinler): Arzu’nun kocası. Onunla 18 yaşındayken tanışıp evlenmiş, Nilay ve Ayaz isimli iki çocuğu olmuş. Kapalıçarşı’nın sevilen esnaflarından. Dışardan tam bir örnek baba gibi görünse de hayatında başka bir kadın var ve bu gizli ilişkisini Arzu’dan saklamaya çalışıyor.
- Taylan Kanel (Ferit Aktuğ): Pelin’in kocası. Lisede Oya’nın sevgilisi olsa da 1996’da yaşanan olaydan sonra Pelin ile kurduğu ilişki evlilikle sonuçlanıyor. Anıl isimli bir oğlu var. Rahat, hayatı ciddiye almayan biri. Oya’nın dönüşünden sonra eşinin acımasız tarafıyla karşı karşıya geliyor.
- Burcu (Duygu Sarışın): Merve’nin pilates hocası. Oldukça sportif bir kadın. Ancak sonraki bölümlerde onun bu hikayedeki yerinin çok daha fazla olduğunu görüyoruz.
- Kemal (Tansu Biçer): Olayı soruşturan ve görgü tanıklarının ifadelerini alan komiser. Hikayenin günümüzdeki ayağını temsil ediyor. Soğukkanlı ve mesafeli.
- Derya (Hayal Köseoğlu): Olayda Kemal’e yardım ediyor. Şimdilik hakkında çok bir şey bilmiyoruz, ama o da öğrendikleri karşısında en az Kemal kadar şaşkın.
Öte yandan karakterlerin gençlikleri için yapılan oyuncu seçimleri de oldukça özenli. Diziyi izlerken oyuncular arasındaki fiziksel benzerliklere şaşırmak mümkün.
SON SÖZ
Her ne kadar çoğu sitede sorgu sahneleri, cinayet ve kadınlar nedeniyle Big Little Lies, Desperate Housewives, Pretty Little Liars, Devious Maids, Revenge gibi yapımlardan “esinlenildiği” (ve jeneriğin de Feud’dan alındığı) iddia edilse de birkaç ufak nokta dışında alakası yok. Kaldı ki tüm bu tartışmaların gölgesinde kendine çoktan özgün bir alan açtığını da söyleyebiliriz.
Kadrodaki her bir karakter çok gerçekçi. En yakın arkadaşlar bile birbirlerinin yüzüne gülmelerine rağmen arkalarından farklı davranabiliyor mesela. Öte yandan oyunculuklar da oldukça kaliteli, özellikle Gökçe Bahadır ve Aslıhan Gürbüz diğerlerinden birkaç adım öne çıkıyor. Fi’de de imzası olan Cem Öğet’in müzikleri ve ilk 2 bölümde karşımıza çıkan şarkılar sayesinde kulak zevkine de fazlasıyla hitap ediyor.
Kısacası karşımızda derli toplu, iyi yazılıp çekilmiş ve gerçekten özenilmiş bir yapım var. Süresine bakmadan (kaldı ki hiç hissettirmiyor) tavsiye etmenizi öneririm. Herkese iyi seyirler.
FRAGMAN VE JENERİK
#ufaktefekcinayetler Jenerik… @ayyapim @startv pic.twitter.com/r3NABmgtVA
— UFAKTEFEKCİNAYETLER (@ufaktefekcdizi) October 24, 2017
yorumlar
Seviyorum bu diziyi ben. Az bucuk bana yukarida sayilan dizileri hatirlatmasinin da etkisi var elbet. Cekimler, goruntuler asiri iyi. Muzikler cok guzel -“Arctic Monkeys” caldilar be – Oyunculuklar da keza oyle. Aslihan Gurbuz dokturuyor zaten. Bir tek Bade İscil siritiyor aralarinda oyunculuk olarak. Cogu sahnede bayagi kotu. Gereksiz ve abartili bir kas – goz oynatma, el – kol hareketleri falan…
Eline saglik @aserat.
Diziyi ben de seviyorum. Daha ne kadar izlerim bilmiyorum amaizletiyor kendisini. İlk bölümdeki benzerlik furyası bölümler devam ettikçe ortalıktan kayboldu gibi.
İşin içine komedi de katmaları iyi oluyor, salt drama çekilmeyebilirdi. Özellikle Oya-Serhan’da iyi çıkarmış durumdalar. Marve’yi de izlemesi zevkli. Böyle devam eder umarım.
Yazı için teşekkürler.
gereksiz ya kore dizileirni izlemeye başlarım daha iyi 2017- 2018 yapımları bide şöle bir şey var amerikalılar bizden uyarlama dizi yapacaklar çok ilginç bi durum dizinin adı da ölene kadar
Jeneriğini beğendim ama bana da Feud jeneriğini anımsattı. Yine de genelde Türkler çok sade jenerik yapıyorlar, bununkisi güzel olmuş.
Dizinin tüm kadrosu çok sevdiğim oyuncular, konusu da çok güzel ama Çukur izlediğimden dolayı bunu izleyemiyorum maalesef. Hafta da uzun bir tane yerli dizi yetiyor bana. İkincisini de alırsam işin içinden çıkamam ama Ay Yapım geçen sene tek sezonluk diziler çekmişti, bunu da öyle çekerse yazın izlerim.
Eline sağlık @aserat.
Gokce bahadırı tek gecerim,, gecen yıl ıcerde bu yıl da bunu ızlıyorum tek turk dızı olarak… umarım tek sezonda kalır ve her sey adam gıbı acıklanıp bıter…
Kaçıncı bölümdü bilmiyorum geçenlerde tv’de denk geldim bu diziye. 5 dakikası bile yetti bana izlememem için. Bu kadar salakça diyalog ve olaylar olamazdı yada belkide ben tam oraya denk geldim napıyor lan bunlar dedim hiç beğenmedim neresini sevdiniz bu dizinin anlamış değilim. Ayrıca bugün çukur dizisinin 1. bölümü izledim gayet güzel başladı. Bunu izleyeceğinize onu izleyin bana kalırsa daha iyi
Başrol kadın dörtlüsünün oldukça sempatik isimlerden kurulmuş olması ve hoş posteri sayesinde dikkatimi çekiyor bu dizi. Ama yerli dizi kotam fazlasıyla dolu bu sene. Yoksa denerdim belki. Çukur, Yalaza, Ver Elini Aşk ve akıbeti belli olmayan Çocuklar Duyması olmak üzere 4 yerli dizi izliyorum bu sezon ki bu rakam cidden çok fazla. Yanlış zaman, yanlış mekan diyorum bu sebeple dizi için.
@pirate dogru diyorsun ben bile dogru düzgün dizi izleyemiyorum bile 2 tane dizi izliyorum 1 tanesi yalaza oda denk gelirse hani maçlardan fırsat bulursak arada bakıyorum digeri de payitaht izliyorum bu diziyi de yarım yamalak buda 2 saat ne abi ya şu dizileri 1 saat yapın artık rahat rahat izleyerim artık arada boşluk fırsat bulursam cumaya kadar bitirmeye çalışıyorum 40 dk 60 dk felen bakıyorum sonra izliyorum bitirmeye çalışıyorum sistem degişmedik ten sonra diziler çok iptal olur çöplüge gider
Baştan sona Une Belle Histoire dinlettiler. Ay canlarım.
4-5 kere daha da dinliycez galiba.
@desperate houseboy Çocuk telefondan bula bula onu bulunca sevgilerimi gönderdim zaten
6.Bölüm dizinin en iyi bölümüydü , 7.bölümde en kötüsü oldu. Umarım 8.bölüm ile yeniden yükselişe geçer .
Süre ve bölüm çokluğundan olsa gerek – iki ileri bir geri – taktiğini kullanmaları canımı sıkmaya başladı.
Normal bir Türk dizisi olsa üstünü örtecekler i bazı şeylerin üzerine gidilmesi -kolayı seçmemeleri yine sevindirdi.
İzlemeye devam…
Ben kötü olduğunu düşünmüyorum. Hatta hiç de fena değildi, özellikle sonlardaki kol düğmesi konusunda. Gerçi o da klişeydi ama düzgün bir klişe oldu. Bir bölümde iyiler kazanırken diğerinde de kötüler kazanaca veya taraflar toparlanacak tarzı bir gidişat bu tarz konusu olan bir yapım için normal.
Benim hoşuma gitmeyen nafaka konusunda hukuki olarak biraz çuvallamaları oldu sadece. Müzik seçimleri için tebrik etmeye devam ediyorum.
Geçen bölüm bir kaç şeye şaşırmışken bu bölüm her şey beklediğim gibi gitti.
Hukuki bölümde bana göre de bocaladılar.
iki ileri bir geriden kastım
Düğme konusu da çok klişe geldi.
Normal bir Türk dizisi olsa üstünü örtecekleri bazı şeylerin üzerine gidilmesi güzeldi.
Ki bu dizinin en kötü bölümünü de bir çok Türk dizisine tercih ederim.
Benim takıldığım bir nokta da sorgudakilerin her şeyi neredeyse detayına kadar bilmeleri. Bu bölümde manikürcü ayağına o kızla nihayet tanıştık mesela, güzeldi. Ama yine de onların bildikleri fazla bence. Etrafta o kadar karakter var, partide de bir sürü insan vardı. Başkalarını da sorgulasınlar mesela. Hadi kadınlar travma geçirdi, erkeklerin de kökü mü kurudu?
ikilisine çok odaklanmışlardı. O yüzden sıkmıştı biraz.
aski memnu’dan sonra izledigim 2ci (ilki fi/fi ci) dizi. yavas yavas kaliteli yapim anlamini kavriyoruz galiba. dizinin tek yan etkisi ve dezavantaji tabi ki suresinin uzun olmasi. aslinda o da sorun degil pek haftaya serip izleyince, fakat o zaman da dizi dizi olmaktan cikiyor. dizi dedigimiz bolumlu, her bolumun basi, sonu belirli sureli olur. hafta boyu izlendiginde pek dizi gibi de izlenmiyor. ama yine de ortaliktaki diger sacmaliklara kiyasla iyi gidiyor. umarim bozmaz
Ufak tefek cinayetler ; reyting(AB grubu) de Edho’yu geçerek 1. olmuş
————————————————————————————–
Dizinin başrol oyuncuları ; Gökçe Bahadır , Bade İşçil , Aslıhan Gürbüz , Tülin Özen bu gece 23:45 te Beyaz Show’a konuk olacaklar…
Süresi çok uzun olsa da 6 bölümdür izliyorum bu diziyi ve çok şaşkınım. Normalde ne kadar ilgimi çekerse çeksin, süre durumundan en fazla 3. bölümde yerli dizileri bırakan bir insanım. Gayet sürükleyici gidiyor dizi. Son çıkan bölümü izlemeye başlamadan buraya bir dökülesim geldi.:D
Ver Elini Aşk final yapıp Yalaza’yı da ben bırakınca yerli dizi kontenjanım hafiflemiş oldu. Geçen gün Beyaz Show’da başrol dörtlüyü görünce daha fazla kaçmayayım, bir şans vereyim bu diziye artık dedim.
Oldukça başarılı bir giriş bölümü olmuş. Hikaye içine çekiyor, sunum iyi, müzik kullanımları yerinde. Mert Fırat’ın sahneleri dışında sıkılmadım 128 dakika uzunluğundaki bölüm süresince.
Başlamadan önce gözüme batabilir diye düşündüğüm sorgu sahneleri iyi yedirilmiş dizinin içine. Eksi değil artı olmuş sorgudaki dörtlünün ağzından hikayeyi dinlemek. Sorgudaki dörtlüden uzun saç ve sakallı erkek ile çenesi düşük heyecanlı genç kadını tuttum.
Başrol dörtlüden oyunculuk açısından en zayıfı Gökçe Bahadır’dan gelmiş. Oya, izleyiciye desteklemesi için sunulan çok çok önemli bir karakter ve bu karakterin sunumuna ekstra bir önem gösterilmesi gerek. Bu kapsamda Gökçe’nin daha iyi bir performans ortaya koyması şart. Bir de karakterin bundan sonraki süreçteki yol haritası dizinin kaderini belirleyecek ayrıntı olacaktır. Revenge’deki Emily Thorne gibi saçmalamaya başlarsa dizi de saçmalamaya başlar ve soğutur bir süre sonra kendinden.
Ezel’den sonra ilk defa Bade İşçil’i bir yerde izleme fırsatı yakalamak güzel. Biraz fazla zayıflamış gibi dursa da ekrana güzellik katan biri. Lakin karakteri Pelin büyük sıkıntı. Onun o tedavi edilemez öz güvensizliğinin getirdiği paranoyası, kronik yalancılığı ve saldırgan yapısının sürekli kullanımı diziyi negatif yönde etkiler.
Tülin Özen’i ekranda görmek de güzel bir duygu lakin Arzu en antipatik karakter tiplerinden birine sahip benim açımdan. Kendi sesi olmayan, bir şeyler olurken gözünü kapatan kişilerden haz etmem.
Beklediğim üzere ana dörtlü arasında en başarılı performans Aslıhan Gürbüz’den geliyor. Ekranların canlandırdığı karakter tipi çeşitliliği fazlaca olan ve her seferinde bunun altından başarıyla kalkan istisnai aktrislerinden biri. Cidden iyi bir oyuncu. Merve’yi izlemek büyük keyif.
Erkek dörtlüsünden yukarıda da belirttiğim üzere en izlenmeyesi olanı Mert Fırat’ın karakteri Serhan. Cidden çok sıkıcı. Kavak Yelleri’nden sevdiğim Ferit Altuğ’un karakteri Taylan’ı sevdim. İlerleyen süreçte çok daha eğlenceli olacaktır onu izlemek. Mehmet’in tipine bakınca bir gülme geliyor. Hiç yakışmıyor Arzu’nun yanına ya! Edip için ise pozitif ya da negatif bir yorumda bulunamıyorum an itibariyle.
Milletin gençlik versiyonlarına dönecek olursam; Merve’nin gençliğini canlandıran kız hem tip olarak çok iyi seçilmiş hem de oldukça başarılı bir iş çıkarmış. Oya’nın gençliğini oynayan kızı izlemesi de keyifliydi. Ama tip olarak çok da başarılı bir kast tercihi olduğunu söyleyemem. Arzu için yapılan kast tercihi tip uyumu açısından başarılı olmuş. Kız figüran gibi kaldığı için performans açısından bir yorum yapamayacağım şu an için. Pelin’in gençliğini oynayan kızı ise hem tip uyumu olarak hem de performans olarak yeterli bulmadım.
Karakterlerin genç versiyonlarının sahnelerini yetişkin versiyonların sahnelerinden bir tık daha fazla sevdim ben.
Son sahneyi
Bu arada açılış sahnesinde pencereden düşüp ölen maktul bir kadın ve baştan ayağa siyahlara bürünmüş biri. Ölen kişiler arasından erkekleri eleyebiliriz haliyle. Katilin kim olduğu konusunda ise herhangi bir eleminasyona gitmemiz mümkün değil an itibariyle. Böylesi de daha iyi olmuş. Katili hemencecik dört ana kadın karakterden biri diye lanse etmek doğru bir hamle olmazdı.
Şu baştaki intihar etmeye çalışan kız sahnesini sırf karakterin nasıl biri olduğunu tanımamız için değil, ek olarak ana konuya, Oya’nın başarısız intihar girişimine bağlamaları da hoş olmuş. Yalnız intihar sahnesindeki düşüş için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Yukarıdan maket fırlatmak yerine gerçek insanın atlaması daha yerinde bir tercih olurmuş.
İlerisini merak ettiren, başarılı bir giriş bölümüydü. Umarım devamında da aynı memnuniyet devam eder.
karakteri oldugunu biliyoruz saniyordum. emin de degilim tabi.
Bilmiyoruz.
Ölen ve katilin kim olduğunu oyuncular bile bilmiyor…(Beyaz show da söyledi oyuncular)
Fena değildi bu bölüm de. İlk bölümde çok hoşuma giden sorgu sahnelerinin bu bölüm epey azalmış olmasının eksikliği büyük hissedildi ama.
Oya’nın yaptığı planlar o daha plan yapmaya başlamadan sonraki hamleleriyle beraber gözümüzün önünde beliriveriyor. Haliyle şaşırılacak bir durum ortaya çıkmıyor ki bu da bir eksiklik bana göre. Ha bu haliyle de izleniyor ama her hamleyi tahmin etmemek daha iyi olurdu yani.
Oya-Merve-Çapa sahnesinde flashbacke gerek yoktu. Çok bariz bir şekilde konuya hakimiz ve daha onu bile görmeden onu biliyoruz zaten. Süre eritmekten başka bir şey değil bunlar. Süre eritmek demişken; ilk bölümde yoktu böyle bir durum ama bu bölüm sahnelerin gereksiz uzatımından veya gereksiz sahne koymaktan kaynaklı önümüze 10-15 dakika çöp sahne koydular en az. Bu da diğer bir eksiklik.
Dizide yabancı şarkılar da kullanıyor hoş bir ayrıntı olmuş bu arada. Dizinin kendi şarkısı olan Ufak Tefek Cinayetler’i de beğendim.
*Mehmet’in partide Burcu’yu karşılaması çok amatörceydi.
*Serhan’ın Merve onları tanıştırırken ‘Biz zaten tanışmıştık.’ dememesi de hoşuma gitmedi. İlerleyen bölümlere saklayalım bunu da demişler tabi de ben hemen aradan çıksın isterdim.
*Pelin: Dövmecinin dediği gibi cidden ömür yer bu kadın. Güzel de olsa çekilmez valla.
*Arzu’nun kızı da çok uyuz olunası bu arada.
Güzeldi yine. Oya’nın kendini sevdirme bölümü. Yardımsever, hayvan sever, güler yüzlü Oya. Karakterin gelişimi açısından da kayda değer bir kıpırdanma yaşandı tabi. Onu izlemesi keyifliydi bu bölüm.
*Taylan, bölümün bir başka izlenesi karakteri oldu. Dedikodu konusunda bizim kızlardan pek eksiği yok maşallah.
*Pelin, fazla atakta Taylan’a karşı. Bu öldürme tehditleri falan ters tepki yapar muhtemelen. Yapsın da bence. Taylan bunu tez terk etmeli.
*Serhan-Oya yakınlaşmasından da memnunum. Oya’nın Serhan’ı Merve’nin elinden kapması Merve’ye vurulacak en büyük darbe olur.
*Bu Edip de var bir bit yeniği ama dur bakalım. Bu Oya üzerindeki ısrarlar hayra alamet değil. Oya’ya aşık olmuş muhtemelen ama bu ısrarların arkasında bu değil de başka bir şey var sanki.
*Burcu da az şeytan değil hani. Ama Arzu’ya da hiç acımıyorum valla.
Arzu’nun kızı uyuz falan tamam ama epey zeki çıktı. Leb demeden leblebiyi anladı, helal olsun. Bu tarz zeki karakterlere açız valla.
Bölüm 05
Sonlarda gözler iflas benim.
50-70 arası biraz uyuklattılar yalan yok ama onun dışında fena değildi yine.
Koş Taylan, koş!
Bölüm 06
İlk yarısı daha güzeldi tabi. Yemek masası sahneleri hoş olmuş.
Çok büyük olaylar olmamış olsa da keyifliydi yine.
48 saat içinde maraton yapıp yetiştim güncele. Arka arkaya izlediğimden mi olsa gerek bilmiyorum; her bölümü izlediğimde 2 bölüm izlemiş gibi hissediyorum çoğunlukla. Bölümü bitirip bölümün başlarında ne oldu diye bir geri dönünce ‘Aaa bu bir önceki bölümde değil miydi ya?’ duygusuna kapıldım birkaç defa.
Bir de son dört bölümden üçünde bir tane sahnede gözlerimi doldurmayı başardılar. Bunlar mı bu konuda başarılı yoksa ben mi fazla duygusalım bu ara bilemedim şimdi. 4’te Arzu ve kızının sahnesi vardı, 5’in kapanışı fenaydı. Bu bölümde de Arzu-Oya sahnesi vardı. Özellikle arka planda Arzu’nun kızının annesi için mutlu olan sözsüz oyunculuğu etkiledi galiba.
Bölüme dönecek olursam; hizmetçi rüzgarı sahnesi fazla abartı geldi ama gülümsetti yine de yalan yok. Bunu 2 defa duymak güzeldi. Gelenek oldu bu arada bunlarda bir şarkıyı aynı bölümde 2 defa kullanmak. Güzel şarkılar seçtikleri için sıkıntı olmuyor ama. Mesela şarkı seçimi güzel olmasa bunun çaldığı ilk sahne hiç çekilir durumda değildi.
*7 bölüm devirdik, sorgu sahnelerindeki karakterlere bir çeşitlilik getirelim artık istiyorum. Lisedeki öğretmeni görmeyelim artık mesela. Kızlar hakkında bu kadar şey biliyor olması bile saçmalık zaten. Burak’ın da bu kadar şey bilmesi saçmalık ama kalsın o, seviyorum keratayı. Manikürcü kızın bilmesi saçmalık değil ama. Dedikodu kazanı onun gibilerden sorulur sonuçta. Oya’nın çalışanının bildiklerine de saçmalık diyemem ama o da bir süre olmasa aramam sorgu sahnelerinde. Dizinin erkek dörtlüsünü sorgulamaya başlamanın zamanı geldi artık bence.
*20 sene öncesi flashbacklerini çok özledim bu arada ben. Yeni sahneler çekmek gibi bir niyetleri yok galiba.
*Arzu’nun 3 milyon dolarlık evi kapmışken Mehmet’ten para dilenir halleri büyük gurursuzluktu bence. Cidden kredi kartı borcunu, site aidatını falan ödemeye devam edeceğini mi bekliyordu? Kızı olmasa çalışma düşüncesini aklına sokmak gibi bir niyeti de yoktu bu arada. Alışmış armut piş, ağzıma düş durumuna. Oh ne ala!
*Arzu’nun gurursuzluk turları bununla da sınırlı kalmadı elbette. Oturmuş Oya ile duygusal bir sahne yaşamışsın, hayata farklı bir pencereden bakman gerektiğinin farkına varmışsın, sonra hooooop Merve ve Pelin’in kucağına atlıyorsun hiçbir şey olmamış gibi onursuzca. Bu karaktere acımamızı falan bekliyorlar galiba senaristler bir de yazarken.
*Hem Merve hem Burcu tutuştu şimdi ‘Benimki elden gidiyor.’ diye. Bu akşamki bölümde bunların paranoyalarından güzel bir eğlence çıkar herhalde.
UFAK TEFEK CİNAYETLER 8.BÖLÜM
Dizinin şuana kadar en iyi bölümüydü.
Çok akıcı bir bölümdü.
Önceki bölümlerde şikayet ettiğim durumların değişmesi çok iyi oldu.
Bölüm birçok kez kahkaha attırdı bana .
Bazı karakterler kozlarını saklamaya çalışıtığından başka karakterlerin yüzleşmesi iyi oldu.
Önceki bölümlerde pek beğenmediğim hatta gözüme batan Taylan’ı izlemek bu bölüm baya keyifliydi .
Bölüm sonu mükemmeldi eğer senaristler kolaya kaçmazsa çok büyük yüzleşmeler izleyeceğiz , gelecek bölüm için epey heyecanlıyım!!!!!!
Eğer dayanabilirsem bundan sonra bölüm fragmanlarını izlemeyeceğim neredeyse bölümün tamamını gösteriyorlar.
O İŞ BENDE CANIM
Bende de bölüm fragmanı etkisi vardı. Üstelik üç tane yayınlamışlardı ve özellikle üçüncüsü zaten özet olmuştu.
Sadece adamın yaptığı malum hareketteki ‘patavatsızlık’ payını sevmedim ben. Zor durumdakini kurtarma değil, kendi kafasına göre iş çevirmeydi çünkü. Kafasına ayakkabı atsa o kadın hakkı. Ama atmaz tabii.
Öncelikle o önceki bölümlerdeki 2 bölüm izlemiş gibi olma hissi bu bölüm yoktu. ‘Oya+?’ teması bütün bölümü sarmalamış durumdaydı. İlk 35 dakikası o kadar tat vermese de sonrası güzel aktı yine.
9. bölümü heyecanla bekliyorum.
1-2 başka duruma da kısaca değinecek olursam;
*Erkeğin sürtüğü olur mu? Olursa ne denir? Olur ve olursa da adına Taylan denir aslında. Hakiki sürtük bu Taylan. Ama eğlenceli bir sürtük valla.
gelişini görmeseydik en azından. Ha zaten bölüm içinde çok sezildi öyle bir şey olacağı da, gerek yoktu yine de.
Kafasına göre iş yapmasını da sevmedim ayrıca. @aytackara hislerime tercüman olmuş.
Sanirim bu hafta itibariyle birakiyorum. Konu, çekimler filan güzel fakat, hikaye akmiyor. 2,5 saat bosu bosuna dönüp duruyor ortalikta karakterler. Asil karakterlerin hikayesi tamamen gereksiz dedikodu üzerine kurulu. Olay anlatanlarin da anlatmalari filan hic ilgi cekici degil. Her bölüm 1 tane mühim (?) olay oluyor ki bu da o kadar uzatiliyor ki, ne izlenesi bi hali kaliyor ne de asil olayla alakasi. Valla benden bu kadar. Buradan cok olumlu yorumlar gelmedigi sürece yerli dizilerde. bir tek Fi’yi takipte kalacagim..
Bölüm 09
Epey saçmalamışlar bu bölüm. Sağdan, soldan, ortadan … Açık ara dizinin en kötü bölümü olmuş bana göre.
Ben bu yoruma katılamadım. Bilgisayar önümde bir şeylerle uğraşırken izledim ben yine. Sadece hikayeyi uzatma bölümü olmuş biraz. Bir de ben o adamın yaptığı hareketi hala halt yeme olarak görüyorum.
Arzu’nın kısımları iyiydi bu arada.