Bloom: Yeniden Genç Olmak – Tanıtım
10 yorum pirate 05 Ocak 2019 17:09
Avustralya’nın online platformlarından Stan, 2019’un ilk gününde izleyicilerini yeni bir drama ile buluşturdu: Bloom
Gizem ve bilim kurgu ögeleri harmanlayan drama türündeki Bloom‘un ilk sezonu 6 bölümden oluşuyor. 2. sezonunun olup olmayacağı ise henüz belli değil.
Dizinin yaratıcısı Glen Dolman. Yönetmenliğini John Curran ve Mat King ikilisi üstlenmiş. Yapımcı kadrosunda Dolman dışında Bite Club’ın yapımcılarından David Maher – David Taylor ikilisiyle Wolf Creek’in yapımcılarından Rob Gibson da bulunuyor.
Dizinin bölüm süreleri 42-52 dakika arasında değişiyor.
Bloom, zamanın kıtlığı ve yaptığımız seçimler üzerine sorgulayıcı, gizem dolu bir drama olarak lanse ediliyor. Olaylardan daha fazla duygular üzerine yoğunlaşan bir bilim kurgu dizisi.
KONU
Yaklaşık bir yıl önce meydana gelen yıkıcı bir sel felaketi, cennet gibi bir kasabada yaşayan 5 kişinin canını almış. Talihsiz olayın bir yıl sonrasındayız. Selin akabinde kasabada esrarengiz bir bitki ortaya çıkmış durumda. Söz konusu bitkinin canlılara gençliğini geri kazandırma konusunda olağanüstü bir etkisi mevcut. Bu hayallerin ötesindeki bitkiyi kullanmanın bir kural kitabı yok elbette. Ne kadar yemek gerekir? Etkisi kalıcı mı yoksa geçici mi? Her canlıda aynı etkiyi yaratır mı? Ortaya çıkma sebebi tam olarak ne? Bunlar vb. sorular cevaplanmayı bekleyen sorular konumunda. Ve elbette bu çok güçlü mucizevi bitkinin büyük bir kaosa yol açmaması için sır olarak kalması gerek.
Dizinin karakterlerinden birkaçı hakkında kısa kısa bilgi verecek olursak;
-Eski bir film yıldızı olan ve şimdilerde Alzheimer hastalığına yenik düşüp hafızasını büyük oranda yitiren yaşlı bir kadın olan Gwen karakterinde Blunt Talk, Gracepoint ve Secret City dizilerinden tanıdığımız Jacki Weaver‘ı izliyoruz.
-Gwen’in kocası Ray rolünde Old School dizisinden anımsanabilecek Bryan Brown karşımıza çıkıyor.
-Gwen’in genç haline The Originals, H2O: Just Add Water, The Secret Circle ve Safe Harbour dizilerinden tanıdığımız ünlü Avustralyalı aktris Phoebe Tonkin hayat veriyor.
-Meyveyi keşfedenlerden biri olan Sam karakterini Banished, Cleverman ve Love Child gibi dizilerden hatırlanabilecek Ryan Corr canlandırıyor.
-Sel felaketinde öldüğü sanılan ama cesedi bulunamayan bir kadının çocuğu olan ve annesinin öldüğünü kabullenmek istemeyen Isaac isimli bir çocuğa Thomas Fisher hayat veriyor.
-Sam’in genç halinin günümüzde işlediği suçlardan ötürü peşine düşen bir polis memuru olan Dave karakterinde Turn ve The Beautiful Lie dizilerinden tanıdığımız Daniel Henshall karşımıza çıkıyor.
-Dave’in karısı Tina rolünde Nikki Shiels‘i izliyoruz.
Kadroda ayrıca Glitch dizisinden anımsanabilecek Tessa Rose, No Activity dizisinden hatırlanabilecek Genevieve Morris, The Astronaut Wives Club ve Prime Suspect 1973 dizilerinden anımsanabilecek Sam Reid, Gallipoli ve The Wrong Girl dizilerinden hatırlanabilecek Tom Budge, Jack Irish dizisinden hatırlanabilecek Terry Norris, Rod Mullinar, Anne Charleston ve Amali Golden gibi oyuncular bulunuyor.
YAZARIN NOTU
Henüz ilk 3 bölümünü izlediğim diziden memnun kaldım diyebilirim şu ana kadar. İlk bölüm nispeten daha yavaş aktığı için sabırlı olmak gerek elbette. İşin bilim kurgu kısmı fena değil, draması ise tadında. Çekimleri de fena değil ayrıca. Kadroda Phoebe Tonkin’in olması çok büyük artı elbette. Başta Bryan Brown ve Ryan Corr olmak üzere diğerleri de ona iyi eşlik ediyor.
Türün bu tarz örneklerini sevenler, kadroda bulunan oyunculara sempatisi olanlar ve genel olarak Avustralya dizilerine şans vermeyi seven bünyeler deneyebilirler diziyi.
FRAGMANLAR
https://www.facebook.com/StanAustralia/videos/bloom-full-trailer-the-new-stan-original-series-bloom-premieres-new-years-day/559883244439073/
yorumlar
Diğer bölümlere oranla bir tık aşağıda kaldı diyebilirim.
*Bu doğacak şeyin nasıl bir şey olacağını merak ediyorum.
S01E05
Genç Herb’ün The White Princess’in uyuz Henry’si Jacob Collins-Levy olduğunu yeni fark ediyorum daha.
Bu arada bir H2O: Just Add Water buluşması yaşandı bu bölüm. Angus McLaren ile Phoebe Tonkin’in beraber sahneleri yoktu ama olsun.
S01E06 (Sezon Finali)
Güzel bir dizi oldu. Herkes sever diyemem ama ben memnun kalktım başından. Tanıtımda da belirttiğim üzere olaydan ziyade duygusal ve psikolojik etkileri üzerine yoğunlaşılıyor dizide. Kısacası bilim kurgu soslu bir psikolojik drama diyebiliriz dizi için.
Ucu kapalı bitti. Ama isteseler devam ederler yani. Muhtemelen etmeyeceklerdir tabii. Etseler güzel olurdu ama.
Hazır aklıma gelmişken; Glitch de 3. sezonuyla dönsün ama artık bir an önce yahu!
DSmart’ta yayınlanıyormuş bu. DSmart Go’da var, o kesin.
2. sezon onayı almış. Prodüksiyonuna başlanmış. Yine 6 bölümden oluşacakmış ve 2020 yılı içerisinde izleyiciyle buluşacakmış.
Jacki Weaver, Bryan Brown, Phoebe Tonkin, Genevieve Morris, John Stanton, Anne Charleston, Terry Norris ve Thomas Ersatz, 2. sezon için dönüyorlarmış. Yeni sezon için yapılan yeni oyuncu takviyeleri ise şunlar: Jacqueline McKenzie (Safe Harbour, Pine Gap, The 4400), Bella Heathcote (Strange Angel, The Man in the High Castle, Professor Marston and the Wonder Women), Toby Schmitz (Black Sails, Newton’s Law), Gary Sweet, Jackson Heywood, Scott Lee, Ed Oxenbould ve Lucy Barrett.
S2 Trailer 1 – 2
S2 Poster
S02E01
Güzel bir bölümle açmış yeni sezonu gözümün nuru. Çok özlemişim cidden diziyi.
Jacqueline McKenzie (The 4400) ve Ed Oxenbould (Reckoning) takviyeleri verim vermiş diyebilirim. Toby Schmitz’in rahip karakteri sezon kötüsü olmaya aday gibi görünüyor.
Phoebe Tonkin’in tek bir sahnesi vardı bu arada bölüm içerisinde. Diğer bölümlerde daha aktiftir umarım.
*Gwen: Öldüreydin işte Rhonda’nın babasını. O adam hiç hak etmiyor bu mucizeyi zaten. Niye duraksıyorsun be güzelim?
*Luke: Sen Gwen’i öldürdün ya inşallah sen de ex karın da ölürsünüz sezon finalinde.
*Loris: Nasıl bir modelsin sen ya? Seni gram tınlamayan beş para etmez ailenin peşinde niye dolanıp duruyorsun mal mal?
*İlk sezonda bir ölüden tek bir meyve çıkmıyordu anımsadığım kadarıyla. Bu sezon bu kısıtlamaya gitmelerini anlayamıyorum o yüzden.
Genel bir toparlama yaptılar ama kapanışta 3. sezona yol da yaptılar.
Güzel sezon oldu yine. İlk sezondan biraz daha farklı tatta bir sezon oldu diyebilirim. Bunu da izlemesi epey keyifliydi ama. Benim için değerli bir dizi Bloom ve 3. sezon onayı almasını da isterim kesinlikle. Yine de Glitch’te olduğu gibi 3. sezonda çok büyük düşüş yaşar diye de korkmuyor değilim hani.
da başlı başına büyük bir eksi elbette. Onay almazsa da bu haliyle pozitif bir şekilde hatırlayacağım bir dizi olacak her daim. Hayırlısı olsun bakalım.