Bugün Avustralya yapımı bir drama ile sizlerleyiz: Sisters

Sisters, 25 Ekim 2017 – 6 Aralık 2017 tarihleri arasında Avustralya’nın Network Ten kanalında yayınlanmış. Kanaldan şu zamana kadar 2. sezonun olup olmayacağına dair bir haber çıkmamış. İlk sezonu 7 bölümden oluşan dizinin dünya geneli yayın hakları kısa bir süre önce Netflix tarafından alınmış ve bu ayın başlarında görücüye çıkmış.

Dizinin yaratıcıları Jonathan Gavin ve Imogen Banks. Yapımcı koltuğunda bu iki isme Carl FennessyMark Fennessy ve Rick Maier eşlik ediyor. Bölümlerin yönetmenliğini ise Emma FreemanCorrie Chen ve Shannon Murphy üstlenmiş.

Dizinin ilk bölümü 76 dakika uzunluğunda. Kalan 6 bölümün uzunluğu ise 43-48 dakika arasında değişiyor.

KONU

Avustralya’da tüp bebek yönteminin öncü isimlerinden biri olan Julius Bechly çok hastadır ve ölmeden önce içini rahatlatmak istemektedir. Bir televizyon kanalına mektup yollayarak yıllar önce yaptığı şeylerle ilgili bir itirafta bulunur. 30-40 yıl kadar önce, tüp bebek denemelerinin ilk yıllarında başarılı olan denemelerin tamamının aslında tam olarak başarılı olmadığını ve sayıları yüzü aşan söz konusu döllenmelerde başarı oranının artması adına müşterilerin sperm örneklerine kendi spermini de karıştırdığını belirtir. Haber tüm yurtta geniş yankı uyandırır ve basının ilgi odağı haline gelir.

Julius’un kliniği vasıtasıyla dünyaya gelen kişiler bir bir gelip DNA testi yaptırmaya başlar. Bu durum kafası gidip gelen Julius’tan ziyade yanında büyüyen tek çocuğu olan Julia’yı etkilemektedir. İlk tespitlere göre iki kız kardeşi ve onlarca erkek kardeşi bulunmaktadır. Böylelikle 3 kız kardeşin hikayesi başlar.

KARAKTERLER VE OYUNCULAR

=Edie, Julia ve Roxy=

Julius’un yanında büyüyen tek çocuğu olan Julia annesini yaklaşık 10 yıl önce kaybetmiş. Babasını da kaybetmeye hazırlandığı bu günlerde bu bomba haberle dünyası bir anda değişiyor. Babasının yaptığı şeye kızsa da birçok kardeşi olduğunu öğrendiği için de sevinç duyuyor bir yandan da.

İnsanlara “Hayır” demeyi beceremeyen, kendinden önce başkalarını düşünen, hatalı olmasa dahi sık sık özür dileyen, 30 yaşında, yalnız bir kadın Julia. Bir lisede öğretmenlik yapıyor.

Karaktere Maria Angelico hayat veriyor.


Edie, Julia’nın eski bir arkadaşı. İkilinin anneleri de çok yakın arkadaşlarmış. Edie, Julia’nın eski sevgilisi Tim ile evlenince araları açılmış. Bu bomba haber onları yeniden bir araya getiriyor ister istemez.

Edie bir avukat. Meslek hastalığı mıdır nedir bilinmez, insanlar kendisi ile ilgili bir tespitini belirttikleri zaman hemen karşı saldırıya geçip onları incitmeye çalışmak gibi bir huyu var.

Karakteri Antonia Prebble canlandırıyor.


Roxy ise bir televizyon ünlüsü. Bir çocuk programında oyunculuk ve şarkıcılık yapıyor. Hap kullanma bağımlılığı var. Genel olarak etrafına neşe saçan bir insan olan Roxy, hap kullanmayı bıraktığı zamanlarda kendini iyi hissetmiyor. Bomba haberi ebeveynleri tarafından bağımlılığından kurtulması amacıyla yatırıldığı rehabilitasyon merkezinde öğreniyor ve bu habere inanılmaz seviniyor. Soluğu hemen babasının ve kardeşlerinin aynında alıyor. Normal hayatta da kameraları çok seven, enerjik, pozitif, güler yüzlü bir kadın Roxy.

Karaktere Doctor Doctor ve The Letdown dizilerinden hatırlanabilecek Lucy Durack hayat veriyor.


=Julius=

Giderayak ülkeyi sallayan Nobel ödüllü doktor. Kafası bir gelip bir gidiyor. Ya da o öyle davranıyor. Sağlık durumu stabil değil. Kendisine olayla ilgili sorulan soruları yanıtsız bırakıyor.

Karakteri Barry Otto canlandırıyor.


=Tim=

Edie’nin kocası. O da avukat ve Edie ile aynı yerde çalışıyorlar. Evlilikleri yolunda gitmiyor, cinsel yaşamlarında ciddi problemler var ve evlilik terapistine gidiyorlar.

Tim, sorunlarla kararlı bir şekilde yüzleşmekten korkan bir adam.

Karaktere Deep Water ve The Code dizilerinden hatırlanabilecek Dan Spielman hayat veriyor.


=Genevieve=

Edie’nin annesi. Hiç evlenmemiş, bekar bir kadın. Kızıyla çok da sağlıklı bir ilişkisi olduğu söylenemez. Ona babasının kim olduğu ile ilgili doğruyu söylememiş şu ana kadar.

Karaktere The Beautiful LieTangle, Rush ve Wentworth gibi dizilerden hatırlanabilecek Catherine McClements hayat veriyor.


=Ron ve Diane=

Roxy’nin ebeveynleri. Kızlarının her yaptığı şey hakkında fikir belirten, kontrolcü tipler. Roxy de yeni ailesini bulur bulmaz onların pabucunu dama atıyor tabiri caizse. Bu durum Ron’u incitirken Diane’i ise sinirlendiriyor.

Ron karakterini Jack Irish ve Underbelly dizilerinden anımsanabilecek Roy Billing canlandırıyor. Diane karakterinde ise Magda Szubanski‘yi izliyoruz.


=Isaac=

Üniversiteden sonra klinikte Julius’un yanında işe başlamış. Julius onu yetiştirmiş ve yaşlandıktan sonra kliniğin sorumluluğunu ona devretmiş.

Karakteri Charlie Garber canlandırıyor.


Edie ve Tim’in karizmatik iş ortağı Carl karakterinde Ash vs Evil DeadThe Code ve Winter gibi dizilerden anımsanabilecek Lindsay Farris karşımıza çıkıyor.


Edie ve Tim ile aynı hukuk bürosunda çalışan bir avukat olan Amanda karakterinde Zindzi Okenyo‘yu izliyoruz.


=Kasey=

Diziye 2. bölümün sonunda katılıyor. Üçlümüzün kız kardeşleri olduğunu iddia ederek eve geliyor ve orada yaşamaya başlıyor. Ama DNA testi yaptırmayı sürekli olarak erteliyor.

Karakteri Glitch ve Please Like Me dizilerinden tanıdığımız Emily Barclay canlandırıyor.


GÖRÜŞ

Dramasının yanında makul miktarda komedi unsurları da barındıran, karakterleri iyi yazılmış, duygusu olan, gayet akıcı ve sürükleyici bir dizi olmuş Sisters. Oyuncular da iyi iş çıkarmış. Müzik kullanımları da oldukça başarılı. Hikayesi zaten ilgi çekici. 7. bölüm sezon finali havasında yazılmış. 1-2 konu hariç ucu kapalı bitmiş. O 1-2 konuyu da 2. sezon olursa mantığıyla açık bırakmışlar. Ama bu haliyle de çok fazla rahatsız ettiğini söyleyemem.

Kanalın bu zamana kadar onay vermemesi bu konuda isteksiz olduğunu gösterse de Netflix’te iyi izlenme oranları elde ettiği takdirde sürpriz bir onay haberi de gelebilir ilerleyen süreçte elbette. Bekleyip göreceğiz artık. Umarım 2. sezonu olur.

Benim dizi ile ilgili söyleyeceklerim bu kadar. İzleyecek olanlara iyi seyirler.

FRAGMAN