The Bold Type — tanıtım
51 yorum rpdi 26 Temmuz 2017 08:53
Freeform, izleyicilerini bu yaz The Bold Type ile tanıştırdı. Dünyaca ünlü kadın dergisi Cosmopolitan’ın genel yayın yönetmeni Joanna Coles’un hayatından esinlenilerek ortaya çıkarılan bu renkli dramanın ilk sezonu 10 bölüm sürecek. Yapımcısı daha önce Parenthood’un mutfağında yer alan Sarah Watson.
Konusuna bakacak olursak…
New York City’de geçen hikayede, Scarlet adındaki kurgusal kadın yaşam dergisinin çalışanlarının başından geçenlere tanık oluyoruz. Dizi, merkezine üç genç kadını koyuyor. Daha önce stajyer olarak Scarlet’ta yer alan bu üç yakın arkadaş, artık burada farklı farklı işlere girmişlerdir. İş hayatının acımasızlıklarına birlikte göğüs geren, birbirlerinin her konuda yardımlarına koşan, destekleyen bu üç kadın, kariyerlerinin basamaklarını tırmanırken bir yandan da öz benliklerini bulacaklar ve romantik yaşamlarını yolunda götürmeye çalışacaklar. Ve elbette böyle bir dergide çalışırken moda dünyasından geri kalamayacaklar.
Karakterlere ve oyunculara göz atacak olursak…
Jane Sloan
Jane, stajyerliğini geride bırakarak dergide artık bir yazar olmuştur. Politikadan seks ve kadın-erkek ilişkilerine kadar çok çeşitli konularda yazılar yazmaktadır. Mükemmelliyetçi biri olan olan Jane, cesur ve sınırları zorlayan yazılar yazmayı istemektedir ve bu ruhuyla bu yolda bazı yeni deneyimler yaşamaktan çekinmeyecektir.
Karakteri Katie Stevens canlandırıyor. Kendisini şüphesiz en iyi Faking It’ten tanıyoruz.
Kat Edison
Kat, Scarlet’in sosyal medya yöneticisi olarak çalışmaktadır. Bu işi kendi farkıyla ortaya koyabilmek için uğraşmaktadır. Cesur, arkasında olduğu şeyi sonuna kadar savunan biri. Cinsel yönelimiyle ilgili kafa karışıklığı yaşıyor.
Karaktere Aisha Dee hayat veriyor. Kendisini I Hate My Teenage Daughter, Chasing Life ve Sweet/Vicious gibi kısa soluklu dizilerden hatırlamak mümkün.
Sutton Brady
Her zaman sorumlulukları olan biri olarak büyüyen, bir bakıma küçük yaşta yetişkin bir bireye dönüşen Sutton, her zaman mantığıyla hareket etmiş; bu zamana kadar hayatında hiç risk almamıştır. İşletme bölümünü bitiren Sutton, Scarlet’ın editörlerinden Lauren’ın (Emily C. Chang) asistanı olarak çalışmaktadır. Fakat içinde hep modaya yatkın olan bir yönü vardır ve bunu ortaya çıkarıp hayallerinin peşinden gitme cesaretini gösterme konusunda kararsızdır. Romantik yaşamında ise tehlikeli yollarda yürümektedir.
Karakteri Meghann Fahy canlandırıyor. Oyuncuyu Necessary Roughness ve Chicago Fire’dan tanıyabilirsiniz.
Richard Hunter
Richard, derginin avukatıdır ve aynı zamanda yönetim kurulunda yer almaktadır. Yakışıklı, çekici ve başarılı bir iş adamı olarak herkesin gözdesidir. Sutton ile herkesten sakladıkları, cinsellikten ibaret bir ilişkileri vardır.
Karaktere Sam Page hayat veriyor. Bu dizi, Mad Men, Gossip Girl, 7th Heaven, Desperate Housewives, Greek, House of Cards ve Switched at Birth gibi dizilerde irili ufaklı rollerde yer alan oyuncunun uzun zamandan beri kadrolu olarak yer aldığı ilk iş.
Jacqueline Carlyle
Jacqueline, Scarlet’ın inanılmaz başarılı, şık ve bu işin içindeki herkesin idolü olan genel yayın yönetmenidir. Gayet makul ve sakin bir patron olsa da yeri gelince sert ve acımasız olabilir.
Karakteri The Office ve Transparent gibi dizilerden tanıyabileceğiniz Melora Hardin canlandırıyor.
Ayrıca Scarlet’ta yazarlık yapan Alex (Matt Ward), Kat’in ilgi duyduğu Müslüman ve lezbiyen fotoğrafçı Adena (Nikohl Boosheri) ile Pinstripe adlı dergide yazıp Jane ile yolu kesişen Ryan [Dan Jeannotte (Reign, Good Witch)] gibi karakterler de dizide boy göstermekte.
İş yeri dizilerini genelde seven, burada dönen entrikalara ve rekabet ortamına özel olarak ilgi duyan biriyim. Bu iş yeri bir de Ugly Betty ya da The Devil Wears Prada‘daki gibi yayıncılıkla ilgiliyse tam olarak aradığımı buldum demektir. O yüzden The Bold Type, duyduğum ilk andan itibaren merak ettiğim bir diziydi. Gelmesine yakın düşen bilgilerden ve fragmanlardan bir de Sex and the City esintileri hissettim ki değmeyin keyfime. Yani aslında kızgın rekabetin hissedildiği ortamdan ziyade güçlü dostluk ilişkilerinin öne çıktığı bir dizi olmuş ki bu da olur. Güçlü kadın karakterlerin yer aldığı, iç açıcı renkleriyle yormayan, eğlenceli ve tatlı bir yaz dizisi bulmayı umarak karşısına oturdum ve aradığımı tam olmasa da buldum. Çünkü bu saydığım örneklerin yanında çok sığ ve basit kalıyor ama genel olarak düzgün, şans verilmeyi hak eden bir dizi olmuş. Bu tarz yapımlardan hoşlanıyorsanız ve Freeform dizisi olduğunun bilinciyle izlerseniz memnun kalabilirsiniz. Bu yazıyı yazdığım sırada üç bölümünü izledim ve her birini bir öncekinden daha başarılı buldum. Yani gelecek vaat eden bir dizi olduğunu düşünüyorum ama reytinglerinden dolayı 2. sezonun biraz sallantıda olduğu gerçeği de orada duruyor ne yazık ki.
Deneyecekseniz keyifli seyirler…
Fragman:
yorumlar
Ben de üstteki yoruma katılmadığımı tekrar belirtmek suretiyle ilk bölümü izlediğimde gayet beğendiğimi ekleyeyim. Üç kız da patron tayfa da izlenesi karakterler.
Aslında devam etmeyi planlıyordum ama reytinglerinin yeterli olmadığını okuyunca şimdilik çektim kendimi. Freeform’a da güvendiğim söylenemez ama bakalım…
Hiç radarımda yoktu bu dizi bakarım ben buna
Bir de Jacqueline karakterinin adını Melora Hardin olarak yazmışsın
Ellerine sağlık rpdi
Düzeltildi, teşekkürler.
Pek matah bir şey değil. İzlemediyseniz oturun Sex and the City, Ugly Betty filan izleyin ama onların yokluğunda gideri var gibi duruyor şimdilik. Kalan bölümlerde ne yapacaklar bakalım.
Dişilerin öncelikli hedef kitlesi olduğu belli de direkt erkekler sevemez denecek ne özelliği var ben de anlayamadım. Bir sürü Freeform, Lifetime dizileri filan izleyen biri diyor bunu üstelik. Hayranım vizyonuna, cidden muhteşem tespitler yapıyorsun.
Neyi anlayamıyorsun anlamadım, aşırı seviyede kız dizisi işte. Gilmore Girls ve The Carrie Diaries gibi. Devious Maids, Daytime Divas, Desperate Housewives, Chesapeake Shores, Faking It gibi birçok hatun dizisini bayıla bayıla izleyen bir bünyeyim ama yukarıda saydığım diziler erkek izleyiciye hitap etmeyecek tarzda kız dizisi yani.
Hı hı, ok.
Yorumlarını okuduğum, ciddiye aldığım biri değilsin. Kendi yazdığım yazıya gelen ilk yorum olunca okumuş bulundum ve dedim muhteşem tespit. Cevap vermeden edemedim. Neyse, başka şeyler izleyip muhteşem tespitlerinden bizi mahrum bırakmamaya devam et, ne diyeyim.
Ha ha ha! Ağırlıklı olarak kendi gibi düşünmeyen, kendi sevdiklerini sevmeyen kimse kimseyi ciddiye almaz ya da kale almaz bu sitede çoğunlukla, farkındayım. Ben de farklı diziler izleyen, aynı dizilerde yaşanan olaylar üzerine farklı düşünceler içerisinde olan biriyim genel olarak. Çoğunluk tarafından sevilmediğimin farkındayım, @rpdi ciddiye almıyormuş diye umursayacak biri de değilim rahat ol sen.
Üçlü arasındaki dinamiği çok sevdim, sıcak, gülümseten bir etki bıraktı, hikayenin sığ kaldığı yerler oluyor ama çok rahatsız etmedi beni. Freeform’a bu dizi sahiden fazla.
Gayet de beğendim. Üçlü arasındaki dinamiğin etkisine katılıyorum. Richard ve Jacqeuline’in katkısı da iyiydi. Kanalın bir işe yarayıp iki sezonluk onay verdiği iyi oldu.
Arkadaşlıkları, ilişkileri, dergi için işlenen konular, kadınların ayakta kalma mücadelesi derken geçti gitti bölümler.
Not: Kız dizisi diye tarifedilen tabire uymuyor bu.
S2 Poster
S2 Fragman
Season 2 Trailer
2×01 şimdiden Hulululu’ya gelmiş. Yakında bize de gelir herhalde.
Kendi tarzına yakın bir bölümle dönmüş. Ana üçlünün başından geçenler aşağı yukarı tahmin edilesiydi karakterleri tanıdığımız için.
* Sutton ve Richard’ın yakın geleceğinde mutluluk olmadığını tahmin etmek de zor olmasa gerek. Elalem ne der kısmı can sıkıcıydı tabii.
* Kate’in makalesinin yoldan çıkacağını da tahmin etmiştim ama o nasıl bir editör ellemesi yahu, başlık öyle mi atılır?
Sıra geldi aynı kumaştan olan Sutton’a. O da gelecek bölümde çatlar.
Not: Sutton, Richard mevzusunu hak ettin cınım sen.
* Kat’in sondaki hareketinin rüya çıktığı iyi oldu ama ben yine de bilinçaltının neden oraya gittiğini anlamadım desem yeri. Adena’nın uzakta olması mantıklı hala getirmiyor pek, arkadaşı da rahattı ama en azından flörtöz değildi sanki.
* Pinstripe’ın biraz daha ortalıkta olacağını dün bir ara fark ettim. Üçgen durumu varmış falan hatta da o gözle bakmaya fırsatım olmadıydı. Bu gidişle Jane’in bir iş bulması veya Scarlet’e bir şekilde dönmesi sezon finaline kalacak.
Sezon finalinden beklenecek türden bir bölüm olmuş. Bıraktığımız noktayı sevdim gibi.
Adena-Kat kısmında ne yaptıkları çok da dert değil, Sutton-Richard’ı ise istiyordum zaten. Başka bir engel çıkacaksa bile en azından biraz daha uzun sürsün bari bu sefer. Jacqueline’in kovulma mevzusunu da bir şekilde çeviririz, kadın kurula falan katılır diye düşünüyorum.
Jane’in Ryan-Ben tercihini bitmeden yapmasını bekliyordum ama kaldı sonraya. Asıl merak ettiğim de oydu zati ama neyse artık. Eğer seçim ikisinden biri olacaksa cevabım Pinstripe. Gerçi Ben’in teklifi cazipti ama makale falan derken gerek olmayabilir artık.İyi adam da tam olarak Jane’lik değil bu adam.
Üçüncü sezon onayı var nasılsa, orada görüşürüz.
Peter Vack, Alexis Floyd kadroda.
S3 Poster
Season 3 Promo: They’re Back
Gittikleri ve girdikleri yol şimdilik güzel gibi, devamı da böyle ilerlerse iyi olur.
Gerçi üçüncü sezon fragmanının bir saniyesinde Jane’in laptopta görüntülü konuşma yaptığı kişi olarak Pinstripe göründüğünden dolayı da karakterin ortalıkta olacağı ve seçileceği belli gibiydi.
* Jane-Ryan ve Sutton-Richard kısımlarında güzel gidiyorlar. Kat’in depresyonu pek de umurumda değil, gittiği yere bakarız. Benzer şekilde yeni gelen karakterlerin ne getireceğine de.
Çiftleri kesin bir şekilde oynatacaklar ya du’ bakalım.
3×06 üzerine:
Ben bisküviyi yutamadım ama Jane’in tepkisiyle de olur.
Sezon finaline bir kaldı diye yardırmışlar resmen. Ama bu kadarı biraz dokundu Kızım bana Hallmark’ı bağla.
* Sutton’ın payına Richard’ın aldığı iş teklifinin düşmesine de bir şey diyesim yok. ünkü çözülür gözüyle bakabiliyorum.
* Ama Ryan-Jane’e bakamadım. Niye bozuyorsunuz onları ya? Bari aldatmayı sokmadan bozsaydınız. Pöf yani.
Hani gerçek olamayacak kadar iyi olduklarını ben de düşündüm de seviyorum bu çifti. Dan Jeannotte’i kaybedersek Hallmark’ta ararım artık. Hatta gitmişken Sam Page’e de bir bakarım belki.
Fena bir noktada bırakmadılar, bununla olur gibi.
* Richard-Sutton’ı bu noktada bırakacakları da aslında belli gibiydi. Sanırım itirazım yok.
* Ben asıl Pinstripe-Jane’i bozmalarını istemiyordum. Neyse ki bozmadılar
* Jacqueline'i kovdular herhalde üzerinden gitmişler ama geçen sezon da böyle bir şey denemişlerdi. Yaptılar mı yapmadılar mı pek de derdim değil, bakarız döndüklerinde.
S4, 18 bölüm sürecekmiş. Bölerler herhalde.
Chord Overstreet (Glee) konuk. 4×08’e. Jane’in ağabeyi Evan.
Season 4 Trailer
Poster
Geçen sezon finalinin üstünden devam edip onu toparlamışlar. Sezonda her neyi anlatacaklarsa daha sonraya kalmış. Böyle de olur.
* Patrick geri döner mi bilmyorum ama bir süre ortada olmamasına itiraz etmem. Jacq yetiyor zaten. Dijitale geçiş şaşırılacak bir durum değil malum.
4×02 üzerine:
* Ben bu dizidekilerden daha fazla “Yakalanacaksınız!” stresi yaşıyorum. Ayıp ayıp.
* “Reca” ediyorum yapmayın, çünkü bana yazık.
* Lovely.
Güldüğümü itiraf edeyim.
* Litfen.
* Teknoloji ne kadar gelişmiş Tanrım yarebbicim.
*
4×05 üzerine:
Tom Austen beycim gelmişken iki bölüm daha kalsa keşke. Çünkü neden olmasın.
4×06 üzerine:
Bu bölümün mesaj konusunu sevdim. Gülmemi sağladı.
* Ama biriniz de alışıldık çıkın, değil mi? Yok, illa arıza. “Peg” ne şekerim? Gözlerim bunu da gördü.
Beklediğimden daha uzun işlemelerini takdir ettiğimi belirtmem lazım. Cody, dolayısıyla Tom Austen beycim az daha kalabilir mi please?
10+8 gibi duruyor bu sezon.
4×07 üzerine:
* Misal Faking It dizisi final yaptığında 2016’ymış. Hem de nasıl Olivercım.
* Adena haksızdı. Sutton “hata” yaptı. Jane de mantıklısını yaptı.
* Benim beklediğim, bunların da erteleyip durdukları şey 8’de olacak gibi duruyor. Birazcık tırsıyorum sanırım.
Season 4B Official Trailer
4×11 üzerine:
Sezon arasında olup bitenlere kızmıştım. Bir bakıma hala geçmiş değil ama ne haliniz varsa görün o zaman düşüncesiyle oturdum başına.
En azından üstüne tüy dikmemişler, bu da bir şeydir. Bir bakıma sezon arasını toplama bölümüydü. Devam ettikçe üstüne koyarlar. Zaten reytinglerden dolayı belki de iptal olur edasıyla izliyorum, artık olduğu kadarıyla…
Kar nedeniyle bulunduğun yerde kalakalma hikayeleri hoşuma gidiyor genelde. New Amsterdam da güzelinden yapmıştı geçenlerde, bunlar da fena iş çıkarmadı.
“Farklı düşüncelere saygıyla yaklaşmayı öğrenme” bölümü olmuş.
* Aslında Kat’i de Cumhuriyetçi kadına yazsalar, bir de o açıdan görsek neler olur acaba? Good Trouble benzerini yaptıydı, neler olduğunu gördük… Neyse ben oraya girmeyeyim.
Keskin bir dönüş oldu.
* Jane kendisinden bahsederken Ryan’a da sıra gelince benim yine kızasım geldi. Durduk yere adamın karakter gelişiminin içine etmeseydiniz çok güzel olacaktı. Tamam Scott da iyi hoş da geçmişin de içine ediverdiniz anacım.
Aklımdan geçtiği oldu ama yapacakları konusunda şüpheliydim.
,
* Kat-Adena’yı bozdular, Jane-Ryan’ı bozdular, sıra geldi Sutton-Richard’a. Bunların bozulmasını da ben istiyorum o zaman, hadi buyurun.
İkisinden birisi geri adım atmadan çözülecek iş değil haliyle. Ya Sutton’ınkini geçici bir travmaya bağlayacaklar ya aşk kazandı vs. ile Richard düşüncelerinden vazgeçecek bir şekilde ki o da biraz acayip olacak. Evlatlık mı alsanız acep?
Bölümün bu noktaya varacağı başlamadan bile belliydi. Döndürdüler, dolaştırdılar, sona ulaşınca attılar ortaya. Sezonun kapanmasına 1 bölüm kalmışken olmasına şaşırmış değilim. Reytingler ortaya karışık olduğu için iptal olması ihtimaline hazırlıyorum sadece. Sabunlu bırakabilirler fena halde.
4×16 (Sezon finali) üzerine:
İddiasız bir kapanış olmuş, gelecek sezona yol olsun diye çekmişler sanki. Geçen sezonun finalinde de bu tarz bir kapanış yapmışlardı.
Gelecek sezon başında Jane’in yolu bu sezonun başıyla benzer olacak. Kate’in zaten ne halt yediğini kendisinin bile bilmediği belli oluyor. Aslında düzgün işlenirse girdikleri yoldan iyi gidebilirler de karmaşık bir mevzu. Bunların tuttuğu yol çıkmaza falan varabilir.
Sutton’a gelirsek… Kızım bana Richard’ı bağla çabuk.
Not: Gerçi ben iptal olabileceği ihtimaline de hazırlıklıyım şu an.
Onay almış olabilir.
İlk üç sezon 1 Mart’ta Netflix Türkiye’ye geliyor.
S5 Poster
Season 5 Trailer
Final Sezonu Posteri
* Umarım finale geldiğimizde Jane, Scarlet’in başına geçmez. Çünkü batar bu dergi.
* Richard, Sutton’ı boşasın (lütfen). Kat’in başına ne geldiğini umursayacak değilim.
* Bir kez daha, en içten duygularımla: Boşa şunu!
*
Düzeldi mi hiçbir şey değişmedi mi anlamadım şimdilik Neyse üstüne bakarız.
* Richard, fragmanda olduğu için en az bir bölümde görünecekti. Ben finale bekliyordum, 5’ten çıktı. Sondaki sevişmeye bakarsak ya (muhtemelen) veda oldu ya da düzeldiler de fragman sayıldı.
* Kate’in Jacqueline’in yerine geçeceği bayağıdır anlaşılıyordu. Bu bölümde emeklilik ile yolunu tam yaptılar.
* Bir ara Kat saçma bir düşünceyle Scarlet çatısına geçmeyecek diye düşündüydüm, çünkü suratında öyle bir ifade vardı. Jacqueline vardı da halloldu neyse ki.
Kaldı 1.
Bütün sezonu kapanış bölümü için yazmışlar. Patır kütür girdiler resmen.
* Açılış bölümündeki metro sahnesine gönderme yapmaları hoşuma gitti.
* O zaman dans. Ne diyeyim.
Jane’in Scarlet’ten ayrılıp seyahate çıkmasına ve yazmaya oradan devam edecek olmasına takılamadım. Zaten solo devam edeceği belli gibiydi. Son bölüme bodyguard sokuverir gibi oldular bir de.
Yukarıda bir yerde espriye vurup Jane başa geçerse batar o dergi demiştim. Güya twist yapıp yerine Kat’i getirdiler. Çok damdan düşer gibi oldu da hadi neyse. Final nasılsa. Bu arada Jacqueline gibi bir patronun “mit” olduğunu düşünüyorum. Cidden. Yoktur zannedersem onun gibisi.
* Buna ayrı bir parantez açmam lazım. Çünkü yaptıkları şeyi hala unutmadım. Sinirim geçmemiş.
Ben, Ryan, ben, Jane ve tabii ki ben bunları hak etmedik. Bir kez daha mecazi anlamda aşk olsun.
Çat diye iptal yemeyip de orta kalmamasına, hikayesini düzgün şekilde kapattığına sevindim. Güçlü kadın hikayesi olarak baktığımızda vermek istediği mesajları verdiğini düşünüyorum. Bazen de göze sokmuş olmak için altını özellikle çizdiler tabii ama bazen de yapmak lazım tabii.
İyisiyle kötüsüydü bitti bu da. Thanks, bye.