BBC One’ın 2012 yılı yapımı mini dizisi The Secret of Crickley Hall‘un tanıtımıyla sizlerleyiz bugün.

58’er dakika uzunluğundaki 3 bölümden oluşan dizinin senaryosunu Joe Ahearne ve James Herbert beraber kaleme almış. Ahearne, dizinin yönetmenliğini de üstlenmiş ayrıca. Yapımcı koltuğunda ise Hilary Martin ve Ann Harrison-Baxter yer almış. Hikaye, James Herbert‘in 2006 yılı basımı aynı isimli romanından uyarlanmış.

Korku, gerilim ve gizem ögelerini harmanlayan The Secret of Crickley Hall, bir hayaletli ev hikayesi anlatıyor. Hikaye, günümüz ve geçmiş olmak üzere iki farklı zaman diliminde geçiyor. Geçmiş hikayesi 2. Dünya Savaşı yıllarında süregeliyor. Bu iki zamanda geçen hikayeler birbirleriyle iç içe geçirilerek izleyiciye aktarılıyor.

Günümüzde geçen hikaye, Caleigh ailesini merkezine alıyor. Aile fertleri, oğulları kaybolduktan yaklaşık 1 yıl sonra ailenin babası Gabe’in işi dolayısıyla ve biraz da ailenin annesi Eve’in evden uzaklaşıp biraz kendine gelmesini istemeleri sebebiyle şehirden uzak bir yerde bulunan Crickley Malikanesi’ne taşınıyorlar geçici bir süreliğine. Çok geçmeden söz konusu malikanenin hayaletli olduğunu anlıyorlar ve olaylar gelişiyor.

Geçmişte geçen hikayede ise malikanenin hayaletli ev haline gelmesine neden olan trajik olayları izliyoruz. 2. Dünya Savaşı sırasında öksüz ve yetim kalan çocukların barındığı bir yermiş bu malikane. Yetimhaneyi çocuklara iyi davranmayan biri erkek diğeri kadın 2 kardeş işletirmiş.

Geçmişte geçen hikayede;

-Çocuklarla ilgilenen gaddar bir kadın olan Magda rolünde Sarah Smart‘ı izliyoruz.

-Magda’nın psikolojik problemleri olan ve çocukları döven ağabeyi Augustus rolünde Shetland ve Primeval dizilerinden hatırlanabilecek Douglas Henshall karşımıza çıkıyor.

-Malikanede çocuklara öğretmenlik yapmak üzere işe başlayan, çocuklara kötü davranıldığını fark eden ve bu durumu engellemeye çalışan iyi kalpli genç bir kadın olan Nancy rolünde Bates Motel ve Vanity Fair dizilerinden tanıdığımız Olivia Cooke‘u izleme fırsatı yakalıyoruz.

-Malikanede çalışan ve askere gitmek üzere olan bir genç olan, kalbini Nancy’ye kaptıran Percy rolünde Agents of S.H.I.E.L.D. ve The Fades dizilerinden tanıdığımız Iain De Caestecker‘i izliyoruz.

-Malikanede kalan çocuklardan en büyüğü ve en rahatı olan Maurice rolünde Bill Milner‘ı, malikanedeki en kötü muameleye maruz kalan çocuk olan Stefan rolünde Kian Schmidt‘i izliyoruz ayrıca.

Günümüzde geçen hikayede ise;

-Caleigh ailesinin annesi ve aynı zamanda hikayemizin bir numaralı ana kahramanı olan Eve rolünde Doctor Foster, Gentleman Jack ve Save Me gibi dizilerden tanıdığımız Suranne Jones‘u izleme şansı elde ediyoruz.

Eve, kendi bakıcılığında parkta oynarken kaybolan oğlu için duyduğu üzüntüyü hala ilk günkü gibi yaşamakta. Oğlu Cam ile aralarında bir çeşit telepatik bağ varmış. Aynı rüyaları görürler, birbirlerinden uzak yerlerde de olsalar birbirlerine seslendikleri bazı cümleleri işitirlermiş. Eve, Cam’in sesini kaybolduğu günden beri hiç işitmezken malikaneye geldikten sonra yeniden sesi kulağına geliyor gizemli bir şekilde. Bu sebeptendir ki malikanenin hikayesini eşelemeye başlıyor. Bu sayede oğlundan veya oğluyla ilgili bir haber alacağını düşünüyor.

-Eve’in kocası Gabe rolünde Lucifer, Rush ve The Fades gibi dizilerden tanıdığımız Tom Ellis karşımıza çıkıyor.

-Eve ve Gabe’in büyük kızları Loren karakterine Game of Thrones dizisinden tanıdığımız Maisie Williams hayat veriyor. Soğukkanlılığıyla dikkat çeken küçük kızları Cally karakterini ise Humans dizisinden tanıdığımız Pixie Davies canlandırıyor.

-Geçmiş hikayesinde bahsettiğimiz Percy karakterinin günümüzde izlediğimiz yaşlı haline David Warner hayat veriyor. Kadroda ayrıca Jekyll & Hyde ve Game of Thrones dizilerinden hatırlanabilecek Donald Sumpter ile Save Me ve Apple Tree Yard gibi dizilerden hatırlanabilecek Susan Lynch de bulunuyor.

Yeterince başarılı bir dizi olmuş The Secret of Crickley Hall. Hikayesi akıcı ve sürükleyiciydi. Oyunculuklar da gayet iyiydi. Oyuncu kadrosu cidden çok zengin. Tom Ellis, Iain De Caestecker ve Olivia Cooke bu dizinin ardından ABD’ye gidip isim yapmışlar. Maisie Williams Game of Thrones ile ismini ezberletmiş, Pixie Davies de Humans’ta kendini sevdirmiş. Suranne Jones da İngiliz dizi sektöründeki en önemli aktrislerden biri durumunda şu anda zaten. Bu dizi aşağı yukarı herkese iyi gelmiş yani. Dizideki en çok öne çıkan performanslardan birini sergileyen Sarah Smart hariç elbette. O da iyi projeler bulabilseymiş keşke kendine.

Benim diziyle ilgili söyleyeceklerim bu kadar. Hala izlememiş olan ve izlemeye niyeti olan varsa iyi seyirler dilerim.

Diziyle ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılmaktaymış.

Bu da dizinin fragmanı: