CBS All Access’in yeni limitli dizisi The Stand, 17 Aralık 2020 tarihinde başladı. Hali hazırda 3 bölümü geride kaldı ve 9 bölümden oluşacak sezonu 11 Şubat 2021 tarihinde tamamlayacak.

GİRİZGAH

Stephen King‘in 1978 yılında yayımlanan aynı isimli romanından uyarlandı dizi. Bilim kurgu, macera ve fantastik drama unsurlarını harmanlayan romanın 1994 yılında ABC kanalında yayınlanmış bir mini dizi uyarlaması daha mevcut.

Josh Boone ve Benjamin Cavell, yeni dizimizin yaratıcıları konumundalar. Bu ikiliye yazar masasında Jill Killington, Owen King ve Knate Lee gibi isimler eşlik etmiş. Bu beşliye ek olarak yapımcı kadrosunda Taylor Elmore, Roy Lee, Jimmy Miller, Richard P. Rubinstein ve Will Weiske gibi isimler bulunuyor. Boone, yönetmenlik görevi de üstlenmiş ayrıca dizide.

Dizinin ilk 3 bölümü sırasıyla 59, 65 ve 53 dakika uzunluğundaydı.

KONU

Devlet kontrolünde birtakım gizli araştırmalar yapan bir laboratuvarda işler ters gidiyor ve ölümcül bir virüs patlak verip tesisteki ve sonrasında dünyadaki herkesi öldürmeye başlıyor. Virüs, çok kısa bir sürede ve çok hızlı bir şekilde yayılıyor ve birkaç gün içerisinde dünya nüfusunun çok büyük bir bölümünün ölmesine yol açıyor. Virüse karşı bağışıklığı olan ve bu sayede hayatta kalan çok az sayıda insana ise iyinin veya kötünün yolunda yürümeyi tercih etmek kalıyor.

KARAKTERLER VE OYUNCULAR

*Virüsün ilk olarak yayılmaya başladığı kasabada yaşayan, soğukkanlı yapısıyla dikkat çeken ve hayatta kalma becerileri gelişmiş düzeyde bir adam olan Stu Redman karakterine Dead to Me ve Westworld dizileri dışında X-Men film serisinden de hatırlanabilecek James Marsden hayat veriyor.

*Babasının ölümünün ardından geçmişte bakıcılık yaptığı gençle birlikte yollara düşen genç bir kadın olan Frannie Goldsmith karakterini Odessa Young canlandırıyor.

*Frannie’ye çocukluğundan beri kör kütük aşık, sosyal açıdan garip bir genç adam olan Harold Lauder rolünde Bloodline dizisinden anımsanabilecek Owen Teague‘yi izliyoruz.

*Tanınmış bir country müzik şarkıcısı olan Larry Underwood karakterine Sorry for Your Loss ve The Leftovers dizilerinden anımsanabilecek Jovan Adepo hayat veriyor.

*Larry’nin yolda tanıştığı güzel ve gizemli bir kadın olan Nadine Cross karakterinde Hidden Palms dizisi dışında SyrupAquamanDrive AngryAll the Boys Love Mandy Lane ve The Joneses gibi sinema filmlerinden yakinen tanıdığımız Amber Heard‘ü izleme fırsatı elde ediyoruz.

*Düzgün bir karaktere sahip, sağır ve dilsiz bir genç adam olan Nick Andros karakterinde Trinkets, Looking for Alaska ve Teen Wolf dizilerinden anımsanabilecek Henry Zaga karşımıza çıkıyor.

*Nick’in yolda tanıştığı ve arkadaş olduğu, zekası pek gelişmemiş, saf ve temiz kalpli bir adam olan Tom Cullen karakterini October Road ve Orange Is the New Black dizilerinden anımsanabilecek Brad William Henke canlandırıyor.

*Orijinal dizide Shawnee Smith‘in hayat verdiği Julie Lawry karakterine Shadowhunters, Arrow ve Happyland dizilerinden tanıdığımız Katherine McNamara hayat verecek ilerleyen bölümlerde.

*Dizide kötülüğün simgesi olarak karşımıza çıkan, özel güçlere sahip, insan görünümlü şeytani bir yaratık olan Randall Flagg karakterine True Blood ve The Little Drummer Girl dizilerinden tanıdığımız Alexander Skarsgård hayat veriyor.

*Hayatta kalanların rüyalarına giren ve onların ikamet ettiği çiftlik evine yönelmesini sağlayan yaklaşık 100 yaşındaki siyahi bir yaşlı kadın ve dizide iyiliğin simgesi olarak sunulan Abagail Freemantle karakterini Whoopi Goldberg canlandırıyor.

*Flagg’in hapiste çürümekten kurtarıp sadakatini kazandığı genç bir adam olan Lloyd Henreid karakterinde ise Nat Wolff karşımıza çıkıyor.

*Kadroda ayrıca Irene Bedard, Gordon Cormier ve Greg Kinnear gibi isimler yer alıyor. Konuk oyuncu havuzunda ise Hamish Linklater, J.K. Simmons, Nicholas Lea, Daniel Sunjata, Eion Bailey, Clifton Collins Jr., Natalie Martinez ve Heather Graham gibi tanıdık simalar bulunuyor.

YAZARIN NOTU

Daha önce şurada tanıtımını yaptığım 1994 yılı yapımı dizinin bu diziden daha izlenesi olduğunu belirtmem gerek öncelikle. Orijinal dizinin aksine çift zamanlı olarak ilerliyor dizi ki bu durumu cazip bulduğumu iddia edemeyeceğim. Günümüz sahneleri hiç çekmiyor desem yeridir beni. Geçmiş sahneleri hatırına izlemeye devam ediyorum.

İlk 3 bölümün karakterleri tanıyalım havasında geçtiğini belirteyim. Her bölüm birkaç karakter ağırlıklı olarak ilerliyor. Orijinal dizide öne çıkan Julie haricindeki tüm karakterlerle 3. bölüm sonu itibarıyla tanışmış bulunuyoruz.

Orijinal diziye oranla biraz daha durağan, (çekim açısından) biraz daha karanlık bir dizi var karşımızda. Karakter ilişkilerinin, tanışma ve yolculuk süreçlerinin fazlasıyla üstün körü geçildiğini de söylemeden geçmeyeyim. Oyuncu performansları açısından da yine orijinal diziyi üstün görüyorum teraziye koyduğumda. Buradakilerden Alexander Skarsgård ve biraz da Jovan Adepo’yu öne çıkarabilirim belki sadece orijinal dizideki karşılık gelen aktörlere kıyasla. Lakin genel olarak kimsenin parlayabildiğini de iddia edemem şu ana kadarki süreçte. Benim radarımda en çok öne çıkan 2 isim ise ilk bölüm konuğu Hamish Linklater ile ikinci bölüm konuğu Heather Graham oldu.

Karakter karşılaştırması yapayım biraz da iki dizi arasında. Stu karakteri burada daha güleç ve daha rahat bir adam olarak dikkat çekiyor. Frannie, orijinal dizideki gibi deli dolu, toy bir karakter değil. Buradaki Larry karakteri daha girişken ve daha soğukkanlı. Nadine Cross karakteri ise pek benzemiyor desem yeridir orijinal dizideki versiyonuna.

İllaki bu hikayeyi izlemek istiyorum diyorsanız bunu değil de 1994 yapımı diziyi izlemenizi tavsiye ediyorum kısacası. Onu izledikten sonra beklentiyi iyice minimize ederek buna da şans verebilirsiniz tabii kadroda sevdiğiniz oyuncular varsa.

Benim diziyle ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Bu da dizinin fragmanı: