White Lines – Tanıtım
17 yorum pirate 17 Mayıs 2020 08:12
Netflix’te 15 Mayıs 2020 tarihinde yeni bir dizi başladı: White Lines
Vis a Vis, La Casa de Papel ve El Embarcadero gibi dizilerle ismini duyurmuş olan Álex Pina, dizimizin yaratıcısı konumunda. Ona yazar masasında David Barrocal, Esther Martínez Lobato ve Alberto Úcar gibi isimler eşlik etmiş. Yapımcı koltuğunu Andy Harries, Sharon Hughff ve Chris Croucher gibi isimlerle paylaşmış. Yönetmenlik görevini ise Nick Hamm, Luis Prieto ve Ashley Way üçlüsü üstlenmiş.
Gizem, gerilim ve suç draması ögelerini harmanlayan White Lines, 10 bölümden oluşuyor. Bölüm süreleri 51-63 dakika aralığında değişiyor.
KONU
Manchester’da yaşayan genç bir İngiliz DJ, 20-25 yıl kadar önce 3 arkadaşıyla birlikte Avrupa’nın en önde gelen tatil ve eğlence merkezlerinden biri olan İbiza‘ya tatile gelir ve orada kalmaya karar verirler. Bir süre sonra ondan bir daha haber alınamaz. Yıllar sonra Almeria‘da ona ait olan bir ceset bulunur. Cesedi teşhis etmek için İngiltere’den İspanya’ya gelen Zoe Walker da ağabeyinin nasıl öldüğünü araştırmak üzere İbiza’ya gitmeye karar verir ve hikayemiz başlar.
Suç, şiddet, cinayet, gizem, tehlikeli ilişkiler, sırlar, uyuşturucu, müzik, dans, eğlence, seks partileri… Bu hikayede çok fazla şey var. İbiza’dan göz alıcı manzaralar ve başrolde Laura Haddock‘u izleme keyfi de cabası.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Zoe Walker karakterine The Capture, Da Vinci’s Demons ve How Not to Live Your Life gibi dizilerden yakinen tanıdığımız Laura Haddock hayat veriyor.
Zoe, kocasını, kızını ve kütüphanecilik mesleğiyle meşgul olduğu sıradan hayatını İngiltere’de bırakarak yıllardır içini kemiren bu gizemi çözmeye karar veriyor. Çok sevdiği ağabeyinin başına neler geldiğini öğrenmeyi kafaya koyuyor ve eğlence diyarı İbiza’ya geliyor. Bu tehlikeli gerçeği arayış yolculuğunda bir yandan da kendisinin karanlık yönlerini keşfetmeye ve sınırlarını zorlamaya başlıyor karakterimiz.
Zoe’nin rahmetli ağabeyi Axel Collins karakterinde Jekyll & Hyde, Britannia ve Unforgotten dizilerinden anımsanabilecek Tom Rhys Harries karşımıza çıkıyor.
Axel’in Manchester’dan İbiza’ya birlikte geldiği yakın dostlarından Marcus karakterini Code 404, Temple ve Born to Kill gibi dizilerden hatırlanabilecek Daniel Mays canlandırıyor.
Marcus, İbiza’da bir hayat kurmuş kendine son 20 senelik süre zarfında. İbiza’ya birlikte geldiği kız arkadaşıyla evlenmiş, 2 kız çocuğu olmuş ve bir süre önce de boşanmış. Partilerde DJ’lik yapıyor. Ayrıca uyuşturucu işine de el atmış durumda.
Marcus’un eski karısı Anna rolünde Turn Up Charlie, The Detail ve Harlots gibi dizilerden hatırlanabilecek Angela Griffin‘i izliyoruz.
Anna, Marcus’tan boşandıktan sonra elit seks partileri organizasyonu işine girmiş, yeni bir erkek arkadaş yapmış ve hayatından oldukça memnun durumda.
Marcus ve Anna’nın büyük kızları Tanit rolünde Years and Years dizisinden anımsanabilecek Jade Alleyne, küçük kızları Matilda rolünde ise Ava Naylor karşımıza çıkıyor bu arada.
Zoe’nin küçüklüğüne India Fowler hayat veriyor. Marcus’un gençliğini Ceallach Spellman, Anna’nın gençliğini ise Kassius Nelson canlandırıyor. Ekibin 4. üyesi David’in gençliğini ise Jonny Green canlandırıyor.
Kika’nın gençliğinde Zoe Mulheims‘ı, Boxer’ın gençliğinde Rafael Morais‘i, Oriol’un gençliğinde Paúl Moré‘yi izliyoruz ayrıca.
Zoe’nin kocası Mike karakterini Britannia, The Capture ve Save Me gibi dizilerden anımsanabilecek Barry Ward canlandırıyor. Çiftin kızları Jenny rolünde ise Tallulah Evans karşımıza çıkıyor.
*İbiza’nın zengin ve kudretli ailelerinden Calafatların ayak işlerini yapan sadık elemanı Boxer karakterine Nuno Lopes hayat veriyor.
*Ailenin babası Andreu Calafat karakterini Pedro Casablanc canlandırıyor. Andreu, Axel’in cesedinin Almeria’daki arazisinden çıkmasının ardından Boxer’ı Axel’i kimin öldürdüğünü bulmakla görevlendiriyor.
*Andreu’nun eşi Conchita Calafat rolünde Belén López‘i izliyoruz. Andreu’nun arkasından iş yürüten, tehlikeli olabileceği gözlemlenen, zeki bir kadın. Oğlu Oriol ile kızı ve kocasına oranla çok daha yakın bir ilişkisi var.
*Andreu’nun oğlu Oriol Calafat karakterini Good Behavior dizisinden hatırlanabilecek Juan Diego Botto canlandırıyor. Korkulması gereken bir adam gibi görünüyor.
*Andreu’nun bir zamanlar Axel ile sevgili olan kızı Kika Calafat karakterine ise El Embarcadero, Killer Women ve No Tomorrow gibi dizilerden anımsanabilecek Marta Milans hayat veriyor.
YAZARIN NOTU
Dizinin ilk bölümünü izledim ve yeterince iyi buldum. Hikayesi fena değil gibi görünüyor. Mekan seçimleri oldukça cazip. Laura Haddock’un başrolde oluşu da önemli bir artı benim için. İlk bölümün yönetmen performansını da başarılı bulduğumu söylemem gerek ayrıca. Bu ayarda devam ettiği sürece sezonu tamamlarım diye düşünüyorum. İzlemeye niyeti olanlara iyi seyirler diliyorum.
yorumlar
S01E02
*Adam haklı ama. Harbiden de öz saygısı olmayan birisin.
*Marta Milans, fena olmayan bir giriş yaptı diyebilirim.
*Köpek iyice keş oldu çıktı. Nasıl koşuyor arkasından garibim!
*O ne saçma bir mahkeme öyle lan?
İlk bölüme oranla çok daha soft bir bölüm oldu. Yüzde tebessüm hissi uyandıran, eğlenceli bir hal aldı. Kara komediye evrilecekmiş gibi bir his uyandırdı kısacası. Ki bu hali daha iyi bence.
İlk 2 bölümü izledim ben. Malum sorunun cevabını merak edyorum diyebilirim, Laura Haddock da yetiyor. Axel de bonus şu an. Gerisine zamanla bakarız.
Gerçi IMDb’sinin hali hazırda 5,9 olmasına şaşırmadım hani. Var öyle bir hali.
Düşüncem
S01E03
Her bölüm bir öncekinin üstüne çıkarak devam ediyor şu ana kadar.
Açılış sahnesi süperdi cidden. Boxer-Zoe uyumu çok iyi şu anda. Zoe’nin boka battıkça daha tatlı bir hale geldiğini söylemek mümkün.
Kadrodan genel olarak memnun kaldığımı söyleyebilirim. Sadece Oriol’u oynayan aktör zayıf kalıyor bence. Onun yerine başka birini bulsalarmış keşke.
S01E05
Nihayet.
Bence:
Bir siz eksiktiniz zaten.
S01E07
‘Axel’i kimin öldürdüğü kimin umurunda?’
Ben de aynen böyle düşünüyorum.
‘Toplanma+Kaos’ temalı bölümleri hep sevmişimdir. Bundan çok daha iyilerini izledim başka başka dizilerde ama fena sayılmazdı bu da.
Calafatların aile seansında odaki fili görmezden gelmeyi bırakışlarını izlemekten epey keyif aldım.
Mike: İnternetten bir tüp
şipariş etsene sen!
S01E09
O son ‘Belki …’ kısmına katılamadım. Axel’i evlat olsa çekilmez kategorisinde görüyor ve 1. sınıf p.ç kurusu olduğunu düşünüyorum. İlk birkaç bölümlük süreçten beri onu kimin öldürdüğü sorusunun cevabını hiç mi hiç merak etmiyor, hatta kim öldürmüş olursa olsun eline sağlık diyorum.
S01E10 (FİNAL)
Ucu tamamen kapalı bitmiş. 2. sezona gerek yok. Böyle kalsın ve güzel hatırlayalım.
Bu kapanıştan sonra da düşüncem değişmedi. Katilin eline sağlık.
5. bölüm, 6. bölüm ve 9. bölümün ilk yarısı olmak üzere hafif düşüş yaşadığı süreçlerden geçse de genel olarak baktığımda oldukça başarılı bir dizi oldu White Lines. Hikaye de önemli elbette ama karakterlerin iyi yazılması ve oyuncuların iyi seçilmesi bu başarıyı beraberinde getirmiş bence.
Nuno Lopes, bana göre dizinin 1 numaralı yıldızı oldu. Umarım ileride Netflix’in İspanya’da çekeceği yeni dizilerde tekrar görürüz onu. Laura Haddock’u izlemek her zaman olduğu gibi büyük bir keyifti. Belén López’i de 3 numaraya koyuyorum. Daniel Mays ve Angela Griffin ikilisi yeterliydiler. Marta Milans’tan beklentim daha büyüktü ve bu beklentimi karşılayamadı açıkçası. Juan Diego Botto ise oldukça yetersiz kaldı daha önce de belirttiğim üzere. Zoe-Boxer ikilisi için ise son dönemde bir drama dizisinde birlikte izlemekten en çok keyif aldığım karakter ikililerinden biri oldular demeden geçmeyeyim son olarak.
Cidden söylüyorum; sakın ola 2. sezon onayını verip de anısını kirletme şu güzelim dizinin Netflix.
Dizi için puanım: 8.3
Sabahtan beri dört bölüm dizi izledim. Bir tanesi de bundan oldu. İkinci keredir ceset gömüp sonra mezar başında sevişiyorlar.
Third time is a charm.
1×07 üzerine:
Böyle bir yüzleşme bölümü onlara değilse de bana lazımdı. Herkesi masa başında topladıkları iyi oldu. Sezonun muhtemelen en hoşuma giden bölümüydü.
Bir sonraki bölüme ne diyeceksin merak ediyorum
@abidin77
Kalan 2 bölümü de bugün izledim ve bitti. Toplayıp gitmişler, mini dizi olmuş. İyi böyle, burada durabiliriz.
İbiza, kulağa tanıdık gelen hareketli dünyası, Laura Haddock, Axel ve Axel’i oynayan Tom Rhys Harries sayesiinde geçti. Geçmiş sahnelerde olup bitenler ve #whodunnit merakı olmasa belki de bu kadar kolay izleyemezdim. 7’nin en iyi bölümü olduğum düşüncem değiişmedi ama kapanışta da iyi iş çıkardılar. 8 ise bu yılın en garip (?) dizi bölümlerinden birisi oldu.
Katil konusunda parmakla gösterdiğim birisi yoktu, o yüzden itiraz etmeyeceğim. Tatmin ediciydi denebilir. Ama daha ayakları yere basan bir şey bekliyordum herhalde. O biraz eksik kaldı sadece.
Not: Ben de içtenlikle pirate’ın yorumuna katılmıyorum. Sanırsın herkes püripak da Axel dert oldu. Hepsi ayrı manyak bunların. Sonradan olma da değil.
İkinci sezonu planlıyorlarmış Tom Rhys Harries’in dediğine göre. Pandemi öncesi mekan bakıyorlardı falan demiş. Sequel mı prequel mi belli değil.