Jamestown – Tanıtım
11 yorum pirate 28 Ağustos 2017 08:41
Sky 1’ın dönem draması Jamestown’ın tanıtımına hoş geldiniz.
Dizi, 5 Mayıs 2017 tarihinde yayın hayatına başladı ve 23 Haziran 2017 tarihinde 8 bölümlük ilk sezonuna noktayı koydu. Daha ilk sezonu başlamadan yine 8 bölümlük 2. sezon onayını cebine koyduğunu da belirtmeden geçmeyeyim.
Dizinin yazarı, daha önce The Paradise, Paranoid ve The Prisoner gibi dizilerin de yazarlığını yapmış olan Bill Gallagher. Yapımcıları arasında Gallagher dışında Richard Fell, Nigel Marchant, Gareth Neame, Anne Mensah, Cameron Roach ve Sue de Beauvoir gibi isimler var. Bölüm süreleri ise 65 dakika uzunluğundaki ilk bölüm hariç 44-47 dakika arasında değişiyor.
Resmi Site – IMDB – Wikipedia – Facebook
GİRİZGAH VE KONU
Bilindiği üzere Amerika kıtası 1492 yılında Christopher Columbus (Nam-ı diğer Kristof Kolomb) tarafından keşfedilmiştir. Sonrasında Avrupalı devletlerin keşif, kolonileşme ve sömürgecilik süreci başlamıştır. İlk etapta bu süreç Orta Amerika ve Güney Amerika’da kendini göstermiştir. Kuzey Amerika’nın kolonileşme süreci ise daha ileriki yıllara uzanır. Kolonicilik sürecine sonradan katılan ülkelerden biri olan İngiltere Kuzey Amerika’daki ilk denemesini 16. yüzyıl sonlarında yapmıştır. North Carolina kıyıları açığındaki Roanoke Adası’nda Kuzey Amerika’daki ilk İngiliz kolonisini kursalar da bu deneme başarısız olunca yaklaşık 20 yıllık bekleme sürecinin ardından 2. bir girişimde bulundular ve 1607 yılında Virginia açıklarındaki Jamestown’da Kuzey Amerika’daki ilk başarıya ulaşan kolonilerini kurdular. Sonrasında da bu kolonilerin ardı arkası kesilmedi ve İngiltere, Kuzey Amerika’nın en büyük sömürgeci devleti olmayı başardı.
Dizinin esinlendiği konu ve çıkış noktası da bu Jamestown’daki ilk başarıya ulaşan koloni. 1607 yılında keşif ve yerleşme sürecinin ilk adımı olarak sadece erkekler Jamestown’a geliyor. Birlikte çalışarak yeni bir yerleşim yeri inşa etmeye başlıyorlar. Bu süreçte para da kazanmaya başlıyorlar ve bu paralarla bazıları kendilerine eş satın alıyor. Sipariş üzerine gelen hiç tanımadıkları bu eş adayları ilk olarak 1619 yılında Jamestown’a ayak basıyor. Bu tarih, Jamestown’a ilk kadın yerleşkecilerin geldiği tarih olarak kayıtlara geçiyor. 12 yıllık kadınsızlık, kendisine eş alacak kadar şanslı olan sınırlı sayıdaki erkeğin diğer erkekler tarafından kıskanılması anlamını da taşıyor elbette. Farklı farklı hayat hikayelerine sahip bu kadınlar, ülkesinde hapiste çürümek dışında kendilerine önerilen 2. bir seçenek olması nedeniyle veya kendilerince başka sebeplerle buraya gelmeye gönüllü olmuşlar. Başlarına ne gelebileceğini az çok tahmin etseler de karşılarında beklentilerinin de ötesinde ilkel bir topluluk buluyorlar. Kendilerine yüklenen eşya sıfatını değiştirmek için mücadele etmek ve uğradıkları 2. sınıf insan muamelesine göğüs germek zoruna kalan bu kadınların hikayesini üç ana karakter Jocelyn, Alice ve Verity’nin gözünden izliyoruz.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
=Joselyn=
Jamestown’a gelen gemideki kadınlar arasında istisna durumda olan 2 kadından biridir. Asil bir ailenin kızı olan Joselyn, yakında eşi olacak kişiyle daha önceden ülkesinde tanışmıştır.
Dik başlı, zeki ve kontrol etmeyi seven bir yapısı olan Joselyn, Jamestown’a ayak bastığı ilk andan itibaren kadınlara yönelik 2. sınıf algıyı değiştirmek üzere elinden gelen her şeyi yapar ve kimseye boyun eğmez. Bu özelliği ile Verity ve Alice’in de güç bulduğu biri haline gelir. Asil bir aileden geldiği ve sarayda yaşamışlığı bulunduğu için güç ve hakimiyet oyunlarını çok iyi bilir ve uygulamaktan çekinmez.
Karaktere Crossing Lines ve The Indian Doctor dizilerinden hatırlanabilecek Naomi Battrick hayat veriyor.
=Alice=
İyi huylu, kırılgan, romantik ve nazik biri. Evleneceği adamın da kendisi gibi iyi biri olacağını umuyor. Gemiden inip de eşleşmeler yapıldıktan sonra karşısında bulduğu yakışıklı ve kibar adama gönlü hemencecik kayıveriyor. Yalnız büyük bir sıkıntı var ki o karşısında bulduğu yakışıklı ve kibar adam onun evlenmek zorunda olduğu kişi değil. Evlenmek zorunda olduğu kişinin küçük kardeşi Silas! Evlenmek üzere geldiği asıl kişi ise suratsız, kibarlıktan nasibini almamış, şiddete meyilli bir öküz: Henry Sharrow.
Karakteri Peaky Blinders, Episodes, Brief Encounters ve Dickensian gibi birçok diziden aşina olduğumuz Sophie Rundle canlandırıyor.
=Verity=
Hapishaneden çıkmak için bir fırsat olarak görüp buraya gelmeyi kabul etmiş. Hayata kızgın, zorluklarla mücadele etmeyi ve hayatla dalga geçmeyi öğrenmiş, alaycı bir kişiliğe sahip, işveli, kendi başının çaresine bakabilen, düşündüklerini söylemekten ve yapmak istediklerini yapmaktan asla çekinmeyen, korkusuz, özgür ruhlu ve güçlü bir kadın. Gemiden indikten sonra ismi okunduğunda ortalıklarda olmayan gizemli koca adayının kendi derdinde olan zayıf karakterli bir ayyaş çıkması ise en büyük şanssızlığı ya da en büyük şansı olmak üzere.
Karaktere hayat veren isim Niamh Walsh.
=Henry Sharrow=
Alice’in yukarıda bahsettiğimiz koca adayı. Ama Alice’in onda gönlü yok. Bu durum zaten sinirli bir karakteri olan Henry’yi daha da fazla sinirlendiriyor.
2 erkek kardeşini bunca zaman bir baba gibi koruyup kollamış, Alice’i eş olarak getirtecek kadar para kazanmayı başarmış, güçlü, çalışkan ve hırslı bir adam. Kızılderililerle ticaret yaparak ve keşif yapıp değerli madenler bularak maddi olarak daha güçlü bir konuma gelme derdinde.
Karaktere Hotel Babylon, Survivors, Mad Dogs ve Suits gibi birçok diziden aşina olduğumuz Max Beesley hayat veriyor.
=Silas Sharrow=
Henry’nin küçük kardeşi, Sharrow biraderlerin ortancası. Ağabeyinin boyunduruğu altında yaşamaya alışmış, biraz da ona saygısından kendi hareket özgürlüğünü tam olarak kazanamamış biri. Alice’in gelmesi sonrası bu konuda biraz daha girişken davranıyor. Bu durumu kendisine saklamak zorunda olsa da onu gördüğü ilk andan itibaren Alice’e gönlünü kaptırmış durumda.
Karakteri Medici: Masters of Florence ve Crossing Lines dizilerinden tanıdığımız Stuart Martin canlandırıyor.
=James Read=
O da ilk gördüğü andan itibaren Alice’e gönlünü kaptıranlardan biri. 12 yıllık kadınsızlığın ve kendisine eş alacak parayı denkleştirememiş olmanın da etkisiyle Sharrow biraderlere içten içe uyuz oluyor. Kasabada demircilik yaparak yaşamını idame ettiriyor. Kavgacı ve sinirli bir tip olsa da Alice’e her zaman nezaketle davranmaya çalışıyor. İyi bir gözlemci. Başta Alice olmak üzere insanların zayıf yanlarını kolayca fark edebiliyor. Beyin ve hareket kombinasyonu çok gelişmediği için saçma sapan tepkiler gösterebilen bir insan olsa da özünde kötü biri değil aslında.
Karakteri Misfits ve The Musketeers’tan tanıdığımız Matt Stokoe canlandırıyor.
=Samuel Castell=
Jocelyn’in evlenmek üzere olduğu kişi. Jamestown’da zabıt katibi olarak bulunuyor. Joselyn ile daha önce İngltere’de tanışmışlar ama birbirlerini tam anlamıyla tanıdıkları söylenemez. Karakteristik yapısı dolayısıyla onun için uygun olmayan bir eş gibi görünse de Jocelyn’i delicesine seviyor ve onun bu yapısını dert etmiyor. İyi niyetli, sevecen, kibar bir beyefendi.
Karaktere hayat veren isim Gwilym Lee.
=Meredith Rutter=
Verity’nin ayyaş ve gürültülü koca adayı. Yerel barın sahibidir. Alkol sevdasına ve bunun da etkisiyle sık sık uygunsuz davranışlar göstermesine rağmen kalbi temizdir ve bu sayede Verity ona gereğinden fazla kredi verir.
Karaktere Shameless, Collision ve The Worst Week of My Life gibi dizilerden anımsanabilecek Dean Lennox Kelly hayat veriyor.
=Sir George Yeardley=
Jamestown’ın valisi olarak yerleşkeye yeni atanıyor ve kadınları getiren gemiyle beraber koloniye geliyor. Gücünü sağlama almak, otoriteyi sağlamak ve Jamestown’ı kontrol altında tutmak zorunda. Bu yolda pek dostu olmadığı için güvenilir bir adam olan Samuel’i tarafına çekmeye çalışıyor. Dinleme yetisi fena olmayan, adalete ve Jamestown’ın çıkarlarlarını korumaya inanan biri.
Karakteri SS-GB, The Missing, Primeval gibi dizilerden tanıdığımız Jason Flemyng canlandırıyor.
=Temperance Yeardley=
Kocasıyla beraber okyanusu aşıp Jamestown’a geliyor. Kendisini kocasına ve Tanrı’ya adayan dindar bir kadın. Başkalarının hal ve hareketlerini yargılayıcı bir kişiliği olan, çok sıcak kanlı ve sevecen bir yapısı olmayan Temperance’ın uzun gemi yolculuğu sırasında kızlarla arasında bir bağı oluştuğu da yadsınamaz elbette.
Karaktere hayat veren isim Claire Cox.
=Mercy=
Samuel’in hizmetlisi. Jocelyn geldikten sonra onun da hizmetlisi oluyor haliyle. Gemi oraya gelmeden önce orada bulunan tek dişi. Çocukluğundan beri Samuel’in yanındadır ve ona son derece bağlıdır. Sert bir mizacı olan ve kendisine pek de iyi davranmayan Joselyn’in onayına umutsuzca ihtiyaç duyar. İnsanlar için her zaman en iyisini düşünen, inanılmaz seviyede saf, süper ciddi ve isminin hakkını verircesine son derece merhametli biridir. Tanrı zeka dağıtırken orada olmaması ise kendisi ve Joselyn için çok büyük bir handikaptır.
Karakteri Patsy Ferran canlandırıyor.
=Pepper Sharrow=
Sharrow biraderlerin en küçüğü. Etliye sütlüye fazla karışmayan, kendi halinde bir tip. Kendisini büyüten ağabeylerine saygısı sonsuz. Mercy’den hoşlanıyor.
Karaktere hayat veren isim Luke Roskell.
=Nicholas Farlow=
Jamestown’a kaynak sağlayan özel şirketin sekreteri olarak orada bulunuyor. Oldukça zengin ve nüfuzlu biri. İsteği dışında vali olarak atanan Sir George Yeardley’yi alaşağı etmek en büyük amacı. Oyun oynamayı seven, zeki ve manipülatif biri.
Karatere TURN, And Then There Were None, Torchwood ve Forever gibi birçok diziden hatırlanabilecek Burn Gorman hayat veriyor.
=Edgar Massinger=
Farlow’un yardakçılarından. Fırsatçı bir toprak zengini.
Karakteri Peaky Blinders, Line of Duty, Scott & Bailey ve My Mad Fat Diary gibi dizilerden anımsanabilecek Tony Pitts canlandırıyor.
=Redwick=
Kasabanın güvenliğinden sorumlu kişi. Oldukça saldırgan ve Jamestown’da keyfine göre rahatça terör estirme gücü olan biri. Farlow’un yardakçılarından. Sir George Yeardley gelmeden önce daha önemli ve daha güçlü bir konumdaydı. Bu sebeptendir ki onun geldiği yere gitmesi en büyük isteği.
Karaktere hayat veren isim Steven Waddington.
=Michaelmas Whitaker=
Jamestown’ın rahibi. Dini ve kiliseyi kendi çıkarları için kullanan, iki yüzlü, güç sevdalısı tiplerden. Farlow ile arası iyi.
Karakteri Misfits, The White Queen ve Broadchurch gibi dizilerden hatırlayabileceğiniz Shaun Dooley canlandırıyor.
=Dr. Christopher Priestley=
Kasabanın doktoru, Samuel’in yakın arkadaşı. Ama bu durum Jocelyn’e olan özel ilgisine engel olmuyor tabii. Ketum bir tip.
Dickensian’dan hatırlanabilecek Ben Starr karakteri canlandıran isim.
YAZARIN NOTU
Mükemmel değil ama izlenir kıvamda bir dizi olmuş Jamestown. Üç ana karakter üzerinden dönemin kadınlara bakış açısını iyi yansıtıyor. Kolonicilik anlayışı açısından değerlendirildiğinde de idare eder durumda. İyi ve tanıdık simalarla bezeli oyuncu kadrosu en büyük artılarından biri. Karakterler hiç de fena oluşturulmamış, kıyafetler iyi seçilmiş, çekimler başarılı. Sezon finalini pek beğenmesem de başından memnun kalktığım bir dizi oldu Jamestown.
Verity karakterine bayıldım, her sahnesini izlemek ayrı bir keyif gerçekten. Jocelyn’in manipülatifliği bazen sinir bozucuydu bazen alkışlanası. Sophie Rundle’ı Alice rolünde izlemek Peaky Blinders’ta Ada olarak izlemekten çok çok daha keyifliydi kesinlikle. Kötü diye sunulan karakterler de sinir bozucu olma konusunda gayet başarılıydılar bana göre.
Benim diziyle ilgili söyleyeceklerim bu kadar. İzlemeye niyeti olanlara iyi seyirler.
FRAGMANLAR
https://youtu.be/2tK5q3iles0
https://www.youtube.com/watch?v=c_eYWUOiq7M
yorumlar
S01E01
1 saat 5 dakika uzunluğunda olmasına rağmen gayet akıcı bir başlangıç olmuş. Sarmasını pek beklemiyordum dürüst olmak gerekirse.
*Jocelyn’in manipülasyona olan azgınlığına ayar oldum. Daha 2 dakika olmuş geleli bir dur be kadın! Yine de en azından
konusuna engel olması iyi oldu.
*Verity’ye çabucak kaynadı kanım. Hali hazırda en izlenesi karakter o.
*Alice’i sevip sevmemek konusunda kararsızım şu an için.
Bu arada bu hatun Peaky Blinders’in Ada Shelby’si imiş ya be! IMDB’ye bakmasam fark etmeyeceğim valla. Çok farklı görünüyor cidden.
*Dönem dizilerindeki İngiliz kadın karakterlerin ata iki bacak da aynı tarafta kalacak şekilde binişlerine uyuz oluyorum. Yeri gelmişken tekrar söyleyeyim.
S01E02
Güzeldi bu bölüm de.
*Dizide sanki gıcık erkek eksikliği varmış gibi kalkıp bir de Misfits’in ünlü gıcığı Shaun Dooley‘yi getirmişler diziye.
*Jocelyn’in manipülatifliği ilk bölümde ayar etse de bu bölüm tamamen pozitif etkiler yaratınca karakter hakkındaki ilk bölümdeki negatifliğimi attım üzerimden.
*İyi ki varsın Verity! Sen olmasan kim eğlendirecek bu dizide bizi?
O dilini çıkardığı sahne var ya!
S01E05
Güzeldi yine.
Eşinin şüphe duymaksızın gücü yettiğince onun arkasında duruşları hoşuma gidiyor bu arada.
*Doğru söylüyor da olabilir belki ama önceki manipülasyonlarının da etkisiyle Jocelyn’in anlattığı hikayeye inanamadım ne yazık ki. Hikaye doğru bile olsa eksik anlattığı bir şeyler var muhtemelen.
*Bu Redwick ve Farlow itlerine kim, ne zaman dur diyecek lan?
*Bu James Read’in Misfits’in yakışıklısı Alex olduğunu IMDB’ye bakmasam fark edemeyeceğim valla. Çok değişmiş, çoooook!
Burada da bulunsun:
S2 Fragman
İlk sezon Mayıs’ta başlamıştı. Tarih vermemişler ama bu sezon çok daha erken gelecek herhalde.
Güzel dönmüş.
*En çok Verity’yi özlemişim elbette. Büyük renk kattı yine bölüme.
*Silas tehlikeli sularda yüzüyor. Alice’i dul bırakmasa bari.
*Köle kavramının hikayeye girmiş olmasından memnun değilim. Lakin Pedro renkli bir karakter kesinlikle.
Resmi olmasa da 3. sezonu almış.
Bir önceki bölüm o kadar sarmamıştı ama bu bölüm güzel geçti.
*Kızılderililerin Henry’ye gelin verme kararını sevdim.
*Jocelyn, James’e olan arzusuna kariı koymaya kaç bölüm daha dayanacak bakalım. 1-2 bölüm içerisinde koynuna girer, sonra da yine ‘Hoşt!’ çekmeye devam eder herhalde. Sezon finalinde de valinin yeni eşi olur bir şekilde bence.
Güzeldi bu bölüm de.
*James’in ısmarlama eşinin ölmesine üzüldüm. Ama şaşırtmadı elbette bu hamle Joselyn ile olan yakınlaşmasından ötürü.
*Silas’ın Chacrow’a Vali’nin planını anlatması doğru davranıştı. Yalnız kötü çeviriden de olsa gerek Chacrow’un Vali’ye yaptığı karşı hamle niteliğindeki plandan hiçbir şey anlamadım.
Hareketli bir bölüm olmuş. Epey olay oldu. Son 2 bölümde kaybetmeye başladığım ilgi biraz geri gelmiş oldu bu sayede.
*Jocelyn bölüm başında ‘Vali’ye yar olacak.’ tezim doğrultusunda ilerlerken bir anda Vali’ye düşman oldu bölüm sonunda.
*Maria’nın Pedro’yu bıçaklaması abartıydı açıkçası. Yabani kısrak gibi davrandı Maria.
*Meredith’in halleri eğlendirdi ama bu bölümle sınırlı kalsın, fazla abartmasın.
S02E08 (Sezon Finali)
Bir sezon daha sona erdi. Onay almazsa üzülmem; alırsa izlemeye devam ederim.
Ucu apaçık bitti bu arada.
Series 3: Starts 26 April
İlk bölüm pek sarmadı. Oldu bittiye geldi her şey ayrıca. Satamadılar yapmaya çalıştıkları şeyleri bana. 2. bölüm ise idare ederdi.
*Sophie Rundle’ın kadrodan ayrılmasını beklemiyordum. Oyuncuyu sevsem de karakterinin diziye kattığı çok bir şey yoktu bence. Bir Jocelyn veya Verity değildi sonuçta. Neden ayrıldı bilmiyorum ama Gentleman Jack ile bu dizinin çekimleri kesişince böyle bir karar almıştır diye tahmin ediyorum. Yolu açık olsun.
Bu sezon son sezonmuş bu arada.
S03E08 (FİNAL)
Çok çok kötü bir sezon olmuş kesinlikle. Bu sezonun son sezon olduğunu bilmiyor olsam 5. veya 6. bölümde bırakırdım herhalde. Madem bitiyormuş diyerek ittire ittire izledim yani sezonun iyice dip yapan 2. yarısını. Merakınız falan varsa hiç bulaşmayın bu diziye derim ben. Vaktinize yazık olur.
Niamh Walsh, en kısa zamanda yeni bir dizi bulur inşallah kendine.