Netflix’in yeni mini dizisi Echoes, 19 Ağustos’ta izleyici karşısına çıktı. Bu da fragmanı:

Psikolojik gerilim ve gizem türlerini harmanlayan Echoes, 7 bölümden oluşuyor. Bölüm süreleri 40-55 dakika aralığında değişiyor.

Eden dizisinin yaratıcısı olarak tanıdığımız Vanessa Gazy, dizimizin yaratıcısı konumunda. Gazy’ye yapımcı koltuğunda Imogen Banks, Quinton Peeples, Brian Yorkey, Thomas Glinkowski ve Paul M. Leonard gibi isimler eşlik etmişler.

Echoes, tek yumurta ikizi 2 kız kardeşin hikayesini anlatıyor. Çocukluklarından beri sahip oldukları şeyleri paylaşmayı alışkanlık haline getirmiş olan Leni ve Gina’nın hikayesi.

Lena ve Gina’nın aralarında çok büyük bir bağ var. Onca yılın sırlarıyla sıkıca örülmüş bir bağ. Ergenlik dönemlerinde zıvanadan çıkmaya başlayan ve yetişkinlik dönemlerinde iyice toksikleşen garip, hastalıklı bir ilişki var aralarında.

Söz konusu kız kardeşlerden Leni, memleketlerinde bir at çiftliğinde kocası ve küçük kızıyla birlikte yaşıyor. Yayımlanmış ve çok satanlar listesine girmiş bir kitabı bulunan Gina ise zengin kocasıyla birlikte Los Angeles’ta sürdürüyor hayatını.

Gina ve Leni, her yıl doğum günlerini yurt dışında tatile çıkarak kutluyorlar. Bu seneki doğum günlerine birkaç gün kala Leni ortadan kayboluyor. Gina da memlekete dönüp neler olduğunu öğrenmeye çalışıyor. Hiçbir şeyin tamamen göründüğü gibi olmadığı hikayemiz de böylece başlıyor.

*Gina ve Leni karakterlerine Messiah, The Path ve True Detective gibi diziler dışında Source CodeEagle Eye, Mission: Impossible III, Made of Honor ve Gone Baby Gone gibi sinema filmlerinden de yakinen tanıdığımız Michelle Monaghan hayat veriyor.

*White Collar, The Sinner, Traveler ve Tru Calling gibi dizilerden tanıdığımız Matt Bomer, Leni’nin şu sıralarda çiftlikte finansal problemlerle boğuşan kocası Jack karakterini canlandırıyor.

*Council of Dads, Rectify ve Extant gibi dizilerden anımsanabilecek Michael O’Neill‘ı Gina ve Leni’nin babası Victor karakteriyle izliyoruz.

Rescue Me, #FreeRayshawn, Notorious ve Graceland gibi dizilerden anımsanabilecek Daniel Sunjata, Gina’nın kocası Charlie karakterine hayat veriyor. Charlie ve Gina, Gina’nın üniversite yıllarında tanışmışlar. Charlie, Gina’nın psikiyatristiymiş o vakitlerde. Psikiyatristliğin yanında yazarlık ve üniversitede öğretmenlik de yapmakta Charlie. Tam bir beyefendi. Aileden zengin.

*Schitt’s Creek, King ve Pretty Hard Cases gibi dizilerden anımsanabilecek Karen Robinson, kasabanın şerifi Louise Floss karakterini canlandırıyor.

*The L Word: Generation Q dizisinden anımsanabilecek Rosanny Zayas, Şerif Yardımcısı Paula Martinez rolüyle karşımıza çıkıyor.

Kingdom, City on a Hill, Snowfall ve Debris gibi dizilerden anımsanabilecek Jonathan Tucker, Gina’nın lise yıllarında bir süreliğine sevgili olduğu Dylan James karakterine hayat veriyor.

*Ali Stroker, Gina ve Leni’nin hayatını tekerlekli sandalyeye mahkum bir şekilde sürdüren ablası Claudia karakterini canlandırıyor.

*Gable Swanlund, Jack ve Leni’nin kızı Mathilda ‘Mattie’ rolüyle karşımıza çıkıyor.

Diziyi izleyip bitirdim. İlk bölümü ve son bölümü yeterli bulmamakla birlikte kalan 5 bölümden keyif aldığımı söyleyebilirim. Michelle Monaghan‘ı sevsem de ‘iki karaktere birden hayat verme’ konusunda pek de başarılı bulmadım ayrıca burada kendisini.

Mini dizi olarak lanse edilen dizideki genel konular kapatılmış olsa da final bölümünü final tadında bulamadım ben. “Devam etmek istiyoruz aslında ama izleyici tepkilerini bir görelim önce,” kapanışıydı yaptıkları o kapanış daha ziyade. Devamı gelecekse ben açığım bu arada. Keza bu son cidden yetersizdi benim açımdan.

Not: Diziyle ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılıyordu.