Jack & Jill – Tanıtım
9 yorum pirate 12 Mayıs 2022 08:27
Amanda Peet amerikan dizisi ivan sergei jack and jill jack jill jaime pressly Justin Kirk komedi drama sarah paulson Simon Rex tanıtım the wb
Jack & Jill, 2006 yılında UPN kanalı ile birleşerek The CW kanalını oluşturan The WB kanalının bir dizisi. 1999-2001 tarihleri arasında yayınlanmış. 2 sezon sürmüş. İlk sezonu 19, ikinci sezonu 13 bölüm uzunluğunda. Komedi drama türündeki dizinin bölüm süreleri 42 dakika civarında.
Randi Mayem Singer, dizinin yaratıcısı konumunda. Ona yapımcı koltuğunda Mark Canton, Michael Pavone ve David Calloway gibi isimler eşlik etmişler.
Jack & Jill, arkadaşlıklar, ilişkiler ve bazı karakterlerimizin meslek hayalleri üzerine bir dizi. Öncelikli merkez karakter konumundaki Jack ve Jill, aynı zamanda dizinin anlatıcıları. Elisa, Audrey, Barto ve Mikey’nin de varlığıyla altılı bir arkadaş grubu var ortada. Jack kadın, Jill ise erkek bu arada.
Dizinin Friends’i anımsatan bir başlangıcı var. Tıpkı orada olduğu gibi New York şehrindeyiz ve üçü erkek üçü kadın olmak üzere bir altılı var elimizde. Friends’teki Rachel misali düğün gününde gelinlikle eski hayatına bye-bye eden Jack karakteriyle tanışıyoruz hikayenin başlangıcında. Jack, düğün seremonisi sırasında evleneceği adamın baş nedimesi ile onu aldattığını öğreniyor. O sinir ve üzüntü bileşimindeki ruh haliyle arabasına atlıyor ve soluğu New York’ta alıyor. Orada liseden arkadaşı Audrey yaşıyor. Birkaç senedir pek iletişim halinde olmadığı, düğününe bile davet etmediği Audrey. Aralarındaki soğukluğa rağmen Jack’e evinin kapısını açıyor Audrey ve Jack orada kendisine yeni bir hayat kurmaya başlıyor.
Audrey – Barto – Jack – Jill – Elisa – Mikey
*Jack karakterinde Brockmire, Togetherness, Bent ve Dirty John gibi dizilerden yakinen tanıdığımız Amanda Peet‘i izleme şansı elde ediyoruz. Karakterin adı Jacqueline aslında ama kısaca Jack ismini kullanıyor.
*Audrey bir dansçı. Karaktere Mom, My Name Is Earl, Jennifer Falls ve I Hate My Teenage Daughter gibi dizilerden yakinen tanıdığımız Jaime Pressly hayat veriyor.
*Asıl adı David Jillefsky olan ve Jill lakabıyla anılan karakteri Gravity, Crossing Jordan ve Charmed dizilerinden anımsanabilecek Ivan Sergei canlandırıyor. Jill, sevgilisiyle aynı eve taşınmaya ve ilişkilerini bir sonraki aşamaya taşımaya karar verdiği gün Jack ile tanışıyor, ondan etkileniyor ve kafası karışmaya başlıyor. Jill, Audrey’nin komşusu bu arada.
*American Horror Story, Ratched, Cupid ve American Gothic gibi dizilerden tanıdığımız Sarah Paulson, Jill’in sevgilisi Elisa karakterine hayat veriyor. Durum şöyle ki Jack, Elisa ve Jill ile farklı lokasyonlarda, ayrı ayrı tanışıyor. Audrey’nin dairesine taşındığı gün Jill ile tanışıyor ve onu hoş buluyor. Ertesi gün ise işe başladığı yeni işyerinde Elisa ile tanışıyor, ona kanı kaynıyor ve iyi birer arkadaş olabileceklerini düşünüyor. İkisinin sevgili olduğundan habersiz durumda ilk anda elbette.
* Weeds, Kidding ve Tyrant gibi dizilerden tanıdığımız Justin Kirk, Jill’in tıp öğrencisi olan yakın arkadaşı Barto karakterine hayat veriyor. Aynı zamanda Elisa ile de yakın arkadaş Barto.
*What I Like About You dizisinden anımsanabilecek Simon Rex ise Jill ve Barto’nun yakın arkadaşı Mikey karakteriyle karşımıza çıkıyor. Bizimkilerin sıkça takıldığı bir barda barmenlik yapıyor Mikey. Palavracı ve çapkın biri. Jill’in ev arkadaşı aynı zamanda. Audrey ile de geçmişte bir takılma yaşanmış aralarında.
Josh Hopkins, Chad Willett, Ed Quinn, Lindsay Price, Chandra West, John Pyper-Ferguson, Timothy Omundson ve Jessica Walter, dizide tekrar eden rollerle boy göstermiş tanıdık isimler arasındalar. 1-2 bölümlük konuk oyunculardan oluşan havuzda ise Maggie Wheeler, Vincent Ventresca, Elisa Donovan, Corbin Bernsen, Monet Mazur, Charles Esten, Elizabeth Berkley, Josh Zuckerman, A.J. Buckley, Erin Daniels, Sam Lloyd, Tricia O’Kelley ve Rebecca Romijn gibi isimler bulunmakta.
Dizinin ilk bölümünü izledim ve oldukça vasat buldum. Cazip oyuncu kadrosu nedeniyle uzun zamandır izleme listemde olan bir diziydi. Amanda Peet’i ve Jaime Presley’yi izlemeyi özledim özellikle ve bu vasatlığa rağmen izlemeye devam edeceğim diziyi. Bölümler ilerledikçe ve karakterler arası ilişkiler geliştikçe biraz daha form tutabileceğini düşünüyorum ayrıca dizinin.
yorumlar
S01E02
-Elisa, sana saygı duydum. Jack, sana zerre duymadım.
-Audrey’yi daha fazla kullanın. Hayalet gibi kalmasın bu kadar.
–Jack: Bir ev partisine o kıyafetle mi gittin cidden?
–Doctor: Bu tarz bir şeyin geleceğini biliyordum.
-Kapanıştaki apartmanın dışardan görüntüsü, şarkı falan … New York değil de New Orleans’taymışız hissi verdi.
S01E04
İş odaklı bir bölüm yapmışlar. Haliyle pek çekemedi beni.
S01E05
*Jill: Are you a girl or what?
*Monet Mazur’u görmek güzeldi. Karakteri daha ilk andan itibaren
diye bağırıyordu.
S01E09
*Ne saçma bir davaydı lan öyle o? Neydi yani şimdi bu? Bunun için hukuk önüne mi çıkar bir insan?
Bu ara gelen vuruyor, giden vuruyor Jill’e. Bu bölüm sonu pozitif bir sürecin başlangıcı olur umarım onun için.
*Elisa’nın durumu garibime gitti. Erkeklerden alışkınız böyle hikayelere. Görürler ve gördükleri o ilüzyonun peşinde savrulabilirler. Ama kadınlar yapmaz böyle şeyler. Yani en azından bu tarzını.
*Jack: Neden saygı duyamıyorum ben hiç sana? Ne yapsan ya da ne yapmasan … Hiçbir zaman olmuyor. Her tercihin eksi yazıyor hanene.
*Bartolama hikayesi çok basit kaçtı ya! Tamam Audrey de klasik, basit bir kadın ama yine de …
S01E13
*Mikey: Nasıl bir zevksizliktir sendeki ama ya!
*Zorlamasan mı Elisa? Geleceği yok o işin.
S01E16
İyi oldu ya bunların ev arkadaşlığı. Elbet bir noktada bir çift olarak göreceğiz bu ikisini zaten de şimdilik böylesi daha eğlenceli oldu.
S01E19 (Sezon Finali)
*Rebecca Romjin’i görmek güzeldi. Karakterin bir film yıldızı olarak sunulduğu hesaba katıldığında bu derece halka inmesi garip kaçtı ama.
*Normal değilsin sen Miley! Her daim ne yapılmaması gerekiyorsa onu yapıyorsun. Bir psikolog desteği alsan iyi olur bence. Çocukluğunda ciddi sorunlar yatıyor olabilir.
*Niye temizce bitiremiyorlar? Böyle bir drama yaratmaya gerek var mıydı cidden? Bu şartlarda birlikte olmaya devam etmelerinin mantıksızlığını kabul edip düzgünce ayrılabilir ve kendi yollarına gidebilirlerdi sessiz sakin bir şekilde pekala şu son 2 bölümde.
S02E01
Jill ile benim kafa paralel çalışıyordu bu bölümde. Jack’i suçladığı şeyde de bunu yaptığı için ona kızmakta da haklıydı.
Diğer paralel düşüncemiz de damat konusunda idi. Bence de gay damat beyimiz. Geline acımamak mümkün değildi haliyle.
Küslerin tarafı ise bölümü aşağı çekti bence. Onların gereksiz dramasina ihtiyaç yoktu bu bölümde.
S02E02
*Doğru olanı yaptın Barto. Önemli olan verdiğin kararın arkasında sakin ve kararlı bir şekilde kalabilmek tabii. Bunu yapamazsan hiçbir önemi kalmaz.
*’5-10 sene’ muhabbetinden bu noktaya nasıl geldik biz? Gelmemiş olsak ‘teklif manyağı’ bir adam olduğun ortaya çıkmayacaktı gerçi Jill. Eğlendim bu süreci izlerken.
*Elisa: Cidden çok olgun kadınsın vesselam.
S02E08
Jilllerin yeni iş girişimi, Elisa’nin yeni manitasi, Audrey’nin yeni ev arkadaşı… Hepsi aşağıya çekti sezonu. Dibin dibini gördük bu bölüm artık. İlk sezonun altında bir sezon oluyor. Chandra West ve Lindsay Price, bu zayıf olarak nitelendirilebilecek sezonun en önemli artılarıydi belki ama onları da yeterli seviyede kullanmadılar.
S02E10
Barto’nun bu tiple kendi liginin çok üstündeki hatunları tavlayıp durması…
S02E13 (FİNAL)
Her şeyi olduğu karmaşıklığıyla bırakalım, toparlamaya çalışmayalım, hatta biraz daha karmaşıklaştıralım dedikleri bir sezon finali olmuş.
İlk sezonda melankoliden, olayları büyütmekten, kafa karışıklığından ve kararsızlıktan beslenen bir diziydi Jack & Jill. Aynı kanalda, aynı dönemde yayınlanan Felicity benzeri bir his uyandırıyordu ve bu durum da hoşuma gidiyordu. 2. sezonda ise bu havasını kaybetti dizi ve idare etmeye başladı sadece. Yine de ilk sezonunun ve cazip oyuncu kadrosunun etkisiyle pozitif anımsayacağım bir dizi olacak Jack & Jill.