Room 104: Bir Oda Dolusu Hikaye – Tanıtım
48 yorum pirate 15 Ekim 2017 08:11
HBO, bu yaz bizi yeni bir dizi ile buluşturdu: Room 104
Onay aldığında komedi dizisi olarak lanse edilen Room 104‘un aslında bir komedi dizisi olmadığını belirterek yazıya başlayayım. İçinde gizem sosu bulunan yarım saatlik bir drama dizisi.
28 Temmuz 2017 tarihinde ekranlara merhaba diyen Room 104, 13 Ekim 2017 akşamı 12 bölümlük ilk sezonuna noktayı koydu. 2. sezon onayı da mevcut.
Bölüm süreleri 20-28 dakika arasında değişen Room 104‘un yaratıcıları oyunculuk, senaristlik, yönetmenlik ve yapımcılık olmak üzere sektörün her alanında hizmet vermeyi tercih etmiş Duplass Biraderler. Son dönemde HBO ile iyi ilişkiler içerisinde olan Mark Duplass ve Jay Duplass, HBO’nun 2 sezon süren komedi dizisi Togetherness’ın da yaratıcılarıydı. Mark Duplass, o dizinin başrol oyuncularından biriydi ayrıca. Room 104’un yapımcıları arasında Duplass Biraderler haricinde Xan Aranda, Ross Partridge, Tyler Romary ve Sydney Fleischmann gibi isimlerin de bulunduğunu belirtmeden geçmeyelim.
Dizinin bölümlerinin tamamı lüks olmayan bir otelin 104 numaralı odasında geçiyor. Odadan dışarıya hiç çıkmıyoruz. Bölüm hikayelerinin tamamı birbirinden bağımsız ilerliyor ve farklı farklı yıllarda geçiyor. Her bölüm farklı oyuncular izleyip farklı karakterlerle tanışıyoruz. Bölüm konuları ve işleyiş tarzının birbirleri arasında çok fazla benzerlik gösterdiğini söylemek de mümkün değil ayrıca. Bazen karakterlerin kendilerini sorgulamasına şahit oluyor; bazen şaşırtan hamlelerle heyecanlanıyor; bazen dramın dibine vuruyor; bazen de dans, kick boks vb. yan unsurlara doyuyoruz.
İlk bölümde günübirlik bir çocuk bakıcısı ve bakmakla yükümlü olduğu çocuğa konuk oluyor ve ilgiyi tetikte tutan gizem ve korku dolu bir serüvenin içerisine dalıyoruz.
Melonie Diaz da çocuk oyuncu da oldukça iyi iş çıkarıyor bölümde.
İkinci bölümde bir adam, karısı ve bir pizzacıya konuk oluyoruz. Dawson’s Creek, Friends with Better Lives ve CSI: Cyber gibi dizilerden yakinen tanıdığımız James Van Der Beek, Davie-Blue ve Greek, Two and a Half Men ile The Office gibi dizilerden tanıdığımız Clark Duke‘un oldukça başarılı performansları eşliğinde hikayenin nereye gideceğini heyecanla takip ediyoruz.
Sleepy Hollow’dan tanıdığımız Orlando Jones ile Sameerah Luqmaan-Harris‘i başrolde izlediğimiz 3. bölümde bir tarikata mensup oldukları varsayılan biri kadın biri erkek iki kişinin ne yapmaya çalıştıklarını anlamlandırmaya çalışıyoruz.
4. bölümde özel hayatında zor günler geçiren ve o gün doğum günü olan bir adam ve onun en yakın arkadaşını izliyoruz. Bölümde dizinin yaratıcılarından Jay Duplass‘a Will Tranfo eşlik ediyor.
5. bölümde sadece tek bir karakteri izliyoruz. Anish isimli bir gencin telefonda teknolojiden bihaber annesi ile olan eğlenceli muhabbetine konuk oluyoruz.
Blunt Talk’tan tanıdığımız Karan Soni‘yi izliyor, The Night Of ve Gypsy’den hatırlanabilecek Poorna Jagannathan‘ı dinliyoruz.
6. bölüm, başarılı bir dans gösterisi şeklinde geçiyor. Kelimelerin tamamen rafa kaldırıldığı bölümde yazarın ve yönetmenin derdini dans gösterisi eşliğinde kavramaya çalışıyoruz.
Flesh and Bone’da dansına ve oyunculuğuna hayran kaldığımız Sarah Hay ve Sons of Anarchy’den anımsanabilecek Dendrie Taylor koordine danslarıyla gözlerimizin pasını siliyor.
2 genç ve toy misyonere konuk olduğumuz 7. bölümde gençlerimiz Hristiyanlıklarını ve kendilerini sorgulamaya başlıyor.
Bölümde Nat Wolff ve Adam Foster‘ı izliyoruz.
Transparent’tan tanıdığımız Amy Landecker ve Parenthood’dan tanıdığımız Mae Whitman‘ı izlediğimiz 8. bölümde buhran dolu ana karakterimizin hikayesini çözmeye çalışıyoruz.
9. bölümde kariyerinin sonlarında Doğu Avrupa’lı bir tenisçi ve bir otel temizlik görevlisine konuk oluyoruz. Son olarak Ice’ta karşımıza çıkan Konstantin Lavysh ve Queen of the South’tan tanıdığımız Veronica Falcón‘u izleme fırsatı yakalıyoruz.
Bir bombacı ve bir tamircinin keyifli muhabbetlerini dinlediğimiz 10. bölümde Atypical ve United States of Tara’dan tanıdığımız Keir Gilchrist ve Stitchers’tan anımsanabilecek Hugo Armstrong‘u izliyoruz.
11. bölümde biri kariyerinin sonlarında diğeri ise başlarında 2 başarılı kick boksçunun aralarındaki rekabeti güzel bir sunum eşliğinde izliyoruz. 2 boksöre Keta Meggett ve Natalie Morgan hayat veriyor.
12. bölümde ise evliliklerinin 56. yılında olan yaşlı bir çiftin ilk kez beraber oldukları odaya yıllar sonra misafir oluşlarını izliyoruz. Son olarak Second Chance’te karşımıza çıkan Philip Baker Hall ile Ellen Geer bölümde izlediğimiz oyuncular.
Dizinin bölümleri arasında pek bir kalite standardı tutturamadığını belirtmem gerek. İlk 2 bölümünü bayıla bayıla izlediğim Room 104’un sonraki 10 bölümü bir daha ilk 2 bölüm seviyesine çıkamadı ne yazık ki. Kalan 10 bölümden 5, 6, 9, 10 ve 11. bölümler, ilk 2 bölüm kadar olmasa da beğendiğim diğer bölümler oldu. 3, 4, 7, 8 ve 12. bölümleri ise hiç mi hiç beğenmedim.
Diziyi izlemeye niyetiniz varsa çok büyük bir beklenti ile başına oturmamanız yararınıza olacaktır. Bölümler birbirleriyle tamamen bağlantısız olduğu için her bölümü izlemeyip aradan bazı bölümleri seçerek tüketmeniz de değerlendirebileceğiniz bir seçenek dizi için.
Benim söyleyeceklerim bu kadar. İzlemeye niyeti olanlara iyi seyirler.
Diziyle ilgili daha önce şu ve şu yazıların altında yorum yapılıyordu. Bu da fragmanı:
yorumlar
S01E01
Güzeldi. Melonie Diaz da
da fena iş çıkarmamış. Duplass kardeşler, Inside No. 9 kafasıyla iyi bir iş çıkarmışlar ortaya. Diğer bölümlük hikayeleri de merakla bekliyorum.
S01E02
Güzeldi bu bölüm de. Bölüm içinde ilgiyi tetikte tutma konusunda başarılılar, bölüm sonlarını da iyi yapıyorlar. Oyuncu seçimleri de gayet başarılı. Bu bölümde de James Van Der Beek, Davie-Blue ve Clark Duke üçlüsü gayet iyi iş çıkarmış.
S01E03
Underground S02E06 ile beraber 2017 yılı içinde yayınlanan en gereksiz dizi bölümü buydu benim izlediklerim arasında.
S01E04
Yine aşırı sıkıcı bir bölümdü. Jay Duplass, kendisi oynamayı tercih etmiş bu bölüm. İnsan kendine bu kadar sıkıcı bir hikaye yazar mı ya?
Cidden hiç ayarı yok bu dizinin. İlk 2 bölüm çok iyiydi, son 2 bölüm berbat ötesi!
S01E05
Son 2 bölüme oranla daha izlenir durumdaydı. Ama elemanın o dönem koşulları da düşünüldüğünde böylesine saçma sapan bir beklentiye girecek kadar mal oluşu sinir bozucuydu.
S01E06
Her bölüm farklı bir kafayla bizlerle olmaya devam ediyor dizi. Bu bölüm de tek kelime kullanmadan anlatıp gitti derdini. Geçen yıl Flesh and Bone ile kalbimizde taht kuran Sarah Hay’i de diğer aktrisi de izlemesi keyifliydi. Uyum eşliğinde güzel bir dans şöleni oldu. İlk 2 bölüm seviyesinde sevemedim ama son 3 bölümden çok çok daha güzeldi kesinlikle.
S01E07
Berbat bölümlere bir yenisi daha eklendi.
S01E08
Cık, bu bölüm de kötüydü. Bir tane de ilgi çekici bir bölüm gönder artık be Duplass!
S01E09
Genel olarak pek kayda değer bir bölüm değildi yine ama tip olarak Hint yıldız Aamir Khan’a benzettiğim Konstantin Lavysh çok iyi bir performans ortaya koydu. Özellikle Queen of the South’tan tanıdığımız Veronica Falcón’ın da kadraja girmesiyle daha çok parladı Lavysh. İkisini bir arada izlemesi keyifliydi.
S01E10
İlk 7-8 dakikası pek sarmasa da tamirci girdikten sonraki kısım güzel aktı. Atypical ve United States of Tara’dan tanıdığımız Keir Gilchrist’i izlemek keyifliydi.
S01E11
Güzel olmuş bu bölüm. Sunuş bölüme tat katmış daha çok. İlk 2 bölümden sonraki en iyi bölüm bu oldu galiba.
S01E12 (Sezon Finali)
Üfff, ne weirdo adamdı o öyle ya! Kötü bir bölümle kapatmış olduk böylece sezonu. Umarım 2. sezonda daha fazla güzel bölüm yer alır.
Eline sağlık.
Beklediğimi bulamadım açıkçası bu dizide.
guestbook ile room104 tamamen aynı konu değil mi ya ben bunları aynı dizi sanıyordum sanırım. ikisi de ilgimi çekmiyor gerçi ama bu kadar aynı konu olması enterasan.
eline sağlık pirate.
İlk bölümdeki gerilimi sevdim. 25 dakikalık olması hikayeyi biraz sığ bırakıyor ama ilk bölüm beklentimi karşıladı. Bein Series Sci-Fi kanalında iki bölüm birden yayınlanıyor.
Bu ve Guest Book, her bölümde farklı konukların oluşuyla çok ilgimi çekiyor. İkisine de başladım. Duplass biraderlere özel ilgim var. Bu güzel tanıtım için teşekkürler!
1-2-5-7 en sevdıklerım, dıgerlerı bence vasattı hele de 6ncı bolum hıııc begenmedım.. lırık dansı sevmedıgımı bır kere daha kanıtladım kendıme
Eline sağlıklar için teşekkürler.
Yazı başlığı çok klas olmuş.
Evet ben de başlığı çok beğendim.
1 ve 2’yi beğendim. Gerisine baktıkça yazarım.
Bitirdim sezonu. 1-2’den sonra etkileyici bölüm olmadı benim için.
Season 2 Official Tease
Mahershala Ali, Michael Shannon, Brian Tyree Henry, Judy Greer, Natalie Morales, Charlyne Yi ve Rainn Wilson, 2. sezon kadrosunda yer alan bazı isimler.
Beklediğim dizim kasımda geliyor. 2. sezon kadrosu çok iyi. Tanıtımı da beğendim.
Açıklanan bölüm programlarına göre 2. sezon kadrosunda Sheaun McKinney, Katie Aselton, James Earl ve Mary Wiseman da var.
-Michael Shannon ve Judy Greer, 3. bölümde birlikteler.
-Natalie Morales, 8. bölümde yalnız.
-Sheaun McKinney ve Katie Aselton, 10. bölümde beraber.
-Mahershala Ali ve James Earl, 11. bölümde bir arada.
Season 2 Official Trailer
S2 Poster
S02E01
Orta direk bir bölümle dönmüş. Saçmaydı hikayesi açıkçası ama Jennifer Lafleur’u izlemesi epey keyifliydi. Başka dizilerde de izlemek isterim yakın zaman içerisinde kendisini.
Gıy gıy gıy gıy… Ben beğenmedim hiç bu bölümü. Özellikle de bölümün ilk yarısı epey sıktı. Ben adamın
çıkmasına şartlanmışken
olayı ile güzel bir ters köşe yaptılar ama onun hakkını vereyim.
S02E03
Judy Greer’ın karakteri tatlıydı ama Michael Shannon’ın karakteri hıyarın önde gideniydi. Çekilir dert değildi.
Fena başlamadı belki bölüm ama o 17. dakikadaki saçmalıktan sonra ciddiye almayı bıraktım ister istemez. Sonu da kötü bitti yani. Bir yere bağlandığı söylenemez.
S02E04
Bu bölüm ekstra leşti.
Bu arada bu sezon haftada 1 değil de 2 bölüm şeklinde devam ediyormuş bu. Bu planlamayla 15 Aralık’ta kapatacakmış sezonu.
S02E05-06
Kötü gidiş devam ediyor 2. sezondaki.
5. bölümü Dolly Wells isimli tanımadığım birine emanet etmişler ve baya baya kötüydü bölüm. 6. bölümü de yine tanımadığım Brian Tyree Henry isimli birine emanet etmişler ve konuk oyuncu olarak minik bir rolle Ginger Gonzaga’yı iliştirmişler yanına. Bu başrollerle baya ucuza getirmişler yani bölümleri. 6. bölüm, 5’e nazaran daha izlenir durumdaydı bu arada. Uygulama kötüydü belki ama fikir ve bir yere bağlama açısından fena değildi en azından.
S02E07-08
Josephine Decker ve Onur Tukel gibi 2 tanımadığım oyuncu vardı başrolde belki yine ama keyifliydi cidden 7. bölüm. Sezonun ilk güzel bölümü oldu hatta.
8. bölümde ise Natalie Morales’i izlemesi keyifliydi belki ama son derece amaçsız bir bölümdü kesinlikle.
S02E09-10
9. bölüm sonlara doğru yormuş olmakla birlikte fena değildi. Çocuk oyuncunun performansı iyiydi.
10. bölüme ise bayıldım. Başarılı bir komedi/gizem soslu bilim kurgu hikayesiydi. S02E07 ile birlikte sezonun en iyi 2 bölümünden biri olmayı başardı bana göre. Katie Aselton-Sheaun McKinney ikilisinin uyumu iyiydi. Katie Aselton çok iyi bir performans ortaya koymuş. Hayran gözlerle izledim valla.
S02E11-12 (Sezon Finali)
‘Hay sizin 1 dolarınızı ben… ‘ dedirten 11. bölüm de sarmadı 12. bölüm de.
7 ve 10. bölümler sezonun izlemeye değer 2 bölümüydü. 1 ve 9 da fena değildi dedirten 2 bölüm oldu. Diğer 8 bölümün tamamı kötüydü. Haliyle ilk sezonun da altında kaldı bu sezon. Umarım 3. sezon onayı almaz.
Season 3 | Official Tease
S3 Tam Kadro:
Luke Wilson, Christine Woods, Eric Edelstein, Robert Longstreet, Dale Dickey, Tom Woodruff Jr., Arturo Castro, Gina Gallego, François Chau, Catalina Sandino Moreno, Iyana Halley, James Babson, Sam Richardson, Steve Little, Fred Melamed, Julianna Barwick, Atsuko Okatsuka, Gianni Arone, Jimmy Ray Flynn, Tony Plana, Angie Cepeda, Julian Acosta, Timm Sharp, Mary Mouser, Macon Blair, Kristina Harrison, Carl De Gregorio, Josh Fadem, David Paymer, Marielle Scott, Ashley Marie Jones, Jeremy Guskin, Mario Revolori, Ryan Coil, Nate Smith, Jessica Makinson, Paul F. Tompkins, June Squibb, Aislinn Paul, Jon Bass, Lily Mae Harrington, J.P. Giuliotti, Ian Merrigan ve Aasif Mandvi.
Season 3 | Official Trailer
Poster
Baya güzel bir poster olmuş.
Yeni sezon ilk bölümü gelmesine rağmen bein connect dahil diğer ortamlara falan niye düşmedi hala acaba merak içindeyim
İngilişçe altyazı varmış.
S03E01
Christine Woods’u severim ama çok kötü bir bölümle açmış sezonu. Bir de odada olmamak bu dizinin doğasına aykırı kesinlikle.
S03E02—04
-2. bölüm fena geçmedi. 3-5 dakika daha uzun olsun isterdim.
-3. bölümdeki embesili yarım saat boyunca izlemek yordu beni. Kötü bölümdü.
-Catalina Sandino Moreno’nun yer aldığı 4. bölüm ise idare ederdi işte.
S03E05
Eastbound & Down ve The Grinder dizilerinden hatırlanabilecek Steve Little, tam kendine uygun bir rol bulmuş yine. İyi aktı bölüm. Sezonun ilk güzel bölümüydü diyebilirim.
S03E06
Tamamen çöp bir bölümdü. Atlaya atlaya bitirdim hızlıca. Bu bölüm için harcadığınız mesaiye yazık cidden. Sadece ben mi böyle düşünüyorum diye IMDB’ye gidip puanına baktım ve an itibariyle 2.8 olduğunu gördüm. Dizinin şu ana kadarki açık ara en düşük puanlı bölümü yani. Bölümün yönetmeni olan Mark Duplass’a soruyorum: Ne yaşıyordun bu bölümü çektiğin sıralarda sen?
S03E07
Aşırı derecede gereksiz, zaman israfı bir bölüm daha. Yine atlaya atlaya bitirdim hızlıca.
Lütfen 4. sezonu görmesin bu dizi.
S03E08
Kadrosu hiç fena değildi aslında ama yine beş para etmez bir bölümdü hikaye olarak.
S03E09
Öncelikle;
1- Bölümü bir gece vakti izlemek gerek.
2- Işıkların tamamen kapalı olması lazım.
3- Bilgisayardan ya da televizyondan değil de telefondan izlemek daha makbul.
————————————————————————————————————–
Şakayla karışık öneri bir yana tartışmasız bu sezonun en güzel bölümüydü açık ara. Cobra Kai ve Freakish’ten sevdiğim Mary Mouser’ı izlemesi çok keyifliydi cidden. Hikaye de klasik başladı ama güzel gelişti. Son derece sürükleyici bir hal aldı dakikalar ilerledikçe. Finali de makuldü.
Bölüm için puanım: 8.5
S03E10
Anlatacak kayda değer bir şeyleri varmış gibi süslemeye çalışmışlar bölümü ama yine beş para etmez bir bölüm olmuş ne yazık ki.
Röportaj yapan kız rolündeki Marielle Scott’ı sevdim bu arada. Önümüzdeki ay You’da görüşmek üzere.
S03E11
Sezonun az sayıdaki güzel bölümünden biriydi. Klasik bir konuyu farklı bir tatta işlemişler ve gayet de lezzetli bir sunum çıkmış ortaya. Bu bölümün sezonun en düşük izleyici sayılı bölümü olmuş olması üzücü cidden.
S03E12 (Sezon Finali)
Sezon başında açıklanan kadroda yoktu bu. Sürpriz oldu. Sezon posterine ilham olan bölüm de buymuş ayrıca. Oldukça kötü bir bölümdü bu arada.
Zayıf bir sezon oldu genel olarak baktığımızda. 5, 9 ve 11, sezonun güzel bölümleriydi. 2 ve 4 de idare ederdi. Geri kalan 7 bölüm ise tamamen çöptü.
S4 Fragman
Season 4 | Official Trailer
S04E05
Sezonun ilk 4 bölümünün tamamı çöptü ama bu bölüm güzel olmuş. Kadro cazipti, bölüm de fena akmadı. Kapanışı da gayet iyiydi. Verdiği sosyal mesajı da dikkate alarak dizi finali olarak kullanılabilirmiş aslında bu bölüm. Yanlış bir sezon programlaması olmuş.
S04E07
Net 16.5 dakikayla dizinin en kısa bölümlerinden biriydi. Boş bir bölümdü aslında ama eğlendim ben. S04E05’in ardından sezonun izlenebilitesi olan 2. bölümüydü. 1 bölümlük bir devam hikayesi daha izlemek isterdim bu hikayeye.
Bölümü Natalie Morales yönetmiş bu arada. Ve bence onu yansıtan da bir bölüm olmuş.
S04E10
5. ve 7. bölümlerin ardından sezonun izlenebilitesi olan 3. bölümüydü. İkilinin oyun aralarına sıkıştırdıkları gerçek muhabbetleri izlemesi keyifliydi. Burada ilk defa izlediğim Lily Gladstone’u da sevdim diyebilirim. Yakın zamanda başka dizilerde de karşıma çıksın isterim.
S04E11
İlk başta anlamlandıramadım kıl meselesini. Esprinin anlamı sonradan ortaya çıktı.
Araya bir tane de animasyon bölüm sıkıştıralım demişler ama tamamen gereksizdi yani.
Kaldı 1.
S04E12 (FİNAL)
Beş para etmez bir bölümle diziye noktayı koymuşlar.
Bitti nihayet dizi. Boşu dolusundan çok daha fazla olan bir diziydi. Son sezonda izlenebilitesi olan 3 bölüm (5-7-10) vardı sadece. Geri kalan 9 bölüm ise çöptü. 3. sezon için çöp sayısını 7/12 olarak belirtmişim yukarıda. 2. sezonda da bu oran 8/12 imiş. İlk sezonda ise 5/12. Toplamda da 29/48 gibi bir şey çıkıyor. Çöpü de tam çöp bu arada dizinin. Abartısız çöp yani. Neyse, kendimi kutluyorum 4 sezonluk süreçte diziyi bırakmayıp sonunu getirebildiğim için.