Frikjent: Suçlu Mu? Masum Mu? 20 Yıl Geçse De Yaşananlar Unutulur Mu? — Tanıtım
15 yorum pirate 03 Mart 2020 08:55
Frikjent, 2 Mart 2015-15 Aralık 2016 tarihleri arasında Norveç’in TV2 kanalında yayınlanmış olan bir drama dizisi. 2 sezon ve toplam 18 bölümden oluşmakta olan Frikjent, suç ve gizem ögelerini sos olarak kullanan karakter merkezli bir drama dizisi olma özelliği taşıyor.
Frikjent‘in yaratıcıları Anna Bache-Wiig ve Siv Rajendram Eliassen. Dizide yönetmenlik görevini 3 isim paylaşmış bu 2 sezonluk süreçte: Geir Henning Hopland, Rune Denstad Langlo ve Cecilie A. Mosli. Yapımcı koltuğunda ise Mikael Olsen, Brede Hovland, Peter Bose ve Jonas Allen gibi isimler yer alıyor.
İngiltere’de Channel 4 ekranlarında izleyiciyle buluşan ve Amazon tarafından dünya geneli yayın hakları alınmış olan dizi, söz konusu platformlarda Acquitted ismiyle izleyiciye sunulmuş.
Dizinin bölüm süreleri ise 45’er dakika uzunluğunda.
KONU
Hikayemizin merkezinde Aksel Nilsen isimli bir adam var. Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da konumlanmış olan güçlü bir Çinli şirketin favori çalışanı pozisyonunda Aksel. İşinde oldukça iyi olan, işkolik bir adam kendisi. Uzun yıllardır Malezya’da yaşamını sürdüren, oralı bir kadınla evlenmiş olan ve hali hazırda asi bir ergen oğlu bulunan, yaklaşık 40 yaşında bir adam Aksel. Kendisi aslen Norveçli. 20 sene kadar önce küçük ve dağlık bir yerleşim yeri olan memleketi Lifjord’da kız arkadaşı Karine’i öldürdüğü şüphesiyle hapse atılmış ve içerde 1 yıl kalmış Aksel. Sonrasında aklanıp beraat etmiş. Dizimizin adı olan Frikjent de ‘Temize çıkmak, beraat etmek’ gibi bir anlama geliyor.
Aksel, beraatinin ardından Lifjord’u terk etmiş ve bir daha hiç geri gelmemiş. Aradan geçen 20 yılın ardından Aksel’e Lifjord’dan beklenmedik bir telefon geliyor. Telefonu eden kişi Karine’in babası William Hansteen. William, Lijford’un bir numaralı geçim kaynağı olan, 200’ün üstünde işçi çalıştıran, güneş enerjisi vb. alternatif enerji kaynakları üzerine AR-GE (Araştırma ve Geliştirme) çalışmaları yapan bir şirketin en büyük hissedarının ve CEO’sunun kocası aynı zamanda. William’ın bu telefonu karısı Eva’dan gizli bir şekilde ettiğini de belirtmeden geçmeyelim.
Şirketin Brezilyalı yatırımcıları iflas edip anlaşmadan çekilmek zorunda kalınca şirketin iflas etmemesi için yeni bir yatırımcı bulması gerekiyor. William da Aksel’i arayıp çalıştığı şirketin Lijford’daki söz konusu şirkete yatırım yapmasını sağlamasını rica ediyor. Aksel de 20 yıllık duygu birikiminin büyük etkisiyle soluğu ekibiyle birlikte anlaşma için incelemeler yapmak üzere memleketi Lijford’da alıyor ve hikayemiz başlıyor.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Konu bölümünde kendisinden epey bahsettiğimiz Aksel Nilsen karakterine Beforeigners dizisinden tanıdığımız Nicolai Cleve Broch hayat veriyor.
Aksel, poz kesmeyi seven, soğukkanlılığını korumaya çalışan ama çabucak öfkelenebilen, hafiften ketum bir adam. Söz konusu cinayeti onun işleyip işlemediğini bilmiyoruz. Lijford’da onu bekleyen tehlike ise Eva’nın 20 yıldır bitmek tükenmeyen nefreti. Lakin Aksel bu oyunu oynamaya hazır.
Karine’in annesi ve şirketin CEO’su olan Eva Hansteen karakterini Lena Endre canlandırıyor.
Eva, her ne kadar Aksel aklanmış olsa da hala kızını onun öldürdüğüne inanıyor ve Aksel’e olan öfkesi ilk günkü gibi taze. Şirketine Aksel’i sokmaktansa şirketin iflas etmesini tercih edecek bir görüntü sergiliyor haliyle duygularının esiri olan Eva.
Karine’in babası ve Eva’nın kocası olan William Hansteen rolünde Ingar Helge Gimle‘yi izliyoruz.
William, Eva’nın aksine daha ılımlı bir şekilde yaklaşıyor Aksel’e karşı. Şirketin batmasını ve şirket çalışanlarının işsiz kalmasını istemediği için de Aksel’den yardım istiyor.
Eva ve William’ın oğlu Lars Hansteen rolünde Henrik Rafaelsen karşımıza çıkıyor.
Lars için tam bir ana kuzusu diyebiliriz. Garip bir yürüyüşü olan, korkak ve özgüveni düşük bir adam kendisi.
Lars’ın karısı Inger Moen Hansteen karakterine Aber Bergen, Wisting ve Borderliner dizilerinden hatırlanabilecek Ellen Dorrit Petersen hayat veriyor.
Hem tip olarak hem de karakter olarak pek bir şey vaat etmeyen Lars’a birkaç boy büyük bir hatun olduğu gözlemlenen Inger için Eva’nın ön yargısı ise paraya gelmiş olması. Eva ile pek seviştikleri söylenemeyecek olan Inger’ın Aksel’in şirketinin yapacağı yatırıma sıcak baktığını da belirtmeden geçmeyelim.
Lars ve Inger’ın lise çağındaki kızları Helene Hansteen rolünde Susanne Boucher karşımıza çıkıyor.
Helene, rahmetli teyzesi Karine’e olan fiziksel benzerliği ile dikkat çekiyor.
Aksel’in güzel, zarif ve destekleyici eşi Angeline rolünde Hand of God dizisinden anımsanabilecek Elaine Tan‘ı izleme fırsatı elde ediyoruz.
Angeline, Aksel’in geçmişi hakkında pek fazla bilgi sahibi değil ve Aksel’in bir kapalı kutu olmasından şikayetçi. Yine de kocasını seviyor ve onu her daim desteklemeyi ihmal etmiyor. Aksel, apar topar Norveç’e gidince o Malezya’da kalıyor.
Aksel’in annesi Mai-Britt Nilsen rolünde Anne Marit Jacobsen‘i izliyoruz.
Mai, ciddi takıntıları olan ve bir çeşit hastalığı olduğu gözlemlenen yaşlı bir kadın. Aksel, ülkeyi terk edince onunla da iletişimi kesmiş. 20 sene sonra oğlunu ilk kez görüyor ve sesini duyuyor.
Aksel’in erkek kardeşi Erik Nilsen karakterine The Last Kingdom, Marcella ve Borderliner dizilerinden tanıdığımız Tobias Santelmann hayat veriyor.
Erik, tam bir kasaba adamı görüntüsü çiziyor hal ve hareketleriyle.
Şirketin araştırma işlerinin başında bulunan bir bilim kadını olan Tonje Sandvik karakterinde ise Ragnarok ve Black Widows dizilerinden tanıdığımız Synnøve Macody Lund‘u izleme şansı elde ediyoruz.
Tonje ile Aksel’in tanışıklıkları eskiye dayanıyor. Aralarında duygusal bir bağ olduğu bariz ama nasıl bir ilişkilerinin olduğuna dair bir gizem bulutu hakim havada. Aksel bir sebeptendir ki Tonje’ye kırgın durumda ve ona soğuk davranmaya çalışıyor elinden geldiğince. Lakin Tonje gibi bir hatuna tamamen soğuk davranmak da o kadar kolay bir şey değil elbette.
Yukarıda saydıklarımıza ek olarak Fridtjov Såheim (Ragnarok, Wisting, Lilyhammer), Anna Bache-Wiig, Øystein Røger (Beforeigners, Okkupert, Aber Bergen), Anderz Eide (Svartsjön), Stig R. Amdam (Beforeigners, Okkupert), Jamie Hayden, Mathias Romano, Amrita Acharia (The Good Karma Hospital, Game of Thrones) ve Julia Bache-Wiig (Heimebane, The Last Kingdom) gibi isimler yer alıyor dizinin kadrosunda.
YAZARIN NOTU
Sıradağlar, güzel bir göl, akarsu… Yeşilin maviyle, gökyüzünün yeryüzüyle bütünleştiği şık bir doğa tasviri mevcut dizide ve bu bile başlı başına bir izleme sebebi aslında. Elbette dizinin daha birçok artısı mevcut. Norveç dizilerine aşina olan bünyeler için çok fazla sayıda tanıdık sima barındırıyor dizi. Hiç Norveç dizisi izlememiş olanların bile anımsayabileceği 3-4 isim bulunuyor ayrıca dizide. Hikayesi oldukça ilgi çekici ve içine içine çeken bir vaziyette. Karakterler iyi şekillendirilmiş ve oyunculuklar da tadında genel olarak baktığımızda. Nicolai Cleve Broch, biraz zayıf kalabiliyor olabilir gerçi şu an için.
Dizinin henüz ilk 2 bölümünü izlemiş durumdayım ve şimdiden bağlandım hikayeye, karakterlere ve söz konusu yerleşim yerine. Bu tatta devam ederse bittiğinde epey üzüleceğim bir dizi olacak gibi görünüyor Frikjent.
Benim diziyle ilgili söyleyeceklerim şu an için bu kadar. İzledikçe bu tanıtımın altına dökülmeye devam ederim zaten. Bu tarz işleri ve Norveç dizilerini sevenler bir şans versinler mutlaka bu diziye. İzleyecek olanlara iyi seyirler dilerim.
yorumlar
Karakterlerin geçmişte yaptıkları ve gelecekte yapacakları şeylerin olasılıklarının heyecan uyandırdığını söyleyebilirim. Karine’in katilinin
olduğunu düşünüyorum. Geçmişte
tahmin ediyorum ayrıca. Gelecekte ise
olası görüyorum. Bu adamda her türlü şeyi yapma potansiyeli mevcut çünkü. İlerde bir cinayet daha yaşanabilir sanki bu gergin ortam devam ettiği sürece. Bu saydıklarımın yarısı bile gerçekleşse tadından yenmez bu dizi.
S01E03
Pek kayda değer bir şey olmadı bu bölümde. Az bir şey oldu aslında ama yine de ilk 2 bölümün epey altında kaldı bana göre.
Kayak takımı ile pateni birleştirip karayolunda yol almak orijinal bir fikirmiş yalnız.
Güzeldi bu bölüm. Angeline’in gelişiyle ortalık şenlendi ve biraz daha karışmış oldu.
*Eva ilerleyen süreçte bizi mental açıdan yormaya epey kararlı gibi duruyor.
*Julia Bache-Wiig’in saçları çok saçma görünüyordu cidden.
*(Sunum hk.) Sabırlı bir hatunsun Tonje, ne diyeyim.
*
S01E05
*Angeline olmak sabır isteyen bir iş cidden. Bilgi yüklemesini bir anda yapsalar tamam da böyle parça parça güncelleme yapınca çıldırmamak elde değil tabii.
*Bu Inger de az fettan değil ha! Baksan kızgın gibi görünüyor ama bildiğin flört ediyor.
*Yine 2. bölümün ardından Inger’in Lars’ı ileride boynuzlayacağını tahmin ettiğimi söylemiştim. Olaylar beklediğim yönde ilerliyor o kulvarda da. Malezyalı elemanla yatağa girmesi an meselesi gibi görünüyor.
*Helene’in Aksel’in oğluna bir sıcak bir soğuk yapışları uyuz ediyor beni. Genel olarak aile üyelerine verdiği tepkiler de dengesiz bu kızın. Eric’e ilerisi için Inger, Angeline ve Helene tahminlerinde bulunmuştum 2. bölümden sonra yine. Bu üçlü arasından favorim Helene olmaya başladı açıkçası şu anda. Bu dengesizlikle ilerde soluğu Eric’in koynunda alır bence muhakkak bu kız.
S01E08
Herkes o kadar içten konuşuyor ki herkese inanasım geliyor valla. Öyle bir ihtimal mümkün değil elbette.
Rectify’ı seven bu diziyi de sever diye düşündüğüm anlar oluyor diziyi izlerken bu arada.
*Bu bölüme kadar William’ın Aksel’e karşı olan sıcak tavırlarından ötürü William’ın bir sebepten Lars’ı koruduğunu ve Aksel’in yapmadığından emin olduğunu düşünmüştüm ama o da sinirlenince bu bölüm … Bilemedim şimdi.
*Bölümün ortalarında Mai-Britt’e dikkat çektiler katil konusunda ve bölümün sonunda da bir itiraf gelmedi çok geçmeden Mai-Britt’ten. Bölümün ortalarında yapmış olabilir diye düşünüyordum onun hakkında; bölüm sonunda ise ‘Eric’i korumaya çalışıyor galiba.’ düşüncesine girdim Mai-Britt ihtimalinden uzaklaşarak.
Sürekli yön değiştiriyoruz. Bakalım sezon finalini hangi konumda ve manzarada kapatacağız?
Vay, vay, vay! Bilardo topu misali bir o köşeye bir bu köşeye savrulduk bölümün son kısımlarında. Mantıklı ve kabul edilebilir bir noktada bitti benim açımdan. 2. sezon olmasa da sırıtmazmış bıraktıkları nokta itibariyle.
Ana konumuz hakkındaki gerçekler dillendirilirken başka konularda da karakterlerimizin içindekileri kustukları bir bölüm olmuş. Lars’ın tepkileri garip ama izlenesiydi mesela. Tonje’nin patlama anı ise biraz sert oldu sanki. Anlayabiliyorum elbette hatunu ama … Dudaklarından dökülen o son cümlelere pek inanasım gelmediğini de ifade etmem gerek ayrıca. Helene’in düştüğü duruma ise istemsizce gülerken buldum kendimi bu arada. Dolu dolu, heyecanlı ve oldukça başarılı bir bölüm olmuş kesinlikle. Sezon da aynı şekilde çok başarılı geçti. Umarım 2. sezonda da bu formu devam etmiştir dizinin.
Sezon için puanım: 8.7
Aksel-Angeline-Tonje üçlüsünü izlerken The Bold and the Beautiful’dan Ridge-Brooke-Taylor üçlüsünü izliyormuş gibi hissettiğim doğrudur ara ara.
S02E01
Baya iyi başladı bu sezona da.
Kendimi Aksel’in yerine koyuyorum da çıldırmamak elde değil cidden Savcı, William, Eva, Mai-Britt … Gerginlik dozu yüksek bir sezon olacak; belli oluyor.
Psikolojik drama kalitesi bazında seviye atladı iyice bu sezon dizi. Aynen devam!
*’Aksel herkese karşı!‘ ya da ‘Herkes Aksel’e karşı!‘ hissiyatı sık sık servis edilmekte bu sezon. Hem bu durumun etkisi, hem ilk sezonda kibirli ve soğuk bulduğum Aksel’in bu sezon bu özelliklerinin epey körelmiş olması, hem de Nicolai Cleve Broch’un yükselen performansı sağ olsun bayıla bayıla izliyorum bu sezon karakteri.
*’Mai-Britt gibi annem olacağına 500 tane düşmanım olsun.’ diye düşünüyorum bu ekstra uyuz karakteri izlerken.
*İlk sezonun başındaki
*Karine’in katili konusunda
S02E03
*Bir uçkur uğruna ya Rab … Aslında uzun yılların demlendirdiği kırık bir gönül hikayesi var arka planda. Ama yine de …
*Bu kadın da az değil cidden. İlk sezonda Erik’e de sinyal yakmış ama karşılık bulmamıştı.
*Öl de kurtulalım Mai-Britt ya!
*Savcıya ön yargılı yaklaşmışım ilk bölümde. Bir özrü borç bilirim. Şu ana kadar izlediğim en melek gibi, en iyi niyetli savcı karakter kesinlikle bu hatun.
*
mı? Bak bunu beklemiyordum işte. Beklemeliydim aslında ama beklemiyordum işte.
*
*O son ifadesinin ardından bir lağım faresi kadar bile değeri kalmadı Eva’nın artık benim gözümde.
*Şu dava sürecinde uzak dur ondan Erik. Kimseye güvenmiyorum o aileden.
*Angeline hiç gözükmüyor bu sezon; Tonje de çok az beliriyor. Lakin Amina’yı sevdim ben. İzletiyor kendini. Yine de şu üçlüyü aynı bölüm içerisinde izlemek isterim elbette sezon bitmeden önce.
S02E06
Gecen bolum sezon finali hissi vermisti; bi bolum ise yeni sezonun ilk bolumu. Sinirleri epey gerdikleri bir bolum olmus bu arada. Inger ve Helene`i saymazsam geri kalan tum karakter az cok kizdirdi beni.
Hiç olay bitmiyor bu dizide cidden ve bu duruma bayılıyorum.
Geçmişte
şeklinde bir tahminde bulunmuştum ve kafamdaki isim de buydu açıkçası. Evet,
düşünüyorum. Elbette
Ooof, of … Nasıl dertler tanrım bunlar?
En başından beri Karine’i Lars’ın öldürdüğünü tahmin ediyordum. Helene ise öldürülmedi, durumu öğrendi ve canına kıydı dediler. Pek inanmadım ama öyle olsun bakalım.
Aksel olmak çok zor be kardeşim. Lanet olası bir annen ve ondan daha lanet bir baban var. Hansteenler … Virüs gibiler resmen. Asla pes etmiyorlar. Sağlıklı hücrelere birlik içerisinde saldırmaya devam ediyorlar. Çıldırmamak mümkün değil cidden. Bir yanım ‘Aksel, yapmaaaaa!’ diye bağıyordu o anda; diğer yanım da ‘Üçünü de öldür bari elin değmişken.’ diye haykırıyordu. Çok boktan bir andı kesinlikle. Eva şeytanı öldü belki ama yine, yeni, yeniden yazık oldu bizim Aksel’e.
Kafalarında bir 3. sezon var mıydı bilemedim şu an. Ucu kapalıydı elbette ama bir 5-10 dakika daha bir şeyler izleseydik en azından. Pat diye bitmeseydi keşke. 3. sezon olsa onu da bayıla bayıla izlerdim muhakkak bu arada. Duygulara vura vura ilerleyen ve psikolojileri bozan hikayesiyle, tadı damağa yapışan anlatım tarzıyla, müthiş kadrosu ve karakterleriyle ve o üstüne sos niteliğindeki harika doğa manzaralarıyla fevkaladenin fevkinde bir diziydi kesinlikle Frikjent. Yayında ve yapımda emeği geçen herkesin eline sağlık.
İlk sezon için 8.7 puan değer biçmiştim. İkinci sezon için ise 9.7 puan veriyorum.
Dizi için ortalama puanım: 9.2