The Exorcist – Tanıtım
6 yorum pirate 13 Temmuz 2024 08:54
William Peter Blatty‘nin 1971 yılında yayımlanan The Exorcist isimli bir romanı mevcut. Söz konusu romandan uyarlanan ve 1973 yılında gösterime giren aynı isimli bir film de var. 12 milyon dolarlık bütçe ile çekilen, gişe süresince büyük ilgi gören ve 193 milyon dolarlık bir gişe hasılatı elde eden bir film. 1974 senesinde de Oscar, Altın Küre ve Academy of Science Fiction gibi ödül törenlerini kasıp kavuran bir film.
Yazımıza konu olan The Exorcist isimli dizimiz söz konusu filmden/romandan uyarlanmış.
1973 yapımı film, bir üçlemeye dönüşmüş sonrasında bu arada. Exorcist II: The Heretic adıyla 1977 yılında gösterime giren 2. film, ilk filmin elde ettiği başarının yanına bile yaklaşamamış. 3. filme uzunca bir süre yeltenen olmamış haliyle. William Peter Blatty’nin 1983 senesinde The Exorcist romanının devam hikayesi olan Legion isimli bir romanı daha yayımlanmış. 1990 senesinde de bu romandan uyarlanan The Exorcist III isimli serinin 3. filmi gösterime girmiş. Hem yorum hem de gişe anlamında ilk filmin yarattığı etkinin yanına yaklaşamamış bu film de ama söz konusu iki konuda da 2. filmin biraz olsun önüne geçmeyi başarabilmiş en azından.
Dönelim dizimize. 2016 ve 2017 yılı sonbaharında cuma akşamları FOX ekranlarında yayınlanan 10’ar bölümlük 2 sezondan oluşmakta The Exorcist. İlk sezon Chicago’da (ABD), ikinci sezon ise Vancouver’da (Kanada) çekilmiş. İlk sezonunda 1.61-2.85 milyon izleyici sayısı aralığında, 2. sezonunda ise 1.15-1.58 milyon izleyici sayısı aralığında takılmış. 2. sezonunun ardından da iptal edilmiş. Dizinin 3. sezonu olsaymış dizinin yaratıcılarının 1990 yapımı 3. film üzerine bir hikaye ortaya koymak gibi bir niyetleri varmış bu arada.
Doğaüstü, korku ve gerilim türlerini harmanlayan dizinin yaratıcısı Jeremy Slater (The Lazarus Effect, The Umbrella Academy, Death Note, Pet, Fantastic Four). Ona yapımcı koltuğunda Heather Bellson, Judd Rea, Rolin Jones, Roy Lee, David Robinson, James G. Robinson, Barbara Wall, Rupert Wyatt, Sean Crouch, Jason Ensler ve Michael Nankin gibi isimler eşlik etmiş. Ensler, 20 bölümden 5’inin yönetmenliğini üstlenmiş aynı zamanda.
Dizinin 2017 senesinde Academy of Science Fiction Ödülleri’nde ‘En İyi Korku Dizisi’ adaylığı mevcut.
Dizinin bölüm süreleri 40-47 dakika aralığında değişmekte.
Chicago şehrindeyiz. Tomas Ortega isimli, Meksika asıllı, otuzlu yaşlarının başlarında bir rahip var hikayemizin merkezinde. Bu şehirde doğmuş ama çok küçük yaşta Meksika’ya taşınıp orada büyümüş Tomas. Bir yetişkin olduktan sonra tekrar Chicago’ya dönmüş.
Tomas’ın kilisesinin müdavimlerinden biri olan Angela Rance isimli bir kadın, kızlarından birine iblis musallat olmuş olabileceğini düşünerek Tomas’ın kapısını çalacak. Aynı dönemde Tomas, Marcus Keane isimli bir rahibin merkezde olduğu çok gerçekçi rüyalar görmeye başlayacak. Marcus Keane’in şeytan çıkarma merasimlerine konuk olacak bu ürkütücü rüyalarında. Sonrasında da kendisini bu ‘Şeytan Çıkarma’ macerasının içerisinde bulacak.
İlk sezonun karakterlerine ve oyuncularına kısa kısa değinelim:
*Tomas Ortega karakterine Sense8, Ozark, Queen of the South ve Sitiados: México gibi dizilerden hatırlanabilecek Alfonso Herrera hayat veriyor. Modern bir rahip olduğunu söylemek mümkün ama şeytan çıkarma gibi konulara da kapalı değil.
*Marcus Keane karakterini Flesh and Bone, Interview with the Vampire, Jupiter’s Legacy, The Paradise, The State Within ve Cutting It gibi dizilerden hatırlanabilecek Ben Daniels canlandırıyor. 1.5 sene önce bir şeytan çıkarma ayini sırasında işler ters gidince kilise tarafından Chicago’da kilisenin rahiplere özel ayarladığı bir yerde inzivaya çekilmeye zorlanmış Marcus. Tomas onu bulup onunla iletişime geçince de inziva sürecini sona erdirmeye karar veriyor. Takıntılı, garip bir kişilik olduğunu söylemek mümkün Marcus’un.
*Angela Rance karakterinde G.L.O.W., Coma, Commander in Chief, The Geena Davis Show, Sara ve Buffalo Bill gibi diziler ile The Fly, Thelma ve Louise, A League of Their Own, The Long Kiss Goodnight, The Accidental Tourist ve Ava gibi sinema filmleriyle tanınan, bu dizideki görüntüsüyle 60 yaşında olduğunu pek çaktırmayan, Oscar ve Altın Küre ödüllü aktris Geena Davis‘i izleme şansı elde ediyoruz. Bir iş kadını olan Angela, işiyle ilgilenirken ailesine ve kiliseye de zaman ayırmayı ihmal etmeyen biri.
*Succession, Persons Unknown, Going Places ve Spin City dizilerinden yakinen tanıdığımız Alan Ruck, Angela’nın kocası Henry Rance karakterine hayat veriyor. Bir vakitler başarılı bir inşaat mühendisiymiş. Kendisini beyin sağlığı açısından kalıcı olarak hasarlı bırakan travmatik bir kaza ya da hastalık geçirmiş. Sonrasında da bir nevi kendi bedeninin içinde bir tutsak hale gelmiş. Hayat onun için kopuk kopuk anlardan ibaret denebilir. Bazen cidden oradayken bazen sadece bedenen orada gibi bir şey. Tüm bunlara rağmen sıcak, sevgi dolu bir varlık denebilir Henry için.
*Angela-Henry çiftinin 2 adet kızları var: Casey ve Kat (Katherine). Casey, lise çağında. Kat ise bir üniversite öğrencisi. Casey spora, Kat ise dansa yatkın. Bir süre önce üniversiteden bir kız arkadaşı korkunç bir kaza sonucu vefat edince o hayat dolu Kat olmaktan çıkmış. Üniversiteye ara verip eve dönmüş, odasından çıkıp insan içine karışmaz hale gelmiş. Casey karakterine Hannah Kasulka hayat veriyor. Kat karakterinde ise Ginny & Georgia ve The Passage dizilerinden tanıdığımız Brianne Howey‘i izleme fırsatı yakalıyoruz.
*House of the Dragon dizisinden anımsanabilecek Kurt Egyiawan, Vatikan’ın özel güvenlik sorumlularından biri olan Peder Bennett karakteriyle karşımıza çıkmakta.
*The Fix, Champions, Naomi ve The Vampire Diaries gibi dizilerden anımsanabilecek Mouzam Makkar, Tomas’ın unutamadığı gençlik aşkı Jessica karakterine hayat veriyor. Tomas’ın Chicago’ya geri döndüğü yıllarda tanışıp yakınlaşmışlar. Jessica, Tomas’a İngilizce öğretmiş biraz. Tomas da Jessica’ya İspanyolca. Kısa süren bu yakınlaşma sonrasında Jessica başka bir adamla evlenmiş. Tomas da rahip olmuş. Aradan geçen süreçte ara ara mektuplaşırlarmış. Son mektuplaşmalarının üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçmiş.
*Robert Emmet Lunney ise sadece Casey’nin görüp konuştuğu şeytani bir varlığı canlandırıyor.
Dizinin 2. sezonunda yeni bir hikaye ve yeni bir oyuncu kadrosuyla yola çıkılmış. Alfonso Herrera, Ben Daniels ve Kurt Egyiawan, ilk sezon kadrosundan yola devam edilen 3 isim olmuşlar. John Cho, Brianna Hildebrand, Li Jun Li, Alex Barima, Hunter Dillon, Cyrus Arnold, Beatrice Kitsos, Amélie Eve, Alicia Witt ve Zuleikha Robinson, 2. sezon için yapılan yeni oyuncu takviyeleri konumundalar.
Kirsten Fitzgerald, Torrey Hanson, Alan Metoskie, Francis Guinan, Melissa Russell, Sharon Gless, Deanna Dunagan, Christopher Cousins ve Karin Konoval, dizide tekrar eden rollerle boy göstermiş isimler arasındalar.
Camille Guaty, dizinin ilk bölümüne Tomas’ın ablası Olivia rolüyle konuk oluyor. Karakter, ilk sezonda bir daha gözükmemiş ama 2. sezonda 1 bölümde daha izleyici karşısına çıkmış.
Diziye 1-2 bölümlüğüne konuk olmuş diğer tanıdık simalar arasında ise Warren Christie, Zibby Allen, Sophie Thatcher, Bruce Davison, Nate Santana ve Adrian Hough mevcut.
Dizinin ilk 2 bölümünü izledim. Ara ara düştüğü anlar olmakla birlikte genel olarak değerlendirdiğimde fena bulmadım. Hikayeden ziyade güçlü olduğu söylenebilecek oyuncu kadrosu izletiyor zaten diziyi.
Diziyle ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılmış.
yorumlar
S01E03
*Hak etti şerefsiz!
*Güzel elbise cidden de 3600 dolar nedir yahu? 1 adet sıfır atmak lazım o fiyattan.
Burada azar azar da olsa görmek iyi geldi Brianne Howey’i ama Georgia’yı özledim ben yahu! 1.5 sene geçti Ginny & Georgia’nın 2. sezonunun üzerinden. En az 6 ay daha bekleyeceğiz falan … Uzun aralar cidden bunlar.
S01E05
*Angela: Anlatsaydın da anlasaydı di mi Kat? Ayıkla şimdi pirincin taşını!
*O yakayı çıkarır bir kenara atarsın artık bir zahmet.
Fena geçmedi sezonun ilk yarısı. Yalnız bu dizideki keramet Tomas ve Marcus’ta değil. Rance familyasında. Bu 4 karakter ve 4 oyuncu sürüklüyor sezonu. Artı olarak Robert Emmet Lunney de eklenebilir bu dörtlüye. Hissiyatım şu yönde ki bu oyuncular çıkınca 2. sezonda aynı tadı vermez bu dizi.
S01E06
O kadında bir şeyler olduğu hissediliyordu ama bu kadar şeytani bir şey bekliyor muydum? Hayır.
S01E07
Ne beceriksiz çıktı bunlar yahu! Çıkaramadılar gitti. 1 bölümlüğüne Winchester biraderleri getirseniz işler çabucak çözülüverecek ama …
Sezon finali olurmuş aslında bu bölümden. İkinci sezonda da antoloji işine girmeden, kadroyu değiştirmeden kaldıkları yerden devam ederlermiş.
*Jessica, kocasını da alıp kiliseye çıkagelmiş. Anlatmış ona bir güzel de olan biteni. Adam da attırmaya kararlı doğal olarak Tomas’ı meslekten. Tomas’ın az gurur sahibi olup istifasını vermesi gerekiyordu gerçi çoktan.
S01E10 (Sezon Finali)
Sezonun en kötü bölümü buydu sanırım. Baya baya sıkıldım izlerken. Bitse de gitsek dedim. Genel olarak değerlendirdiğimde de sezonun ilk yarısı 2. yarısından çok daha iyi geçmişti bence. İkinci yarıda idare etmeye çalıştı sadece dizi. Sezon finalinde ise idare bile edemedi.
Yukarıda da belirttiğim üzere Rance ailesinin varlığı izlenir kıldı hikayeyi. Hannah Kasulka, bence sezonun en iyisiydi. Özellikle de sezonun ilk yarısını baya baya taşıdı. Bu diziden sonra sektörde şansının yaver gitmemiş olmasına üzüldüm ve de şaşırdım. Kasulka’yı Robert Emmet Lunney, onu da Geena Davis takip etti sezona verilen katkı açısından.
Sezonun ilk yarısı için ortalama puanım: 7.6
Sonraki 4 bölüm için ortalama puanım: 6.2
Sezon finali için puanım: 3.1
S02E01
Sezona iddialı bir giriş yapabildiklerini düşünmüyorum. Hatta giriş denebilecek bir giriş yapabildiklerini bile düşünmüyorum.
Ben Daniels’ın aksine Alfonso Herrera’ya ilk sezondan sıcak değilim zaten. Bu sezon iyice çekilmez bir şey olacak sanki bu adam.
Yeni takviyelere geçeyim:
John Cho’yu komedi-drama karışık çeşitli dizilerden tanırım. Görev adamıdır. Ne yıldızlaşır ne de yer aldığı diziyi aşağıya çeker. Standart ölçülerde katkı verir hep. Burada da aynı standardını korur gibi görünmekte.
Li Jun Li’yi de çeşitli dizilerde izledim. En yi Sex/Life dizisinden anımsıyorum elbette. Severdim orada kendisini. Burada da severim gibi durmakta.
Brianna Hildebrand’ı Trinkets ve Lucifer dizilerinden tanır ve sevmem. Burada da bu durum değişmeyecek muhtemelen.
Warren Christie’yi de çeşitli dizilerden tanır ve sevmem. Hem soğuk bulurum kendisini hem de yetersiz bir oyuncu olduğunu düşünürüm. Burada da bu düşüncem ve hissiyatım değişmeyecek.
Alex Barima’yı Resident Alien dizisinden anımsıyorum. Nötr durumdayım kendisine karşı.
Küçük kızı (Amélie Eve) ise tatlı buldum diyebilirim.
S02E02
Nop, çekemedi bu sezon beni. Devam etmeyeceğim.