İngiliz kanallarından BBC One’ın antoloji formatındaki drama dizisi Trust Me‘nin tanıtımıyla sizlerleyiz bugün.

Dizinin ilk sezonu 2017 yılı yazında yayınlanırken ikinci sezonu bu yılın ilkbahar aylarında izleyiciyle buluştu. Sezonlarında farklı oyuncu kadrolarıyla iki farklı hikayenin anlatıldığı dizinin iki sezonu da dörder bölümden oluşmakta. İlk sezonda tıp draması ile psikolojik gerilim türünü harmanlayan dizi, ikinci sezonda tıp dramasının altını bir miktar kısıp gizem ve gerilim unsurlarına odaklanmayı tercih etmiş.

Dizinin yaratıcısı Dan Sefton. Yapımcı kadrosunda ona Gaynor Holmes, Emily Feller, Nicola Shindler ve Suzanne Reid gibi isimler eşlik etmiş. Dizinin bölüm süreleri ise 55-60 dakika arasında değişmekte.

Dizinin ilk sezonunun konusu şu şekilde:

Epey yetenekli, bilgili ve çalışkan bir hemşire olan Cath Hardacre, uzun süredir çalıştığı hastanede yapılan bireysel hatalardan rahatsızdır ve bunu hastane yönetimine sözlü olarak bildirir. Fakat onun hakkında yapılan birkaç şikayet de bulunmaktadır ve bu şikayetlerin incelenmesi için açığa alınır. Her şeyi doğru yapmasına rağmen elindekileri kaybettiğinin farkına varan Cath, şeytana uyar ve bir suç işlemeye karar verir. Küçük kızına bakabilmek için yapamayacağı şey olmayan Cath çaresizlikten sıra dışı bir yola başvurur. Evlenip yurt dışına taşınan uzman doktor arkadaşının kimliğini çalarak onun yerine geçer ve doktorluk yapmak üzere iş başvurularında bulunmaya başlar. Bu başvurulardan biri sonuç verir ve Edinburgh’ta bir hastanenin acil servis bölümünde Ally Sutton ismiyle yeni bir hayata başlar.

Bakalım doktorluk onun sandığı kadar kolay bir şey mi? Saklanan sırlar saklı kalabilecek mi?

Yukarıda kendisinden epey bir bahsettiğimiz Cath Hardacre/Ally Sutton karakterine Broadchurch, Doctor Who ve Marchlands gibi dizilerden tanıdığımız Jodie Whittaker hayat veriyor.

Cath, 4-5 yaşlarında Molly (Summer Mason) isminde tatlı bir kız çocuğu annesi olan bekar bir kadın. İyileşme sürecindeki bir alkolik olan eski kocasından ekonomik olarak bir destek görmüyor ve kızına bakmak için düzenli bir işe ihtiyacı var. Hayatı boyunca yalan söylemekten pek haz etmemiş olan Cath, hayatının en büyük yalanını söylemek zorunda kalıyor kızına bakabilmek için.

Cath’in doktor olarak çalışmaya başladığı acil servisteki uzman doktorlardan biri olan Andy Brenner karakterinde Clique, Threesome, Lip Service ve Paradox gibi dizilerden aşina olduğumuz Emun Elliott‘ı izleme fırsatı yakalıyoruz.

Andy de tıpkı Cath gibi boşanmış bir adam. Çocuklarının velayetini anneleri almış ve başka bir şehre taşınmışlar. O da yalnız yaşıyor. Ortak paydaları olan ve frekansları tutan Andy ve Cath/Ally çabucak kaynaşmaya başlıyor.

Acil servisin bölüm sorumlusu olan Doktor Brigitte Rayne rolünde Mistresses, The Inspector Lynley Mysteries ve Born to Kill gibi dizilerden hatırlanabilecek Sharon Small karşımıza çıkıyor.

Brigitte, Ally’ye karşı ilk andan itibaren sıcakkanlı bir şekilde yaklaşıyor ve onun yetenek ve tecrübesinde bir doktorun hastanelerinde çalışmak istemesi sebebiyle memnuniyet duyuyor.

Hastanedeki hemşirelerden biri olan ve işinde de oldukça iyi olan Karen karakterinde Lois Chimimba‘yı izliyoruz.

Karen, Ally’nin başta hemşireler ve hastalar olmak üzere herkese karşı kibar ve ilgili davranışlarından ötürü ona sempati ve saygı duyuyor.

Hastanedeki tecrübesiz doktorlardan biri olan ve Karen’dan hoşlanan Charlie karakterini Michael Abubakar canlandırıyor.

Kızını kaybetmemek için iyileşmeye ve hayatını düzene koymaya çalışan, Cath’in beş parasız eski kocası Karl rolünde ise Tripped, The Inbetweeners ve Prime Suspect 1973 gibi dizilerden tanıdığımız Blake Harrison karşımıza çıkıyor.




Dizinin 2. sezonunun konusu ise şu şekilde:

Jamie McKay, sınır ötesi görev kapsamında bir Orta Doğu ülkesinde görev yapan alt düzey rütbeli bir askerdir. Şok edici bir saldırı sonucu ekibindeki askerlerin büyük bölümü hayatını kaybetmiş ve hayatta kalan 2 kişiden biri olmuştur Jamie. Lakin omurgası hasar görmüş ve tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştur. Bir yandan bütün arkadaşlarını kaybetmenin verdiği psikolojik zorluklar, diğer yandan zorlukla hareket etmesine neden olan omurga yaralanması ile mücadele etmekte olan Jamie, iyileşme sürecinde kalmak üzere memleketinde bulunan bir hastanenin nöroloji birimine nakledilir. Hastane koğuşundaki bazı hastaların beklenmedik ölümleri Jamie’nin kafasında soru işaretleri oluşturmaya başlar. Acaba bu hastalar bir hastane personeli tarafından bilerek mi öldürülmektedir?

Yukarıda kendisinden epeyce bahsettiğimiz Jamie McCain karakterine Troy: Fall of a City ve How to Get Away with Murder dizileri ile Harry Potter film serisinden hatırlanabilecek Alfred Enoch hayat veriyor.

Jamie için sakat kalmaktansa ölmeyi tercih eden, içinden geçtiği şu süreçte insanlarla muhabbet etmeyi pek tercih etmeyen bir adam diyebiliriz.

Birimdeki genç doktorlardan biri olan, birimde çalışan başka bir doktorla evlenme arefesinde olan, kendince sorunları olan ve birimdeki Jamie ile iletişim kurabilen ender kişilerden biri olan Zoe Wade karakterinde Guilt dizisinden anımsanabilecek Katie Clarkson-Hill‘i izleme fırsatı yakalıyoruz.

Zoe’nin erkek arkadaşı olan kendini beğenmiş doktorumuz Alex Kiernan rolünde Thirteen, Outlander ve The Replacement gibi dizilerden hatırlanabilecek Richard Rankin‘i izliyoruz.

Söz konusu hastane biriminin ağzı iyi laf yapan sorumlusu Archie Watson rolünde Spartacus, Marley’s Ghosts ve Agents of S.H.I.E.L.D. gibi dizilerden tanıdığımız John Hannah karşımıza çıkıyor.

Fizyoterapist Debbie rolünde Catastrophe, Agatha Raisin, Ugly Betty ve Extras gibi birçok diziden yakinen tanıdığımız Ashley Jensen‘i izleme fırsatı yakalıyoruz.

Şüpheli ölümlerle ilgili Jamie’yi bilgilendiren, epey konuşkan ve garip bir hasta olan Danny karakterinde Elliott Cooper‘ı izliyoruz.

Psikolog Laila Karimi rolünde Amiera Darwish‘i izliyoruz.

Hemşire Orla rolünde ise Saskia Ashdown karşımıza çıkıyor.

YAZARIN GÖRÜŞÜ

Dizinin ilk sezonunu ikinci sezonuna oranla daha fazla beğendim ben. Daha derli toplu ve ne yaptığının bilincinde bir sezon oldu ilk sezon. Psikolojik gerilim unsuru başarılı bir şekilde ekrana yansıtıldı ve hikaye son derece akıcı ve ilgi çekici bir şekilde ilerledi. Jodie Whittaker da çok iyi bir performansla taşımayı başardı ilk sezonu. Yan roldeki oyuncular da gayet iyi iş çıkardılar elbette.

2. sezonun ilk 3 bölümü fena değildi ama kapanış bölümünde sınıfta kaldılar bana göre. İyi bir şekilde bağlayamadılar hikayeyi. Güçlü kadrosuyla dikkat çeken 2. sezonun daha çok öne çıkan ismi ise Katie Clarkson-Hill oldu.

Benim gibi tıp draması sevmeyen bir bünyeye ancak bu tarzda bir tıp draması satılabilirdi ilk sezon için konuşmak gerekirse. İkinci sezonda ise işin tıp draması kısmı biraz daha arka plana atılmış durumdaydı.

Antoloji formatında ilerlediği için yeni sezon onayı almasını isterim. Umarım mümkün olur.

Bu, dizinin ilk sezon fragmanı:

Bu da ikinci sezon fragmanı:

Diziyle ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılmaktaydı.