Showtime’ın yeni dizisi Let the Right One In, 9 Ekim’de başladı. Bu da ilk bölümü birkaç gün öncesinden kanalın internet sitesi üzerinden yayınlanan dizinin fragmanı:

=GİRİZGAH=

Gizem, aksiyon ve gerilim yüklü bir doğaüstü psikolojik drama olan Let the Right One In, 10 bölümden oluşacak.

İsveçli yazar John Ajvide Lindqvist‘in 2004 yılında yayımlanan aynı isimli romanından uyarlanıyor dizi. Romanın daha önce 2 adet sinema filmi uyarlaması çekilmiş. İlki 2008 yılında gösterime giren İsveç yapımı Låt den rätte komma in filmi. Dünyanın çeşitli yerlerinde çok sayıda ödül töreni ve film festivalinde ödül ve adaylıklar elde edip ses getiren filmin başarısı Hollywood’un da gözünden kaçmamış ve 2010 yılında Let Me In isimli Amerikan uyarlaması gösterime girmiş. O film de ülke sınırları içerisinde birçok ödül töreninde ödül ve adaylıklar elde etmiş.

Romanın dizi uyarlaması için çalışmalar 2015 yılında başlamıştı. O zamanlar Jeff Davis‘in başında olduğu projenin A&E ve A + E Stüdyoları’nda geliştirildiği ile ilgili haberi 2015 yılı ilkbaharında almıştık. 2016 yılının başında proje TNT’ye taşınmıştı. TNT, dizinin pilot bölümüne 2016 yılı yazında onay vermişti. 2017 yılı ilkbaharında ise TNT’nin projeye devam etmeyeceği haberi gelmişti. Dizinin yapım şirketinin başka kanallar ile görüşmeler yaptığı açıklanmıştı. Aradan geçen birkaç senenin ardından 2021 yılı ilkbaharında Showtime’ın deneme bölümü onayı verdiği haberi geldi. 2021 yılı sonbaharında gelen dizi onayından yaklaşık 1 sene sonra ekran macerasına başladı Let the Right One In.

Andrew Hinderaker, dizinin yaratıcısı konumunda. Ona yapımcı koltuğunda Ben Rosenblatt, Marty Adelstein, Becky Clements ve Seith Mann gibi isimler eşlik etmişler.

Dizinin ilk bölümü 60 dakika uzunluğunda.

=KONU=

Bir baba ve kızının trajik hikayesini izliyoruz dizide. Mark’ın ve 12 yaşındaki kızının hayatı bundan 10 sene önce bir ısırık ile değişmiş. Mark, 10 senedir 12 yaşında olan biricik kızı Eleanor’u bir tedavi bulmak umuduyla oradan oraya sürüklemiş yıllardır. Ne yazık ki aradığı tedaviyi bulamamış.

İkilinin aradan geçen o kadar yılın ardından New York’taki evlerine geri dönüşleriyle açıyoruz hikayemizi. New York’ta bir vampir hareketliliği yaşanıyor ve Mark son çareyi tedaviyi burada aramakta bulmuş. Ayrıca söz konusu hareketlilik nedeniyle kızı için üstlendiği kan avının bu büyük şehirde çok fazla dikkat çekmeyeceğine inanmakta Mark.

=KARAKTERLER VE OYUNCULAR=

*Kızı için her şeyi yapabilecek gözü pek bir adam olan Mark karakterinde Grand Hotel, Weeds ve The Bridge dizilerinden tanıdığımız Demián Bichir‘i izleme şansı elde ediyoruz.

*Eleanor rolünde Madison Taylor Baez‘i izliyoruz. En büyük düşmanı güneş ışığı ve yaşadığı büyük açlık duygusu olan, yıllardır normal bir yaşamı olmayan, ağaçlara ve binalara tırmanma ve hız konusunda vampirliğinin getirdiği özel bir yetisi olan Eleanor, bir küçük bedene hapsolmuş durumda.

*Maid, The Quad ve The Good Wife gibi dizilerden anımsanabilecek Anika Noni Rose, Mark’ın yan kapı komşusu Naomi karakterine hayat veriyor. Son dönemde garip ölüm vakalarıyla karşılaşan bir cinayet masası dedektifi Naomi. Ayrıca bekar bir anne.

*Ian Foreman, Naomi’nin 11-12 yaşlarındaki oğlu Isaiah karakterini canlandırıyor. Naif bir çocuk. Sihirbazlığa karşı bir ilgisi var.

*The Walking Dead, Snowfall, Sacred Lies ve The Leftovers dizilerinden hatırlanabilecek Kevin Carroll, Mark’ın eski bir yakın dostu olan Zeke karakteriyle karşımıza çıkıyor. Bir restoran işletiyor New York’ta Zeke. Mark’ı da orada işe alıyor. Eleanor’un vaftiz babası ayrıca kendisi. Özel durumundan da haberi var.

*Uzak bir yerde olup Mark-Eleanor ikilisinin hikayesinden o kadar da uzak olmayan bir noktada bulunan Logan familyası var bir de. Madam Secretary, The Mob Doctor, Heroes ve The Event gibi dizilerden hatırlanabilecek Zeljko Ivanek, ailenin babası Arthur karakterine hayat veriyor. O da oğlu için yıllardır bir tedavi bulma çabasında. Mr. Robot, Extant ve The Newsroom dizilerinden anımsanabilecek Grace Gummer, erkek kardeşinin özel durumundan yıllar sonra haberdar olacak Claire karakterini canlandırıyor. Logan familyasının bir diğer üyesi de Matthew (Nick Stahl).

=YAZARIN NOTU=

Dizinin ilk bölümünü izledim ve beğendim. Sunum açısından başarılı buldum özellikle diziyi. Demián Bichir’i de özlemişim ayrıca.

Hem American Gigolo’nun hem de bu dizinin son yıllarda iyice çaptan düşen Showtime’ın silkelenip kendine gelmesi açısından önemli bir atak girişimi olduğunu düşünüyorum. İlk bölümdeki pozitifliğin ilerleyen bölümlerde de devam etmesini diliyorum.

Tamamen alakasız: Diziyi izlerken Şebnem Ferah’tan ‘Yağmurlar‘ çalsın istedim arka planda. Bence dizi için çok uygun bir şarkı.