Married – Tanıtım
4 yorum pirate 17 Eylül 2017 08:16
FX‘in ömrü 2 sezon süren komedi dizisi Married‘ın tanıtımına hoş geldiniz!
GİRİZGAH
Married, FX ekranlarında bir yaz komedisi olarak 2014 ve 2015 yazlarında 2 sezon boyunca kendine yer bulmuş. 17 Temmuz 2014 tarihinde başlayan ekran macerası, yayınlanan 23 bölümün ardından 1 Ekim 2015 tarihinde son bulmuş. 10 bölümlük ilk sezonunda 0.36 reyting ve 680.000 izleyici sayısı ortalaması tutturan dizi, 13 bölümlük ikinci sezonunda ise ilk sezonundaki kadar başarılı olamamış ve 0.19 reyting ve 410.000 izleyici ortalaması tutturup kanal tarafından iptal edilmekten kurtulamamış.
Dizinin yaratıcısı Andrew Gurland. Yapımcı koltuğunda Gurland’a Peter Principato, Paul Young, Daisy Gardner, Kyle A. Clark ve Lina Wong gibi isimler eşlik ediyor. 26 dakikalık ilk bölüm hariç diğer bölümlerin uzunlukları 18 ile 23 dakika arasında değişiyor.
KONU
Russ ve Lina, evliliğin renkli ve hareketli dönemlerini uzun yıllar önce arkalarında bırakmış, doğan her çocuktan sonra evliliklerinin ruhunu biraz daha kaybetmiş, 3 kız çocuğu sahibi bir çifttir. Başta seks yaşamları olmak üzere fazlasıyla durgun bir dönemde olan evliliklerini kurtarmak için ekstra bir çaba sarf etmek gibi bir niyeti olmayan ve bu durağanlıkta kendini iyice salıp rahatlığın keyfini sürmek isteyen Lina ve kendine güveni iyice azalmış olan ve başka şeylerden belki ama seksten asla kopmak istemeyen Russ’ın ilişkisine odaklanan dizi, sadece bir ilişki dizisi olarak kalmıyor elbette. Yeri geliyor ebeveynlik komedisi, yeri geliyor arkadaşlık komedisi, yeri geliyor iş yeri komedisi unsurlarını da içine katarak konu dağarcığını geniş bir yelpazede tutmayı başarıyor.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Lina, durgunluk dönemindeki evliliğinin rahatlığına kendini salmış durumda. Daha fazla seks de daha fazla çocuk da istemiyor hayatında. Yeniden çalışma hayatına dönmek istiyor ama bu rahatlığını bozmak da istemiyor ayrıca. Evliliğini kurtarmak için ekstra bir çaba göstermek niyetinde de değil bu evliliği bitirip yeni bir hayat kurmak amacında da. Russ’dan daha fazla para kazanmasını istiyor ama zenginlik delisi birisi değil. Dizi içinde Russ’a söylediği bir replik onu tarif ediyor kısmen aslında:
‘Sen beni fazla emek ve masraf gerektirmediğim için seviyorsun.’
Kısaca belirtmek gerekirse evliliğinin ve yaşamının emeklilik dönemini yaşamaktan memnun anlayacağınız aslında.
Kızları babalarını ondan daha çok seviyor ve bu durum da onu rahatsız ediyor. Bazen annelikten bile emekli olmayı düşündüğü anlar geliyor hatta. Ama kızlarını çok seviyor elbette. Kızlar onu kavgacı ve güvenilir, babalarını ise eğlenceli olarak nitelendiriyor.
Karakteri Mad Love, Two and a Half Men, Casual, Arrested Development ve Californication gibi birçok diziden tanıdığımız ve birçok sinema filminde yan rolllerdeki performanslarından aşina olduğumuz Judy Greer canlandırıyor.
Russ, evliliğinin durgunluğundan ziyade eskisi kadar seks yapamıyor olmaktan şikayetçi, çok fazla şeyi aman aman kafaya takmayan rahat sayılabilecek bir adam. Sevişememekten sonra en fazla kafaya takmak zorunda olduğu şey ise evin giderleri elbette. Çok fazla para kazandıran bir işi yok, ani doğan para sıkıntılarında sağdan soldan borç istemek zorunda kalıyor. Çalışmadığı ve evden uzaklaşmak istediği anlarda ise soluğu kankaları AJ ve Jess’in yanında alıyor. O kızlarını, kızları da onu seviyor. Hafiften pısırık, tedirgin ve sönük bir tip.
Karaktere Friends from College ve Ben and Kate gibi dizilerden tanıdığımız Nat Faxon hayat veriyor.
AJ, bir süre önce karısından boşanmış, tek kızı eski karısı ile birlikte yaşayan, eski karısı başka bir adamla yeniden evlenme arefesinde olan, maddi durumu iyi, yalnız ve mutsuz bir avukat. Hala kaybetmeye dayanamadığı eski karısını unutmanın yollarını ise kankalarıyla gece gezmelerinde, tek gecelik ilişkilerde, alkolde, başkalarının hayatına fazlaca dahil olmada arıyor.
Karaktere hayat veren isim Go On, Love ve Blunt Talk gibi dizilerden hatırlayabileceğiniz Brett Gelman.
Jess, kendisinden yaşça epey büyük, maddi durumu epey iyi bir adamla evlenmiş, küçük bir çocuğu olan ve ne iyi bir eş ne de iyi bir anne olmak gibi bir derdi olmayan eğlenceye düşkün bir kadın. Onun fazlasıyla özgür ruhlu yapısını kafese kapatmak mümkün değil. Kafasına estiğini yapan, düşündüğünü söylemekten çekinmeyen, gece gezmelerini çok seven ve eve tıkılmaktan zerre haz etmeyen, her şeyden eğlence çıkarmaya çalışan, deli dolu bir tip.
Karakteri Parks and Recreation ve House of Lies gibi dizilerden anımsanabilecek Jenny Slate canlandırıyor.
Shep, Jess’in kocası. Zamanında maddi durumu çok iyi olan, şu sıralar çalışmayan ve eskiye oranla maddi durumu biraz zayıflasa da hala iyi durumda olan, kendisinden genç Jess ile evlenip 2. evliliğinde hayatının ikinci baharını yaşamaya niyetlenmiş bir adam. Şu sıralar Jess çalışıyor, o ise evde dadı ile beraber bebeklerini büyütüyor. Elbette Jess’in onunla daha fazla vakit geçirmesini ve evine daha fazla ilgili olmasını istiyor ama ona zincir vurup yaptırımlarda bulunmayı tercih etmiyor. Ona fazla karışmayan cool eş olmayı yeğliyor. Başka insanlara karşı ise çok fazla tahammül gösteremeyen, çabuk sıkılan ve pek fazla içli dışlı olmayan yapısı ile dikkat çekiyor.
Tekrar eden bir rolde izlediğimiz karaktere Mad About You ve Red Oaks dizilerinden tanıdığımız, Mad About You dizisindeki performansı ile 6 sene üst üste Emmy’ye ve 4 sene üst üste Golden Globes’a aday gösterilen Paul Reiser hayat veriyor.
Lina ve Russ’ın en büyük kızları Ella rolünde Raevan Lee Hanan, ortanca kızları Maya rolünde How to Live with Your Parents (For the Rest of Your Life) dizisinden tanıdığımız Rachel Eggleston, en küçük kızları Frankie rolünde ise Skylar Gray‘i izliyoruz.
John Hodgman, Russ’ın iş arkadaşı Bernie karakteriyle tekrar eden bir rolde karşımıza çıkıyor. Lina’nın kızların okulundan arkadaşı Abby rolünde How to Get Away with Murder, Big Little Lies ve Enlightened gibi dizilerden aşina olduğumuz Sarah Burns‘ü izliyoruz 2. sezonda. Russ’ın asistanı Miranda rolünde izlediğimiz Kimiko Glenn (Orange Is the New Black) ise dizinin 2. sezonunda tekrar eden bir rolde izleme fırsatı yakaladığımız bir başka isim konumunda.
Konuk oyuncu havuzunda ise Regina Hall, Patrick Fischler, Zack Pearlman, Krysta Rodriguez, Fortune Feimster, Amy Landecker, Sarah Baker, Rob Huebel, Andrea Savage, Alexandra Daddario, Alisha Wainwright, Joanna Cassidy, M.C. Gainey, Fred Melamed, Martin Starr ve Michaela Watkins gibi isimler var.
YAZARIN NOTU
İlk sezonunu 2. sezonuna oranla daha cesur ve daha başarılı bulduğum, 2. sezonunda ise idare eder seviyelerde seyreden bir komedi oldu Married. Dizinin yıldızı Jenny Slate’in ilk sezona oranla çok daha az bölümde yer alması, Bernie ve Abby’nin yeterli kalitede yan karakterler olamamaları, ilk sezon senaryo gereği yerlere vurulan ezik Russ’ın ikinci sezonda daha cool ya da daha normal gösterilmesi çabaları ve senaristlerin işi biraz boşlayıp daha hafif hikayeler sunması sonucu 2. sezondan ilk sezondan aldığım tadı alamadım açıkçası ben. Ama ilk sezonu itibarıyla şans verilmesi gereken bir komedi olduğunu ve Jenny Slate’i bu dizide izlemeden geçmemek gerektiğini düşünüyorum.
Judy Greer gayet iyi iş çıkarıyor başrolde, pek Nat Faxon fanı sayılmam, Brett Gelman idare ediyor, Paul Reiser da fena iş çıkarmıyor ve ortanca kıza hayat veren Rachel Eggleston çok tatlı. Bazı bölümleri cidden çok başarılı olan Married ile ilgili benim söyleyeceklerim bu kadar. İzlemeye niyeti olanlara iyi seyirler!
Dizi ile ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılıyordu.
yorumlar
@pirate Götümle bakmışım, özür dilerim. Sildim üstteki yorumu.
Sonradan ek: İki fotonun arasında olunca görememişim aslında. O kadar da başarısız bir bakış değilmiş.
S01E01
FX’in dramalarıyla hiç uyuşamasam da buhran kokan komedileri ile (You’re the Worst, Better Things) uyuşabiliyorum zaman zaman diyerek oturdum başına. Two and a Half Men’den hiç sevmesem de son 1-1.5 yılda hüplettiğim Californication ve Mad Love’da bayıla bayıla izlediğim, bu yaz ise I’m Sorry ve Casual’de fena iş çıkarmayan Judy Greer’ın başrollerden biri olmasının hatırı da var tabi. Burada da izlenir bir karakter ortaya çıkaracak gibi duruyor Greer. Ama Nat Faxon yine uyuz olunası bir karakter bulmuş kendine. Zaten tam olarak uyuz karakterlerin adamı bu lale. Bir tek bu sezon Friends from College’daki karakterine uyuz olmadım bunun herhalde. Neyse, burada da karakterin idiotça seçimleri ve Faxon’ın malak suratı biraz yoracak gibi duruyor. Kariyerini benim radarımdan uzakta geçiren Jenny Slate’in karakteri ve Go On’dan Brett Gelman’ın karakteri Faxon’ın karakterini biraz daha çekilir kılmaya yarayacak gibi duruyor.
Şimdilik izlemeye devam.
Karolin Luna’ya ilk bölüme yaptığı büyük katkıdan dolayı teşekkürler.
Minicik bir sahne de olsa Alexandra Daddario’yu görmek de güzeldi.
S01E02
Tanıdık simaları birer küçük sahnede gösterip de vermeme taktiği bu dizinin olayı olacak galiba. Bu bölüm de Regina Hall vardı tek bir minik sahnesiyle. Yoldan geçerken selam verdirtiyorlar resmen ya!
Fena değildi bu arada bölüm.
S01E03
Güzel bölüm olmuş. Özellikle Jess ve mesaj hikayesi on numara aktı. Jess’in kocasının rahatlığı öldürdü beni. Paul Reiser, Red Oaks’ta olduğu gibi burada da ciddi yapısına rağmen komediye yakışmış. Konuk oyuncu Eileen O’Connell da iyiydi.
Hikayenin Bowman çifti tarafı Jesslerin hikayesinin yanında sönük kaldı. Bu kısımda da Krysta Rodriguez’i izleme fırsatı yakaladık ama çok da iyi bir performans ortaya koyamadı açıkçası. Judy Greer’in
sahnesindeki inandırıcılıktan uzaklığı da burun kıvırılası başka bir unsur oldu hikayenin bu tarafı açısından. Russ’ın
demek en doğru şey olur herhalde.
S01E10 (Sezon Finali)
Güzel bir sezon oldu ya! Sevdim ben bu ekibi. İlk bölümün ardından farklı beklentiler içerisindeydim.
izleyeceğimizi varsaymıştım sezonun son 1-2 bölümüne kadar. Ama öyle olmadı. Öylesi daha da güzel olabilirdi belki ama böyle de güzel oldu hikaye. Nat Faxon biraz yorsa da Judy Greer’ı izlemesi keyifliydi. Brett Gelman fena değildi. Paul Reiser, yer aldığı bölümlere büyük renk kattı. Ama bana göre sezonun yıldızı Jenny Slate oldu kesinlikle.
4. bölümdeki Russ’ın kampüsteki para tahsis etme mücadelesi eğlenceliydi. Shadowhunters’tan Alisha Wainwright’ı görmek de güzeldi bu esnada. 5. bölümdeki oyun buluşmasından beklentim çok daha büyüktü bölümün başlarında. Michaela Watkins’in karakterinden çok daha büyük eğlence çıkar diye umuyordum ama bir cacık çıkmadı açıkçası. 6. bölüm idare ederdi. 7. bölümdeki ikna turlarını izlemesi keyifliydi. 8. bölüm idare ederdi. 9. ve 10. bölümler güzeldi. Aile buluşması seansı verimli geçti.
S02E01—06
İlk sezonun yıldızı Jess’i çok az görüyoruz bu sezon ve bu gerçekten sinir bozucu. İlk 6 bölümde sadece 1. ve 3. bölümlerde vardı hatun. 1. bölüm dizinin en kötü bölümlerinden biriydi bu arada. 3 ise bu sezonun en sevdiğim bölümü oldu. 2 ve 6. bölümler de pek sarmadı. 4 ve 5’i ise sevdim. İlk sezondan daha aşağıda gidiyor şu an için.
S01E07—13 (FİNAL)
7, 8, 10, 13 vasattı bu periyotta. 11. bölüm dizinin en kötü bölümlerinden biriydi. Jessli 9. bölüm ve Maria Thayer’in konuk olduğu 12. bölüm ise güzeldi. Son bölüm final hissi vermedi. İlk sezonun finali bundan çok çok daha fazla finaldi. İlk sezon demişken elbette ilk sezon ikinci sezondan kat kat daha iyiydi. Jess’i çok az görmek, Bernie ve Abby’nin yeterli kalitede yan karakterler olamamaları ve ilk sezon yerlere vurduğumuz ezik Russ’ı ikinci sezonda daha cool ya da daha normal gösterme çabaları 2. sezonu intihara sürükledi açıkçası.
İlk sezon için puanım: 8.0
2. sezon için puanım: 7.0
Son olarak; onun kadar depresif bir havası olmasa da komedi tadı açısından Togetherness sevenlerin özellikle ilk sezonu sevebileceği kanaatindeyim.
tabii ki izlemiştim ve bitişine de üzülmüştüm. hatırlamak tatlı oldu. ellere sağlık.
Teşekkürler. @shane