The Moodys – Tanıtım
18 yorum pirate 11 Aralık 2019 08:52
Tatil dönemi dizilerinin yoğun bir şekilde karşımıza çıktığı bir yıl sonu geçiriyoruz. Söz konusu dizilerden biri de FOX’un 4 Aralık’ta başlayan yeni komedisi The Moodys.
The Moodys, 2012 yılında Avustralya’nın ABC kanalında yayınlanan A Moody Christmas isimli mini diziden uyarlandı. Dizimizin proje aşamasının başlarındaki ismi de A Moody Christmas‘tı bu arada. Sonradan isim değişikliğine gidildi.
The Moodys‘in değişik bir yayın takvimi var. 6 bölümden oluşacak olan dizinin ilk 2 bölümü 4 Aralık’ta yayınlandı. 9 ve 10 Aralık’ta ikişer bölüm daha yayınlayıp sezonu tamamlayacak dizimiz.
Dizinin senaryosunu Bob Fisher, Rob Greenberg ve Tad Quill üçlüsü kaleme almış. Fisher ve Greenberg, dizinin yönetmenliğini üstlenmişler ayrıca. Yapımcı koltuğunda bu üçlüye Jason Burrows, Phil Lloyd, Trent O’Donnell, Eric Tannenbaum ve Kim Tannenbaum gibi isimler eşlik etmiş.
KONU
Dizi, çekirdek versiyonu 2 ebeveyn ve 3 yetişkin evlattan oluşan Moody ailesini merkezine alıyor. Ailenin geniş versiyonu da mevcut elbette yazının ilerleyen kısımlarında bahsedeceğimiz üzere.
Birbirlerine sıkı sıkıya bağlı ama hafiften işlevsiz durumda bir aile diyebileceğimiz Moody ailesinin üyeleri Noel tatili dönemi için Chicago’daki aile evinde bir araya gelecekler. Söz konusu aile üyelerinin her birinin kendi eksantriklikleri, hayat karmaşaları ve birbirlerinden sakladıkları sırları mevcut ve haliyle bol vakalı ve eğlenceli bir tatil süreci bekliyor bizi.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Moody ailesinin çekirdek versiyonuyla başlayalım o vakit.
*Ailenin babası Sean rolünde Rescue Me, Sex & Drugs & Rock & Roll ve Animal Kingdom gibi dizilerden tanıdığımız Denis Leary‘yi izliyoruz. Ailenin annesi Ann rolünde ise Weeds, How to Live with Your Parents (For the Rest of Your Life), Sharp Objects gibi dizilerden aşina olduğumuz Elizabeth Perkins karşımıza çıkıyor. İkilinin çocuklardan gizlediği bir kanser sırrı mevcut.
*Ailenin en büyük çocuğu Sean Jr. karakterine Man Seeking Woman ve Undeclared dizileri dışında Goon, This Is the End ve She’s Out of My League gibi birçok sinema filminden de yakinen tanıdığımız Jay Baruchel hayat veriyor. Sean Jr., sürekli hayal kuran ve batıran, düşünmeden hareket eden, patavatsız, hala ebeveynleriyle birlikte yaşayan, henüz olgunlaşmamış bir adamdır.
*Ailenin ortanca çocuğu Bridget karakterini Sideswiped dizisinden anımsanabilecek Chelsea Frei canlandırıyor. Bridget, avukatlık yapıyor ve 3 Moody çocuğu arasında hayatı en rayında gideni. Görünürde mükemmel bir evliliği var ama kocasını yakın zaman içerisinde aldatmış olduğu gibi küçük de bir sırrı bulunuyor.
*Ailenin en küçük çocuğu Dan rolünde ise Midnight, Texas, The Borgias ve UnReal gibi dizilerden tanıdığımız François Arnaud‘yu izleme fırsatı yakalıyoruz. Dan, New York’ta yaşıyor ve ünlü bir fotoğrafçının yanında çalışıyor. Nevrotik seviyede romantik bir adam olarak tarif edilebilecek Dan, Chicago’ya beraber gelmesi gereken kız arkadaşı tarafından yeni terk edilmiş durumda ve ebeveynlerine bu konuda yalan söylüyor. Dan’in hayatına girmiş tüm kız arkadaşları tarafından terk edilmiş olmak gibi bir özelliği mevcut.
Sean Jr., Bridget ve Dan üçlüsünün kuzenleri olan Marco rolünde Arrow, The Other Two ve Sirens gibi dizilerden hatırlanabilecek Josh Segarra‘yı izliyoruz. Yakışıklı, karizmatik ve iyi para kazanan bir adam olan Marco, Chicago’ya kız arkadaşı Cora ile birlikte geliyor.
Marco’nun kız arkadaşı Cora rolünde Deadly Class dizisinden hatırlanabilecek María Gabriela de Faría‘yı izleme fırsatı yakalıyoruz. Cora, Moody evine geldiği ilk andan itibaren Dan ile aralarında bir çekim oluşuyor ve her fırsatta muhabbet etmeye başlıyorlar. Mücevher dizayn ediyor, barmenlik ve bakıcılık yapıyor. Her türlü işe el atan biri yani. Aynı zamanda çulsuz. İnsanlarla çabuk kaynaşan ve mizah anlayışı olan biri olduğunu da söylemek mümkün.
*Sean’ın erkek kardeşi Roger rolünde Gerry Dee‘yi izliyoruz. Mukta (Ulka Simone Mohanty) isimli genç ve güzel sevgilisi ile birlikte gelmiş Roger aile evine.
*Sean’ın ihtiyar annesi Mary rolünde Linda Goranson karşımıza çıkıyor.
*Kevin Bigley (Sirens), Mike Paterson, Tristan D. Lalla, Kwasi Songui, Raphael Grosz-Harvey (The Art of More), Sarah Booth (21 Thunder, [dizi]Helix) ve Megan Park (The Secret Life of the American Teenager) ise tekrar eden rollerle veya konuk oyuncu olarak karşımıza çıkacak diğer isimler konumundalar.
YAZARIN NOTU
İlk bölüm itibarıyla epey memnun kaldım ben diziden. Dan, Bridget ve Cora karakterlerini izlemesi keyifliydi özellikle. María Gabriela de Faría-François Arnaud uyumu hoşuma gitti. Genel olarak da oldukça cazip bir kadrosu var zaten dizinin. Eğlenceli de bir dizi olmuş ayrıca. Yirmişerden toplam 120 dakika zaten hepi topu dizi. Sezonun sonu görülür kolay bir şekilde diye düşünüyorum.
Bu da dizinin fragmanı:
yorumlar
Bir tatil dönemi dizisine göre yeterlliydi, beklediğimi verdi. Ama François Arnaud kadroda olmasaydı izler miydim? Muhtemelen izlemezdim. Hallmark’ın Christmas filmleriyle de mutluyum zaten ben.
Arnaud’un karakteri Dan en sevdiğim oldu, istediğim ölçüde de ön plandaydı zaten. Sezonu kendince düzgün bir şekilde toplamış da bitirmiş. Tahminen tatil dönemi dizisi olarak kalır. İsteseler hemen tatil sonrasıyla veya başka bir tatil dönemiyle geri döndürebilirler tabii ama zannedemedim şu an.
* Bunu hem bekliyordum hem de istiyordum. Yakışıyorlar.
* Bridget’in kocasıyla arasını düzeltmesiyle sorunum yok da diğer adamla da “bu şekilde” bitmese miydi acaba? Konuşsanız da olurdu.
* Hani olur da devam ederse Bridget’in kafa karışıklığı, Dan’in yeni ilişkisi ve kuzeni, babanın devam eden kanser durumu vs. ile yürürler herhalde.
ben bunun orijinalini izliyorum böyle bir aile yok. tam bir kaos ortamı her bir üyesi ayrı bir kafa ailenin. ilk sezonu yarıladım bakalım nasıl bitecek.
kkk, değişik bir sezondu keyifle izledim. o sean yok mu resmen düşman başına. kimsenin ağzında bakla ıslanmıyor. ulan söylemesenize her şeyi. sonra olanları biliyorsunuz sürüncemede kalan malum çift durumunu da çözerek bitirdikleri için memnunum. ross rachel a döndüydü neredeyse. onlarınki 8-9 sene sürdüyse bunların da bir 5-6 sı var.
arada bir yerden georgina heig çıkınca şaşırmadım değil. bildiğim tek insan oldu dizide.
S01E03
Dan: Dayaklık bir hareketti bence.
Bir tatil dönemi dizisine göre coşku, bir komedi dizisine göre komedi eksik bence dizide.
S01E06 (FİNAL)
İlk bölümü güzeldi dizinin. Gelişebileceğini düşünmüştüm ama bölümler ilerledikçe tam tersi bir şekilde geriye doğru gitti. Yukarıda 3. bölümün ardından yazdığım cümle çok iyi özetliyor aslında diziyi. Kötü bir deneme olmuş kesinlikle. Dan, Bridget ve Cora, nispeten daha izlenebilir durumda olan 3 karakterdi. Diğerlerinin pozitif bir katkısı olmadı bana göre diziye. Önermiyorum diziyi kesinlikle. Vaktinize yazık etmeyin bence.
Dizi için puanım: 6.0
S2 Tarih Duyurusu
S2 Promo
S2 Fragman
S2 Poster
Bende bu paylaşılan posterlerin birçoğu açılmıyor (pirate’ın paylaştıkları). “The requested content cannot be loaded. No image found.” diye yazı çıkıyor hep. Sorun bende mi acep?
Üzerine tıklayınca açılmıyor kaynak siteden kaynaklı olarak ama sağ tıklayıp yeni sekmede açınca hepsi açılıyor. Bir de öyle dene.
Üstüne tıkladığında gelmesi için üstünden belli bir zaman geçmesi gerekiyor olabilir bu arada. Bir dönem ben de bahsetmiştim bundan.
2×01-02’yi izledim.
Aynı tarzda dönmüş bana kalırsa. Tatil temasından uzaklaşmışlar ve sezona yayılacak başka bir konuya geçmişler. Ailedeki herkes yine bir şekilde yan yana sayılır.
Reytinglerden dolayı iptal olacağı düşüncesindeyim. Onçün ilk sezon gibi ucu kapalı biterse güzel olur. François Arnaud’a sevgiler.
Bayılıyorum bu ailenin ahlaksızlıklarına.
Fox’s ‘The Moodys’ removed from schedule
diye bir şey gördüm redditte ama kaynak yok.
Futon Critic bahsetmiş. 29 Nisan’la birlikte.
Yani 5/8 var. Kalan 3 nerede belli değil, herhalde yazın bir yerine koyarlar ya da web sitesine.
Bknz: Cancelled unofficially.
Kalan 3 bölümü 6 Haziran (x2) + 20 Haziran’da yayınlayıp tamamlayacaklarmış.
Finali (2×08) de izleyip tamamladım.
Yayından çek/iptal et durumundan dolayı ucu açık kalacak mı, diye düşünmüştüm. Kalmadı. Her karaktere yine kendince bir şeyler yazıp gittiler. İyi de oldu.
İlk sezon zaten mini dizi misali bir tatil/Noel komedisiydi ve ikinci sezona göre bence daha güzeldi. Tarzını aile komedisine çevirmesi pek de yararına olmadı gibi ve daha az ilgi çekti anlaşılan. Gerçi pandeminin şu orta yerinde tutacağını neden bekledilerse… Neyse izlediğime pişman değilim, iki araya bir dereye girdi nihayetinde.
François Arnaud beycimle yakında yeniden görüşmek dileğiyle.