H2O: Just Add Water – Tanıtım
20 yorum pirate 04 Kasım 2017 09:08
H2O: Just Add Water, 2006 ve 2010 yılları arasında Avustralya’nın Network Ten kanalında yayınlanan fantastik macera soslu bir gençlik dizisi. Yaşça çok büyük bir kitleye hitap etmeyen bir gençlik dizisi olduğunu belirtmek isterim. Komedi ve drama karışımı H2O: Just Add Water‘ın bölüm süreleri 24-25 dakika arasında değişiyor. Lakin açılış ve kapanış jenerik kısımlarının toplam 2 dakika sürdüğü düşünüldüğünde 22-23 dakika olarak da ifade edilebilir.
Dizi, her sezonu 26’şar bölüm uzunluğundaki toplam 3 sezondan oluşuyor. Dizinin yaratıcısı Jonathan M. Shiff. 78 bölümün yarısını Colin Budds, diğer yarısını Jeffrey Walker yönetmiş. Shiff’e yapımcı koltuğunda Julia Adams, Cherrie Bottger, Arne Lohmann ve Stuart Wood gibi isimler eşlik ediyor.
Dizinin 2013-2016 yılları arasında 4 sezon boyunca yayınlanan Mako Mermaids isimli bir uzantı dizisi de mevcut.
KONU
Hikaye, 3 karakterimiz Rikki, Cleo ve Emma’nın gizemli bir adadaki gizemli bir mağaraya düşmelerinin ardından birer yarı deniz kızına dönüşmeleri ile başlıyor. Birer yarı deniz kızı olmaları sonrası 3 genç kızımız bir takım suyu kontrol edebilme güçleri kazanıyor ayrıca. Rikki suyu kaynatma gücü, Emma suya buz tutturma gücü, Cleo ise suya yön verme gücü kazanıyor. Tabii bu güçler bir büyük yan etkiyle geliyor. Suyla en ufak bir temasta bulundukları takdirde 1 dakikadan çok daha az bir süre zarfında deniz kızına dönüşüveriyorlar. Bu ayrıntı da bu küçük sırlarını saklayabilmek için toplum içinde çok ama çok dikkatli olmalarını gerektiriyor. Kimsecikler görmezken okyanusta yüzerlerken ise kendilerini son derece özgür hissediyorlar.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Çok da sosyal olmayan bir genç kız olan Rikki karakterine Cariba Heine, doğru düzgün yüzme bilmeyen ve genel olarak endişeli bir yapısı olan Cleo karakterine The Originals, The Vampire Diaries ve The Secret Circle dizilerinden yakinen tanıdığımız Phoebe Tonkin, diğer 2 karaktere göre çok daha rahat ve arkadaş canlısı olan Emma karakterine ise The Originals, The Vampire Diaries ve Aquarius dizilerinden çok sevdiğimiz Claire Holt hayat veriyor.
Mucizevi vaka gerçekleşmeden önce Cleo’nun en yakın arkadaşı olan, vakadan sonra ise üç kızımızın da arkadaşı ve sırdaşı haline gelen, zeki ve kendi halinde bir genç olan Lewis karakterini son olarak Doctor Doctor’da izleme fırsatı yakaladığımız Angus McLaren canlandırıyor.
Kızlarımızın baş belası, zengin çocuğu, kendini beğenmiş bir ergen olan Zane karakterine ise Burgess Abernethy hayat veriyor.
Dizinin kadrosunda ayrıca Alan David Lee, Cleo Massey ve Jamie Timony gibi isimler var. Son sezonda Indiana Evans (Secrets and Lies) da başrol oyuncularından biri olarak yer alıyor. Luke Mitchell (The Tomorrow People, Agents of S.H.I.E.L.D., Blindspot) da son sezonun kadrolu oyuncularından biri konumunda.
Konuk oyuncu havuzunda ise Jordan Patrick Smith (Vikings, Banished), Damien Garvey (The Kettering Incident, Terra Nova, Secrets & Lies), Remy Hii (Marco Polo), Lara Cox (The Lost World, The Marine 2), Emilia Burns (The Shannara Chronicles, Terra Nova), Annabelle Stephenson (Revenge), Alice Hunter (House of Lies, Another Period), Andrew Lees (The Originals, Your Family or Mine) ve Craig Horner (Legend of the Seeker, Hindsight) gibi isimler var.
YAZARIN NOTU
Diziyi Claire Holt ve Phoebe Tonkin gibi sevdiğim oyuncuların kariyerinde bir geçmişe yolculuk fırsatı sunması açısından seviyorum. İkisini de bu 17-18 yaşlarındaki halleriyle izlemekten büyük keyif alıyorum. Claire Holt’a zaten alışkınız ama Phoebe Tonkin’i aksanla izlemek de güzelmiş açıkçası. İkisinin karakterleri de çok tatlı ve sevilesi bu arada. Rikki karakterini de onlar kadar sevdiğimi söyleyebilirim.
Dizinin basit ve sade bir işleyişi var. Prodüksiyondan da senaryodan da çok fazla bir şey beklememek lazım ama izlediğim ilk 11 bölüm itibarıyla eğlendiriyor beni. Süresi daha uzun olsa yorardı muhtemelen ama 22-23 dakika olunca çabucak bitiveriyor bölümler. Ama arka arkaya izleyip maratona bağlanacak bir havası yok. Birer ikişer bölüm izliyorum her oturuşta ben.
Hafif dozda fantastik hikayeleri seviyorsanız, deniz kızları ile ilgili bir hikaye ilginizi çekiyorsa, ayrıca başroldeki tanıdık simalara karşı özel bir ilginiz varsa dizinin yaş baremine çok aldırış etmeden izleyebilirsiniz benim gibi.
yorumlar
S01E01—13
Dizinin en çok eğlendiğim bölümleri dolunay bölümleri olan 7 ve 12 oldu. 7’de Emma’yı, 12’de Cleo’yu izlemesi çok keyifliydi. İlerleyen süreçte bir dolunay bölümü de Rikki için çekmişlerdir umarım.
Lara Cox’un göz alıcılığının da katkısıyla 8. bölüm 7 ve 12’den sonraki en çok sevdiğim 3. bölüm olmayı başardı.
5’te çocuk oyuncular çok tatlıydı ve sevdiğim bölümlerden biri olmayı başardı. 6’yı da yine Emma’nın küçük erkek kardeşinin tatlılığı sevdirdi.
2, 4, 9 ve 10. bölümler idare ederdi.
1, 3, 11 ve 13 ise bu periyottaki kötü bölümlerdi.
Biz Leyla ile bunun Mako Mermaids versiyonunu izledik
S01E16
14 ve 15 vasat kalmıştı ama bu bölüm süperdi. Cleo’nun sevgilisi olayını çok eğlenceli bir şekilde işlediler. Yunusları izlemesi de oldukça keyifliydi. Güzel başladı, güzel bitti. 7, 12 ve 8 ile beraber şu ana kadarki en güzel 4 bölümden biriydi.
S01E17—21
*17, çok eğlenceliydi. Güzel bir konu seçmişler ve çok da iyi işlediler. 2 ufaklık yine büyük renk kattı bölüme ayrıca. 7, 8, 12 ve 16 ile beraber şu ana kadarki en iyi 5 bölümden biriydi.
*18, Rikki’nin beklenen dolunay bölümüydü. Emma ve Cleo’nun dolunay bölümleri çok eğlenceli geçmişti ama bununkini ciddi işlemeyi tercih etmişler. Ve becerememişler. Tam bir hayal kırıklığı oldu.
*19. bölüm berbattı. 20 ve 21 de pek sarmadı.
*22. bölüm kötüydü.
*23, fena değildi.
*24, güzeldi.
*25 ve 26 ise ana hikaye açısından oldukça verimli geçti. Oldukça güzel bölümlerdi. Güzel doktorumuzun dönüşü büyük renk kattı sezonun son 2 bölümüne.
12 saatlik illüzyon süresi sayesinde güçlerinin geri gelmesiyle de mutlu mesut kapattık sezonu.
2. sezon olmasa bile final niyetine geçermiş bu bölüm.
2. sezonun İngilizce altyazısı yokmuş piyasada. Şansıma tüküreyim.
Altyazısız izlemek hiç keyif vermeyecek bütün sezonu.
Çok güzel bir bölümle açmışlar 2. sezonu. Hikaye açısından son derece ilgi çekici bir bölümdü. Su gibi aktı valla.
Güzeldi yine.
*Yeni kızı sevdim.
*
S02E03
Güzeldi bu bölüm de. Cleo’nun hallerini izlemesi keyifliydi özellikle. Bir de belirtmeden geçmeyeyim; bu sezon daha iyi giyiniyor Cleo.
S02E06
Charlotte bu sezona çok büyük renk katıyor gerçekten. Ayrıca çok da iyi gidiyor bu sezon. 4 hariç kalan 5 bölümü izlerken çok eğlendim ben. 4 de idare ederdi. Bu sezon cidden ilk sezonun epey üstünde seyrediyor.
S02E13
Güzel bir dolunay bölümü olmuş yine.
Öküzsün Lewis!
S02E15
Nate durumu sağ olsun şu ana kadar en çok güldüğüm bölüm bu oldu galiba. Kızların hallerini izlemesi çok keyifliydi.
S02E21
İyi oldu bu.
Çok eğlenceliydi bu bölüm.
S02E24
Charlotte’un geçen bölüm başlayan gıcıklaşma durumu bu bölüm katlanarak devam etti. Cidden sınırı aştı.
Muhtemelen sezon sonunda çıkaracaklar karakteri diziden. O yüzden böyle bir yola girdi senaristler.
S02E26 (Sezon Finali)
Bir sezon daha bitti. Beklenen bir kapanış oldu.
Bu sezon ilk sezondan çok daha keyifliydi. Hem hikaye olarak çok daha ilgi çekiciydi hem de çok daha eğlenceliydi. Kadronun oyunculuğa alışmışlığının pozitif etkisi ve sezonun yeni karakterinin de büyük verim vermesiyle tadından yenmedi. 3. sezonun bu sezondaki kadar keyif verebileceğini sanmıyorum.
Yeni karakterlerle tanışma bölümü olmuş beklenildiği üzere.
diziden ayrılışına senaryoda buldukları çözümün
şeklinde olması gülünç kaçtı. Onun boşluğunu bir güzel kız bir de yakışıklı erkek ile doldurdular. Indiana Evans, cidden hoş kız ama. Onun karakterinin
hikayesini merak ediyorum. Yüzeysel geçmezler ve bir ara anlatırlar diye umuyorum. Onun dışında adayla ilgili malum dert konusunda pek pozitif değilim an itibariyle.
Zaten 2. sezonun yarısı kadar bile ilgi çekici bir sezon olmuyordu, sezonun 2. yarısı ile ilgili hiç umudum kalmamış oldu böylece.
S03E26 (FİNAL)
Epey kötü bir sezon oldu. Sezonun ana konusunun hiç ilgi çekiciliği yoktu. Yeni karakterler ayrılan karakterlerin boşluğunu dolduramadı. Indiana Evans çok güzel kızdı ama Bella çok da kayda değer bir karakter değildi. Sophie de ilk bölümde vaat ettiğini veremedi ve sınıfta kaldı. Will’de hiçbir cacık yoktu zaten. Üstüne bir de Luke Mitchell’in berbat oyunculuğu eklenince …
İlk 2 sezonunu, özellikle de 2. sezonunu izlediğime memnun olduğum bir dizi oldu. Phoebe Tonkin-Claire Holt ikilisinin 10-12 sene önceki hallerini izleme fırsatı yakalamak açısından büyük nimetti. Özellikle daha önce The Secret Circle ve The Originals’ta uyuz mizaçlı karakterlerde izleyip pek sevemediğim Phoebe Tonkin’i bayıla bayıla izledim diyebilirim. Çok tatlı bir karakterdi. Muhtemelen her zaman için en çok sevdiğim rolü bu olacak aktrisin.
arkadaşlar 3.sezonu türkçe veya türkçe altyazılı izleyebileceğimiz bir yer var mıdır? netflix’te sadece 2 sezon var,3.sezonu eklememişler.Lütfen yardımcı olabilecek kişiler htalhacaglayan@gmail.com mail ile bilgi verebilir mi? teşükkürler