The Best Man, ITV’nin 2006 senesinde yayınladığı bir mini dizi. Gerilim yüklü bir drama olan The Best Man, 67’şer dakikalık 2 bölümden oluşmakta.

Dizinin senaryosu Russell Lewis (Endeavour, Grace, The Ambassador) tarafından kaleme alınmış. Yönetmeni Alex Pillai. Yapımcıları ise Rob Pursey ve Hugh Warren.

Michael Sheldrake ve Peter Tremaine isimli 2 çok yakın arkadaş var hikayemizin merkezinde. Çok küçük yaşlarda tanışmışlar ve uzun yıllardır birbirlerinin hayatlarındalarmış. Kimsenin ve hiçbir şeyin kolay kolay koparamayacağı bir bağ var aralarında. Son derece sağlıksız bir arkadaşlık bu ikilinin arkadaşlığı.

Michael’ın intihar denemesiyle açıyoruz diziyi. Sonrasında önce hastaneye, fiziksel olarak iyileşince de bir ruh sağlığı kliniğine kaldırılıyor. Orada Kate Sheldrake isimli bir başka hastayla yakınlık kuracak Michael. Evlenme kararı alacak çift çok geçmeden ve Peter da düğünlerinde Michael’ın sağdıcı olacak.

Kate, ne derece sağlıksız bir arkadaş ilişkisinin orta yerine düştüğünün elbette farkında değil o vakitlerde henüz. Tanrı Kate’in yardımcısı, gerim gerim gerilecek olan sinirlerinin bekçisi olsun!

Michael Sheldrake karakterine Coupling, Chilling Adventures of Sabrina, Crossbones, Strange ve The Collection gibi dizilerden aşina olduğumuz Richard Coyle hayat veriyor.

Karakterin 15 yaşındaki haline Aaron Taylor-Johnson, çok daha küçük haline Joseph Friend hayat veriyor.

Peter Tremaine karakterini Black Sails, And Then There Were None, Vexed, Jane Eyre, Wired, Summer of Rockets ve Lost in Space gibi dizilerden tanıdığımız Toby Stephens canlandırıyor.

Karakterin 15 yaşındaki halini Mike Watts, çok daha küçük halini Alex Winter canlandırıyor.

Kate Sheldrake karakterinde The Durrells, Bodyguard, Finding Alice, Upstairs Downstairs, Ashes to Ashes, Tipping the Velvet, Traitors, Crossfire, The Midwich Cuckoos, Summer of Rockets ve The Casual Vacancy gibi dizilerden yakinen tanıdığımız Keeley Hawes‘i izleme şansı elde ediyoruz.

*Sex Education, Unforgotten, She’s Out ve Space Island One gibi dizilerden anımsanabilecek Indra Ové, Kate’in yakın arkadaşı Natalie rolüyle karşımıza çıkmakta.

*Wing and a Prayer, The Prisoner of Zenda ve This Year Next Year gibi dizilerde yer almış olan George Irving, Dedektif Miller rolünü canlandırıyor.

*The Job Lot, Personal Affairs, Waterloo Road, Way to Go ve Teenage Kicks gibi dizilerden anımsanabilecek Laura Aikman, Michael’ın 15 yaşındayken yaz aşkı olan Alison Poley isimli bir genç kıza hayat veriyor.

Diziyi izleyip bitirdim ve fena bulmadım. Hem saçları hem de kendisini şu ana kadar izlediğim en genç hali olması nedeniyle Keeley Hawes’i buradaki görüntüsüyle tanımak çok da kolay olmadı. Keeley Hawes ve Toby Stephens taşıdı bu arada diziyi. Toby Stephens’ın karakterinin sinir bozuculuk düzeyi epey yüksekti.

Losing Gemma da ITV’nin yine 2006 senesinde yayınladığı bir başka mini dizi. O da gerilim ögeleri içeren bir drama ve o da 67’şer dakikalık 2 bölümden oluşmakta.

Katy Gardner‘ın 2002 yılında yayımlanmış olan aynı isimli romanından uyarlanmış dizi. Senaryoyu Robert Murphy kaleme almış. Yönetmenliğini Maurice Phillips üstlenmiş. Andy Harries ve Shefali Malhoutra ise dizinin yapımcıları.

Esther ve Gemma, iki İngiliz kadın. Ortak arkadaşları Karen (Rhian Grundy) sayesinde tanışacaklar. Gemma, yakın arkadaşı Karen ile birlikte Hindistan seyahatine çıkma planları yapmakta. Seyahat için ayarlamalar yapılmış durumda. Esther ve Gemma’nın tanışacağı ve Karen ile bir gece kulübünde üçü birlikte eğlenmek üzere buluştukları gece Karen’ın bacağı kırılacak. Esther de hiç tanımadığı Gemma ile birlikte kendisini Hindistan seyahatine çıkmışken buluverecek.

İkili burada önce Koral isimli Hint bir kadınla, sonra da onun kocası olarak tanıtacağı Zac isimli İngiliz bir adamla tanışacaklar. Şüphe uyandıran tesadüflerle bizim ikilinin hayatına giren bu çiftin hiç vakit kaybetmeden Gemma’ya özel bir ilgi göstermeye başladıklarını göreceğiz. Sonrası da gerilim ve karmaşa yüklü bir maceraya dönüşecek.

*Esther karakterinde Belgravia, The Lovers, Ordeal by Innocence, The Rotters’ Club ve Iron Fist gibi dizilerden ziyade Before We Go, he’s Out of My League, The Raven, The Decoy Bride, Cult Killer, Replicas ve The Con Is On gibi sinema filmleriyle tanınan Alice Eve‘i izleme şansı elde ediyoruz.

Babasını 5 yaşındayken kaybetmiş Esther. Annesi de 1 sene önce intihar etmiş. Kardeşi, eşi, sevgilisi, çocuğu yok. Sadece 6 aydır tanıdığı Karen dışında bir arkadaşı da yok. Annesi vefat ettikten sonra bir havayolu hostesi olarak çalıştığı işinden ve sevgilisinden ayrılmış. Yapayalnız bir kadın kısacası Esther.

*Gemma karakterine Rachel Leskovac hayat veriyor. Aşırı derecede geveze, aptal, ben merkezci ve de basit bir kadın Gemma. Esther’i birlikte seyahate çıktıklarına daha uçaktayken pişman etmeye başlayacak.

Uzun yıllardır birlikte olduğu sevgilisinden ayrılmış Gemma ve biraz kafa dağıtmak için ayarlamış bu seyahati.

*Coral karakterinde Koel Purie karşımıza çıkıyor. Gemma ve Esther, bir tren yolculuğu sırasında tanışıyorlar onunla. Gemma’nın kaybettiği/çaldırdığı çantasını bulup getiriyor. Esther mesafeli yaklaşıyor ona karşı ama Gemma ile hemen kaynaşıyorlar.

*Zac karakterini Jamestown, A Town Called Malice, Pennyworth, Save Me ve SS-GB gibi dizilerden hatırlanabilecek Jason Flemyng canlandırıyor.

*Troy: Fall of a City, The Drowning, Hollington Drive, Ripper Street, The Dovekeepers, Hit & Miss, Prisoners Wives ve The Ghost Squad gibi dizilerden aşina olduğumuz Jonas Armstrong ise Gemma’nın eski sevgilisi Steve karakteriyle karşımıza çıkıyor.

İlk bölümü fena geçmedi dizinin. İkinci bölümü ise kötüydü bence. Kitabı bundan daha iyidir diye tahmin ediyorum. Keza özellikle 2. bölümde olay örgüsündeki bağlantıları kurma konusunda fazlaca üstünkörü kaldılar burada. Yönetmene eksi yazdı bu durum haliyle. “En azından Alice Eve’i izleme fırsatı yakalamış oldum.” diyerek diziye şans verdiğim için pişman değilim ama pek önerebileceğim bir tarafı da yok açıkçası.