Bir Başkadır: Bir Türkiye Hikayesi || Tanıtım
29 yorum necdetcem7 16 Kasım 2020 08:49
Günümüz dünyasının artık televizyon çağından dijital çağa geçiş yaptığını söyleyebiliriz. Netflix, bu dijital çağa önder olan platformların başında gelmekte. Bu dijital çağa geçişten ülkemiz de etkilendi. BluTv, Puhu Tv, Fox Play vb. platformlarla kendi havuzumuzu oluşturmanın yanı sıra Netflix, Amazon gibi uluslararası üne sahip platformların da ülkemize gelmesiyle dijital çağa ayak uydurmaya, bu çağın gereklerini yerine getirerek dönüşmeye başladık. Dijital çağın ilerlemesiyle birlikte televizyon dünyasında anlatamadığımız hikayeleri anlatmaya ve belli kalıplar çerçevesinden çıkarak esnek diziler yaratmaya başladık.
Netflix, yerli dijital dizilerimizin artması konusunda bizim için önemli bir platform haline geldi. Bu kapsamda Hakan Muhafız, Atiye, Aşk 101 ve Ottoman Rising gibi işler orada kendine yer buldu. Netflix ve Türkiye işbirliğinin son meyvesi ise Bir Başkadır dizisi oldu. Bir Başkadır’ın senaryosunu yazan ve yönetmenliğini yapan isim Berkun Oya. Berkun Oya ile ilgili özel bir detay da bu dizinin yanı sıra Blutv’de yayınlanan Masum dizisinin de yönetmeni olması.
12 Kasım tarihinde 8 bölümlük ilk sezonuyla bizlerle buluşan Bir Başkadır’ın bölüm süreleri 40-55 dakika arası sürmekte. 2. sezonunun olup olmayacağı hakkında henüz bir haber yok.
“İnsan hayatı ikiye ayrılır. İlk yarısı kendini ispat çabası gibi ego denilen veya kelimenin kifayetsiz kaldığı yerden gelen; bir diğer yarısı ise kişinin kendini kendisine ispatladığı ve meselesiyle işini hallettiği kısmıdır. Eğer kişi kendisiyle olan meselesini hallettiyse o artık kendini tanır. Bastırılmış tarafları kader olarak çıkmaz karşısına. O artık kişinin yaşantısı olur. Benlikle yüzleşme meselesidir bu. Gölgeni, karanlık tarafını tanımak gibidir.”
İstanbul, Türkiye’nin en kozmopolit şehirlerinden bir tanesi. Yıllar boyunca farklı umutlarla kendisine muhtaç olan insanları barındırmıştır içerisinde. Kimisi bu şehirde hayallerini gerçekleştirmiş ve düşlediği hayata ulaşmıştır; kimisi ise verdiği savaştan yenik ayrılmış, hayata beklediği gibi tutunamamış ve başladığı yerde saymıştır adeta. Yıllar geçtikçe modernleşme, demokratikleşme, kentleşme adı altında devlet yapıları ve yaşadığımız dünya değişmiştir. Bu yapıları değiştiren başta kendileri değişen politika yapıcılar olmuştur. Peki, ya bu değişimler toplumu nasıl değiştirmiştir?
Bir Başkadır işte bu değişen dünyada farklı hayatlara ve geleneklere sahip olan insanların tesadüflerle yollarının kesişmesini anlatmaktadır. Her bir karakterin içinde bastırdığı, ortaya çıkaramadığı, çevresiyle, yakınlarıyla ve kendiyle bile açıkça rahatça konuşamadığı, kişiyi huzursuz eden duyguları vardır.
Meryem (Öykü Karayel)
Meryem, ilkokuldan sonrasını okumamış ve muhafazakar bir ailede yetişmiş birisidir. Birden, hiçbir şey yokken bayılınca ve bu bayılmaları artınca çevresindeki birinin önerisiyle bir psikiyatristle görüşme kararı alır. Sinan’ınki dahil üç eve temizliğe giderek ailesine katkıda bulunmaktadır. Ağabeyinden oldukça çekinmektedir. Psikiyatristle görüşmeye başladıktan sonra kendisini ve çevresini tanımaya başlar.
“Abla valla işi biliyorsun sen. Yani evirip çevirip lafı istediğin yere getiriyorsun. 6 sene boşuna okunmuyormuş demek.”
Oyuncuyu Muhteşem İkili, Kalp Atışı ve Kuzey Güney dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Yasin (Fatih Artman)
Meryem’in ağabeyi. İşleri pek de istediği gibi gitmediği için bir mekanda korumalık yapmaktadır. Muhafazakar, dinine bağlı birisidir. Eşinin bir takım sorunları vardır ve onlarla uğraşmaktadır. Meryem üzerinde etkiye sahiptir.
Oyuncuyu Behzat Ç., Menajerimi Ara ve Vatanım Sensin dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Peri (Defne Kayalar)
Meryem’in psikiyatristi. Onunla bir seansta tanışır ve -devam etmek istemese de- onunla terapiye devam eder. Geçmişten gelen bir takım huzursuzlukları vardır.
“Kızı dinliyorum, içimde kaçamadığım ve kurtulamadığım bir öfke… Anormal huzursuzluk, bu duyguyu engelleyemiyorum. Ne zaman başı kapalı biri gelse, diyorum bu düpedüz ötekileştirme, sen ne yapıyorsun. Bu konunun üstesinden gelemiyorsan yapma bu işi diyorum. Başı kapalı dediğin öcü gibi bir şeydi annem için. Önce Robert, sonra fakülte ve daha sonra oradan da Amerika… Döndüm geldim ve böyle bir dünya. Onlar güçlü, çoğunluk onlarda…”
“Hacı, hoca, dua, namaz… Kafayı yemişler resmen. Senin benim anlamamız mümkün değil. Apayrı ülkelerde yaşıyoruz sanki bu kızlarla. Dünyanın öbür ucunda dilini dediğini anlamadığım insanlarla bile daha iyi anlaşıyorum.”
Oyuncuyu Dip, Fi ve Bu Şehir Arkandan Gelecek dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Gülbin (Tülin Özen)
Peri’nin hem arkadaşı hem doktoru. Peri’nin sorunlarını yargılamaz, ancak ona anlam veremez. Kendi hayatında çeşitli sorunlarla uğraşan birisidir. Sinan ile bir ilişkisi vardır.
“Takmış kızın tesettürüne. Kendi kafasında çuvalla geziyor, farkında değil.”
Oyuncuyu Kırmızı Oda, Masum ve Ufak Tefek Cinayetler dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Sinan (Alican Yücesoy)
Meryem’in temizliğe geldiği evin sahibi. Kendi içine kapanık birisidir, pek fazla insanla iletişimde bulunmamaktadır.
Oyuncuyu İntikam ve Şubat dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Melisa (Nesrin Cavadzade)
Peri’nin yoga sınıfından arkadaşı. Ünlü bir oyuncudur.
Oyuncuyu Yasak Elma ve Bizim Hikaye dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Ali Sadi Hoca (Settar Tanrıöğen)
Yasinlerin oturduğu bölgenin imamı. Oralarda sevilen sayılan, her konuda görüşü alınan birisidir.
Oyuncuyu Kuzgun, Baba Candır ve Gece Gündüz dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Hayrunnisa (Bige Önal)
2. bölüm ispiyonu!!
Ali Sadi Hoca’nın kızı. Babasından gizli bir şekilde kendini keşfetmektedir.
Oyuncuyu Sen Çal Kapımı, Hakan: Muhafız ve Bozkır dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Ruhiye (Funda Eryiğit)
Yasin’in eşi. Ruhsal olarak zor bir dönemden geçmekte ve dengesiz hareketler sergilemektedir.
Oyuncuyu Hakan: Muhafız, Poyraz Karayel ve Canım Ailem dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Hilmi (Gökhan Yıkılkan)
Okumuş, kültürlü birisidir. Meryem’den hoşlanmaktadır ama bir türlü ona açılamamaktadır.
Oyuncuyu Behzat Ç. dizisinden hatırlayabilirsiniz.
Ayrıca Gülbin’in kardeşleri rolünde Derya Karadaş ve Öner Erkan rol almaktadır.
Yerli dijital diziler arasında en beğendiğim işlerden birisi olan Masum’dan sonra Berkun Oya’yı da takibe almıştım. Tekrardan dijitale iş yapacağını duyduğuma çok sevinmiş ve merakla nasıl bir şey yapacağını beklemiştim. Ancak Netflix’in daha önceki yerli projelerinin biraz beklenti altında kaldığını düşündüğümden ve tam olarak hakkını veren bir iş çıkmadığından dolayı da endişeliydim. Fakat, Bir Başkadır her anlamda beklentilerimi karşılayan bir dizi oldu. Berkun Oya, Masum dizisinde çıkarttığı çıtanın altında kalmayan, hatta üstüne çıkan müthiş bir işe imza atmış kesinlikle. Bu yılın izlediğim yeni dizileri içerisinde en iyilerin arasına koyarım. Aynı zamanda Netflix için yapılan yerli dizilerin en iyisi olduğunu da düşünüyorum. Dijitale yapılan yerli dizilerde de en iyi ilk üç dizi arasında yer alıyor bence (Masum, Şahsiyet ve Bir Başkadır). Bu üç dizinin ikisinde Berkun Oya’nın imzasının olması da ayrı bir başarı bana kalırsa.
Dizi her yönüyle Türkiye’nin nasıl bir yer olduğunu inceleyen bir iş olmuş. Toplumun her ucuna dokunup bizi dışarıya en iyi şekilde yansıttığını düşünüyorum. Hatta ülkemizde yaşamayan bir insana Türkiye hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsa kılavuz olarak bu diziyi önerirdim. Netflix sayesinde ise birçok farklı milletten insana Türkiye hakkında doğru bir gözlem imkanı sunacaktır. İçerisinde muhafazakarlık ekseninde aile yapılarına bir bakış, bireyin yalnızlığı, yabancılaşması, taşra ve kent çatışması gibi bir sürü konuyu da bir arada barındıran farklı bir dizi olmuş. Sinematografisini de çok başarılı buldum. Yer yer Nuri Bilge Ceylan sinemasını anımsattı bana hatta, onu seven bünyeme de bir nevi ilaç gibi geldiğini de söyleyebilirim. Oyuncuların her biri işini çok düzgün yapmış ve hepsini ayrı beğendim. Bu tarz bizi anlatan projeler çok fazla olmadığından dolayı kıymetinin bilinmesi gereken bir yapım Bir Başkadır.
Dizinin devamı gelse de olur gelmese de olur ama ben Berkun Oya’nın elinden çıkma dijital platformda yayınlanacak daha fazla iş izlemek isterim. Ayrıca bu dizinin de devamının geleceğini düşünüyorum.
Elimden geldiğince bu güzel yapımın hakkını veren bir tanıtım çıkarmak istedim. Sürç-i lisan ettiysek affola. İzleyecek olanlara iyi seyirler dilerim.
Not: Daha önce dizi hakkında burada yorum yapılıyordu.
yorumlar
@necdetcem7
Eline sağlık, henüz izleyemedim ama bir ara kısmetse bakacağım. Hiçbir şey öğrenmeden izlemek için tanıtımı okumadım. Sorum, ucu kapalı bitiyor mu?
Ben de ayni nedenden okuyamayacagim ancak sorunun cevabini merak ediyorum. Eline saglik.
Kapalıya yakın denebilir. Bağımsız filmlerinkine benzer bir kapanıştı. Devamı gelse de olur gelmese de.
Herhalde gelir bu kadar tartışmanın üstüne. Gerçi global etkiyi bilmiyorum. Türkiye’de tuttu, o kesin.
Tamamdır, teşekkür ettim. Yabancıların ilgisini tür olarak çeker mi emin değilim ama belli de olmaz bu işler. Bizde bomba etkisi yaptı cidden.
24 diye bir hat yokmuş İstanbul’da bu arada
Hem Netflix’in hem de yerli yapımların çok çok üstüne bir şeyle karşı karşıyayız. Ve hala bunun şaşkınlığını içindeyim. Ülkenin fotoğrafı hiç bu kadar iyi çekilmemişti.
Ara sıra verdikleri “Elitist, halktan uzak, kaka beyaz Türkler” gibi 2007 – 2008 de bitmesi gereken(ki o zamanlar bile salakçaydı) mesajları, mizansenleri baya çiğ buldum. Kaçak güreştiklerini düşünüyorum. yani Türkiye okumasıni dizi üzerinden yapmak pek de mantıklı bir tercih değil bence.
Bunun dışında oyunculuktan, sanat yönetimine kadar boşu olmayan, çok başarılı bir iş elbet. Şahsiyetle beraber başa güreşirler dijitalde..
Yoo bence gayet anlam veriyor.
İsterlerse devam ederler tabii ama bittiği yer ile devamına gerek olmadığını düşünüyorum.
ne güzeldi be, inş adam gibi final yapmışlardır diye girdim, inş bunun devamı gelir diye çıktım. aslında merak edilen çok bir şey de kalmadı. hayattan kesitler modundaydı sezon boyunca ve beni bıraktığı nokta tatmin etti.
bu kadının normalde de dizi dünyası standartlarına göre diksiyon problemi vardı hafif, ama üzerine çok başarılı bir aksan oturtmuş ve ortaya şahane bir iş çıkarmış. tam olarak bizden olmuş. herkes de ne güzel oynamış cidden. tabii bu doğallık yüzünden altyazı açmak zorunda kaldım. ama yine de helal olsun gerçek hissettiren bir şeyler koyabilmişler sonunda ortaya.
herkesin derdi tasası bunalımları çok gerçek geldi bana. bazı karakterlerden alışık olmamız gerektiği halde olamadığımız tepkiler görmek de güzel geldi. ülkemizde her renge hitap edemese de bir noktadan herkesi yakalamaya çabaladığını hissettirdi ve bence bu konuda güzel de bir iş ortaya koydu.
türk dizilerine dair umut vaad eden bir iş çıkmış ortaya tebrikler.
peri en son dedi ya içimizde biriktirdiğimiz dertler farkında olmadan taşar da bitirir insanı diye, ruhiyenin 2 sene önce tecavüzcüsünün öldüğü haberini almasıyla onunla asla hesaplaşamayacağını farkına varmak bitirdi onu her geçen gün. içine kapandı, çevresine ilgisi yok oldu. etrafındakilerin de ondan umudu kestiklerini gördükçe daha da kötüleşti. ruhiyenin köye kaçışıi tecavüzcüsüyle hesaplaşması ve eve kafası arınmış olarak dönmesi gerçekten beni çok mutlu etti. yasin’in daha en başta ilişkilerinin başlangıcındaki tavrıyla ne derece düzgün bir insan olduğu zaten ortadaydı ama finaldeki konuşmasıyla ayrıca kalbimi kazandı. arada bol bol densizlikleri oldu ama onca sıkıntıya veriyorum. bu seviyeye bu kadar yeter de artar. bundan böyle mutlu olacaklarına eminim.
tecavüzcüsünün tecavüz ettiği diğer kızla evlenmiş olması da yine bir ülke gerçeği maalesef. umarım o da bir şekilde huzuru bulur.
meryem perinin de dediği gibi çok akıllı bir kadın. saf duran ama leb demeden leblebiyi anlayan bir kadın. bu karaktere aklı çalışan bir eş bulmalarına çok sevindim. sezon boyunca gördüğümüz kısa zamanlarda bol bol güldürdü beni hilmi. çok gerçekti. o ne konuşacağını bilemeyip saçmalamaları falan epey eğlendirdi. meryem in bayılmaları da yine her şeyi içine atıp atıp kimseyle paylaşamamasındandı, sinan beye aşık olmuştu ama hayat tarzı kendisine hiç uygun olmayan bir insan olduğundna kendisini suçluyordu. evde gergin bir ortam vardı. her iş kendisine kalıyordu. patlayan ona patlıyordu gıkını çıkaramıyordu. peri hanımla görüşmeye başladı ve dertlerini birisine anlatabilmek onu iyileştirdi. zaten peri hanımla son görüşmesinde son 1 yıldır bayılmalarım olmuyor demişti. biz de o bir yılı izleidk. en sondaki bayılması ise tamamen espri amaçlı bir bayılma. eski bayılmalarından bağımsız heycandan bayılmak gibi diyelim. yani orada bağlanması gereken bir şey yok. allah mutlu etsin. sinandan daha iyi bir seçenek olduğu kesin.
peri ailesinin olabildiğine laik batı tarzda yetiştirdiği ve yeni türkiye gerçeğine adapte olamayan gerçek bir kadın yine. önyargılarının etkisiyle mesleğini layıkıyla yerine getiremediğinden kendini suçlaması benim için o kadını aklamaya yetti. ben de bazı şeylere anlam veremiyorum aklım almıyor ama bunun insanlarla ilişkimi etkilemesine izin vermiyorum. olması gereken de bu. peri de bunun için gerçekten çabalıyor. düşünce yapısını yanlış bulmuyorum, o da zaten yanlış olan kısmı düzeltme çabasında. meryem sayesinde epey yol katettiğine inanıyorum. eminim bundan böyle çok daha başarılı açık bir hekim olarak devam edecektir hayatına.
hayrunnisa ve babasının hikayesi de yine beklenmedik ilerleyenlerden. bir kere babası itici hoca tiplemesinden oldukça uzak yazılmış. o kafa yapısından biri için sohbeti hiç de sıkıcı değildi. hayrunnisa bir tık klişeye kaçan cinsten oynanmış olsa da, aile tarafından baskılanmış ve bir şeyler yaşamak isteyen insanı güzel oynadı. en son kaıda evden çıkmak için hazırm dediği sahnede gerçekten etkilendim. orada babasından klişe bir tepki gelmemesine ayrıca sevindim. güzel bir noktada bıraktılar ama son bir kez daha eve dönmüş halde görmek isterdim. babasıyla açık açık konuşup sohbet ettikleri bir sahne beni mutlu ederdi.
sinan olabildiğince sıkıcı bir karakterdi. bir derinlik katmaya çalıştılar aile hikayesi ekleyerek ama zaten çok beklentimiz olan bir karakter değildi.
melissa çok da lazım olmayan ve sahne çalan bir karakterdi. diziden çıkarınca hiçbir şey de eksilmiyor.
gülbin se çok dolu bir karakterdi ve hikayesini biraz daha izlemek isterdim. ablasıyla sorunlarını çözebilmesini izlemek isterdim. peri ile seansı başta kabul etmesi bile çok etik dışıydı iki taraf da nasıl kabul etti anlamadım. 2 sene kadar geç kalmışlar iptal etmek için. gülbinle arkadaş olmadan psikiyatrın psikiyatri görüşmesi şeklinde devam etseydi çok başarılı olurdu. peri karakterinin biraz daha açılmaya ihtiyacı vardı. kafasının içine gülbin sayesinde güzel giriyorduk.
böyle işte kabaca çoğunlukla yazılan her karakteri sevdim. ellerine sağlık.
Eline sağlıklara ve tutanlara teşekkür ederim.
Dizide “Ruhiye” rolüne hayat veren Funda Eryiğit’in çekimler sırasında yönetmen Berkun Oya ile aşk yaşamaya başladığı ortaya çıkmışmış.
Bir dizi izliyormuşum hissini çoğu zaman unutturmayı başaran, sadeliğiyle ve akıcılığıyla kendini soluksuz izleten müthiş bir işti. Dizilerde bağlamı içinde gerçekçilik peşinde koşan biri olarak gerçekten bayılarak izledim. Oyuncuların da katkısı çok büyük ama oyuncuları bu kadar yükselten kesinlikle senaryosu ve yönetmenliğiydi. Bu kadar ilgi çekici ve akıcı bir dramanın bizden de çıkabildiğini gördüğüme çok sevindim. Sanırım NBC’nin Kış Uykusu’ndan beri izlediğim en iyi Türk işi içerik olabilir. Eğer bu kalite korunabilecekse devamını da çok isterim. Hatta antoloji şeklinde bile olabilir. Türkiye’de hikaye bol.
Episode’un yeni sayısının kapağında yer almışlar.
Yekta Kopan, Berkun Oya’yla diziyle ilgili uzun bir röportaj yapmış.
Bu arada tek sezon kalacak gibi duruyor.
Blulu, bu diziyi (+50m2) reddedince Netflix’e gitmişler meğerse. Bayülgen bey elinden geldiğince “İyi halt yemişsiniz tabii, o ayrı” dememek için laf çevirmiş
(Tamamı)
50 M2 anlaşılabilir ama Masum’un ekmeğini o kadar yemişken Bir Başkadır’ı reddedebilmeleri ilginç. Tiktok’çularla kimsenin izlemeyeceği uyduruk Adana dizisi çekmek koskoca Berkun Oya projesinden daha cazip geldiyse demek.
Bana o dönemki bütçeleri el vermedi gibi geliyor da 2 saatlik programın kalanında ne konuştular bakmaya üşendim şu an. HİÇ’in bütçesi düşüktür mesela.
İçerikten dolayı politize olmayalım dediler desek, değildir herhalde. Blulu içerik anlamında göreceli cesur sayılabilir aslında (Hiç değilse o dönemde öyleydi. Yasanın çıkması ve Çıplak olayı falan derken sonradan birazcık karıştı). Belki de hepsi birden.
Bir Başkadır’ın politik bir tarafı yok ki. Eğer yanlış yorumlamıyorsam dizinin temel amacı herkesin birbirinden ne kadar farklı olsa da özünde pek farklı olmadığını gösterme gibi bir yere varıyor ve siyasete değindiği söylenemez. Bütçe meselesi olsa Yeşilçam gibi aman aman paralar da dökülmemiştir. Ben bunu direkt vizyonsuzluk ve basiretsizlik olarak görüyorum. Okan Bayülgen lafı platformun belli bir çizgiye oturması noktasına getirmeye çalışıyor ama bir platformun hedef kitlesi sadece asık suratlı erkeklerle çekilen polisiyelerden, Adana’da çekilen ucuz işlerden ve kısacık sabun köpüğü komedilerden geçmemeli bana kalırsa.
Politik mi tarafı yok? Nasıl yok pardon? Basbayağı politik bir drama. Zaten ondan bu kadar aldı yürüdü.
İnsanların ayrık otu gibi olmalarının zemininde bile politika yatıyor. Sadece dinle açıklayamayız bu kadarını ki bizde artık toplum meseleleri, günlük hayatla ve dinle alakalı konular da politikaya bulaştığından politika her şeyin içinde bir tutam var. Burada balyayla var.
“Yeşilçam” pat diye ortaya çıkmadığına göre Discovery’yle olan anlaşmaya ötelenemez herhalde. Bütçe değildir tabii. Kendi kafalarında ne evirip çevirdilerse işte, tutmamış. Arada anlatılan büyük projeler nasıl kaçtı hikayesi misali bir şey.
O zaman şöyle düzelteyim, politik tarafı var ama bazı yerlerde daha ön plana çıkarken bazı yerlerde göze sokmadan, alttan alta işleniyor. Kısacası BluTV’ye engel yaratacak bir durum olmadığını anlatmaya çalışmıştım ama aradan zaman geçince diziyle ilgili bazı detayları unuttuğum için yorumumu da doğru yapamadım herhalde.
Eleştirilcek tarafı olsa da oluyor böyle durumlar, hatırladığım kadarıyla daha önce Breaking Bad de böyle bir durum yaşamış, ret yemiş birkaç yerden sonra kanal bulmuşlar. Sırf politik sebepler değil arada belki başka durumlar da vardır. Fakat Masum bu kadar tutmuşken Bir Başkadır a razı olmamaları ilginç geldi bana. 50 m2 de hatta arada göndermeleri var ama mesela Dudullu Postası vb. birkaç işinden daha iyidir diye düşünüyorum.
BluTV’nin milyonlarca üyesi falan hikaye. Neyi çok tuttu çok konuşuldu ki? Netflix’te olsa çok daha gündem yaratacak dizileri var, doğruya doğru. Masum’u bile Netflix’e vermediler mi hatta? O kadar sezon çektiklerine göre Adanalı filan izleniyor demek ki. O kitleyle de biz günlük hayatımızda karşılaşmıyoruz. Bir Başkadır’ın Netflix’te olması, bu kadar çok kişiye ulaşması çok daha isabetli olmuş.
Okan Bayülgen içimi şişirdi videoda, bir sus da cevaplasın be adam.
Bir Başkadır kesinlikle politik dizi ama rahatsız edecek türden değil. Hatta diziyi çok sevmeme rağmen toplumdaki bazı kesimleri eleştirmemek için fazla çabaladığını da düşünüyorum. O yüzden Blu politik tarafı düşünerek almadıysa çok kötü karar olmuş.
Zaman ayırıp devamında ne dediler bakmadım ama Bir Başkadır’ı almamayı platformun kişiliğine bağlamak büyük saçmalık olmuş. Ne kişiliği, ayrıca tabii ki de sizde olsa bu kadar tutmaz. Şu sizdeki şu dizi de aslında onlarda tutmazdı muhabbetine de gıcık oluyorum. İzleyici kitlesi fazla olan platformun dizileri tabii ki de daha göz önünde olacak.
2. sezonun olmayacağı kesinleşmiş.
Indiewire‘ın “Netflix’te Şu An İzlenebilecek En İyi Uluslararası Diziler,” listesine girmiş.
“Bir Başkadır dizisinin setinde yakınlaşan ve aşk yaşamaya başlayan Funda Eryiğit ve Berkun Oya, iki yıllık ilişkilerini resmiyete dökmeye hazırlanıyordu. Funda Eryiğit’in üç aylık hamile olduğunu öğrenmesiyle mutlulukları katlandı.”