In the Motherhood, 2009 senesinde ABC kanalında yayınlanan kahkaha efektsiz bir komedi dizisi. Jenni KonnerAlexandra Rushfield, 7 bölümden oluşan dizinin yaratıcıları konumundalar. Liz Cackowski ve Maggie Carey, bu ikiliye yazar masasında eşlik etmişler. Stu Bloomberg, Paul Corrigan, Alan J. Higgins, David Lang, Joel Madison ve Brad Walsh ise söz konusu ikiliye yapımcı koltuğunda eşlik etmişler.

Dizi, 2007-2008 yıllarında yayınlanan aynı isimli kısa metrajlı internet dizisinden uyarlanmış.

İlkbahar mevsiminde yayınlanmaya başlanan dizi, ilk 4 bölümünün ardından yayından çekilmiş. Kalan 3 bölüm ise yaz döneminde izleyici karşısına çıkmış.

Hikayemiz Jane, Emily ve Rosemary isimli 3 anneyi merkezine alıyor. Jane ve Emily, kardeşler. Rosemary de bu ikilinin en yakın arkadaşları konumunda. Dizide bu üçlünün hayatlarından eğlenceli kesitler izliyoruz. Elbette dizimizin adından da anlaşılacağı üzere annelik kavramı bu hikayelerin içerisine bir şekilde iliştiriliyor.

Will & Grace, Childrens Hospital, You, Me and the Apocalypse ve Party Down dizilerinden tanıdığımız Megan Mullally, annelik konusunda ununu eleğine asmış, son derece rahat ve bekar bir anne olan Rosemary karakterine hayat veriyor. 15 yaşında bir oğlu var. Her konuda en iyisini bilmek ve kendini olayların merkezine bir şekilde yerleştirmek gibi bir huyu mevcut.

Playing House, American Housewife ve Best Friends Forever gibi dizilerden aşina olduğumuz Jessica St. Clair, çalışmayan, süper anne olma çabası içerisinde olan, zaman zaman epey takıntılı bir hale bürünebilen bir tam zamanlı anne olan Emily karakterini canlandırıyor. Üçlü arasında tek evli olan o. Mutlu bir evliliği ve 2 küçük çocuğu var.

Suburgatory, Curb Your Enthusiasm ve Son of Zorn gibi dizilerden tanıdığımız Cheryl Hines‘ı ise yarı zamanlı bir anne olan Jane karakteriyle izleme şansı elde ediyoruz. Biri ergen, diğeri bebek olmak üzere 2 kız çocuğu annesi olan yeni boşanmış bir kadın Jane. Mimarlık yapan Jane, işiyle evi arasında bir düzen oturtmaya çalışıyor daimi olarak. Evdeki sorumluluklarından kaçabildiği anlarda mutlu oluyor ama sonrasında da çok geçmeden söz konusu sorumluluklarını özlüyor.

*Great News ve Black Monday dizilerinden anımsanabilecek Horatio Sanz, Jane’in evini bir arada tutmasında payı büyük olan dadı Horatio karakterini canlandırıyor. Horatio’nun ailenin bir üyesi gibi olmasının yanı sıra Rosemary ile kafa dengi birer arkadaş olduklarını da belirtelim.

*Survivor’s Remorse, The Good Guys ve Sister, Sister gibi dizilerden anımsanabilecek RonReaco Lee, Emily’nin destekleyici eşi Jason karakterine hayat veriyor.

*Yara Shahidi (Black-ish, Grown-ish) ve Sayeed Shahidi (Uncle Buck), Emily-Jason çiftinin çocukları Esther ve Bill rolleriyle karşımıza çıkıyorlar.

*Jane’in büyük kızı Annie karakterine Charlotte Foley hayat veriyor. Sezon içerisinde bir bölümde ise garip bir şekilde Bella Thorne‘u (Famous in Love, Paradise City) izliyoruz bu rolde.

*Lucifer, Suits ve Surviving Jack dizilerinden aşina olduğumuz Rachael Harris, Jane’in ona sıkça baskı uygulayan patronu Blair karakteriyle karşımıza çıkıyor.

*Veronica Mars, The Other Two, Childrens Hospital ve Party Down gibi dizilerden tanıdığımız Ken Marino, Jane’in iş yerinden flört halinde olduğu Shep isimli adamı canlandırıyor. Marino dışında dizide tekrar eden rollerle boy gösteren veya tek bölümlüğüne konuk olan diğer tanıdık simalar ise şunlar: Tig Notaro, Liz Cackowski, Ryan Pinkston, Sarah Baker, Leslie Grossman, Steve Little, Tiffany Haddish, June Diane Raphael, Stacy Keibler, Annie Mumolo, Abby Miller.

Daha çok oyuncu kadrosuyla öne çıkan dizi, hikaye açısından vasat kaldı diyebilirim. 3, 4 ve 5. bölümler ise nispeten daha iyiydi diğer bölümlere oranla. Özellikle Cheryl Hines ile hasret gidermem açısından iyi geldi bu dizi bana diyebilirim.

Keşke diğer sevimsiz kız yerine Bella Thorne yer alsaymış demeden geçemedim onun yer aldığı bölümü izlerken.

Son olarak 7. bölümü değil de 6. bölümü final bölümü olarak izlemenizi tavsiye ediyor ve izlemeye niyeti olanlara iyi seyirler diliyorum.