Modern Love – Tanıtım
63 yorum pirate 19 Ekim 2019 08:17
Geçtiğimiz yıl yine bu vakitlerde The Romanoffs ile oldukça iyi iş çıkaran Amazon, 18 Ekim 2019 tarihinde bizi yeni bir antoloji dizi ile daha buluşturdu: Modern Love
John Carney, dizinin senaristliğini ve yapımcılığını üstlenmiş durumda. Ayrıca bölümlerin yarısının yönetmenliğini de. Bölüm süreleri 28-36 dakika arasında değişmekte bu arada.
Her bölümde farklı hikayeler, farklı karakterler ve farklı tatlar mevcut ilişkiler üzerine. Birbirinden bağımsız hikayelerle ilişkilerin farklı biçimlerini keşfe çıkarıyor dizi. Aşk ve romantizm hikayelerinin her zaman romantik olmak zorunda olmadığını göstermeye çalışıyor.
Tamamı New York’ta geçen hikayelerimiz, New York Times gazetesinin sütunlarına taşıdığı kişisel kompozisyonlardan esinlenilerek ve kurgusallaştırılarak kaleme alınmış.
=When the Doorman Is Your Main Man=
Hayatındaki asıl adam, yaşadığı plazanın kapıcısı olan bir genç kadının hikayesini izliyoruz ilk bölümde. Eğitimli, kültürlü, işinde başarılı, aşka aç, duygusal ve yalnız bir kadın Maggie. Onun bir yandan aşkı arayışını izlerken bir yandan da kapıcı Guzmin ile olan özel ilişkisine şahit oluyoruz.
Maggie rolünde Black Mirror, A to Z, How I Met Your Mother ve Fargo gibi dizilerden tanıdığımız Cristin Milioti‘yi izleme şansı elde ediyoruz. Guzmin rolünde ise Laurentiu Possa karşımıza çıkıyor.
=When Cupid Is a Prying Journalist=
İkinci bölümdeki hikayemiz, bir gazetecinin bir çöpçatanlık sitesi kurucusu ile yaptığı bir röportaj sırasında ‘Hiç aşık oldun mu?’ sorusunu sormasıyla oyun alanı kazanıyor. Sonrasında da ikilinin hayatlarında iz bırakmış olan aşk hikayelerini izliyor ve de dinliyoruz.
Gazeteci Julie rolünde Kidding ve Forever gibi dizilerden ve de birçok sinema filminden yakinen tanıdığımız Catherine Keener‘ı izliyoruz. Çöpçatan dostumuz Joshua rolünde ise The Newsroom ve Skins dizileri ile Slumdog Millionaire filminden tanıdığımız Dev Patel‘i izleme fırsatı yakalıyoruz.
Julie’nin aşk hikayesinin diğer kahramanı Michael rolünde Hollywood’un ünlü isimlerinden Andy Garcia, Joshua’nın aşk hikayesinin diğer kahramanı Emma rolünde ise Bluff City Law dizisinden ve You’re the Worst’teki konuk oyunculuğundan anımsanabilecek olan Caitlin McGee karşımıza çıkıyor.
=Take Me as I Am, Whoever I Am=
Üçüncü bölümde bir çöpçatanlık sitesinin forumunda kendini tanımlamaya çalışan bir kadının hikayesini izliyoruz. Bir anda hayatı bir müzikalin içindeymiş gibi şen şakrak ve son derece enerjik bir şekilde yaşayan, bir diğer anda ise yataktan bile çıkmak istemeyen bir mod düşüklüğüne sahip olan bir kadının aşk hayatı üzerine küçük bir hikaye.
Hikayemizin ana kahramanı Lexi rolünde Hollywood’un yıldız isimlerinden Anne Hathaway‘i izleme fırsatı yakalıyoruz. The Deuce dizisinden hatırlanabilecek Gary Carr ile Power dizisinden anımsanabilecek Quincy Tyler Bernstine ise konuk oyuncu olarak yer alıyorlar bölümde.
=Rallying to Keep the Game Alive=
Dördüncü bölümde çift terapisine giden, evlilikleri pek yolunda gitmeyen ve pek ortak noktaları olmayan orta yaşlı bir çiftin hikayesini izliyoruz.
Bölümün başrollerini Mad Men, Wet Hot American Summer: First Day of Camp, The Romanoffs gibi dizilerden hatırlanabilecek John Slattery ile 30 Rock ve Great News dizilerinden tanıdığımız Tina Fey paylaşıyor.
=At the Hospital, an Interlude of Clarity=
İkinci randevularında yatağa atlamak üzereyken geceyi hastanede geçirmek zorunda kalan bir genç çifte konuk oluyoruz beşinci bölümde.
Bölümün başrollerini The Newsroom’dan hatırlanabilecek John Gallagher Jr. ile The Mummy, Star Trek Beyond, StreetDance 2 ve Atomic Blonde gibi sinema filmlerinden tanıdığımız Sofia Boutella paylaşıyor.
=So He Looked Like Dad. It Was Just Dinner, Right?=
Altıncı bölümün hikayesi baba eksikliği çeken bir genç kızın babasına benzettiği yaşlı bir adamla randevuya çıkması üzerine kurulu.
Bölümün başrolünde Dirty John, Ozark ve Waco gibi dizilerden hatırlanabilecek Julia Garner yer alıyor. Ona yardımcı rolde Homecoming, Waco ve Boardwalk Empire gibi dizilerden tanıdığımız Shea Whigham eşlik ediyor.
=Hers Was a World of One=
Bir eşcinsel çift olan Tobin ve Andy’nin bir çocuk evlat edinmeye karar vermesi üzerine gelişen olayları izliyoruz yedinci bölümde.
Tobin rolünde Fleabag, Black Mirror ve Sherlock gibi dizilerden hatırlanabilecek Andrew Scott‘ı, Andy rolünde ise Brandon Kyle Goodman‘ı izliyoruz. Bu ikiliye Bates Motel, Vanity Fair ve The Secret of Crickley Hall dizilerinden tanıdığımız Olivia Cooke eşlik ediyor. Müzisyen Ed Sheeran da konuk oyuncu olarak yer alıyor ayrıca bölümde.
=The Race Grows Sweeter Near Its Final Lap=
Yaşamlarının son düzlüğündeki 2 ihtiyarın aşk hikayesi anlatılıyor sezonun 8. ve son bölümünde.
Başrolde Tell Me You Love Me dizisinden hatırlanabilecek Jane Alexander‘ı izliyoruz. Ona Eli Stone dizisinden anımsanabilecek James Saito eşlik ediyor.
YAZARIN NOTU
İyi bölümleri de vardı dizinin, kötü bölümleri de, vasat bölümleri de. Özellikle sezonun son iki bölümü büyük hayal kırıklığı ve yorgunluk hissi yarattı bende. Birinci, ikinci ve beşinci bölümleri izlemiş olmaktan son derece memnunum ama. İptal olursa hiç üzülmem ama onay alırsa da izlemeye devam ederim diziyi. Müzikleri fena değildi bu arada dizinin.
Sezonun en çok öne çıkan oyuncuları Cristin Milioti ve Anne Hathaway oldu benim açımdan. Caitlin McGee, gördüğüme en çok sevindiğim isim oldu. Görmeyeli epey değişmiş olan John Gallagher Jr. ile Sofia Boutella’yı da bir arada izlemesi oldukça keyifliydi diyebilirim.
Benim diziyle ilgili söyleyeceklerim bu kadar. Beklentinizi yüksek tutmadığınız takdirde şans verebilirsiniz diziye.
yorumlar
İlk 3 ile birlikte en sevdiğim bölüm sezon finali oldu. Malum
, bölümün konusu, çifti iyiydi. Malum kısımlar ekstra oldu.
Genel olarak en iyi olmayan bölümlerini bile çok sıkılmadan izledim. Keyifli bir iş çıkarmışlar. Hikayeler dışında New York da çok güzeldi. İnsanın girip oralarda dolaşası geliyor.
Ay bu Sofia Boutella’da insan değil ayrıca
Bekliyoruz 2. sezonu.
EK: 1 = 2 = 3 = 8 > 7 > 5 > 4 > 6
@ozgun14 bunu izle
Bana göre de en iyi bölüm 1. Bölümdü
1×05 üzerine:
Düşündüğümden daha eğlenceli çıktı. Hastane atmosferinin batmamasının ve ölümcül bir hastalığın kasvetinin olmamasının payı da olabilir.
John Gallagher Jr.’ı The Newsroom zamanından beri severim. Ama dizi bittiğinden beri denk gelememiştik. Sofia Boutella’ya da sempatim vardır. Önceki bölümün üstüne iyi de geldi.
@aytackara “Bunun “aynısından” bir tane daha var bizde ve geri gelmek bilmiyor mübarek. Galiba özledim” kaşınma bence
@dkamoy Gelişi olmadan gidişi olmayacak olsa idare ederiz aslında.
s01 e02
İlk bölümü izlerken biraz sıkılmıştım açıkçası. Bu bölümde öyle olmadı, oyuncuları da hikayeyi de bayağı sevdim.
s01 e03-04
3. bölümde Anne Hathaway gayet güzel yansıtmış karakteri. İyi bir bölümdü.
4. bölüm için maalesef aynı şeyleri söyleyemem, önceki bölümlerle kıyaslayınca açık ara en kötü bölümdü.
1. sezon üzerine
Diziden ilk haberdar olduğumda bu tarz bir iş beklemiyorum pek açıkçası. Sevgiyi farklı pencerelerden anlatan güzel bir dizi olmuş.
Ben de bölüm sıralamamı yapayım; 2 > 8 > 3 > 5 > 7 > 6 > 1 > 4
1 > 2 > 3 > 8 > 7 > 5 > 4 > 6 bu sıralamaya aynen katılırdım tabi Anne Hattaway olmasa o yüzden 3 > > 1 > 2 > 8 > 7 > 6 > 4 > 5 .
Tina Fay bölümü aşırı kötü ve anlamsızdı.Dizinin adı Modern Hate olsa 10/10 verirdim ama. Gay çift de aşırı klişe ve sıkıcıydı ama “anne” karakterinin yanında sevimli kalıyorlardı. John Carney keşke hepsini yazıp yönetseymiş. İl üç bölümün gersinden belirgin şekilde iyi olduğunu düşündüyseniz Begin Again, Ones ve Sing Street gibi yönetmenin kült işlerine bakın derim.
@abidin şansa denk geldim mail olayı bende kapalı olduğu için daha önce de önerin olduysa görmemiş olabilirim haberin olsun.
içime mi doğdu nedir tıklayıverdim. tamam sen öyle diyorsan bakayım madem buna da.
@ozgun14: Başka olmadı galiba
Harika bir dizi olmasa da, boş zamanında, süresinin de uygun olması sayesinde hemen hüpletebileceğin hoş bir dizi olmuş. Bazı bölümleri hiç sevmeyeceksin ama geneli hoşuna gidecektir.
beni iyi tanıdığından herhal direkt beklentiye de ayar çekiverdin iyi oldu. sevdiğim tipler var sevmediklerim de. ilk bölümü şey ettim. anne with an e sonrasında hüpleteyim bakalım.
konuyu oturtmadan daha da doğrusu ne beklediğimi henüz bilmezken kafamda öyle şeyler döndü ki…
baktığım çıktığın erkekler değildi, senin onlara bakışındı lafı çok tatlıydı. sayko bir final yapmamaları hoşuma gitti. sperm sahibinin de aralarda dahil olduğu birkaç sahne izlemek isterdim. keşke direkt ortada bırakmasaymış kızını.
cristin milottti çok güzel götürdü bölümü. başkası olsa bu kadar sevmeyebilirdim. lily collins hissiyatı oluşturuyor bu kız bende.
Son 2 bölümü bekletiyordum, yeni bitirdim.
Son bölüm beklemediğim şekilde etkileyici oldu benim için. Hani sonunda olanlar açısından değil de bölüm çiftinin hikayesini sevdim.
Güzel dizi olmuş, katılıyorum. Ama öyle yüksek beklentiyle de girmemek gerek bence. Sakin sakin tatlı tatlı bırakın, dokunup, okşayıp geçsin sizi.
1×06 üzerine:
Pek de ilgimi çekmedi. İki karakterin arasındaki ilişki o kadar da matah gelmedi, belki de ondandır. Hatta 4 mü 6 mı daha yavan kaldı diye düşünüyorum şu an. 4 hiç değilse kadrosuyla daha ilgi çekici, 6’da ise hikaye daha tutarlı hiç değilse.
Ağzımda güzel bir tat bıraktı. Özellikle son bölümü. Basit, daha önce denenmiş ama yine de çok leziz olmuş. Fazla beklentiye girmeden izlemek lazım bu yarımşar saatlik diziyi.
Sevmediğim ve vasat altı bulduğum tek bölüm serinin 7’ncisi oldu. Buna rağmen Olivia Cooke ve seksi rahip Andrew Scott yine bildiğimiz gibiydi.
Güzel şeyler hissetmek isteyenlere iyi geleceğini düşünüyorum.
2>1>5>6>8>3>7>4
Bu arada 3 ü çok sevildiğini gördüm ama kadın dışında bir numarası yok gibi geldi bana.
Son bölümde
2. sezonda da güzel hikayeler ve isimlerle gelir umarım.
2 de iki hikaye de çok keyifli aktı. tipleri sevmediğimden hikayeyi de sevmeyeceğimi düşünmüştüm ama yanılmışım.
3te ise biraz hayal kırıklığına uğradım çünkü yetmedi bana bu kadarı. sanki bir dizinin ilk bölümünü izlemişim gibi hissettim. anne hattaway çok tatlıydı. çok da güzel canlandırmış karakteri.
iş arkadaşıyla son diyalogunu çok sevdim. keşke daha uzun olsaydı. ben bu hikayeye doyamadım kısacası.
4
5 i de sevdim. gizlediklerini ortaya döktükleri gerçek benliklerini birbirlerine açtıkları anlar gerçekten güzeldi. iki oyuncuyu da sevdim. kız farklı bir kişi tarafından canlandırılsa belki biraz daha fazla sevebilirdim ama bu da kötü değildi.
6 biraz absürttü. ara ara durdurdum rahatsız hissettiğim için. sonunda ne oldu onu da anlamadım.
2×07 üzerine:
Hoşuma gitti. Andrew Scott‘ı ve Olivia Cooke’u izlemesi güzeldi, Ed Sheeran da bonus oldu. Hikayeden ziyade kadrosunun taşıdığı bir bölüm olmuş.
Bu diziyi severek izledim ama doğrusunu soylemek gerekirse tam bir masal.Kadinlarin en büyük derdi aşk faslıni çoktan geçti bu dünya Varsan paran aşkı yaşarsın yaksa zaten hiç dusunme yarı yolda kalırsın
1×08 (Sezon finali) üzerine:
İlk yarısı sade ama güzeldi. Malum ikinci yarısı çok da bir şey katmadı ama iyi düşünmüşler. Ayrı bir bölüm olarak ayarlasalar da olurmuş.
Gelecek sezon buna yaklaşır bir kadroyla dönmeleri dileğiyle. Konusundan ziyade kadrosundan dolayı başladım ama izlediğime sevindim.
1 > 3 > 2 > 5 > 8 > 7 > 6 > 4
S01E02
Bu bölüm de acayip hoşuma gitti. 30 dakikaya Dev Patel ve Catherine Keener’ın hikayesini güzel sıkıştırmışlar. Şimdilik ikide iki.
S01E03
İlk 2 bölümü çok sevdiğim için onların arkasında kaldı. Yine de seçtikleri konuyu beğendiğimi söylemem lazım.
Kit Harington and Jack Reynor on the set of Modern Love in Wicklow, Ireland
Minnie Driver
Kit Harington (Game of Thrones),
Anna Paquin (Flack),
Dominique Fishback (Judas and the Black Messiah),
Gbenga Akinnagbe (The Deuce),
Susan Blackwell (Madam Secretary),
Lucy Boynton (Bohemian Rhapsody),
Tom Burke (Mank),
Zoe Chao (Love Life),
Maria Dizzia (Orange is the New Black),
Minnie Driver (Cinderella),
Grace Edwards,
Kathryn Gallagher (Jagged Little Pill),
Garrett Hedlund (Mudbound),
Telci Huynh (God Friended Me),
Nikki M. James (Book of Mormon),
Aparna Nancherla (Corporate),
Larry Owens (High Maintenance),
Zane Pais (Room 104),
Isaac Powell (Dear Evan Hansen),
Ben Rappaport (For the People),
Milan Ray (Troop Zero),
Jack Reynor (Midsommar),
Miranda Richardson (Stronger),
Marquis Rodriguez (When They See Us),
James Scully (You S2),
Zuzanna Szadkowski (Gossip Girl),
Lulu Wilson (The Glorias),
Don Wycherley (Wild Mountain Thyme),
Jeena Yi (Unbreakable Kimmy Schmidt)
Ne güzel Lucy Boynton geliyormuş derken Anna Paquin ismini görmek
++Sophie Okonedo & Tobias Menzies
There aren’t enough heart-eye emojis in the world to describe our love for the star-studded cast of Modern Love Season 2. See you all August 13!
2. sezon – İlk Kareler
Season 2 – Official Trailer
Çok kötü bir sezon olacak gibi hissediyorum.
S2 Poster
2. sezon ilk iki bölümü izledim. Bölümlerin yarım saat sürmesi gerçeği hala hoşuma gidiyor.
1. bölüm:
Minnie Driver ve Tom Burke’lü ilk bölümü çok daha beğendim. Bir arabayı da dahil ederek böyle bir bölüm çıkartmaları takdir edilesi. IMDb’ye baktım hatta, sekiz bölüm içinde 8.0+ puan alan bölümlerinden birisi bu.
2. bölüm:
Kadının dışarıdan ciddi gibi durmasa da aslında insanın hayatını etkileyen sendromu ilgimi çekti. Başrolleri aman aman tanıdığım kişiler değil.
Nihayetinde ortalama kaldı. Sonunun nereye varacağını ister istemez tahmin etmemin de etkisi olabilir.
Next.
Kadrosunda Kit Harrington+Lucy Boynton+Jack Reynor’ın yer aldığını fark edince bunu da bugünden izleyiverdim. Kalanına rutin bir şekilde devam ederim herhalde.
Birinci bölüm gibi bunu da beğendim. Kullandıkları fikri göze çarpmadan yedirmişler.
S02E08 (Sezon Finali)
Fragmanı izledikten sonra demiştim ‘Çok kötü bir sezon olacak gibi hissediyorum.’ diye ve beni yanıltmadılar. İlk sezona hakaret niteliğinde bir sezon olmuş bence.
3 bölümü (1, 3 ve 8) Britanya’da, diğer bölümleri ABD’de çekmişler yanılmıyorsam. Britanya bölümlerinin üçü de birbirinden berbattı. Kalan 5 bölümden 7. bölümü izlemedim elbette. 5, fazla ergendi. 4 de kötüydü. Sezonun az buçuk keyif alarak izleyebildiğim iki bölümü gece kızı/gündüz oğlanı hikayeli 2. bölüm ile Anna Paquinli boynuzlu eşler hikayeli 6. bölüm oldu.
Allah rızası için 3. sezon çekmeyin!
Sezonun dişe dokunur bölümlerinden birisiydi, son iki bölümün üstüne de iyi geldi. Biraz beklendik ve dağınık usulde anlattılar sadece.
* Garrett Hedlund’la en son Triple Frontier’de karşılaşmıştık. Anna Paquin’i ise Flack dizisinde izlemiştim. Burada gördüğüme sevindim.
2. sezon üzerine:
2. sezonu bitirdim. Yani ilk sezonu muhtemelen daha fazla beğenmişimdir ama hem daha fazla tanıdık isim görmemin hem de belki de yeni olmasının etkileri vardı o sezonun. Yine de o sezonda bile beğenmediğim bir iki bölüm olmuştur herhalde.
Bu sezonun başından memnun kaldım ama tabii beğenmediğim bölüm sayısı biraz fazlaydı, kadro seçimi olarak biraz daha ucuza kaçmışlar diye düşündüm. Onun dışında ilk 3 bölümünü baya beğendim. Sonraki bölümleri çok fazla beğenmedim, idare eder diyebilirim. Fakat bu şekilde yine bir 3. sezon olursa ben izlemek isterim. Seviyorum bu tarz hikayeleri, gerçekliği sorgulansa da
Yine hem ilgi çekici hem de izle-geç tarzı bölümleri vardı elbette sezonun. Kit Harrington’lı olan bayağı konuşturdu mesela kendini. Ben arabalı olanı da ayrı sevdim. Sezon finali başrollerin de katkısıyla öne çıktı mesela. 6 da bu açıdan fena olmayabilir. 2. bölüm ise konusundaki farklılıkla ayrıldı denebilir.
Genel haliyle değerlendirirsek ilk sezonda daha fazla ilgi çekici bölüm olduğunu düşünüyorum bu arada, bu seferki ona oranla geri planda kalmış gibi. 3. sezon olursa onunla da görüşürüz elbette. Bu tarzı seviyorum.
* Geçen sezon bittiğinde yapmıştım, aklımdayken yine yapayım:
1 > 3 > 8 > 2 > 6 > 7 > 4 > 5
* Aklıma gelmişken:
Ben de necdetcem hortlatıp hatırlatınca izledim 2. sezonu. Beklentim orta seviyenin accık üstü idi. Geçen sezon ayarında buldum bu sezonu. Yormadan tatlı tatlı veriyor vereceğini. Memnun kalktım başından.
2. sezon
Bitirene kadar kurdeşen döktüm. Ve nihayet bu eziyetin sonuna geldim. Bayatlamış fikirlerle 2. sezonu çekmek kimin aklına geldiyse abv. Keşke 8 bölüm yerine 2 bölüm falan çekselermiş.
İlk bölüm ve Kit Harington’ın oynadığı bölüm nasıl güzelse diğerleri de bir o kadar vasat altı kalmış. Hatta Kit Harington’lı bölüm hem bu sezon hem de geçtiğimiz sezonun en iyi bölümü olabilir. O kadar benimsedim bölümü. Ama ya diğerleri…
Sezona puanım: 4 / 10
2. sezonu geçte olsa bitrdim biraz aralı oldu ama nihayetinde bitti bence bu sezon bi iki tık altında idi ilk sezonun ama gene de iyiydi özellikle 3 ve 8 benim açımdan mükemmeldi 1 ve 4 iyi güzel bölümlerdi 6 ve 7 ortalama 2 ve 5i çok sarmadı beni ama gene de bu diziyi seyretmek güzel oluyor hatta güzel de geliyor ömrü bol olur umarım
Japonya‘ya uyarlıyorlar.
Buna Hint uyarlaması geliyormuş. 3 seriden (Modern Love: Mumbai, Modern Love: Chennai ve Modern Love: Hyderabad) oluşacak olan uyarlamanın ilki konumundaki Modern Love: Mumbai, 13 Mayıs’ta geliyormuş. (Poster – Fragman)
Modern Love Amsterdam da gelmiş dün itibariyle. (Poster + Fragman)
Modern Love: Chennai, 16 Mayıs’ta gelmiş. (Poster + Fragman)