Geçtiğimiz yıl yine bu vakitlerde The Romanoffs ile oldukça iyi iş çıkaran Amazon, 18 Ekim 2019 tarihinde bizi yeni bir antoloji dizi ile daha buluşturdu: Modern Love

John Carney, dizinin senaristliğini ve yapımcılığını üstlenmiş durumda. Ayrıca bölümlerin yarısının yönetmenliğini de. Bölüm süreleri 28-36 dakika arasında değişmekte bu arada.

Her bölümde farklı hikayeler, farklı karakterler ve farklı tatlar mevcut ilişkiler üzerine. Birbirinden bağımsız hikayelerle ilişkilerin farklı biçimlerini keşfe çıkarıyor dizi. Aşk ve romantizm hikayelerinin her zaman romantik olmak zorunda olmadığını göstermeye çalışıyor.

Tamamı New York’ta geçen hikayelerimiz, New York Times gazetesinin sütunlarına taşıdığı kişisel kompozisyonlardan esinlenilerek ve kurgusallaştırılarak kaleme alınmış.

=When the Doorman Is Your Main Man=

Hayatındaki asıl adam, yaşadığı plazanın kapıcısı olan bir genç kadının hikayesini izliyoruz ilk bölümde. Eğitimli, kültürlü, işinde başarılı, aşka aç, duygusal ve yalnız bir kadın Maggie. Onun bir yandan aşkı arayışını izlerken bir yandan da kapıcı Guzmin ile olan özel ilişkisine şahit oluyoruz.

Maggie rolünde Black Mirror, A to Z, How I Met Your Mother ve Fargo gibi dizilerden tanıdığımız Cristin Milioti‘yi izleme şansı elde ediyoruz. Guzmin rolünde ise Laurentiu Possa karşımıza çıkıyor.

=When Cupid Is a Prying Journalist=

İkinci bölümdeki hikayemiz, bir gazetecinin bir çöpçatanlık sitesi kurucusu ile yaptığı bir röportaj sırasında ‘Hiç aşık oldun mu?’ sorusunu sormasıyla oyun alanı kazanıyor. Sonrasında da ikilinin hayatlarında iz bırakmış olan aşk hikayelerini izliyor ve de dinliyoruz.

Gazeteci Julie rolünde Kidding ve Forever gibi dizilerden ve de birçok sinema filminden yakinen tanıdığımız Catherine Keener‘ı izliyoruz. Çöpçatan dostumuz Joshua rolünde ise The Newsroom ve Skins dizileri ile Slumdog Millionaire filminden tanıdığımız Dev Patel‘i izleme fırsatı yakalıyoruz.

Julie’nin aşk hikayesinin diğer kahramanı Michael rolünde Hollywood’un ünlü isimlerinden Andy Garcia, Joshua’nın aşk hikayesinin diğer kahramanı Emma rolünde ise Bluff City Law dizisinden ve You’re the Worst’teki konuk oyunculuğundan anımsanabilecek olan Caitlin McGee karşımıza çıkıyor.

=Take Me as I Am, Whoever I Am=

Üçüncü bölümde bir çöpçatanlık sitesinin forumunda kendini tanımlamaya çalışan bir kadının hikayesini izliyoruz. Bir anda hayatı bir müzikalin içindeymiş gibi şen şakrak ve son derece enerjik bir şekilde yaşayan, bir diğer anda ise yataktan bile çıkmak istemeyen bir mod düşüklüğüne sahip olan bir kadının aşk hayatı üzerine küçük bir hikaye.

Hikayemizin ana kahramanı Lexi rolünde Hollywood’un yıldız isimlerinden Anne Hathaway‘i izleme fırsatı yakalıyoruz. The Deuce dizisinden hatırlanabilecek Gary Carr ile Power dizisinden anımsanabilecek Quincy Tyler Bernstine ise konuk oyuncu olarak yer alıyorlar bölümde.

=Rallying to Keep the Game Alive=

Dördüncü bölümde çift terapisine giden, evlilikleri pek yolunda gitmeyen ve pek ortak noktaları olmayan orta yaşlı bir çiftin hikayesini izliyoruz.

Bölümün başrollerini Mad Men, Wet Hot American Summer: First Day of Camp, The Romanoffs gibi dizilerden hatırlanabilecek John Slattery ile 30 Rock ve Great News dizilerinden tanıdığımız Tina Fey paylaşıyor.

=At the Hospital, an Interlude of Clarity=

İkinci randevularında yatağa atlamak üzereyken geceyi hastanede geçirmek zorunda kalan bir genç çifte konuk oluyoruz beşinci bölümde.

Bölümün başrollerini The Newsroom’dan hatırlanabilecek John Gallagher Jr. ile The Mummy, Star Trek Beyond, StreetDance 2 ve Atomic Blonde gibi sinema filmlerinden tanıdığımız Sofia Boutella paylaşıyor.

=So He Looked Like Dad. It Was Just Dinner, Right?=

Altıncı bölümün hikayesi baba eksikliği çeken bir genç kızın babasına benzettiği yaşlı bir adamla randevuya çıkması üzerine kurulu.

Bölümün başrolünde Dirty John, Ozark ve Waco gibi dizilerden hatırlanabilecek Julia Garner yer alıyor. Ona yardımcı rolde Homecoming, Waco ve Boardwalk Empire gibi dizilerden tanıdığımız Shea Whigham eşlik ediyor.

=Hers Was a World of One=

Bir eşcinsel çift olan Tobin ve Andy’nin bir çocuk evlat edinmeye karar vermesi üzerine gelişen olayları izliyoruz yedinci bölümde.

Tobin rolünde Fleabag, Black Mirror ve Sherlock gibi dizilerden hatırlanabilecek Andrew Scott‘ı, Andy rolünde ise Brandon Kyle Goodman‘ı izliyoruz. Bu ikiliye Bates Motel, Vanity Fair ve The Secret of Crickley Hall dizilerinden tanıdığımız Olivia Cooke eşlik ediyor. Müzisyen Ed Sheeran da konuk oyuncu olarak yer alıyor ayrıca bölümde.

=The Race Grows Sweeter Near Its Final Lap=

Yaşamlarının son düzlüğündeki 2 ihtiyarın aşk hikayesi anlatılıyor sezonun 8. ve son bölümünde.

Başrolde Tell Me You Love Me dizisinden hatırlanabilecek Jane Alexander‘ı izliyoruz. Ona Eli Stone dizisinden anımsanabilecek James Saito eşlik ediyor.

YAZARIN NOTU

İyi bölümleri de vardı dizinin, kötü bölümleri de, vasat bölümleri de. Özellikle sezonun son iki bölümü büyük hayal kırıklığı ve yorgunluk hissi yarattı bende. Birinci, ikinci ve beşinci bölümleri izlemiş olmaktan son derece memnunum ama. İptal olursa hiç üzülmem ama onay alırsa da izlemeye devam ederim diziyi. Müzikleri fena değildi bu arada dizinin.

Sezonun en çok öne çıkan oyuncuları Cristin Milioti ve Anne Hathaway oldu benim açımdan. Caitlin McGee, gördüğüme en çok sevindiğim isim oldu. Görmeyeli epey değişmiş olan John Gallagher Jr. ile Sofia Boutella’yı da bir arada izlemesi oldukça keyifliydi diyebilirim.

Benim diziyle ilgili söyleyeceklerim bu kadar. Beklentinizi yüksek tutmadığınız takdirde şans verebilirsiniz diziye.

FRAGMAN